Çin’de Yasa dışı Organ Ticareti

pixabay

Sipariş üzerine organlar: Bir Japon gazetecisi, yasa dışı organ ticareti mağduru birisini ölmeden 1 gün önce canlı bir şekilde gördü.

58 yaşındaki Ushio Sugawara, eskiden Japonya’nın en büyük mafya örgütü olan altıncı Yamaguchi-Gumi’nin bir üyesiydi. 2015 yılında kendisi örgütten ayrıldı. Ushio Sugawara, şu anda Japonya’da bir ekonomi yorumcusu ve yazar olarak çalışmakta ve kendisinin yazmış olduğu bir düzine kitabı bulunmakta.

2007 yılında, onun, bir arkadaşının erkek kardeşi ciddi şekilde hastalandı. Onun, hayatta kalabilmesi için acilen bir karaciğer nakli gerekiyordu. Bunun üzerine, bir Çin hastanesinde hızlıca uygun bir karaciğer bulunmuştu. Sugawara, sahip olduğu ilişkileri aracılığıyla ameliyatlarda ve yoğun bakım ünitelerinde kullanılan ve ameliyat için gerekli olan bir insan proteini olan albümini organize ederek arkadaşına yardımcı oldu.

20 Haziran 2022’de The Epoch Times‘a verdiği röportajda, arkadaşının erkek kardeşinin kaldığı hastaneye sıvı ilacı götürürken yaşadıklarını anlattı.

Bay Sugawara, lütfen bize ne olduğunu anlatır mısınız?

2007’de arkadaşımın erkek kardeşinin giderek kötüleşen bir karaciğer hastalığı vardı. Doktor, ailesine fazla zamanın olmadığını ve hayatını kurtarmanın tek yolunun organ nakli olduğunu söyledi. O zamanlar sadece ABD, Fransa veya Çin’de karaciğer nakli yapılabiliyordu. Ancak; ABD ve Fransa’da bekleme süresi çok uzundu ve fiyatlar da oldukça yüksekti. Ayrıca, çok katı yasal gereklilikler ve uyulması gereken yükümlükler vardı. Bu nedenle, Çin’e gitmeyi tercihi etti.

Pekin’deki Silahlı Polis Hastanesi, Japon hastaların yanı sıra Suudi Arabistan ve Almanya’dan gelen hastaları da kabul ediyordu. Hastanedeki Çinli doktor, 30 milyon yen (yaklaşık 250.000 $) karşılığında, kısa bir sürede bağışçının bulunabileceğini söyledi.

Ağustos 2007’de (bir ay sonra) doktor, uygun bir donörün bulunduğunu ve istenilen herhangi bir günde ameliyattı gerçekleştirebileceğini söyledi. Ancak ameliyattan önce, hastanenin hazırladığı albümin proteinin gereksinimleri karşılamadığı ortaya çıktı.

Albümin solüsyonunu Japonya’dan satın almam ve Çin’e göndermem istendi. Albümin solüsyonunu Japonya’dan satın almayı başardım. Tıbbi ürün olarak sınıflandırıldığından, ihraç etmek için bir lisansa ve izin belgesine ihtiyacım vardı.

Bu tıbbi ürünü Japon gümrüğünden geçirmek için, sahip olduğum bağlantılarımı kullandım. Daha sonra nakli ayarlayan şahsın ve aracının talimatlarını takip ederek Çin’e Liaoning Eyaletindeki Dalian’a doğru yola çıktım ve oradan Pekin’e tarifeli uçağa bindim.

Pekin’de bazı zorluklarla karşılaştım. Üst düzey bir askeri yetkili beni karşılamaya gelmesine rağmen, havaalanı personeli bagajımdaki ilacı bulunca durdurdu. Onlar, izinim olmadan bu sıvı ilacı havaalanından çıkarmayacağımı söylediler.

Havaalanı polisinin, kamu güvenliği görevlilerinin ve askerlerin farklı yetkileri vardı ve farklı bölümlerde çalışıyorlardı. Hiçbiri geri adım atmaya hazır değildi. Tartışma birkaç saat sürdü, fakat sonunda havaalanından ayrılmama izin veren bir görevli geldi.

Sonra, Albümin solüsyonunu hastaneye teslim ettim ve ameliyattan bir gün önce arkadaşımın kardeşini ziyaret ettim.

Daha önce Japonya’da eğitim görmüş ve akıcı bir şekilde Japonca bilen doktor ile görüştük, kendisi bize donörün yan odada bulunduğunu söyledi. İçeriye bakmak isteyip istemediğimi sordu. Bunun üzerine Doktor, perdeyi açtı ve yatakta yatan genç bir adam gördüm. 21 yaşında olduğunu söylediler, genç adam anestezinin etkisi altında olduğu için tepki vermedi.

Organ bağışçısının çok kötü bir insan olduğunu ve ölüme mahkûm edildiğini öğrendik. Doktor, er ya da geç öleceği için, ölmeden önce organlarını bağışlayarak insanlığa katkıda bulunabilir, ayrıca bana, “o çok genç ve bu sebepten dolayı sağlıklı bir karaciğeri var” yorumunda bulundu.

Doktora, genç adamın neden ölüm cezasına çarptırıldığını sordum. Doktor, onun bir terör örgütü üyesi olduğunu söyledi. Tam olarak ne yaptığını merak ettiğimden, sormaya devam ettim. Bunun üzerine Doktor, o bir Falun Gong üyesi, dedi.

İşte böylece, Çin’in mahkumları organ elde etmek için kullandığını anladım. Sonunda ameliyat başarısız oldu ve ameliyat sırasında arkadaşımın kardeşi hayatını kaybetti.

Gördüğünüzde genç adam nasıl görünüyordu?

Orada öylece yatıyordu. Elleri ve ayakları sargılarla kaplıydı. Bir gün önce ellerindeki ve ayaklarındaki tendonları kesmişler. Doktor, bunun onu kaçmaktan alıkoymak için gerekli olduğunu söyledi.

Ayrıca insanlar korktuklarında kıvranır ve bu da organın çıkarıldığında kalitesini etkilerdi. Bu yüzden tendonları kesiyorlarmış.

Yani nakilden önce yaşıyor muydu?

Tabii, onu gördüğümde hala yaşıyordu. Fakat, organını çıkardıktan sonra ölecekti. Organ çıkarmanın nakil ile aynı anda gerçekleştiğinde başarı oranının en yüksek olduğu söylendi bize. Vücuduna ne yaptıklarını ise bilmiyorum.

Bağışçıyı bulmak ne kadar sürdü?

Arkadaşımın erkek kardeşi önce muayene için Çin’e gitti ve sonra Japonya’ya döndü. Çin’den ise bir aya sonra, uygun bir donörü buldukları haberi geldi.

Arabulucu kimdi?

Tıbbi arabulucu olarak çalışan birisiydi. 2007’den beri birçok zengin Çinli, sağlık turizmi için gruplar halinde Japonya’ya geliyordu. O şahıs, onlardan birisiydi. Kendisi Çin asıllıdır, fakat Japonya’da eğitim görmüş. O, geniş bir ilişki ağına sahip ve birçok ünlü Japon doktorla arkadaş olmuştu.

Pekin Silahlı Polis Hastanesi, aktif olarak organ nakli yapıyor mu?

Evet. Kendileri Avrupa, ABD, Rusya, Suudi Arabistan ve diğer Ortadoğu ülkelerinden birçok zengin insanın organ nakli için geldiklerini söylüyorlar. Ben orada birçok batılı gördüm.

Japonlara gelince, oradaki tek kişi arkadaşımın erkek kardeşiydi. Fakat, birçok Japon’un organ nakli için oraya gittiğini duydum.

Çin Komünist Partisi yetkilileri bu işin içinde mi?

Doğal olarak. Yetkililerin müdahalesi olmadan hastanenin organ nakli yapamayacağı ve pek çok şeyin olmayacağı söylendi.

Havaalanındayken, normalde üst düzey yetkililer tarafından kullanılan bir VIP şeridinden ve bir yeraltı tünelinden geçtim. Orada başka araba görmedim. Beni karşılayan bir üst düzey yetkilinin yanı sıra dört silahlı asker de hazır bulunyordu.

Havaalanından Pekin şehir merkezine giderken askeri araçlar önümüzü açtı.

Memurun rütbesinin ne olduğunu tam olarak bilmiyordum, fakat gayet yetkili ve güçlü birine benziyordu. Geldiğinde siyah bir Lexus arabası uçağın hemen yanına park etmişti ve ardından gümrük memurları pasaportumu damgalamak için oraya gittiler. Ardından “sadece VIP” yazan çıkıştan havalimanından ayrıldık.

Görevliyle karşılıklı kartviziti alıp verdik. Fakat, çok uzun zaman önce olduğu için kartvizitini kaybettim.

Japonya’daki ana akım medya bunu biliyor mu sizce?

Tabii ki biliyorlar, ancak Çin’de iş yapmaya hevesli oldukları ve bunu sürdürmek istedikleri için görmezden geliyorlar.

Hastaneyi ziyaret ettiğimde, büyük bir Japon medya kuruluşundan bazı muhabirler de vardı. Organ nakliyle ilgili bir röportaj yapmak istediler ama hastane onları geri çevirdi. Arac ile öğle yemeği yediğimde bir muhabir de oradaydı.

Bu çok zalimce. Şimdi bunun hakkında konuşurken bile, hala çok acımasız buluyorum. 30 milyon yen (208,000 avro) harcadık ama yine de iki kişiyi kaybettik. Bunun kime faydası var söyler misiniz ? Ancak sorumlu ve ilgili Çinliler doğru şeyi yaptıklarına inanıyorlardı. Hepsinin beyni yıkanmış. Konuştuğum Çinli doktor bile, öldürdükleri insanlar “ölüm hücresindeki mahkumlar” olduğu için yanlış bir şey yaptıklarına inanmadı. Hepsi öyle düşünüyor.

Hepsinin beyni yıkanmışt. Bu gerçekten bir İnsanlık ayıbı ve çok trajik bir durum.

Haber: Epoch Times

Çeviri: Evren Durmaz, Epoch Times Türkiye

Bu makale ilk olarak Epoch Times’ın haftalık 53. sayısında 16 Temmuz 2022’de yayınlandı.

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.