İmamoğlu’ndan Erdoğan’a ‘’Yönettiğin Türkiye’de kanun ve nizam kalmadı’’ 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beşiktaş Belediyesi Başkanı Rıza Akpolat’ın gözaltına alınmasına tepki gösterdi. 

Ekrem İmamoğlu, Beşiktaş Belediyesi’ne yapılan operasyonda suç örgütü lideri olduğu iddia edilen şahsın AKP’li belediyeler ve devletten onlarca ihale aldığını açıkladı. İmamoğlu, ihalelerde imza yetkisinin belediye başkanında olmadığını hatırlatıp Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslendi. İmamoğlu, “Buradan Sayın Cumhurbaşkanı’na da sesleniyorum. Yönettiğin Türkiye’de kanun ve nizam kalmadı” dedi. 

İmamoğlu, “İstenildiği an gelip ifade verebilecek, hesap verebilecek kamu görevlileri, belediye başkanları sabahın köründe evlerinden “operasyon” ile gözaltına alınıyor, yandaş medyaya kamuoyu oluşturmak için servis edilecek bilgiler dağıtılıyor, gizlilik kararı alınarak doğru bilgiye erişim engelleniyor. Sonra geriye komik bile denemeyecek gerekçeler kalıyor. Sabah Beşiktaş Belediye Başkanımız Rıza Akpolat ve diğer yöneticiler için de aynı süreç işletildi. Bu senaryo ile algı oluşturmaya çalışanlar bilsinler ki kimseyi ikna edemediniz / edemeyeceksiniz. Niyeti hukuk olmayanın usulü de hukuki olmaz. Belediye Başkanımızın yanındayız, hukuki süreci sonuna kadar takip edecek bütün hukuksuzlukları teşhir edeceğiz” dedi. Ekrem İmamoğlu’nun ilerleyen saatlerde CHP Genel Merkezi’nde Özgür Özel ile bir araya geldi. Ekrem İmamoğlu’nun ilerleyen saatlerde CHP Genel Merkezi’nde Özgür Özel ile  ortak basın toplantısı düzenlemesi bekleniyor.  

Ne yazık ki Türkiye bugün, yine çok üzücü bir sabaha uyanmıştır. Çünkü yargıyı zedeleyen ve yargı tacizini hayatımıza en derin bir biçimde sokmakta tereddüt etmeyen bir kısım, uygulamalar, hayatımıza girmeye devam ediyor. , ve açıkçası bugün İstanbul‘da, Beşiktaş’ta Belediye Başkanımız Sayın Rıza Akpolat’a, yapılan müdahale, , kesinlikle yargı, hukuk, adalet, insan hakları hiçbir hususa uygun bir uygulama değildir. Yine, aynı, 80 gündür tutuklu olan Esenyurt Belediye Başkanımız Ahmet Özer’in çalışma arkadaşlarına, memurlarına yönelik de gözaltı kararı geldi ve aynı uygulamalar orada da sürdü. Basına yansıyan bilgilere göre bu gözaltı işlemlerine gerekçe olarak temelde ihaleye fesat karıştırma iddiası sunuluyor. İddia edildiği gibi, Beşiktaş Belediyemizde ihaleye fesat nedeniyle, suçlama yapılıyorsa uygulamanın başka türlü olması lazım. 

Çünkü belediye başkanımızın gözaltına alınmaması lazım. Altını çiziyorum, niçin Belediye Başkanımız Rıza Akpolat’ı gözaltına alıyorsunuz? Çünkü değerli arkadaşlar, kıymetli vatandaşlarımız, 5018 sayılı kanuna göre belediye başkanları ihale ve harcama yetkilisi değildir. İhale ve harcama yetkilisi birim amirleri, müdürler, belediye başkan yardımcıları, daire başkanlarıdır. Hal böyleyken Beşiktaş Belediye Başkanı’nı hem de il dışında ziyaret ettiği babasının evinde apar topar gözaltına almak tamamen hukuk dışıdır. Ahlak dışı bir uygulamadır. 

Hukuka uygun olmayan bir uygulamadır. Açıkçası bir insanı ailesinin yanındayken bu şekilde korkutarak, kapıları çalarak, saat 4.30-5.00’te “Kapıları kıracağız!” tehdidiyle süreci sürdürmek büyük bir problemdir. Türkiye’yi çok geriye götüren bir uygulamadır. Kesinlikle ve kesinlikle itibar suikastıdır. Belediye Başkanı da diğer gözaltına alınan belediye başkan yardımcısı ve devlet memurları da elbette dokunulmaz değildir. Hukuka uygun bir biçimde sorgulanabilir, hukuka uygun bir biçimde ifadeleri alınabilir. Lakin şafak vakti evleri ve belediye basılarak operasyona tabi tutulacak nitelikte insanlar da değillerdir. 

‘’Bakın, hiç 23 yıldır şafak vakti operasyona uğrayan bir AK Partili belediye başkanı ya da herhangi bir yetkilisini gördünüz mü?’’ 

Herkes evinde, yuvasında, ailesinin yanında, annesinin, babasının yanındadır. Varsa sıkıntılı bir durum, bu insanlar savcılığa davet edilir, onlar da koşa koşa gider. İfadeleri alınır. Bakın, hiç 23 yıldır şafak vakti operasyona uğrayan bir AK Partili belediye başkanı ya da herhangi bir yetkilisini gördünüz mü? İstanbul’da 25 yıl İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni yöneten ve onlarca yolsuzluğunu, kamuyu zarara uğrattığını belgeli halde ortaya çıkarttığımız sorumlulara operasyon düzenlendiğini gördünüz mü? 

Tam aksine bu dosyaların sorgulanması ve teftişinin derinleştirilmesi, şikayetlerimize rağmen engellendi ve yıllardır İçişleri Bakanlığı’nda üstü kapatılarak durduruldu. AK Partili belediye başkanları çok müteber insanlar, sütte leke var ama onlarda yok. Tüm sorunlar, tüm lekeler Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanlarında, öyle mi? 

Açıkçası utanmadan ifade ediyorum, bunlar bir de hala partilerinin önünde adalet ismini saklıyorlar. Bizim belediye başkanı arkadaşlarımıza, kardeşlerimize, dostlarımıza yaptıkları bu muamele aslında milletin iradesine yapılmış bir muameledir. 

Elinizi neye attıysanız kirlettiniz, buradan duyuruyorum. Ne yazık ki ülkemizde her vatandaşımızın sarılacağı en üst makam olan adaleti dahi zayıflattınız, kirlettiniz. 

Bu itibar suikastlerinin devam etmesi ve bir organize süreç haline getirilmesi için İstanbul’a da Cumhuriyet Halk Partililere, Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanlarına kayyum atamak için veya bu tür operasyonlar düzenlemek için bir koordinatör başsavcı atadınız. 

”Buradan başsavcıya sesleniyorum”

Buradan başsavcıya sesleniyorum. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’yla görüşemeyen bir başsavcı olarak görevini yapmaya devam ediyor. 

Çünkü İstanbul’a adalet dağıtmak için İstanbul’a atanmadığı net. 

Atandığın ve görev yaparken mensubu olduğun yargı camiasına veya adalet sürecine yakışan hamleleri değil, bir kişiyi memnun etme çabası içerisinde görevini yaptığını buradan üzülerek takip ediyorum. 16 milyon insanın temsilcisiyle dahi görüşememe cesaretsizliğini gösterirken, adil olma konusunda cesur olmanızı size tavsiye ediyoruz. 

Yargının bu çok önemli makamına oturan şahıs ne yazık ki bütün bu uygulamaları talimat biçiminde ve organize bir şekilde yürütmektedir ve bunu şehvetle yapıyor. 

Tek gayesi var  İstanbul’da Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanlarına itibar suikastleri düzenlemektir. 

Bundan elbette ki İstanbul Büyükşehir Belediyesi ayrı değildir. Yürüdüğü yolun bu yol olduğunu görmekteyiz. Aylardır çok sayıda ihale dosyalarımızı aldılar, didik didik ettiler. İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarihinde ilk defa savcılık herhangi bir dosyayı isteyebilir. 

Polisi yolluyor. Savcı polisi yolluyor, dosyaları polisle aldırtıyor. Sonra o kadar şaşkınlar ki aynı ihale ile ilgili bir dosyayı tekrar başka bir savcı görevlendirdiği, başka bir savcı bir daha istiyor. 

Şimdi sizlerle bir bilgi paylaşayım. Basına yansıyan savcılık bilgilendirmesinden anladığımız kadarıyla bir kişi suç örgütü lideri olarak lanse ediliyor. 

Esenyurt operasyonu da o kişi ile ilgili şirkete bağlanıyor. Suçlamalar uzuyor. Suç örgütü kurmak, yönetmek, ihaleye fesat karıştırmak falan. 

Bilmenizi isterim ki bu şirket İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iştirak şirketlerinin de bazılarının ihalesini kazanmıştır. 

Bu ihalelerin tamamı açık ihaledir. Bu ihale dosyalarını da birkaç ay önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından belediyemizden alınmıştır. 

Şimdi burası önemli. Esenyurt’ta bu sabah yapılan operasyonu kılıf olarak bu şirket gösteriliyor ise buradan da İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraklerine uzanacak bir operasyon planı yapıyorsanız Türkiye’nin bilmesi gerekenler var. 

Söz konusu şirket Cumhuriyet Halk Partili belediyelerinden ihale almamıştır sadece. Bu şirket aralarında Yargıtay, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türk Hava Yolları, çok sayıda kamu hastanesi, çok sayıda üniversiteler, Trabzon Büyükşehir Belediyesi, Devlet Hava Meydanları İşletmeleri, Elektrik Üretim AŞ gibi onlarca kamu kuruluşu ve onlarca AK Partili ilçe belediyesinden de ihale almıştır. 

Şimdi savcı beylere sormak isterim: Esenyurt için yaptığınızı ya da kafanızda başka işler var ise, başka şafak operasyonları var ise buradan söylüyorum, cesaretinizi sınıyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi için de aynı uygulamayı yapacak mısınız? 

Bu şirketlerin ihale dosyalarını İBB’den istediniz. Aynı şekilde Yargıtay’dan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden, Türk Hava Yolları’ndan ya da Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nden de bu şirketin ihale dosyalarını istediniz ve inceleme başlattınız mı? 

Buradan Sayın Cumhurbaşkanı’na da sesleniyorum.

Buradan Sayın Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum.Sayın Cumhurbaşkanı, gönderdiğiniz başsavcı beye bir sorun. Bu şirketin devlet kurumlarından aldığı ihaleleri de inceleyecekler mi? 

Öyle olmalı çünkü şahsa “suç örgütü lideri” diyor savcılarınız. İddianame bu. Şahsa “suç örgütü lideri” diyor ve iltisaklı bulduğu iki belediyenin, Beşiktaş Belediye Başkanı sevgili dostum Rıza Akpolat’ı ve diğer belediye Esenyurt’tan da memurları, aynı şekilde Beşiktaş’tan da memurları gözaltına alıyor hem de şafak operasyonuyla. 

Dolayısıyla yine diğer devlet kurumlarına da iş almış olan bu kişiyi, o devlet kurumlarında ona işi veren o kurumların en başındaki insanları aynı şekilde ifadeye alacak mı? 

Bunu söylerken o zaman TBMM’ye de, THY’ye de, Türk Hava Yolları’na da, Yargıtay’a da “Bu suç örgütü ihale vermiş.” ve bunu hemen uygulamasını isteyin kendisinden. Bakın, Cumhurbaşkanımız iyi bilir. Kendisi belediye başkanlığı yapmış birisi. 

Belediye başkanı ihale yetkilisi değildir. Buradan sesleniyorum Sayın Cumhurbaşkanı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde görev yaptınız ve sizin döneminizde pek çok yöneticinin ihaleye fesat iddiasıyla hakim karşısına çıktığını iyi biliyorsunuz, iyi hatırlarsınız. 

Arkadaşlarınızın bir kısmı hala yanınızda görev yapıyor. İş insanı olan var, başka insanlar var. Ama siz çıkmadınız. Neden? Çünkü yasa belli, kanun nizam var. 

Aynı şekilde imza yetkilisi olmadığınız için çıkmadınız. O dönem beğenmediğiniz, hatta bizim bile eleştirdiğimiz o süreçte memlekette yine de kanun ve nizam vardı ama bugün yönettiğin Türkiye’de kanun ve nizam kalmadı ve bunu umumla arar olduk. 

Belediyeler devlet bütünlüğünün içerisindeki kurumlarımızdır. Belediyeleri zedelediğiniz zaman devletimizi zedelersiniz. 

Anayasa madde 123’e göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir bütündür. Bu bütünlük merkezden ve yerinden yönetim esaslarına dayanır. 

Bu çerçevede bir kamu tüzel kişisi olan belediyelerin kamu adına kamu yararını gözeterek hareket ettiklerini göz önünde bulundurarak belediyelerimizin yıpratılmaması noktasında gerekli özeni başta iktidar olmak üzere herkesin göstermesi gerekir. 

Öte yandan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca “suç örgütü üyeliği”, “ihaleye fesat karıştırma” ve “mal bildirimiyle ilgili yasanın ihlali” iddialarıyla başlatılan soruşturma kapsamında Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın gözaltına alınmasına ilişkin sosyal medya üzerinden açıklama yaptı. 

İmamoğlu, “İstenildiği an gelip ifade verebilecek, hesap verebilecek kamu görevlileri, belediye başkanları sabahın köründe evlerinden “operasyon” ile gözaltına alınıyor, yandaş medyaya kamuoyu oluşturmak için servis edilecek bilgiler dağıtılıyor, gizlilik kararı alınarak doğru bilgiye erişim engelleniyor. Sonra geriye komik bile denemeyecek gerekçeler kalıyor. Sabah Beşiktaş Belediye Başkanımız Rıza Akpolat ve diğer yöneticiler için de aynı süreç işletildi. Bu senaryo ile algı oluşturmaya çalışanlar bilsinler ki kimseyi ikna edemediniz / edemeyeceksiniz. Niyeti hukuk olmayanın usulü de hukuki olmaz. Belediye Başkanımızın yanındayız, hukuki süreci sonuna kadar takip edecek bütün hukuksuzlukları teşhir edeceğiz” dedi. 

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.