Haberi hazırlayan: Genevieve Belmaker
KUDÜS- Avukat ve insan hakları savunucusu David Matas yakın tarihte Kudüs’ü ziyareti sırasında Epochtimes’ın sorularını yanıtladı.
Kanadalı yazar Matas, Kanada eski Dışişleri Bakanı David Kilgour ile birlikte Çin’de Falun Gong uygulayıcılarından çalınarak yapılan organ ticareti ile ilgili “Bloody Harvest (Kanlı Hasat)” adlı bir kitap yayınlamıştı. Bu kitap 2006 yılında yayınlanan ve tüm dünyayı sarsan bir raporun genişletilmiş ve güncellenmiş versiyonuydu. Rapor organ satışından kar etmek amacıyla Çin hastanelerinde işlenen sistematik cinayetleri gün ışığına çıkarmıştı. Kitap, kaçırılan Falun Gong uygulayıcılarının organları için öldürüldüğü iddialarını da doğrulamıştı.
Yabancı hastalar için büyük meblağlar ödenerek yapılan yasadışı organ nakilleri Çin’de halen devam etmekte ve bu da insan hakları krizine yol açmakta. Ülke genelinde bir gönüllü organ bağış sistemi olmamasına rağmen, talep edildiği an nakledilmek üzere çok sayıda hazır organ olması şüphe yaratmakta. Falun Dafa Bilgi Merkezi (FDIC) tarafından yapılan bir araştırmaya göre her yıl Çin’de gerçekleştirilen on binlerce organ naklinden çok azı (yüzler seviyesinde) gönüllü bağış ile gerçekleşmekte.
Son birkaç yılını “Kanlı Hasat” kitabının tanıtımını yaparak ve organ nakli konusunda uzmanlaşmış profesyoneller ile görüşerek geçiren Matas, bu yıl aynı konu hakkında “Devlet Organları: Çin’de Yaşanan Suistimal” adlı ikinci kitabını yayınladı. Kitabı, Zorla Organ Toplamaya Karşı Doktorlar Derneğinin (DAFOH) kurucusu ve yöneticisi Dr. Torsten Trey ile birlikte yazdı. Kitap, 4 ayrı kıtadan yazarlar tarafından yazılan 12 makaleden oluşmakta.
Matas daha önce anti-Siyonizm, Anti-Semitizm ve Kanada’daki Nazi savaş suçluları gibi konuları içeren kitaplar yazmıştı. Ancak, Çin’deki yasadışı organ nakli üzerine yazdığı son iki kitabı çok ciddi ve acil çözüm gerektiren bir problemi hedef almakta.
Son kitabını farklı yazarların görüşlerini bir araya getirerek hazırlayan Matas “Tıp dünyasının Çin’de organların yasadışı ve zorla çalınması ile ilgili ciddi endişeleri olduğunu gördüm” dedi. Çin’de etik olmayan organ çalma eylemleri, dünya çapında organ nakli yapan doktorların da adını lekelemekte ve finansman arayışlarını etkilemekte.
Avukat ve insan hakları savunucusu Matas aynı anda birçok projeyi yürütmekte. Organ kaçakçılığı ile ilgili yeni bir kitap yayınlamayı “farklı yoldan mesajı tekrar vermek” olarak görüyor.
Kendisinin ve diğer uzmanların yaptığı araştırma tahminlerine göre her yıl Çin’de 1.000 mahkum organları için öldürülüyor; 500 organ gönüllü bağışlayan kişilerden geliyor, 500’ü öldürülen Tibetliler, Uygur Türkleri ve Hıristiyanlardan çalınıyor; 8,000’i ise Falun Gong uygulayıcılarından çalınıyor.
Bu amaçla, kitapta yer alan makaleler, Çin tıbbındaki sistematik istismarı mercek altına alıyor. Kitapta, New York Üniversitesi Langone Tıp Merkezi Biyoetik Bölümü başkanı Arthur L. Caplan, Kaliforniya Üniversitesi Tıp Fakültesi Böbrek ve Pankreas Nakil Programı Direktörü Gabriel Danovitch gibi konusunda uzman doktorların yazıları yer almakta.
Matas, bu kitap ile yasadışı organ ticaretine son vermeyi ve daha fazla insanın bu konuda duyarlı olmasını sağlamayı hedeflediğini belirtti.
Her ülkede yurtdışı bağlantılı yasadışı organ naklini önlemek için belirli yasalar geçirilmesi Matas’ın öncelikli hedeflerinden biri. Şu an uygulama yapan ülke sayısı çok az ancak İsrail gibi bazı ülkeler mevzuat konusunda tedbirini almış durumda.
Matas’a göre yasadışı organ naklini önlemek için en iyi baskı organ nakli konusunda uzmanlaşmış doktorlardan gelebilir. Dünya Tabipler Birliği, Çin Tabipler Birliği’ni dışlayabilir. Ancak ilerleme çok yavaş çünkü Çin Tabipler Birliği sadece organ naklini değil, diğer tıp dallarını da içermekte.
“Çin’de organ nakli yapan doktorlar, yasadışı nakilleri yapmayı durdursalar tüm sorun kendiliğinden bir anda çözülür. Çin’deki ve diğer ülkelerdeki doktorlar meslektaş baskısı yaparak bu konuyu sonlandırabilirler” dedi.
Matas kitabının tanıtımını yaparken, tüm okuyucuların ve kitabı duyanların Çin’deki organ ticaretine karşı daha duyarlı olmasını ve yardım etmesini istedi.
“Mektup yazmak, komşulara duyurmak, protesto etmek gibi bireysel olarak yapabileceğiniz şeyleri yapın. Gösterdiğiniz çaba insan hakları ile alakalıdır” dedi.
İngilizce haber