Çin’deki Zorla Organ Toplama Konusunda BM’e Çağrı
Zorla Organ Toplamalara Karşı Doktorlar (DAFOH) Birleşmiş Milletlere çağrıda bulundu. 110 kişilik güçlü koalisyon, BM’e Çin’deki zorla organ toplama konusunda uluslararası ceza mahkemesi kurması için baskı yapıyor. Bunun ardından BM, Çin’in insan hakları sicilini yakından gözden geçirdi.
110 milletvekili, doktor, akademisyen ve sivil gruptan oluşan koalisyon, Birleşmiş Milletlere çağrıda bulundu. Çin’deki zorla organ toplama suçlarını soruşturacak uluslararası bir ceza mahkemesi kurulmasını talep ettiler.
Zorla Organ Toplamaya Karşı Doktorlar (DAFOH)’un, bu çağrıyı yayınlamasının ardından BM bir inceleme başlattı. BM, 2018’den bu yana ilk kez 23 Ocak’ta Çin’in insan hakları sicilini inceledi.
“Evrensel Periyodik İnceleme” süreci, 2006 yılında BM İnsan Hakları Konseyi ile birlikte kurulan bir emsal değerlendirme mekanizmasıdır. 193 BM üyesi devletin tamamı, her dört ila beş yılda bir böyle bir incelemeye tabi tutuluyor. İnceleme, 47 İnsan Hakları Konseyi üyesi ve ilgili herhangi bir BM üyesi devlet tarafından yürütülüyor.
DAFOH yaptığı açıklamada, BM incelemesinin “suiistimallere meydan okumak ve insan haklarını ve hukukun üstünlüğünü güçlendirmek için” yapılacağını söyledi. “Bu temel hakların faillerini korumak için yapılmayacak.”
Çin Komünist Partisinin (ÇKP) devlet onaylı zorla organ toplama suçları nedeniyle sayısız düşünce mahkûmu ölüyor. Çin Mahkemesi tarafından yapılan bir soruşturmaya göre, bu mahkûmların çoğu Falun Gong inanç grubunun uygulayıcıları. DAFOH sessizliğin, yalnızca failleri “baskıcı eylemlerini kendi sınırlarının ötesine genişletme konusunda cesaretlendirebileceği” uyarısında bulundu. DAFOH ayrıca birçok Batılı kurumun “bu toplu katliamlarda Çin ile işbirliği yapmak için yasal ve etik standartlardan fedakârlık etmeyi üstü kapalı olarak kabul ettiğini” belirtti. Bu kurumlar arasında eğitim hastaneleri, ilaç şirketleri ve tıbbi kuruluşlar da var.
Zorla Organ Toplamanın Hedefi
Falun Gong, uygulayıcılarını doğruluk, merhamet ve hoşgörü ilkelerine göre yaşamaya teşvik eden manevi bir uygulamadır. ÇKP’nin Falun Gong uygulayıcılarına yaptığı zulüm, on milyonlarca Çin vatandaşını devlet eliyle zorla organ toplamanın hedefi haline getirdi. Çin’de hapsedilen çok sayıda uygulayıcının organları zorla alındı. Böylece Çin, uluslararası organ nakli turizmi açısından gözde bir konum haline geldi. Çin hastaneleri, organları hastalarla eşleştirmek için genellikle, gelişmiş ülkelerden çok daha kısa bekleme süreleri sunuyor. Çünkü bu ülkelerin, etik güvencelere değer veren yerleşik organ bağışı sistemleri var.
DAFOH, “Zorla organ toplama, özgür dünyada yaşayan bizler için uzak bir olay gibi görünüyor. Ancak, bizim veya akrabalarımızın organ nakline ihtiyacı olması durumunda bu durum anlamlı hale gelecektir” dedi.
23 Ocak’taki BM toplantısında DAFOH, tüm BM üye devletlerine çağrıda bulundu. “Çin’in insan hakları kayıtlarını eleştirel bir gözle ve cesurca sorgulamalarını” istedi.
Savunuculuk grubu ayrıca, BM adına çalışan bir özel raportör seçilmesi çağrısında bulundu. Çin’de yaşayan inanç mahkumlarından zorla organ toplandığına dair raporlara yanıt aramak üzere, “özel prosedür” mekanizmaları oluşturulması gerektiğini söyledi.
Edward McMillan-Scott, 2004’ten 2014’e kadar dört dönem Avrupa Parlamentosu başkan yardımcısı olarak görev yaptı. 2006’da Çin’e yaptığı görev gezisi sırasında bu tür suiistimallerin gerçek hayatta da yaşanabileceğini hayretle gördü.
2006 yılının Mayıs ayında, daha önce hapiste olan Falun Gong uygulayıcısı Cao Dong ile buluştu. Cao ona hapishane hücresindeyken kaybolan en yakın arkadaşını anlattı. CAP İnanç Özgürlüğü kuruluşu, BM danışma statüsüne sahip bir Avrupa hakları savunuculuğu grubudur. McMillan-Scott, 22 Ocak’ta CAP’ın ev sahipliği yaptığı bir BM yan etkinliğinde, Cao’nun yaşadıklarını anlattı. Daha sonra Cao, kaybolan arkadaşının cesedini hapishane morgunda görmüştü.
“Desteğimizi Gösterme Zamanı”
Cao, bu gizli Pekin buluşması yüzünden hapse atıldı. McMillan-Scott, The Epoch Times’a verdiği demeçte, Cao’ya ne olduğunu bugüne kadar öğrenemediğini söyledi. Daha sonra McMillan-Scott, hapsedildikten sonra Çin’den kaçan çok sayıda Falun Gong uygulayıcısı ile görüştü.
“Hepsi aynı şeyi söyleyen yüzlerce insan vardı” dedi. “Bu kadar uzun bir süre boyunca devam eden, bu kadar tutarlı kanıtlara inanmamak mümkün değil.”
Yıllar geçtikçe Çin’deki zorla organ toplama konusunda yeni soruşturma raporları ve tanıklar ortaya çıktı. Ayrıca bunların tamamı, ÇKP’nin suiistimallerinin ciddiyetine işaret etti.
2019’da Londra merkezli Çin Mahkemesi, Çin’de yıllardır “önemli ölçekte” zorla organ toplamanın gerçekleştiği sonucuna vardı. Falun Gong uygulayıcılarından alınan organların, organ ticaretinin “ana kaynağı” olduğu tespit edildi.
Amerikan Organ Nakli Dergisinde 2022’de yayınlanan bir çalışma, Çince yazılmış 71 yayını işaret ediyor. Yayınlarda, doktorların beyin ölümünü tespit etmek için test yapmadan insanlardan kalp ve akciğerlerini naklettikleri anlatılıyor. Tabii ki bu da hastaların organları için öldürüldüğünü gösteriyor.
Katrina Lantos Swett, Lantos İnsan Hakları Adalet Vakfı başkanı ve Holokost’tan sağ kurtulan birinin kızıdır. Lantos Swett, BM’nin Çin’i insan haklarına ilişkin incelemesine sadece bir gün kala bir açıklamada bulundu. Bu arada, BM İnsan Hakları Konseyini, zorla organ toplama konusunda ÇKP ile yüzleşmeye çağırdı. Bu eylemi, “bugün dünyadaki en ağır ve aşağılık insan hakları ihlallerinden biri” olarak tanımladığını söyledi.
BM konferansı için kaydettiği konuşmada, “Bugün, desteğimizi gösterme zamanı” dedi. Ayrıca BM incelemesi sırasında Çin rejiminin “bu korkunç uygulamadan” sorumlu tutulacağını umduğunu belirtti.
Kings Heath’ten Lord Philip Hunt, McMillan-Scott ve Lantos Swett gibi DAFOH’un ortak mektubunun imzacısıdır. Çin Mahkemesi’nin bulgularının önemine dikkat çekerek, bir uluslararası ceza mahkemesinin kurulmasının önemini vurguladı.
Uluslararası bir forum aracılığıyla “kanıtların çok güçlü, objektif ve serinkanlı bir şekilde incelenmesinin” önemini belirtti. Ayrıca The Epoch Times’a verdiği demeçte, bunun “önemini hafife alamazsınız” dedi.
AB’nin Falun Gong Zulmünü Kınama Kararı
Pekin’in yabancı elçilere notlar gönderdiği ve Batılı olmayan ülkelerde lobi faaliyetleri yürüttüğü rapor edildi. Hunt, Çin’in 23 Ocak Cenevre toplantısı öncesinde insan hakları sicilini övmek için lobi faaliyetleri yapmasına pek de şaşırmadığını belirtti.
İngiliz parlamenter, “Sanırım bu, Çin’in eleştirilere yanıt verme ihtiyacı hissettiğini gösteriyor” dedi. “Benim ve milletvekillerimin görevi bu konuyu kamuoyunun gündemine taşımaktır. Ayrıca kanıtların mümkün olduğunca etkili bir şekilde bir araya getirilmesini sağlamaya çalışmaktır.”
Avrupa Parlamentosu geçtiğimiz günlerde Falun Gong zulmünü kınayan bir kararı kabul etti. Ayrıca yaklaşık 25 yıldır süren kampanyaya ilişkin bir soruşturma yapılması çağrısında bulundu.
Hunt, İngiliz vatandaşlarının organ nakli turizmine dâhil olmasını yasaklayan bir yasanın çıkarılmasına öncülük etti. Ayrıca giderek daha fazla sayıda ülkenin, “iğrenç uygulamalar” konusunda endişe duyduğunu görmekten memnun olduğunu söyledi.
“Uluslararası ilgi ne kadar artarsa ve ülkeler gerekli yasaları ne kadar çok hayata geçirirse, o kadar iyi olur” dedi.
“Etkilenen yoksul insanları düşünün. … Bu korkunç uygulamaya gerçekten son vermeliyiz.”
McMillan-Scott, konuyla ilgili “çok fazla şey yapmanın imkânsız olduğunu” vurguladı. Rejimin insan haklarını hiçe sayması nedeniyle, Avrupalı liderlerin 2008 Pekin Olimpiyatları’nı boykot etmesine destek vermişti.
“Sürecin başlatılmasında rol oynadım ve devam etmesinden de memnuniyet duyuyorum. Bu tepkiler çok gerekli” dedi.
Sorun, Almanya’da ikamet eden Ding Lebin için kişisel bir sorun haline gelmiş durumda. Çay çiftçisi olan babası Ding Yuande, Falun Gong’a olan inancı nedeniyle geçen yıl Çin’de herhangi bir arama emri çıkarılmadan tutuklandı ve üç yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu olay AB kararında da yer aldı.
Ding Lebin etkinlikte, “Her milisaniye bile çok uzun bir zaman. Çünkü bu, inanılmaz bir adaletsizlik” dedi.
Yazan: Eva Fu, The Epoch Times
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.