‘Herhangi bir suç işlemedi. O masumdur. Ve tutuklanmasının tek nedeni Falun Gong uyguluyor olmasıdır.’
Avrupa Parlamentosu, Çin Komünist Partisinin devam eden Falun Gong zulmünü kınayan bir kararı kabul etti. Karar ayrıca ÇKP’nin inanç grubuna karşı yürüttüğü acımasız baskı kampanyası hakkında uluslararası bir soruşturma yapılması çağrısında bulunuyor.
18 Ocak’ta çoğunluğun oyuyla kabul edilen kararda, zulüm kampanyası kapsamında belgelenen binlerce ölüme atıfta bulunuldu. ÇKP’nin inanç sistemini ortadan kaldırmak amacıyla yürüttüğü zulümde keyfi gözaltı, işkence, psikolojik istismar ve zorla organ toplama var. İnsan hakları savunucuları gerçek ölü sayısının muhtemelen çok daha yüksek olduğunu söylüyor.
Karar, çay çiftçisi Ding Yuande’nin davasını gündeme getirdi. Çinli yetkililer Ding Yuande’yi arama emri olmadan girdikleri çiftliğinde tutukladı. Sekiz ay boyunca ailesinin ziyaretine izin vermeden orada tuttu. Bunun ardından da Aralık 2023’te üç yıl hapis cezasına çarptırdı.
AB kararının destekçilerinden Michael Gahler, aynı zamanda bir Alman siyasetçidir. The Epoch Times ile paylaştığı bir video açıklamasında şunları söyledi: “Ding hiçbir suç işlemedi. O masumdur. Tutuklanmasının tek nedeni, Falun Gong uygulamasıdır” dedi.
Kararda, Ding ve diğer Falun Gong uygulayıcılarının koşulsuz olarak serbest bırakılması ve zulmün durdurulması gerektiği belirtiliyor. Avrupa Birliği ve üye devletlere, faillere karşı yaptırımlar uygulanması çağrısında bulunuluyor. Alınabilecek önlemler arasında faillerin vize başvurularının reddedilmesi, varlıklarının dondurulması, AB topraklarından sınır dışı edilmesi ve işledikleri suçlardan dolayı kovuşturma yapılması da var.
Gahler, oylamadan bir gün önce “Sanırım masum ve serbest bırakılması gereken insanlara borcumuz bu” dedi.
Mide Bulandırıcı, Zorla Organ Toplama Eylemi
Falun Dafa olarak da bilinen Falun Gong, doğruluk, merhamet, hoşgörü ilkelerine dayanan manevi bir uygulamadır. Hafifçe yapılan meditatif egzersizler ve öğretiler içeren uygulama, ilk olarak 1992 yılında Çin’de halka tanıtıldı. Resmi tahminlere göre 1990’ların sonunda, bunu uygulayan 70 milyon ila 100 milyon Çinli vardı.
Daha sonra 1999 yılında ÇKP bu uygulamayı ortadan kaldırmak için acımasız bir kampanya başlattı. Sağlıkları ve ahlaklı yaşam tarzlarıyla tanınan uygulayıcılar, aynı zamanda zorla organ toplamanın da ana hedefi haline geldi. Bu, tutukluların organlarını satmak amacıyla devlet emri ile topluca öldürülmeleri anlamına geliyordu.
17 Ocak’ta AB kararını destekleyenlerden biri de Slovak milletvekili Miriam Lexmann’dı. Lexmann yeni yıldan bu yana uygulayıcıların maruz kaldığı birçok işkence biçimine dikkat çekti. Bunlar, “Elektrikli coplarla şok edilmek, acı biber serpilmek, …hardal yağı ile zorla beslenmek, yiyecek ve uykudan mahrum bırakılmak ve cinsel saldırıya uğramak.”
“Ve mide bulandırıcı, zorla organ toplama eylemini de unutmamalıyız” dedi.
Kararın bir kopyası AB kurumları, üye devletlerin hükümet organları ve Pekin’deki üst düzey yetkililerle paylaşılacak.
Oylamaya katılmayan AB’nin üst düzey dış politika sorumlusu Josep Borrell, kendi adına bir konuşma yaptı. AB’nin “AB-Çin ilişkilerindeki en zorlu konulardan biri” olarak nitelendirdiği, Çin rejiminin uzun insan hakları ihlalleri listesine ilişkin “ısrarlı ve ciddi endişelerinin” altını çizdi.
“Avrupa Birliği asla insan haklarından taviz vermeyecektir” dedi.
Avrupa Parlamentosu iki yıl önce ÇKP’nin tutukluları organları için öldürmesi konusunda alarm veren bir kararı kabul etmişti. Borrell, 27 üyeli bloğun “suç, insanlık ve etik dışı uygulamayı, mümkün olan en güçlü şekilde” kınadığını söyledi. AB yasama organı ayrıca, Aralık 2023’te ÇKP’nin Tibetli çocuklara yatılı okullar aracılığıyla zorla kültürel asimilasyon uyguladığına ilişkin bir kararı da kabul etti.
Sadece Babamla İlgili Değil
Gahler’in sözlerini tekrarlayan Lexmann, AB’nin Pekin’i sorumlu tutmak için daha güçlü adımlar atması yönünde çağrıda bulundu.
“Açıkça konuşayım. Yetmiş yıldan fazla bir süredir ÇKP, Çin ana karasındaki insanlara terör uyguladı. Ayrıca insanlığa karşı ağır suçlar işlemeye bugün de devam ediyor. Ancak AB olarak dört küçük yetkiliye, Sincan’daki insan hakları ihlalleri nedeniyle yaptırım uyguladık” dedi. “Üzgünüm ama bu, bu rejimin her gün işlediği geniş çaplı suçlara karşı zayıf ve yetersiz bir tepki.”
Daha sonra sosyal medyada, Ding’in oğlu Ding Lebin ile birlikte çekilmiş bir fotoğrafı yayınladı. Fotoğrafta gözaltındaki adamın serbest bırakılmasını talep eden bir pankart tutuyorlar.
Ding ailesi hakkında “Onların çektiği acı ve zulüm ÇKP’nin tiranlığının bir sembolüdür” diye yazdı.
Almanya’da yaşayan Ding Lebin, parlamento milletvekillerine babasının durumunu vurgulama çabaları nedeniyle teşekkür etti.
The Epoch Times’a şunları söyledi: “Bu olay sadece babamla ilgili değil. Ayrıca Çin’de devam eden zulüm nedeniyle hala acı çeken milyonlarca Falun Gong uygulayıcısıyla da ilgili.”
Ailesinin başına gelenler, Çin rejimin insan haklarını göz ardı ettiğini açıkça ortaya koydu. Ding, kanun koyucuların ÇKP’nin baskılarını kontrolsüzce sürdürmesine izin vermenin risklerini gördüklerini söyledi. Ayrıca kararın kabul edilmesi de bunu gösteriyor.
“Rejimin varlığı, demokratik toplumdaki özgürlük ve değerler için bir tehdittir” dedi.
Gahler de paylaştığı videoda zulmü gözler önüne sermenin caydırıcı olabileceğini umduğunu söyledi.
Elbette, ÇKP gibi komünist rejimler dışarıdan güçlü görünüyor. “Ancak bu komünist diktatörlüklerin içsel olarak zayıf olduğunu biliyoruz” dedi.
“Bu yüzden halkı baskı altına almaları gerekiyor.”
Yazan: Eva Fu, The Epoch Times
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.