Cumhurbaşkanı Erdoğan; ”Adil Bir Dünya Mümkün Ama Amerika’yla Değil ”

Fotoğraf:TCCB

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dünya İnsan Hakları Günü İnsanlığın Yüzü Programı’nda yaptığı konuşmada, “Batılı ülkelerin sınırsız desteğini alan İsrail yönetimi, Gazze’de tüm insanlığın yüzünü kızartacak canilikte zulümlere ve katliamlara imza atıyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, AKP’nin düzenlediği, “Dünya İnsan Hakları Günü İnsanlığın Yüzü Programı”nda açıklamalarda bulundu. Erdoğan konuşmasında, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ndeki oylamada Gazze’de ateşkes ilan edilmesini veto eden ABD’ye tepki gösterdi. “Sadece ABD’nin ret oyuyla maalesef ateşkes reddedildi. Böyle adalet olur mu? Böyle adil bir dünya olur mu?” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aslında adil bir dünya mümkün. Ama Amerikayla değil.” şeklinde konuştu.Erdoğan’ın konuşmalarından öne çıkanlar şöyle;

“Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi bundan 75 sene evvel gerçekten büyük umutlarla kabul edildi. Aradan 3 çeyrek asır geçmesine rağmen bu metin insanlığın kazanımları açısından kritik bir belge olma vasfını hala koruyor. Daha adil, daha özgür, daha insan odaklı bir dünya idealiyle kabul edilen insan hakları evrensel beyannamesi 75 yıldır uluslararası topluma sorumluluklarını hatırlatmayı sürdürüyor. Beyanname bu yönüyle küresel barışın ve istikrarın tesisini de rehberlik ediyor. Her ne kadar insan hakları ihlallerini sona erdirememiş olsa da beyannameyi insanlığın onurlu yaşam mücadelesinin köşe taşlarından biri olarak görüyoruz. Buna rağmen 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nü dünyanın pek çok yerinde insan haklarının ayaklar altına alınırken karşıladığımızda bir gerçektir. Batı toplumunu zehirli bir sarmaşık gibi saran İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığı, insan haklarına yönelik tehditlerin en başında yer alıyor. Yabancı düşmanı, ırkçı, ayrımcı ve faşizan uygulamalardan en fazla mağdur olan kesim hiç şüphesiz göçmenlerin çoğunluğunu oluşturan Müslümanlardır.”

“George Floyd’un dramını asla unutamayız. Benzer olaylarla daha sonra da karşılaştık. Aylan bebek… Aylan bebeğin nasıl dalgalarla kıyıya vurduğunu izledik. Aylan bebeğin ölümü Batı’yı insafa getirmedi. Aylan bebek bir astsubay çavuşumuzun kucağında görüldüğü gibi ebediyete yürüdü. Filistin kefhiyesiyle gezen 3 genç Amerika Birleşik Devletleri’nde sokak ortasında silahlı saldırıya uğradı. Batılı ülkeler Christchurch saldırısından hiçbir ders çıkarmadı. Hatta fikir özgürlüğü bahanesiyle İslam ve Müslüman karşıtı eylemleri meşrulaştırdılar, tasvip ve teşvik ettiler. Ne güvenlik boyutuyla, ne hukuki ve siyasi olarak bu eylemlerin önüne geçecek hiçbir tedbir almadılar”

Fotoğraf: TCCB

“Bugün Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin göz göre göre çiğnendiği yer, Gazze ve işgal edilmiş Filistin topraklarıdır. Gazze halkının 7 Ekim’den beri hayatı başta olmak üzere her türlü hakkı işgalci İsrail güçleri tarafından pervasızca yok edilmektedir. Batılı ülkelerin sınırsız desteğini alan İsrail yönetimi, Gazze’de tüm insanlığın yüzünü kızartacak canilikte zulümlere ve katliamlara imza atıyor. Savaşta bile dokunulmaması gereken ibadethanelerde okullara, hastanelerden mülteci kamplarına, evlerden çarşı pazarlara kadar tüm sivil yerleşim yerleri İsrail tarafından alçakça bombalanıyor. Bugün Gazze’de sadece çocuklar, kadınlar, yaşlılar, gazeteciler değil aynı zamanda insanlığa dair tüm değerler de katledilmektedir”

“Bu vahşet karşısında uluslararası kuruluşlar ve insan hakları örgütleri ihlallerin önüne geçecek hiçbir somut atmıyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde 5 daimi üye ve geçici üyeler fakat sadece Amerika’nın red oyuyla maalesef malum ateşkes reddedildi. Tek başına. Böyle adalet olur mu? Böyle adil bir dünya olur mu? Biz ne diyoruz? Adil bir dünya mümkün ama Amerika’yla değil. Çünkü Amerika İsrail’in yanında parasıyla, bütün silah mühimmatıyla yer alıyor. Ey Amerika bunun hesabını nasıl vereceksin?”

“Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden ise bir umudumuz, beklentimiz kalmadı. Görevi küresel barışı ve istikrarı korumak olan güvenlik konseyi 7 Ekim’den bu yana İsrail’i koruma ve kollama konseyine dönüştü. Ne çatışmalar bir an önce dursun diyen 121 ülkenin iradesi, ne Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin çabaları ne de geçici üyelerin samimi gayretleri, güvenlik konseyinin daimi üyelerini harekete geçirmeye yetmedi. Dün gece yapılan oylamayı az önce söyledim. Amerika’nın vetosu nedeniyle yine ateşkes kararı çıkmadı. Aralarında daimi üyelerin de olduğu 13 ülkenin tasarıya evet oyu vermesine rağmen maalesef sonuç değişmedi. Bu Birleşmiş Milletlerle, bu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’yle insanlığın bir yere varması mümkün değil”

“Başıboş sokak köpeklerinin zarar verdiği insanlarımızın haklarını korumanın da görevimiz olduğunun bilinciyle hareket ediyoruz. Bu sorunu inşallah inancımıza, kültürümüze ve şefkat medeniyetimizin bize vazettiği ilkeler çerçevesinde mutlaka çözüme kavuşturacağız” dedi.

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.