Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabine toplantısı sonrası önemli açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları şöyledir :
“İçişleri Bakanlığımız, AFAD, polis, jandarma, sahil güvenlik, Çevre Şehircilik Bakanlığımız sahadadır. İlgili tüm bakanlık ve kurumlarımız imkanlarını seferber etmiştir.
Adalet Bakanlığımızın yakın takibiyle yargı yıkılan ve ağır hasarlı binaların soruşturmalarına başlamıştır. Milletimizin kara gün dostu Kızılay ile çok sayıda sivil toplum kuruluşu gece gündüz sahadadır.
Depremle ilgili çalışmalar için çeşitli kamu kurumlarımızın 8 bin personeli bin 200 aracı İzmir’de görevlendirilmiştir. Evleri hasar gören, evlerine girmek istemeyenler için 2 bin 700 çadır kurulmuş, battaniye ve ihtiyaç malzemesi gönderilmiştir. Çadır kentlerde 6 bin 700 civarında vatandaşımız barınıyor.
Kamuya ait tüm yataklı kurumların imkanları da İzmir halkının istifadesine sunulmuştur. Bayraklı’da 1000 adet birimden oluşan bir konteyner kent kurmaya başladık. 20 gün içinde kullanıma hazır hale getiriyoruz.
Yıkılmış, yıkılacak durumlarda bulunan eşyalarını kurtaramayacak durumda olan vatandaşlarımıza 30 bin lira eşya yardımı, evlerini taşıyacak mülk sahiplerine 13 bin lira, kiracılara 5 bin lira yardımda bulunuyoruz. Kurumlarımıza kaynak göndermiştir.
İzmir depreminde iş yerleri yıkılan veya ağır hasar gören, denizin taşması sebebiyle iş yeri sular altında kalan esnafımıza 50 bin liraya kadar hibe desteği verilecektir. Depremden zarar gören esnaf ve sanatkarlarımızın Halkbank’tan kullandığı kredilerin taksit kredileri faizsiz olarak 1 yıl süreyle ertelendi.
İzmir’de çeşitli derecelerde hasarlı ve yıkılmış 530’a yakın, Manisa’da ise 16 bina bulunuyor. En çok hasar Bayraklı, Bornova, Aliağa ve Seferihisar ilçelerimiz takip ediyor. Gereken işlemler süratle yapılmaktadır.
Deprem konutları inşaatına 1 ay içerisinde başlıyoruz. TOKİ’nin 100 bin sosyal konut projesi kapsamında 3 bin 500 konutluk inşaatları bulunuyor. İzmir’de TOKİ vasıtasıyla yapılıp teslim edilen konut sayısı 16 bin 776’dır.* İzmir’de 17 bin 464 binanın yıkımı gerçekleşmişti. Yeteri sayıda deprem konutunu buna ilave edeceğiz. Kalan riskli binaların yıkımını en kısa sürede bitireceğiz. Hastanelerimiz başta olmak üzere tüm kamu binalarında az hasar tespiti dışında hasar olmadığı görülmüştür.
Türkiye’nin bir deprem hattı üzerinde bulunduğunu yaşadığımız deprem bir kez daha hatırlatmıştır. İzmir’den önce Elazığ ve Malatya daha evvel Van depremi ile sarsılmıştık. Büyük Marmara depremi felaketinin izleri hala yüreğimizde canlıdır.
Yerkürenin işleyiş kanunlarının neticesi olan depremlerin önüne elbette geçemeyiz. Ama felaket öncesi ve sonrasında yapabileceğimiz hazırlıklar vardır. İmar inşa standartlarını yükselterek, denetimleri sıklaştırarak, insanlarımızı bilinçlendirerek binalarımızı sağlama almak mecburiyetindeyiz. Riskli yapı olarak belirlediğimiz 688 bin adet konut ve iş yerinden 674 binin yıkım ve tahliye işlemini tamamladık.
Acil olarak 1,5 milyon konutun dönüşümünü hedefliyoruz. TOKİ’nin tamamladığı, inşa halinde olan, projelendirdiği konut toplamı 970 bini bulmuştur. Bu yıl 100 bin konut hedefine ulaştık. Önümüzdeki yıl 100 bin konutun inşaatına başlıyoruz. Vatandaşlarımızdan kendi oturdukları binaların depreme dayanaklılığı ve gerekirse dönüştürülmesi konusunda daha fazla gayret bekliyoruz. Güçlü bir acil durum altyapısı kurmamız gerekiyor.
Vatandaşlarımızın desteği ile bu çalışmaları hızlandırmak ve bir an önce binalarımızın, şehirlerimizi, mahallelerimizi güvenli hale getirmek zorundayız. Tek bir kardeşimizin canının, malının zarar görmemesi için imkanlar dahilinde yapılabilecek süratle değerlendirmekte kararlıyız.
Birliğe, beraberliğe, kardeşliğe, dayanışmaya ihtiyacımız olduğu şu günlerde yalan, provokatif haberlerle gündeme zehirlemeye çalışanların ortaya çıkması bizi en çok üzendir. Depremzedelere çadır verilmediğinde, müzikle karşılandığımıza dek pek çok yalan tedavüle sürüldü.
Kimi siyasi partilerin bu işin içinde rol alması, hatta bizzat kaynağı olması çok daha üzüntü verici. Daha bu sabah bir evladımızı yıkıntıların altından canlı olarak çıkarmanın sevincini yaşadığımız günde enkazların hala kaldırmadığını ifade edenlerle tartışma yapmak lüzumsuzdur.
Deprem gibi ortak bir acıyı istismar edenlerin sıfatları ne olursa olsun, kalbi kin ve nefretle kararmış mahluklar olduğuna inanıyorum. Böyle bir meseleyi dahi iftira aracı haline dönüştürmeye çalışan bu mahlukları milletimizin vicdanlarına havale ediyorum. Tüm İzmirlilere geçmiş olsun diliyorum.
5 gündür hala enkaz kalkmadı diyorsun, ne kadar kaldın İzmir’de. Senin oradan çıkmaman gerekirdi. Orada senin bütün o bölgeyi dolaşman gerekirdi. Bunu yapmayacaksın, ama iftiraya devam edeceksin. Kızılay’ın orada aktif olmadığını söylüyorsun. Biz Kızılay’la da oradaydık, AFAD’la da oradaydık. Biz son ana kadar Bay Kemal oradan çıkmayacağız.
İnanacağız ki artık bunların altında herhangi bir canlı yok ondan sonra işimizi bitireceğiz. Neredeyse kabinemizin tamamı oradaydı. Kriz merkezinde ben neredeyse tüm kabinemle toplantı yaptım. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı da oradaydı. Bu toplantıyı da orada yaptık.
Corona virüsü salgınında kimi Avrupa ülkeleri yeniden kısıtlamalara başvurma yolunu seçti. Hasta sayılarının yüksek olduğu kimi ülkelerde adeta kontrolelden kaçmış durumdadır. Türkiye genel olarak kontrollü bir süreç yaşıyor. Bu alanda herhangi bir krizle karşı karşıya kalmadık.
Günlük hasta sayımız yönetilebilir seviyelerdedir. Salgına karşı tamam diyerek temizlik, maske ve mesafe kurallarıdır. Tüm vatandaşlarımı azami dikkate ve riayete davet ediyorum.
Aşı çalışmaları dünyada ve ülkemizde hızla ilerliyor. Yıl sonuna kadar yabancı ülkelerde geliştirilen bir veya birden fazla aşıyı ülkemizde uygulanabilir hale getirmeyi planlıyoruz. Kendi geliştirdiğimiz aşıları da bahar aylarıyla birlikte vatandaşlarımızın hizmetine sunacağız.
Bu konuda kendi kendimizi korumaktan daha etkili bir aracımız yoktur. Özellikle İstanbul’da yaşayan vatandaşlarımızdan daha fazla dikkat ve hassasiyet bekliyorum.
Özel sektör ve kamuda esnek mesai uygulaması teşvik edilecektir. Pazar yeri ve market gibi yerlerde denetimler arttırılacaktır. Paket servisi hariç olmak üzere lokanta, restoran, pastane, berber, nikah, düğün salonu, yüzme havuzu, kaplıca, hamam, internet kafa, halı saha, tiyatro, sinema, konser salonunda hizmetler saat 22.00’de sona erecektir.
Vatandaşlarımızdan kalabalık ortamlardan kaçınmalarını ev ziyaretini mecbur olmadıkça yapmamalarını özellikle rica ediyorum.
Hamdolsun şu ana kadar bu süreci başarıyla götürdük. Salgın tedbirleri dolayısıyla faaliyetine ara verdirdiğimiz veya sınırlandırdığımız pek çok alanda normalleşme adımlarını atmıştık.
Okullarımızdaki sınıfların bir kısmında eğitim öğretim yüz yüze başlaması kararını kamuoyuyla paylaşmıştık. Salgının seyrine göre önümüzdeki haftalarda diğer sınıfların durumlarını değerlendireceğiz.
Ekonomide yılın ikinci çeyreğini covid-19’un gölgesinde geçirmiş olmamıza rağmen sınırlı bir daralma yaşadık. Üçüncü çeyreğinde aldığımız kararlarla hamdolsun güçlü bir toparlanmayla tamamladık. Sanayi üretimiz ve perakende satış hacmimiz yüzde 30 arttı.
İhracatımız yüzde 34 yükseliş gösterdi. Sağladığımız uygun şartlarda konut satışlarımız iki katına çıkarak yaklaşık 537 bin oldu. Yılın ilk 9 aylık döneminde konut satışlarımızı 1,2 milyon adede ulaştı.
Üçüncü çeyrekteki güçlü ivmeyle yılın ilk 9 ayındaki satışlarımız otomobilde yarım milyona ulaştı. Ekonomik göstergeler Ekim ayı ile birlikte yılın son çeyreğine de güçlü başladığımıza işaret ediyor.
İstihdamda görülen belirgin artışın devam etmesi oldukça kayda değer gelişmedir. İhracatta ise yeni rekor geldi. Ekim ayı ihracatımız yüzde 5,6 artışla 17 milyar 333 milyon doları bularak tüm zamanların rekorunu kırdı.
İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 87,9 oldu. Pek çok firma ihracat taleplerine cevap vermekte zorlanıyor. Organize sanayi bölgelerindeki fabrikalarda yeni veya ikinci el makine tedarikinin sıkıntısının çekildiği dönemden geçiyoruz.
Özellikle otomotiv, hazır giyim, kimyevi madde, hububat, mobilya gibi sektörlerimizdeki ihracat artışı yükselişin kalıcı olduğunu gösteriyor. İstanbul, Bursa, Kocaeli, İzmir ve Gaziantep’i tebrik ediyorum. Hızlı bir toparlanma sürecine giren ekonomimizin bu eğilimini dördüncü çeyrekte de sürdüreceğine inanıyorum.
Sabredip çok çalıştığımızda önümüzdeki aydınlık geleceğin olduğunu şimdiden görüyorum. Türkiye olarak coğrafyamızın merkezinde bölgede insani krizlerin yükünü uzunca bir süredir adeta tek başımıza taşıyoruz. Irak, Suriye, Libya, Afrika’nın derinliklerine uzanan mazlum ve mağdur duruma düşen herkese imkanlarımız ölçüsünde el uzatıyoruz.
Bu süreçte en çok gürültüyü de kendi güvenlik ve refahları uğruna bölgemizi ve dünyayı kana, acıya boğanlar çıkartıyor. Irak’ta 2 milyon, Suriye’de 1 milyon, Bosna’da yüz binlerce, Afrika, Asya, Latin Amerika’da milyonlarca insanın ölümüne bunlar yol açmıştır.”
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.