‘Devasa Bir Yapboz’: Kaynak Sanatçısı Tamamen Hurda Metalden Gerçek Boyutta Hayvan Heykelleri Yarattı

(Matt Sloane’un izniyle)

Bir adamın çöpünün başka bir adamın hazinesi olduğu sık sık söylenir. Matt Sloane için bu söz kesinlikle doğru.

Avustralya, Tazmanya’dan bir kaynakçı olan Bay Sloane, sanat eserleri yaratmak için hurda metal kullanıyor. Yetenekli sanatçı, gerçek boyutlu hayvan heykelleri yaratma konusunda uzmanlaşmış.

Bay Sloane her zaman sanat konusunda tutkulu olmuştu. Hatta kısa bir süreliğine sanat okuluna gitmiş ama çok geçmeden bunun kendisine göre olmadığını fark etmişti. On yıl sonra bir meslek yüksekokulunda metal işçiliğine olan ilgisini ateşleyen bir ders aldı. Kursun bir parçası olarak hurda metalden gerçek boyutlu bir kartal yaptı. Kanatlarını açmış görkemli kartalın güzelliği onu hayrete düşürdü.

Bu gerçek boyutlu kama kuyruklu kartalın kanat açıklığı 3 metredir (9,8 feet). Kartal, Bay Sloane’un metal işçiliği yolculuğuna başlamasında ilham kaynağı oldu. (Matt Sloane’un izniyle)
Tamamen geri dönüştürülmüş çelikten yapılmış bir başka kama kuyruklu kartal. Eser 80 cm (2,6 feet) boyunda ve baştan kuyruğa 120 cm (3,9 feet) ölçülerinde. (Matt Sloane’un izniyle)

Epoch Times’a verdiği demeçte, “O kartalı doğru oranlarda yaptığıma kendim bile inanamıyordum,” dedi ve bunun kendisini daha fazla metal işi yapmaya iten “ilham verici bir an” olduğunu ekledi. Minyatür veya büyük boy hayvanlar yaratmak yerine, gerçek boyutlu heykeller yapmaya karar verdi.

Bay Sloane, heykel yaparken oranların önemli olduğunu vurguluyor. Gerçek boyuttaki oranlar dahilinde çalışırken “hayvanın özünü gerçekten yakaladığını” söylüyor. Bu oranlara bağlı kalmak, bir heykelin daha gerçekçi, “gerçek bir hayvan gibi” görünmesini sağlayabilir.

Bay Sloane bu atı yaratmanın “devasa bir çaba” olduğunu ve tasarımında çok büyük emek harcandığını söylüyor. (Matt Sloane’un izniyle)
Sanatçı, bu atın yelesinin eski bir asansörün çelik kablosundan ve bisiklet zincirlerinden yapıldığını söylüyor. (Matt Sloane’un izniyle)
Baş ve yelenin yakından görünümü. (Matt Sloane’un izniyle)
Tamamen hurda metalden yapılmış gerçek boyutlu bir Danua. (Matt Sloane’un izniyle)
Eski bir Honda postacı motosikletinden ve “birkaç başka şeyden” yapılmış bir kanguru. (Matt Sloane’un izniyle)

Bu Büyük Bir Yapboz

Her ne kadar Bay Sloane’un heykelleri gerçek boyutlarda olsa da, her heykel küçük bir fikirle başlıyor. Diyelim ki birisi ona yeni bir hayvan, örneğin bir inek ya da ayı yaratmasını önerdi, Bay Sloane bu fikirle ilgilenirse, fotoğrafları, modelleri ve hatta çocuk oyuncaklarını bile inceleyerek o hayvanı araştırıyor.

Sonra çalışmaya başlıyor. Heykel yaparken ana hedefi, hayvanın kafasını doğru oranlara göre oluşturmak. Yüze odaklanarak hayvanın özünü yaratmayı sevdiğini açıklıyor. “Ve sonra oradan vücudun geri kalanı için orantıları bulabiliyorum” dedi.

Sanatçı her türlü hurda metali kullanıyor: araba parçaları, eski aletler veya kullanılmayan çiftlik ekipmanları. Kafayı yarattıktan sonra, sürecin geri kalanını “büyük bir yapboz” olarak tanımlıyor. Mesele hangi hurda parçasının hangi alana uyacağını bulmak.

Bay Sloane atölyesinde bir merinos koçu heykeli yapıyor (Matt Sloane’un izniyle)
“Büyük Merinos Koçu.” (Matt Sloane’un izniyle)
Gerçek boyutlu bir kartalın yakından görünümü. (Matt Sloane’un izniyle)

Simetrinin Gücü

Bay Sloane birkaç taşlama aleti dışında fazla alet kullanmıyor. Aslında, bazı aletlerini sanatında kullanmayı tercih ediyor. Bir komşusu tarafından kendisine hediye edilen yüksek kaliteli bir pense setini kullanıyor olabilir, ancak yeni bir heykel için pense mükemmel bir parça olabilir.

“… Onu kesmem ve heykelimin içine koymak zorundayım. Sonra da kullanmak için başka bir tane bulmalıyım!” diyor.

Bay Sloane simetrik hayvanlar yaratmaktan hoşlanıyor. Bir hayvanın her bir tarafı diğeriyle eşleşmelidir ve simetrik çalışmak, heykeltıraşlık yolculuğunda onun için “en büyük zorluktur”. “Böylece mükemmel parçayı bulabilirim,” diyor.” Ama her parçadan iki tane bulmam gerekiyor.” Bay Sloane’un sanat eseri birçok çiftçinin ilgisini çekiyor. Her gün kullandıkları aletlerin bir hayvan heykelinde kullanıldığını gördüklerinde büyüleniyorlar. Bay Sloane’un heykelleri gerçeğe yakın olduğu için bu özellikle böyle.

Sloane, çalışmalarında yüksek kaliteli aletler kullanmaması gerektiğini söyleyen mekanikçilerle de tanışmış. Bu tür yorumların kendisini güldürdüğünü belirtiyor. Bay Sloane, eğer yüksek kaliteli bir alet bir heykel için uygunsa, onu eserinde iyi bir şekilde kullanacağını söylüyor.

Yerde “dinlenen” bir hurda metal kanguru. (Matt Sloane’un izniyle)
Bay Sloane bir süt ineği heykeli yaratmak için çalışıyor. (Matt Sloane’un izniyle)
Sanatçı, “Süt ineklerinin yumuşaklığını yakaladığımı düşünüyorum” diyor. (Matt Sloane’un izniyle)

Zor İşler

Metal hayvanları şekillendirmek yoğun bir süreç olabilir ve her bir parçanın oluşturulması uzun zaman alır. Daha büyük parçalar beş aya kadar sürebilirken, daha küçük olanlar altı hafta kadar kısa sürebilir. Bay Sloane, eserlerinin her biri için zaman ve emek harcıyor. Açıkçası, tutkulu kaynakçı çalışmalarında önemli miktarda hurda metal kullanıyor. Bu metali nereden temin ettiği sorulduğunda basit bir cevabı var:” her yerden.”

Bay Sloane, Tazmanya’daki yerel yönetimlerin yılda birkaç kez “katı çöp günleri” düzenlediğini ve bu günlerde bölge sakinlerinin eski mobilya ya da ev aletleri gibi büyük çöpleri toplanıp atılmak üzere sokağa bıraktığını belirtiyor. Bu günlerde, sanat eserlerinde kullanmak üzere kurtarabileceği malzemeler aramak için etrafta dolaşıyor. Bazen insanlar ona şahsen ulaşarak hurda metallerini teklif ediyor. Tamirciler ve çiftçiler de eski aletlerini ve çiftlik ekipmanlarını sunmak için kendisiyle iletişime geçiyor.

Hatta, vefat eden akrabalarına ait aletler gibi özel eşyalar bile teklif ettikleri olmuş.

“Atılmak yerine sanat eserine dönüştüğünü görmek istiyorlar,” diyor. “Evet, artık benimle çok temas kuruyorlar. Arka bahçemde güzel bir hurda yığını var.”

2019’dan bir geyik heykeli. (Matt Sloane’un izniyle)
2020’den bir at heykeli. (Matt Sloane’un izniyle)

Çalışmalarının zaman alan doğası nedeniyle Bay Sloane bazı finansal zorluklar yaşamıştır. Yine de tam zamanlı sanat üretmeye yetecek kadar iş satıyor, heykelleri talep görüyor ve yaptığı işten büyük keyif alıyor.

Bay Sloane’un heykel yapmayı en sevdiği konular arasında köpekler, atlar ve evcil hayvanlar yer alıyor. Hatta bir evcil hayvanının ölümünü yaşamış insanlar için bile heykeller yapmıştır. Bu tür heykellerin çok özel olduğunu söylüyor. Bir evcil hayvan sahibi, yaptığı heykelin sevgili evcil hayvanlarına ne kadar benzediğini söylediğinde “en güzel duyguyu” yaşıyor.

Gagalı memeliler ve vombatlar da dahil olmak üzere çok çeşitli heykeller yaratmıştır. Eserlerinin çoğu Tazmanya vahşi yaşamından esinlenmiştir. Bay Sloane, eserleri çok gerçekçi olduğu için hayvanlarla çalışanlardan çok övgü almıştır. Kendisi bu tür övgüleri en yüksek övgü biçimi olarak görmektedir.

Bir Avustralya pelikan heykeli. (Matt Sloane’un izniyle)
Sanatçı tarafından yaratılan “arsız küçük vombat” heykeli. Sanatçı, Avustralya’nın yerli vahşi yaşamının heykellerini yapmanın her zaman bir zevk olduğunu söylüyor. (Matt Sloane’un izniyle)

‘Çöpe Attığınız Şeyler İşe Yarayabilir’

Sosyal medya Bay Sloane’un başarısında itici bir faktör olmuştur. Instagram sayfasında dikenli karıncayiyenlerden ördeğe kadar pek çok eserini sergiliyor. İnsanlar doğal olarak metal heykellere ilgi duyuyor.

Bay Sloane içinde bulunduğumuz dönemi “sanatçılar için heyecan verici bir zaman” olarak tanımlıyor, zira sosyal medya, sanatçıların erişim alanlarını genişletebiliyor. Sloane küçük bir ada olan Tazmanya’da yaşamasına rağmen eserleri Amerika Birleşik Devletleri’ne kadar uzak yerlere satılmış. Sloane, 10 ila 15 yıl önce bu satışların mümkün olamayacağını belirtiyor.

Sanatının ardındaki olası anlamlar hakkında konuşurken, heykellerin “attıklarınızın yararlı olabileceğini” gösterdiğini söylüyor. Her türlü metal çöpü sanatında kullanıyor. Birinin eski bir çekiç ya da kırık bir araba parçası görebileceği yerde, Bay Sloane yapım aşamasında bir sanat eseri görüyor.

Tutkusunun peşinden tam zamanlı olarak gidebildiği için ayrıcalıklı olduğunu biliyor ve hevesli iş sahiplerini ve sanatçıları hayallerinin peşinden gitmeye teşvik ediyor.

“İnsanların eserlerimi beğenmesi beni gerçekten çok mutlu ediyor,” diyor. “Altı yıl kadar önce bu konuma gelebileceğimi düşünemezdim. Yıllardır yapmak istediğiniz bir şey varsa, sadece zaman ayırın ve yapın.”


Haber : Deborah George, The Epoch Times
Çeviri : Tijen A. Ç., The Epoch Times, Türkiye

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.