Dışişleri Bakanı Fidan, 15. Büyükelçiler Konferansı’nın Açılışında Konuştu

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Avrupa Birliği (AB) ile tam üyelik perspektifinden ilişkilerimizi ilerletme niyetimiz bakidir. ” dedi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 15. Büyükelçiler Konferansı’nda Suriye’deki gelişmeleri değerlendirdi. Fidan, “Suriyelilerin, güvenli ve gönüllü geri dönüşlerinin sağlanması ve ülkenin yeniden imarı için çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi. Fidan, Suriyeliler için bunun bir altın fırsat olduğunu ve güvenli-gönüllü geri dönüşün kapısının aralandığını açıkladı. Fidan, konferansın bu yılki temasının “Türkiye’nin diplomasi hamleleri ve küresel yansımaları” olarak belirlendiğine ve konferans içeriğinin zengin olduğuna dikkat çekti.

Fidan, “Dış ilişkilerimizin boyutlarını teşkil eden, savunma, güvenlik, istihbarat, ekonomi, finans, bağlantısallık, sanayi, ulaştırma, adalet, iletişim, çevre, enerji, göç ve kültür gibi alanları kapsayan panellere geniş yer ayırdık. Ayrıca, akademik bir gün düzenleyerek dış ilişkilerde teoriyle pratiği bir araya getirmeyi hedefledik.

Uluslararası sistemin içerisinde bulunduğu durumu doğru okumak, daha isabetli analiz yapmak ve doğru politikalar üretmek olmazsa olmazımızdır. Günümüzde iç içe geçmiş tehditler, birbirini besleyen çatışmalar, terörizm, düzensiz göç, yabancı düşmanlığı, İslam karşıtlığı, iklim krizi ve siber tehditler gibi muhtelif sınamalarla karşı karşıyayız.

Bu gelişmeler çok taraflılığın ve kurallara dayalı uluslararası sistemin erozyona uğramasının bir tezahürüdür.” diyerek, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından kurulan yönetişim sisteminin bugünün sorunlarına çare olamadığını söyledi.

Rusya-Ukrayna Savaşı’nın Doğu-Batı savaşına dönme riski taşıdığına dikkati çeken Fidan, savaşın karşılıklı atılan adımlarla daha da tırmandığının altını çizdi. Rusya-Ukrayna savaşının sona erdirilmesine ve Karadeniz’de seyrüsefer emniyeti sağlanmasına yönelik çabaları da aralıksız sürdürdüklerini dile getiren Fidan, taraflar nezdinde güvenilir muhatap konumunda olduklarını söyledi.

”İsrail’le ticareti durdurduk”


İsrail’le ticareti durdurduk. Filistin’in uluslararası alanda daha fazla devlet tarafından tanınmasını sağlayan, ayrıca İsrail’e silah satışlarının durdurulması çağrısında bulunan uluslararası girişimlere bu hariciyeye öncülük etti. Uluslararası Adalet Divanı’ndaki davalara müdahil olduk. Kurulmasına öncülük ettiğimiz İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Ligi, Filistin Temas Grubu üyeleriyle çeşitli ülkelerde defalarca üst üste girişimlerde bulunduk. Ateşkesin sağlanması, insani yardımların ulaştırılması ve Filistin’in devlet olarak tanınması için yoğun bir diplomasi mesaisi yaptık. Bu temasların da etkisiyle, bir yıl önce ateşkesi zikretmekten dahi çekinen birçok ülkenin, özellikle Batı’daki ülkelerin, bugün ateşkes ve iki devletli çözüm savunucusuna dönüştüklerini memnuniyetle görmekteyiz. Filistinli kardeşlerimize desteğimizi insani yardımlarımızla da ülke olarak gösterdik, göstermeye de devam edeceğiz.

Lübnan’daki ateşkesin kalıcı olması ve Gazze’de de ateşkesin sağlanarak nihai çözüme gidilmesi için çalışmalarımıza bütün gayretimizle devam edeceğiz. Filistin’e desteğimiz 1967 sınırları temelinde bir Filistin devleti kurulana dek devam edecek.

“Dış politikamızı köklü devlet geleneğimiz ile insani değerlerimiz ışığında yürütüyor, dünyanın her bölgesinde ülkemizin çıkarları ve bekası için çalışıyoruz. Ülkemizi her alanda daha etkin ve güçlü kılmayı hedefleyen vizyonumuz, siz büyükelçilerimizin değerli katkılarıyla sahada çok şükür ilerlemektedir. 360 derece perspektifiyle izlediğimiz bu politika Türkiye eksenli bağımsız ve milli bir nitelik arz etmektedir. Bugün de uluslararası sistemin içinde bulunduğu krizler ve çatışmalar sarmalında, yeni fikirleri ve kavramları, alternatif rotaları, çözüm yollarını, dolayısıyla umut ışığını ortaya koyan bir Türk hariciyesiyiz.”

Günümüzde hızla gelişen teknolojiyi çalışmalarımıza yansıtmak, bakanlığımızı daha ileri noktalara taşıyacaktır. “Vizyonumuzu ve kurumsal kapasitemizi çağın gerekliliklerine göre adapte etmekteyiz.”

Fidan, bölgesel aktörler başta olmak üzere tüm taraflarla gerekli diyaloğu sürdürdüklerini “farklı etnik ve dini grupların kapsayıcı bir yönetim anlayışı ve barış içerisinde yaşadığı bir Suriye’yi” arzu ettiklerini söyledi. Fidan konuşmasına şöyle devam etti:

”Türkiye, bundan sonra da Suriye’nin toprak bütünlüğü, siyasi birliği, refah, güvenlik ve istikrarın sağlanması için üzerine düşen her türlü sorumluluğu üstlenmeye devam edecektir. Suriyelilerin, güvenli ve gönüllü geri dönüşlerin sağlanması ve ülkenin yeniden imarı için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Zor günlerinde, Suriyeli kardeşlerine el uzatmış olan Türkiye, Şam’da açılan yeni sayfada da yanlarında olacaktır. Suriye halkının da bu altın fırsatı iyi değerlendireceğine inanıyoruz. DEAŞ (IŞİD) ve PKK’nın mevcut durumdan faydalanmasının önlenmesi Suriye’yi terörizm için güvenli liman olmaktan çıkartacaktır. Bunun için de her türlü çalışmamıza kararlılıkla devam edeceğiz.

Türkiye, NATO içindeki stratejik konumunu muhafaza etmeye devam edecektir. Müttefiklerimizden de PKK, FETÖ, DHKP-C gibi terör örgütleriyle mücadelede yanımızda olmalarını beklemekteyiz. Aynı şekilde ihracat kısıtlamaları gibi müttefiklik ruhuyla bağdaşmayan eylemlerden kaçınmaları da ayrıca taleplerimiz arasındadır” ifadelerini kullandı.

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.