Asgari ücretin yılda dört kez belirlenmesi gerektiğini söyleyen Çerkezoğlu, 11 Aralık’tan itibaren “İnsanca yaşanacak bir ücret” talebiyle birçok ilde basın açıklamaları yapacaklarını duyurdu.
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, asgari ücretin yılda dört kez belirlenmesini, bir evde çalışan iki kişinin ücret toplamının yoksulluk sınırının üzerinde olması gerektiğini söyledi.
DİSK Yönetim Kurulunun Ankara’daki Genel-İş Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, yüksek enflasyon nedeniyle alım gücünün hızla eridiğini ifade etti. Açlık sınırının 14 bin lirayı, yoksulluk sınırının ise 45 bin TL’yi geçtiğini dile getiren Çerkezoğlu, “Asgari ücret ise açlık sınırının bile altında kalmaktadır. Türkiye’de asgari ücret sembolik bir ücret değildir. İşçilerin yarıdan fazlası asgari civarında bir ücretle yaşamaktadır” dedi.DİSK Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu tarafından yapılan açıklamada;
“Gelirde adalet, vergide adalet ve insanca yaşanacak bir ücret” için Türkiye’nin dört bir yanında ayağa kalkıyoruz.
Yüksek enflasyon nedeniyle alım gücümüz hızla erirken; bu da yetmezmiş gibi adaletsiz vergilerle ekmeğimiz küçülürken; Cumhuriyet tarihinin en ağır bölüşüm krizi yaşanırken, bu düzenin tüm çarkları zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapmak üzere dönmeye devam ederken 2024 yılı asgari ücret müzakereleri başlıyor.
DİSK olarak Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda yer alamamamıza rağmen yıllardır verdiğimiz mücadeleyi bu yıl da işyerlerinden başlayarak meydanlara taşıyacağımızı geçtiğimiz hafta DİSK Genel Merkezi’ndeki basın toplantısıyla ilan etmiş, DİSK-AR’ın araştırması ışığında taleplerimizi sıralamıştık.
Hafta boyunca fabrikalardan belediyelere, atölyelerden hastanelere ülkenin dört bir yanında örgütlü olduğumuz işyerlerinde çalışan işçi arkadaşlarımız ayağa kalktılar; “Gelirde Adalet, Vergide Adalet, İnsanca Yaşanacak Ücret” bildirilerimizi hep beraber okuduk.
Bir haftadır işyerlerinde okunan bildirimizde özetle şunları söyledik:
- Asgari ücret sadece asgari ücret alanların meselesi değildir.
*Asgari ücret işçi sınıfının meselesidir, milyonların meselesidir.
*Asgari ücret memleket meselesidir.
Çünkü asgari ücret tüm diğer ücretleri etkilemektedir. İşsizlik Sigortasından, kıdem tazminatına kadar birçok hakkımız asgari ücretten etkilenmektedir.
Türkiye’de ücretler insanca yaşamaya yetmemektedir. Açlık sınırı 14 bin, yoksulluk sınırı ise 45 bin liradır. Asgari ücret ise açlık sınırının bile altında kalmaktadır. Türkiye’de asgari ücret sembolik bir ücret değildir. İşçilerin yarıdan fazlası asgari civarında bir ücretle yaşamaktadır.
*Bu hak değildir, bu adalet değildir.
*Biz “Gelirde adalet” istiyoruz.
*Biz “vergide adalet” istiyoruz.
*Biz “insanca yaşanacak ücret” istiyoruz.
Evet, bizler biliyoruz ki tüm işçilerin insanca yaşamasını sağlayacak ücret alabilmesi mümkündür. Bu ülkenin kaynakları, bu ülkede hepimizin çalışarak ürettiği toplam değer 85 milyonun insanca yaşaması için yeterlidir. Yeter ki tercihler değişsin, yeter ki zihniyet değişsin.
Biz DİSK olarak adaletli bir vergi düzeni sağlamak için hazırladığımız kanun teklifimizi TBMM’ye sunduk. Bugün Ankara’da bir kez daha vergide adalet kanun teklifimizi tüm partilerin oy birliğiyle Meclis’ten geçirmesi için çağrı yapıyoruz.
2024 asgari ücretine dair görüşlerimizi, “Gelirde adalet, vergide adalet, insanca yaşanacak ücret” için atılması gereken adımları, geçtiğimiz hafta bir basın toplantısıyla 13 maddede özetlemiştik.
Duymayan kulaklar duysun, görmeyen gözler görsün diye, acilen atılması gereken adımları kısaca bir kez daha özetliyoruz:
- Ülkemizde asgari ücretin ortalama ücret haline geldiği unutulmamalıdır.
- Milyonların asgari ücrete mahkûm edilmemesi için sendikal hakların kullanımının önündeki tüm engeller ve barajlar kaldırılmalı, toplu pazarlık kapsamı genişletilmelidir.
- Gerçek dışı resmi enflasyona göre, hiçbir zaman tutmayan hedeflenen enflasyona göre ücret artışları kabul edilemez. Bizler çalışıyoruz, bizler üretiyoruz, Türkiye büyüyorsa hakkımızı istiyoruz.
- Asgari ücret yüksek enflasyon koşullarında yılda dört kez belirlenmelidir.
- Bir evde iki kişi çalıştığında gelirleri yoksulluk sınırını aşmalıdır.
- Asgari ücret, uluslararası standartlara uygun şekilde, işçinin ailesi ile birlikte geçinebileceği bir ücret olmalıdır.
- Asgari ücret sonrası ilk vergi dilimine uygulanacak oran yüzde 10’a düşürülmelidir.
- Vergi dilimleri artırılmalıdır. Çalışanların yıl içerisinde sanki zengin olmuşlar gibi bir üst vergi dilimine girmeleri kabul edilemez.
- En düşük emekli aylığı en az asgari ücret düzeyine yükseltilmelidir
- Özel sektördeki işçilerle kamu işçileri arasında ayrım yapmak Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırıdır. Asgari ücret en düşük kamu işçisi ücreti ve en düşük memur maaşı dikkate alınarak hesaplanmalıdır.
Evet hemen şimdi atılabilecek bu adımları atıldığında, bu doğrultuda politikalar belirlendiğinde, işte o zaman gerçekten de işçileri hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında ezdirmemiş olursunuz.
Kimsenin inanmadığı, hakikatten kopuk, akıl dışı, gerçek dışı ve hukuk dışı TÜİK verilerini göstererek “işçiyi enflasyona ezdirmedik” diyemezsiniz. Daha da kötüsü; asla ama asla tutturulamayan, hükümetin yıl içinde defalarca revize ettiği, gerçeklikten uzak enflasyon hedefiyle ücretleri sınırlandıramazsınız. Hedeflenen enflasyon veya TÜİK enflasyonu civarında bir ücret artışı, işçilerin alım gücünü daha da düşürmek, milyonları daha da yoksullaştırmak anlamına gelecektir. DİSK açısından bu durum asla ve asla kabul edilemez.
Öte yandan, 1 Aralık’taki basın toplantımızda ifade ettiğimiz bir konunun altını yeniden çizmek istiyorum. Yüksek enflasyon koşullarında asgari ücret değil iki kez, yılda dört kez güncellenmelidir. Şimdi belirlenecek bir ücretin yeni yılda, çok değil birkaç ay sonra hiçbir hükmü kalmayacaktır. Böylesi bir tercih, bile isteye milyonları yoksulluğa mahkûm etmektir. Her gün, iğneden ipliğe her şeye zam geldiği bir dönemde işçi ücretleri artmasın demek, Türkiye işçi sınıfının ekmeğine, çocuklarının geleceğine el uzatmaktır.
İşçilerin ücretlerini yılın ikinci yarısında “hiç” etmeyi planlayan herkes bilmelidir ki, DİSK için, Türkiye işçi sınıfı için bu iş burada bitmez.
Döktüğümüz alın terinin karşılığı bile olmayan ücretlerimizi enflasyonun nedeni olarak gösterenlere, daha fazla vergi toplamak için hemen işçilerin cebine göz dikenlere sesleniyoruz: Dönün etrafınızdaki şirketlerin kar oranlarına, doyuramadığınız bankalarınızın bilançolarına bakın! Yaşanan ekonomik sıkıntıların bedelinin ödemesi gerekenler, evine ekmek götürme mücadelesi verenler değil kasalarını tıka basa dolduranlardır.
Biz adalet istiyoruz. Gelirde, vergide ve ülkede adalet istiyoruz. Her insan gibi insanca yaşamak istiyoruz. Hakkımızı istiyoruz, hakkımızı alana kadar da mücadelemizi büyütmeye kararlıyız…
Bugün Ankara’da gerçekleştirdiğimiz temsilciler kurulumuzun ardından 10 Aralık’ta Ankara’da gerçekleştirilecek emekli mitingine güç vereceğiz. Emeklilerin adalet ve insanca yaşam mücadelesine ses vereceğiz.
11 Aralık’tan itibaren de DİSK olarak “Gelirde Adalet, Vergide Adalet ve İnsanca Yaşanacak Bir Ücret” yürüyüşümüzü ülkenin dört bir yanına taşıyacağız. Bu hafta işyerlerinde başlayan mücadelemiz, tüm bölgelerde gerçekleştireceğimiz kitlesel işçi buluşmalarıyla, kent kent, meydan meydan büyüyecek.
DİSK Yönetim Kurulu olarak doğudan batıya, kuzeyden güneye, bölge bölge, kent kent ülkemizi dolaşacağız. “Gelirde adalet, vergide adalet ve insanca yaşanacak bir ücret” mücadelesi için üyemiz olsun olmasın, sendikalı olsun olmasın tüm işçilerle, emekçilerle, emeklilerle meydanlarda buluşacağız. İstanbul’dan Ankara’ya ulaşan adalet mücadelesini ülkemizin dört bir yanına taşıyacağız.
8 Aralık’ta Ankara’da, 11 Aralık’ta Edirne’de, 12 Aralık’ta Kırşehir’de, 13 Aralık’ta Mersin’de, 14 Aralık’ta Antalya’da, 15 Aralık’ta İzmir’de, 19 Aralık’ta Artvin’de, 20 Aralık’ta Eskişehir’de, 21 Aralık’ta Kocaeli’de, 22 Aralık’ta Bursa’da ve 25 Aralık’ta İstanbul’da meydanlarda umudu büyüteceğiz.
Evet Ankara’ya yola çıkarken “Bu yolda yalnız yürümeyeceğiz” demiş ve milyonların taleplerinin, umutlarının, yüreklerinin bizlerle beraber olduğunu söylemiştik. Şimdi kent kent dolaşacak ve bizimle beraber olan yüreklerle buluşacağız.
Gelirde adaleti, vergide adaleti, ülkede adaleti, insanca yaşanacak ücret hakkımızı kol kola, omuz omuza direne direne kazanacağız! ” denildi.
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.