Dünyanın pek çok ülkesinde Covid-19 salgını nedeniyle ekonomilerin durgunluk yaşadığını belirten Erdoğan, salgınının ülke gündemini esir almasına izin vermediklerini belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, daha sonra video konferans yöntemiyle Eskişehir’deki Eti Maden Lityum Karbonat Üretim Tesisi Açılış Töreni’ne katıldı.
Polemiklere girmeden hizmet ürettiklerini söyleyen Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
ZOR GÜNLER AYRIŞMA GÜNLERİDİR: Kuşkusuz zor günler, aynı zamanda eleme, elenme, ayrışma günleridir. Bugünler milletimizin gerçek dostlarıyla sahtelerinin, ikbal peşinde koşanlarla istikbal peşinde koşanların, siyaseti milleti için yapanlarla şahsi emelleri için yapanların tefrik edildiği zamanlardır. Bu süreçte herkes kimin ne olduğunu, kime hizmet ettiğini, hangi saiklerle hareket ettiğini tartma fırsatı buluyor.
GEREKSİZ POLEMİKLERE GİRMEDEN HİZMETE DEVAM EDİYORUZ: Biz kısır gündemlerin peşine düşmeden, gereksiz polemiklere girmeden hizmet yolculuğumuza devam ediyoruz. Büyük ve güçlü Türkiye davamızla aramıza hiç kimsenin, hiçbir doğrudan ve dolaylı engelin girmesine müsaade etmeyeceğiz. Aziz milletimizin desteği ve duasıyla 18 yıldır aralıksız sürdürdüğümüz hizmet mücadelemizi önümüzdeki dönemde de devam ettireceğiz.
KARADENİZ’DEKİ REZERV BİR KIRILMA NOKTASI OLDU: Akdeniz’de ve Karadeniz’de yaptığımız sondajların sayısı 9’u bulmuştur. Hep söylediğimiz gibi ‘her arayan bulamaz ama bulanlar arayanlardır.’ Bunun için önce dünyanın en önemli sondaj ve sismik araştırma filolarından birini ülkemize kazandırdık. Ardından çalışmalara başladık ve hamdolsun nihayet ilk neticeye ulaştık. Karadeniz’deki Tuna-1 kuyusundaki keşfettiğimiz 405 milyar metreküplük doğalgaz rezervi ülkemiz için bir kırılma noktası olmuştur. Bu keşif etrafı enerji kaynaklarıyla çevrili ülkemizin gerçek potansiyelini ortaya koymuştur.
TABİİ VE YER ALTI ZENGİNLİKLERİNİ EKONOMİMİZE KAZANDIRACAĞIZ: Devamının da geleceğine inandığımız bu keşiflerle inşallah ülkemizin doğalgazda dışarıya bağlılığını ciddi oranda azaltmayı hedefliyoruz. Vatandaşımıza daha uygun fiyatlarla doğalgaz sunmanın yanında buradan sağlayacağımız döviz tasarrufuyla cari açık meselesinde de önemli bir avantaj elde edeceğiz. Sadece hidrokarbon kaynaklarının değil, ülkemizin sahip olduğu diğer tabii ve yer altı zenginliklerini de ekonomimize kazandırmaya çalışıyoruz.
BU STRATEJİK ALAN BİZDEN ÖNCE İHMAL EDİLDİ: Bizden önce yıllarca ihmal edilmiş bu stratejik alanda Türkiye’nin gerçek potansiyelini gün yüzüne çıkarmak için yoğun çaba içerisindeyiz. Bu çerçevede kurumlarımızın etkinliğini ve kapasitemizi arttırıyoruz. Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü kurulduğu 1935’den 2003 yılına kadar yaklaşık 70 senede yalnızca 3 milyon metrelik sondaj yapmıştı. Aynı kurum 2003 yılından bu yana yaklaşık 7,5 milyon metrelik sondaj gerçekleştirdi. Yani bizim dönemimizde 70 yılda yapılan sondajın yaklaşık 2,5 katı iş ortaya çıkartıldı.
BOR MADENİNE ÖZEL ÖNEM VERİYORUZ: Özellikle bilhassa ülkemizin en stratejik yeraltı kaynaklarından olan bor madenine özel önem veriyoruz. Bugün nükleer uygulamalardan plastiğe, yakıtlardan elektroniğe, nano teknolojilerden otomotiv ve enerji sektörüne kadar hemen her alanda bor madeninden istifade ediliyor. Bu durum üretimimize de yansıdı. Mesela, 2002’de 436 bin ton olan rafine bor ürünleri üretimimiz, bu yıl aralık ayı itibarıyla yaklaşık 1,6 milyon tonu buldu. Bor ürünleri ihracatımız, 2002 yılında 186 milyon dolar iken, salgına rağmen bu rakam 2020’de aralık ayı itibarıyla 610 milyon dolara çıktı. Aynı dönemde Rafine Bor Ürünleri Kurulu kapasitemizi de 730 bin tondan 2 milyon 753 bin tona yükselttik.
ÜLKEMİZİN POTANSİYELİNİ HAREKETE GEÇİREN HER ÇABA SALDIRIYA UĞRUYOR: Ülkemizin ekonomik, siyasi, askeri bakımdan güçlenmesini istemeyenler kimi zaman içerdeki piyonlarını kimi zaman da uluslararası yapıları kullanarak birçok projemizi daha başlangıç aşamasında akim bırakmıştır. Nükleer enerjiden hidroelektrik santrallerine, maden arama ve işletme faaliyetlerinden diğer yatırımlarımıza kadar ülkemizin potansiyelini harekete geçiren hemen her çaba organize bir saldırıya uğramaktadır.
MARJİNAL SOL ÖRGÜTLER ÇEVRE HİSSİYATINI İSTİSMAR ETTİ: Bu olaylarda özellikle marjinal sol örgütler tarafından insanımızın çevre hissiyatının istismar edildiğini gördük. Bölücü örgütün ekolojik terörüne ses çıkarmayanlar Türk ekonomisine ve çevreye çok büyük katkı sunacak temiz enerji projelerimizi hedef aldı. Terör örgütünün eli kanlı militanlarını ‘Yere izmarit dahi atmıyorlar’ diyerek şirin göstermeye kalkanlar, hidroelektrik santrallerimizi kötülemeye çalıştı.
MESELE AĞAÇ DEĞİL YATIRIMLARI BALTALAMAK: Batılı ülkelerin enerji ihtiyacını karşılamak için yıllardır kullandığı teknolojiler söz konusu Türkiye olunca hemen çevre düşmanı ilan edildi. Burada meselenin asla çevre ve ağaç olmadığını, asıl gayenin Türkiye’nin enerji yatırımlarının baltalanması olduğunu biliyoruz. Doğa, çevre ve yeşil gibi insanlığın ortak kavramlarının arkası karanlık birçok marjinalin operasyon aparatı haline getirilmesine izin vermedik, vermeyeceğiz. Türkiye’nin ve 83 milyonun tamamının faydasına olan enerji projelerimizin çevreci maskesi takmış vandallarca engellenmesine müsaade etmeyeceğiz.
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.