Erdoğan Dolmabahçe’de Konuştu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gençlerle bir araya gelerek açıklamada bulundu.

Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şu şekilde;

“Samsun’a gitmeden önce gençlerle sohbet etmek istedim.

Biz her şeyden önce böyle bir netice karşısında itirazlar olabilir. Bunlar siyasette sandığa girenlerin en doğal hakkıdır. Bu itiraz mercii ilçe, il seçim kurulları ve YSK’dır. Siz itirazını yaparsınız, YSK kararını verdikten sonra da ‘şeriatın kestiği parmak acımaz’ diyeceksiniz. Şuanki süreç ne yazık ki böyle gitmiyor. 29 binden 13 bin’e oy düşüyor. Bu ne demektir, burada bir hırsızlık, kaçak var. 1963’te seçime şaibe karıştığı için seçim iptal edildi, onların dönemde. Şaibe çok çok büyük. İtirazlar yapıldı belgeleri ile birlikten. Bundan sonra YSK bunun iptaline karar verdi. İptal kararı verilene kadar CHP’nin başındakiler YSK’ya methiyeler döşenirken, iptal kararı verildi, neler söylemediler… Çete mi demediler, ‘Burada neler döndüğünü biliyoruz.’ dediler… 

YSK kararını verdi. Zannediyorum Pazartesi günü de gerekçeli karar açıklanacak.

YSK kararını verdi beklenen o ki pazartesi de gerekçeli karar açıklanacak. Süreç başlamış vaziyette. 23 Haziran’da bu arada tabii bir de 2 Haziran seçimleri var biliyorsunuz değişik ilçelerde. Şimdi buralarda yapılan seçimlerde de bizim aleyhimize olanlar var. Verilen karara herkes uydu. CHP’ye ne oluyor ki uymuyor.

İstanbullu hemşehrilerim gereğini sandıkta yapacaktır.

4 pusulanın büyükşehir olayı ne yapar, tümünü kapsar. İl dediğimiz zaman ilçeyi kapsıyor. İlçelere yapılan itirazla büyükşehire yapılan itiraz aynı ağırlıkta değil. Büyükşehir olayı 39 ilçeyi kapsıyor. 39 ilçenin de bir tesir alanı var. “


Katılımcılardan birinin, askerlik sisiteminde yeni sisteme yetişemeyip askere gidecek arkadaşları için sürecin kısaltılması beklentisinin olduğunu dile getirmesi üzerine Erdoğan şu açıklamada bulundu;

“Yeni askerlik sistemiyle alakalı olarak burada dört hatta beş ana başlık var. Bir tanesi TSK’nın ihtiyacı. İkincisi öngörülebilir oluşu. Üçüncüsü süreklilik. Dördüncüsü eğitim ve mesleki gelişim ihtiyacı. Beşincisi eğitimli insan gücü kaynağının etkin ve verimli kullanılması. Bedelli askerlikle diğerleri karıştırılıyor. Bedelli askerlik noktasında yıllarca çok ciddi birikimler, yurt dışında olanların ‘Bizim durumumuz ne olacak?’ gibi birçok şeyler oluyordu. Bir dönem yaptığımız değerlendirmelerde belli bir bedel koyduk. Kabul edenler oldu. Gelip askerliklerini yaptılar. Daha sonra düşüş söz konusu oldu. Attığımız bazı adımlar oldu. Son dönemde geldiğimiz noktada ise bu ücret bedellide çok ciddi manada düşürüldü ve şu anda kabul görmeye başladı. Bir defa yükümlü erbaş ve erler var. Yedek astsubaylık var. Bir de yedek subaylık var. Bunlar bu dönemin farklı özellikleri. Yedek subaylıkta mâlum alışılmış olan süreç devam ediyor. Asıl önemli olan bu yedek astsubaylık. Burada istihdamda şu anda meslek yüksek okulları görev alabilecekler. Aynı şekilde yükümlü erbaş er burada da belli bir ücret ödeniyor. Bu belli ücretlerin ödenmesi de onların en azından süreç içerisinde maişetini temin, evliyse evine buradan belli bedeli aktarma imkanını da sağlayacak. Bütün bunlarla beraber aslolan bizim için de gerçekten önemli olan şu, mesela şimdi 5 ay kıta diyoruz, burada belli bir harçlık ödeniyor. O 5 aydan sonra kendisi terhis olabiliyor. Bunun öncesinde 1 ay temel eğitimden geçiyor. Bir diğeri aynı şekilde yedek astsubaylıkta ise 2 ay temel sınıf eğitimi, bu da harçlıklı. Ardından 10 ay da kıta hizmeti var. Burada da isterse terhis olur, ‘yok devam edeceğim’ derken devam etme şansı var. Buradan astsubaylığa, oradan subaylığa geçebilir. Gerçekten başarıyla verirse burada şaşıracaksınız, generalliğe kadar gidebilir.

Ben yedeksubay olarak kuramızı çektik. Hasdal’ı çektik. Biraz aşağısında benim çalıştığım fabrika vardı. Geri kalan 16 ay yedeksubaylık yaptım. Evim Kasımpaşa, yer Hasdal. Yarım saatte Hasdal’a gidiyorum. Hatta albay dedi ki, ‘Ya sen niye sevinmiyorsun?’ dedi, ‘Hasdal neresi komutanım’ dedim, ‘Oğlum’ dedi, ‘Kağıthane’nin üstü’ O zaman sevinçten kepi fırlattık tabi. Yedek subaylıkta isterse yine terhis, isterse subaylığa geçebiliyor. Oradan da subaylık, başarılı olması, imtihanları vermesi halinde generalliğe kadar oradan da gidebilir. Onların şansı diğerlerine göre çok daha fazla. “

Sokak hayvanlarının ne olacağı sorusuna yanıtı şöyle oldu;

“Şu anda Meclis yeni açıldı. Bu dönemdeki çalışmaları içerisinde hayvan haklarıyla ilgili çalışmalarımız belli bir yere geldi. Belediyelerin bu alanda yapacakları birçok çalışmalar olduğu gibi devlet olarak yasal düzenlemelerle birlikte getireceğimiz bazı uygulamalar olacak. Bu işin iki boyutu var. Gerçekten hayvanlara yapılan bu vahşice muamele, bir de kontrolsüz olarak hayvanların caddelerde Allah göstermesin çocuklarımızın üzerine saldırıp bazı yerlerde parçaladıklarını görüyoruz. Yapılacak olan hazırlık çok hasass. Hem bu hayvanların sahiplerinin kontrolünü arttırması lazım. Bırakalım, salıverelim olmaz. Onun için de dünyadaki uygulamaları arkadaşlarımız çalıştılar. Büyük oğlumun bir köpeği var, çukosu var. Eğleniriz, oynarız. Evde oğlum olsun, gelinim olsun tüm aile onu ailenin mensubu olarak görürler. Bana hediye edilen köpekler var. Dünürümle bir yerimiz var, orada 15-16 tane var. Mesela iki tane Japon var ki, geçen bir tanesinin gözüne hastalık sadır olmuş. Hakikaten görünce duygulandım. Öbüründe herhangi bir şey yok. Bunlar çok da sevimli.

Hükümet olarak bizim ve belediyelerin yapması gereken görevler var. Çok çeşitli yollar var. Kısırlaştırma vesaire. Bu pitbullar vesaire çok ciddi sıkıntılar oluyor. Bunların koruma altında olması lazım. Bırak, salıver olmuyor. Allah göstermesin bedeli çok ağır oluyor. Geçenlerde bir kediyle ilgili bir tablo yaşadım. O bayanın kediye tavrını yani yenilir yutulur bir şey değildi. O tablo burada anlatılaca gibi değil. Toplum olarak hayvanlara karşı bu duyarlılığımızı arttırmamız lazım. O da bir yaradılmıştır. Buna bakacağız. Biz insanız, o da hayvan. “

Burak Genç: Ülkemizde ciddi kutuplaşma var. Siyasilerin dili toplumu geriyor. Sizce buna sonlandırmanın zamanı gelmedi mi?

Bu soru çok çok güzel. Burada bana muhabbeti olan da var, olmayan da var. Samsun öncesinde bugüne kadar gençliğe bir şey yapılmış değil. Bugün Dolmabahçe Salonu’nda biraraya geldiysek bu bir sinyaldir, işaret fişeğidir. Derdimiz şudur, bu ülkede inancında, etnik yapısından, bölgesel, dinsel, ne olursa olsun, kimsenin dışlanmadığı bir Türkiye. Başı açıkmış, başı örtülüymüş, şöyle giyiniyormuş, böyle giyiniyormuş, bunlar bizi ilgilendirmez.

“BENİM IĞDIRLI GENCİMİN AYAĞINA ÜNİVERSİTE GELSİN DEDİK”

Biz bu milletin efendisi değiliz, hizmetkârıyız. Özgürlükler noktasında bu kardeşiniz iktidar olduğu ana kadar, Güneydoğu’da Doğu’da Kürtçe tabela göremezdiniz. Biz geldikten sonra orada Kürtçe tabela, bunun yanında cezaevinde oğluyla Kürtçe konuşamazdılar, Kürtçe konuşur hale geldiler. Temel hak ve özgürlükler konusunda kimsenin önünü kesmedik, kesmeyiz, kesilmesine müsaade etmeyiz. Terör konusunda hassasız, o başka bir şey. Örneğin 76 üniversitemiz vardı, şu anda 206 üniversite vardı. 81 vilayetimizin 81’inde üniversite var, hiçbir ayrım yok. İlim 81 vilayetimin tamamına ulaşsın dedim. Iğdır’dan, Hakkari’den gencim kalkıp da İstanbul’a gelmesin, onun ayağına üniversite gelsin. Hastanelerimiz illlerde değil ilçelere varıncaya kadar var. İnanıyorum ki, bu her geçen gün çok daha başarılı bir şekilde uygulama alanı bulacak. Böylece çok daha huzurlu günleri hep birlikte inşallah yaşamış olacağız.

Esmanur Kavak: Öğrenci akbili 85 liradan 40 liraya indirildi. Bunu AK Parti biz yaptık diyor, CHP daha önce niye yapılmadı deniyor?

19 gün İstanbul’da belediye başkanı olduk diye hava attınız. 19 gün içinde niye yaptınız. Hemen veri kontrollerini yapmaya başladılar. Bu da FETÖ örgütünün uygulamalarıdır. Beyefendi Samanyolu’nda çalıştığı için oradan biliyor veri kontrolüdür. Talimatı verilen yerler var. Getirseydin Meclise, suyu da çıkarsaydın. Biz 65 yaş üstüne biz belli saatlere kadar ücretsiz paso uygulaması yaptık, benim belediye başkanlığım döneminde. Dini bayramlarda köprüler, otoyollar ücretsizdir. Tereciye tere satıyorlar. Tüm İstanbullular için, öğrencilerimiz için hayırlı olsun.

Fatih Demirci: Bizim mezun olan fizyoterapistlerden asgari maaşın altında çalışanlar var. Bu bizi endişelendiriyor. Bu konu hakkında neler yapılabilir?

Fizyoterapist noktasında gerçekten ihtiyaç var. Biz bu ihtiyacı bakanımla görüştük.Yeteri derecede bizim fizyoterapist alma noktasında kadro tesisini kuracağız. Fizyoterapist bak, geç, masaj yap gönder olmaz. İşin hakkını vermemiz lazım, bu da en az 45 dakikanı alır. İnşallah bunun kapılarını daha da açarak arz talep dengesini kuracağız. Fizyoterapistlerin açıkta kalacağına inanmıyorum. Onlar çok iş bulur.

Nihan Nur Yılmaztürk: Geçtiğimiz yıl 24 Haziran seçimlerinde sistem değişikliğine dair çok güzel söylemler var. Sistem değişikliğinin oturtulamadığına dair söylemler var. Bunun kaynağı nedir?

 Sistem değişikliği kolay bir olay değil. On yılların getirdiği sistemi herkesin de talebi olmasına rağmen değiştiremiyorlar ama siz bunu değiştirmenin kararlılığında adım atıyorsunuz. Rahmetli Demirel, Türkeş, Erbakan hep bu sistemi değiştirmek, Başkanlık sisteminde hep vaadleri olmuş ama başaramamışlar. Ben belediye başkanlığımdan itibaren Başkanlık sistemini hep ifade etmişimdir. En sonunda bir Cumhur İttifakı oluşturduk ve onunla bilikte bu adımı atalım dedik. Sonunda adım atıldı ve Başkanlık sistemine geçtik. Türkiye’de beklentiler çoğaldı. Bir anda hepsinin olması mümkün değil. Şu anda birçok şey oluyor. Süreç giderken bazı şeyler yanlışlar ortaya çıkıyor. Bunları da yolu yürürken görüyorsunuz. Düzeltme yoluna gidiyorsunuz. Bazen mevzuat değişikliği bazen yasal düzenlemelerdir. Sayısal olarak anayasa değişikliğine sahip değilseniz maalesef o düzenlemeyi yapamıyorsunuz. Şimdi Cumhurbaşkanı ve Başkan kanun yapar mı? Bunu ana muhalefetin başındaki zat dahi bilmiyor. Benim bir defa kanun yapma yetkim yok. Cumhurbaşkanının sadece Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yapma yetkisi var. Bu kararnamenin de Anayasaya ters olmaması lazım. Hakkında kanun çıkarılmışsa o konuda Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkaramazsınız. Öyle istediğim gibi kararname çıkarırım, yok böyle bir şey. Sadece bütçe kanununda düzenleme yapabiliriz. 2023’e kadar çok şey çok daha farklı şekilde yoluna girecek.


Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.