Erdoğan, “Zoru görünce topu taca atacak karakterde değiliz. Hep dobra konuştuk, sözümüzü muhatabına mertçe söyledik. Bugün de hakikatin dili ile konuşacağız. Kırmızı kart gösterecekmiş, ya sen o işlerden anlamazdın o iş bizim işimiz” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM’deki grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. İmralı görüşmelerine dair açıklamada bulunan Erdoğan, “Silahı aradan çıkaralım, birbirimize sıkıca sarılalım. Heyetin yaptığı görüşmeler olumlu geçti. Gerekli çağrı yapılır terör örgütü ve bağlantılı yapılar da gereken adımları atarsa kazanan Türkü ile Kürdü ile tüm Türkiye olacaktır. Eğer terör örgütü bu çağrıya kulak tıkarsa biz terörsüz Türkiye’yi başka yöntemlerle gerçekleştiririz.” dedi.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
İhracatta cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırdık. Geçen yılan göre ihracatımız yüzde 2.5 oranında artış gösterdi. Savunma ihracatımız 7 milyar 154 milyon dolarla tarihin en yüksek seviyeye çıktı. Turizm istatistikleri bu ay sonunda belli olacak. İşgücü piyasamız güçlü görünümünü sürdürüyor. İşsizlik oranımız son 19 aydır tek hanede. İşsizlik oranı yüzde 8.6 olarak gerçekleşti. Bölgemizdeki sıcak çatışmalara rağmen bunları başarmamız ayrıca takdire şayandır. Enflasyonla mücadelenin önemini vurguluyoruz. En büyük baş ağrımız olan enflasyonda artık düşüşün başladığını görüyoruz. Haziranda girdiğimiz dezenflasyon devam ediyor.
Mal kalemlerinde enflasyon düşüşü daha belirgin ancak hizmetler kısmında atalet yüksek seyrediyor. Dünyada da benzer durum yaşanıyor. Hükümet olarak bu ataleti kıracak müdahalelere gireceğiz. Enflasyonla mücadeleyi gıda ve konut yönlü alanlarda arz yönlü tedbirlerle de destekleyeceğiz. Sosyal konut projemiz bunlardan biri. Deprem konutları tamamlanınca elimiz biraz daha rahatlayacak. Enflasyon düştükçe alım gücü de artacağı için milletimizin sıkıntıları biraz daha hafifleyecek. Bunun için biraz daha sabredeceğiz. 2025’te enflasyon hedefini tutturma konusunda umutluyuz. 2008’de “Bu kriz Türkiye’yi teğet geçecek” dedik, haklı çıktık. IMF’ye 23 milyar dolar borcumuz vardı, “Biz sizden bir daha borç almıyoruz” dedik. IMF ile kapıyı kapadık. Milletim kalbini ferah tutsun. Ne yapıyorsak akılla yapıyoruz.
‘’Neymiş Suriye’de katliam varmış’’
Suriye meselesinde o kadar ahlak dışı cümleler kurdular ki bugün konuşmaya yüzleri dahi yok. Hırçınlaşmalarının sebebi işte bundandır. Hatalarıyla yüzleşmek yerine öküz altında buzağı aramaya devam ediyorlar. Neymiş Suriye’de katliam varmış. Düne kadar Suriye’de ne işimiz var diyen siz değil miydiniz. Hani Suriye’nin iç işleriydi. Zalim Esed defolup gidince mi aydınlandınız. 13 yıl neden sustuğunuzu şimdi neden konuştuğunuzu çok iyi biliyoruz. Bugün de yine Türkiye’nin karşısındalar, ülkemizin hasımlarının yanındalar. Ne yaparsanız yapın Suriye devrimini üflemekle söndüremeyeceksiniz.
Suriye’de ilk barışçıl gösteriler 15 Mart 2011’de başladı. Bu gösteriler son derece meşru gösterilerdi. Suriye halkı baskılara karşı hak, hukuk, adalet, özgürlük taleplerini yüksek sesle dile getiriyor. Bu gösterilerde Türkiye’nin hiçbir müdahalesi olmadı. Zaman zaman da bize Suriye’nin adresini gösterdi. Sen oranın yolunu bilmezken biz zaten oralardaydık. Bunlara gerçekten navigasyon haritasını vermek lazım. Bu harita ile Suriye’ye nasıl gidiliyor bunu bilsinler. Olaylar başladıktan sonra sabık Suriye Devlet Başkanı Esed’le birkaç kez görüştüm. Görüşmelerin barışçıl olduğunun altını çizdim. Reformların artık daha fazla geciktirilmeden hayata geçirilmesi gerektiğini ifade ettim. Kendisiyle her temasımızda Esed bize reform yapacağını söyledi ama sözünü hiçbir zaman tutmadı.
Ordusunu devreye sokarak olayları kanlı yöntemlerle baskılama yoluna gitti. Bunun tepkilere neden olacağını izah ettim. Bunun aslı da Esad’dır aslında, bizi bile alıştırdılar. Gösterilerin önüne geçmenin tek yolunun vaat edilen reformların yapılmasın olduğunu hatırlattım ama şiddetin dozunu artırıp katliamlarına hız verdi. Küçük barışçıl gösteriler büyüdü ve Suriye geneline yayıldı. Rusya, İran meseleye müdahil oldu. Terör örgütleri müdahil oldu. Bölge yangın yerine dönüştü. Suriye’den ülkemize hareketlilik başladı. İnsanlar işkence, tecavüz gibi insanlık dışı muameleye maruz bırakıldı. Mazlumlara sahip çıkmak kaçınılmaz hale geldi. Yanı başımızdaki ülkeye insani sebeplerle müdahil olmaktan daha tabii bir şey olamaz.
‘’Türkiye hedefimizi başka yöntemlerle gerçekleştiririz’’
“Türkiye’nin kırk yılı geride bırakan bir bölücü terör meselesi bulunuyor. Geçtiğimiz aylarda bu meseleyi kalıcı şekilde sona erdirme yönünde Cumhur İttifakı ortağımız Sayın Bahçeli’nin cesur çıkışıyla başlayan bir dizi gelişmeye şahitlik ettik. Gelinen noktada aziz milletimizin bu noktada ihtiyatlı bir iyimserlik içinde olduğunu görmekteyiz. Hükümet olarak her vakit olduğu gibi bu hususta da olduğu gibi şehitlerimizin aziz hatıralarına, şehit yakınlarımızın ve gazilerimizin hassasiyetlerine asla halel getirmeyecek bir şuurla hareket ediyoruz.
Türkiye’nin insani ve ekonomik olarak çok büyük bedeller ödediği böyle bir sorunu kalıcı bir şekilde geride bırakması istisnasız herkesin faydasınadır ülkemizin hayrınadır. Terörsüz Türkiye ifadesinde anlamını bulan bu yeni dönemin kapılarını açma fırsatını kullanmamak üstlendiğimiz sorumlulukla bağdaşmaz. Bölgesel gelişmeler lehimizedir. İç siyasette hava son derece müsaittir.
Terör belasını kalıcı ve kati olarak defedecek bir fırsatın heba edilmesine hiç kimsenin gönlü razı olmaz. Biz de zaten razı değiliz. Bu anlayışla ilgili arkadaşlarımıza bölücü terör örgütünün lağvedilmesini sağlayacak çalışmaların dikkatle ve çok yönlü bir şekilde yürütülmesi talimatı verdim. Belli bir aşamaya gelen bu çabaların çerçevesini ve gayesini Diyarbakır il kongresinde detaylıca izah ettim. Silahı aradan çıkaralım. Terör duvarını yıkalım. 85 milyon olarak hep beraber birbirimize sıkıca sarılalım istiyorum.”
Amacımız terör bariyerlerini kaldırarak kardeşlik hukukunu düzeltmektir. Bu amaç doğrultusunda kayda değer bir mesafe de alındı. Heyetin yaptığı temasların verimli geçtiğini, birkaç istisna dışında siyasi partilerin terörsüz Türkiye hedefine samimi destek verdiğini görüyoruz. Bu hedeflere ulaşılması noktasında elbette önemli bir kazanımdır. Diğer aktörlerin de sorumluluk bilinci ile hareket ettiklerimi söylemeleri tarafımızdan memnuniyetle not edilmiştir.
Şayet gerekli çağrı yapılır, terör örgütü ve bağlantılı yapılar da gereken adımları atarsa kazanan Kürdüyle, Türküyle tüm Türkiye olacaktır. Eğer örgüt bu çağrıya kulak tıkar ve ipe un sererse, bağlantılı yapılar da kendilerinden beklenen iradeyi sergilemezse o zaman biz terörsüz Türkiye hedefimizi başka yöntemlerle gerçekleştiririz. Gün tüm coğrafyamızda barış ve istikrarı kılma günüdür.”
‘’YPG terör örgütüdür’’
“MİT Başkanımız ve Dışişleri Bakanımız Şam’ı ziyaret etti. Bugün de geçici hükümetin dışişleri, savunma bakanı ile istihbarat başkanı bir ziyaret gerçekleştirecekler ve bir görüşme yapacağız.
Suriye için en büyük sorun ülke topraklarının üçte birini işgal altında tutan YPG terör örgütüdür. Kendini feshetmezse, silah bırakmazsa yaklaşan acı akıbetten kurtulamayacaktır. Suriye’deki her kesim gibi Kürt kardeşlerimizin de sorunlarının çözümünün takipçisiyiz, güvenliğinin teminatıyız. DAEŞ gibi proje bahanelerinin ikna edici yanı kalmamıştır. Suriye’de DAEŞ tehdidinden korkuluyorsa meseleyi çözme iradesine hakim en büyük güç Türkiye’dir. Herkes bölgeden elini çeksin biz Suriyeli kardeşlerimizler beraber DAEŞ’in de YPG’nin de bütün terör örgütlerinin de başını kısa sürede ezeriz.
Türkiye-Suriye, Türk-Kürt-Arap kardeşliğini bozamayacak, şer güçlerin çizdiği sosyal fay hatları kaşıyarak bir arada yaşama irademize dinamit koyamayacaksınız.”
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.