Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır Valiliği önünde düzenlenen toplu açılış töreninde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, terör örgütü PKK yanlılarının ikide bir barış, barış dediklerini belirterek, “Lafla barış olur mu, elinde silahla dolaşanlarla barış olur mu? Barışın fedaileri biziz, özgürlüklerin fedaisi biziz, bundan sonra da böyle olacak.
Terör örgütü ülkemizin ve milletimizin baş düşmanıdır. Bu kiralık katillerden ülkemizi ve Kürt kardeşlerimizi kurtarmaktan kararlıyız. Bedeli ne olursa olsun Kürt kardeşlerimizi terör örgütünün zulmünden kurtarmaya söz veriyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yatırım bedeli 288 milyon lira olan 85 projenin açılışını yapmak üzere geldiği Diyarbakır’da halka seslendi. Diyarbakır Valiliği önünde toplanan kalabalığa seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşık 10 aylık bir aradan sonra bir kez daha Diyarbakırlılarla olmanın memnuniyeti içinde olduğunu söyledi.
Erdoğan, “Havalimanından buraya gelirken 14 sene önceki Diyarbakır’ı düşündüm, neydi ne oldu. Geçtiğimiz 14 yılda Diyarbakır’a 30 milyar liraya yakın yatırım yaptık. Eski rakamla 30 katrilyon. Bu PKK yanlıları ikide bir diyorlar ki barış, barış, barış. Lafla barış olur mu, elinde silahla dolaşanlarla barış olur mu? Biz inşa ediyoruz, biz ihya ediyoruz.
Biz Diyarbakır belediyesinin önünde hüngür hüngür ağlayan çocukları dağa kaçırılmış anaları unutmuyoruz. Barış diyenler onlara haince baktılar ama biz şefkatle baktık ve hamd olsun şuanda her şey açık bir şekilde ortada.
Barışın fedaileri biziz, özgürlüklerin fedaisi biziz bundan sonra da böyle olacak. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesine 280 katrilyon yatırım yaptık. Bugün de Diyarbakır’ı geliştirmenin çabası içerisindeyiz. O güzel Diyarbakır türküsünde ne diyor ‘Bahçada yeşil çalı, boyun boyuna uyar, ben seni gizli sevdim bilmedim alem duyar’. Biz sizi gizli, saklı değil, alenen sevdik. Biz bu şehrin güzel insanlarını Allah için sevdik. Bunun için de diğer 80 vilayeti ile birlikte Diyarbakır’a da aşkla hizmet ediyoruz” diye konuştu.
“Bu halkı bizden koparmak isteyen, kalbimizi söküp almaya çalışır, biz buna müsaade etmeyiz”
Diyarbakır’ın Türkiye’nin kalbi olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ülkeyi bölmeye çalışanlara seslenerek, ülkeyi böldürmeyeceklerini söyledi. Erdoğan, “Ülkenin yönetiminde sorumluluk sahibi olduğum sürece ne terör örgütünün çapulcuları, ne de başka bir musibet size dokunamaz. Bunun teminatı biziz. Sizin hakkınıza el atmaya kalkan karşısında bizi bulur. Türkiye nasıl İstanbulsuz, İzmirsiz, Antalyasız, Erzurumsuz olamazsa asla Diyarbakırsız da olamaz. Çünkü Diyarbakır bizim kalbimiz. Bu halkı bizden koparmak isteyen kalbimizi söküp almaya çalışıyor. Diyarbakır Türkiye’nin mührüdür el uzatılmasına izin vermeyiz. Aydınlık bir gelecek bizi bekliyor. 16 Nisan ülkemizle birlikte Diyarbakır için de yeni bir dönemin müjdecisi olacaktır. Diyarbakır’dan öyle seslenin ki tüm dünya duysun. Büyük Türkiye, güçlü Türkiye için evet mi? İstikrarlı Türkiye evet mi? Diyarbakır beni mahcup etmeyecek değil mi?” ifadelerini kullandı.
“Türkiye son 3 yıldır çok zorlu sınavlardan geçiyor”
Türkiye’nin son yıllarda büyük sıkıntılar yaşadığını belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kardeşlerim Türkiye son 3 yıldır çok zorlu sınavlardan geçiyor. Bin yıldır birlikte yaşadığımız bu coğrafyada birliğimize yönelik saldırılara beraberce karşı koyduk.
Sultan Alparslan önce Diyarbakır’a geldi sonra Malazgirt Zaferi’ni kazandı. Selahattin Eyyübi Haçlıları karşı çıkarken arkasında Diyarbakır vardı. Yavuz Sultan Selim Mısır’ı fethetmeye giderken önce Diyarbakırla kucaklaştı.
Cumhuriyeti kurarken de Diyarbakır Ankara’nın yanında yer aldı. Diyarbakırlıların kafasını karıştırmak isteyen olmadı mı elbette oldu. Özellikle darbe dönemlerinde Diyarbakır’a yanlış yapılmamış mıdır, elbette yapılmıştır.
Aslında bu dönemlerde ülkemizin her köşesinde insanlar inançları ve düşünceleri yüzendin baskı görmüştür. Bu sebeplerden cezaevine düşmüş biriyim. Diyarbakır bu zulmü çok daha ağır yaşadı. 2001 yılında arkadaşlarımızla bir araya geldik yeni bir parti kurmaya karar verdik işte bu sebeple adalet ve kalkınma koyduk ismini. 2002’de iktidara gelince hemen kolları sıvadık ve geleceğin Türkiye’sini inşa etmeye başladık.
Demokrasi ve ekonomide yaşanan sorunlar insanlarımızı hayattan bezdirdi. Biz bu sorunları çözmek için kararlı ve süratli adımlar atmaya başladık. Bu sürede ülkemizi 3 kat büyüttük. Eğitimde, ulaşımda, sağlıkta devrim yaptık. Diyarbakır Kayapınar’da bir şehir hastanesi kurulması için çalışmalarımız sürüyor. Hastaneye gireceksiniz evvel Allah şifayı bulup çıkacaksınız.
Gençler siz ne derseniz inanıyorum ki o olacaktır. Bazıları gençleri parlamentoya istemiyor. Halbuki daha önce 18 yaşındakilerin parlamentoya girmesini kendileri istedi. Şimdi ters düştüler, bunlar akşam başka, sabah başka.
Bir müjdeyi sizlere vermek istiyorum, Diyarbakır Ergani ve Bismil ilçelerine bu yıl Silvan ve Çermik’e önümüzdeki yıl doğal gazı veriyoruz. Fakat şunu söyleyeyim bu PKK terör örgütünün mensupları biz doğalgazda isale hatlarını yaparız, onlar gelir bombalar. Bunlar hain alçak, bunlar benim Kürt kardeşlerimi sevmiyor, bunlar benim Kürt kardeşlerimin temsilcisi olamaz, her şey yalan. Sormak lazım siz burada belediyelerinizle ne yaptınız.
Bakın kayyumlar atandı hemen her yer nasıl değişmeye başladı. İş bilenin kılıç kuşananın. Bu iş aşk meselesidir. Dertli olmak gerek dertli. Aşkına koşan yorulmaz bunu böyle biliniz. Diyarbakır’ı şanına yakışır bir stadyuma kavuşturmak istedik. İnşallah ağustos ayında hizmete girecek. GAP’ın en önemli sulama projesi Diyarbakır’da 2019 yılına kadar bir milyon hektarı sulayacak baraj bitiyor. Diyarbakır’da teslim edilen konut sayısı 11 bine ulaştı.
Yıkılan evleri ve işlerlerini ayağa kaldırıyoruz. Sur içini Diyarbakır ve ülkemize yakışır hale getiriyoruz. Tarihi eserlerden dolayı çalışmalar hassas ilerliyor. Bölgenin alt yapısı baştan sona yenileniyor. Sokaklar, dükkanlar dahil tümüyle elden geçiriliyor. Sur içine ilk etapta 44 ve toplamda 2 bin Diyarbakır evi yapıp turizm sektörünün hizmetine sunacağız.
Diyarbakır neden turizmde patlama yapmasın. Terör olursa buraya ajan teröristler gelir turist gelmez. Onların işi gücü karıştırmak, onlar terör mikseridir. Hevsel Bahçeleri de halkımıza hizmet verecek şekilde düzenleniyor.
Üçkuyalar ve Çölgüzeli’nde 5 bin 607 yeni konut yapılıyor bunların bin 500’ü teslim duruma geldi. 2 yıl içinde 2 katrilyon bir yatırımla tüm çalışmaları sonuçlandıracağız. Bunlar bittiğinde İstanbul gibi tarihi güzellikleriyle ülkemizin vitrininin önüne koyacağımız bir Diyarbakır olacak. Cazibe yatırımları kapsamında 6 katrilyon 200 trilyonluk yatırımla 37 bin 300 kişilik istihdam yapıyoruz. Diyarbakır ithalat ve ihracatıyla Türkiye’nin 67. sırasında bu Diyarbakır’a yakışmaz. Diyarbakır ilk 15-20 arasında olmalı bunun yolu istikrar ve güvendir.
Terörün olduğu yerde istikrar güven olmaz. Şimdi istikrar ve güveni sağlamak için ne diyoruz, huzurun olmadığı yerde hiçbir şey olmaz. Kimse gelip terörün, kavganın eksik olmadı yerde yatırım yapmaz. Terör örgütü ülkemizin ve milletimizin baş düşmanıdır. Bu kiralık katillerden ülkemizi ve Kürt kardeşlerimizi kurtarmaktan kararlıyız. Bedelini her şey pahasına öderiz. Bedeli ne olursa olsun Kürt kardeşlerimizi terör örgütünün zulmünden kurtarmaya söz veriyoruz.
Bu hain örgüt hiçbir vatandaşımızın evini başına yıkamayacak. Bu alçak örgüt hiçbir vatandaşımızın çocuğunu elinden alamayacak. Kimsenin siyasi iradesini rehin alamayacak. Alırlar nerde alırlar Avrupa’da alırlar, ama Türkiye’de alamayacaklar. İşte o da onların sosyal demokrat sosyalist partileri ile ne yazık ki buradan giden PKK terör örgütleri onlarla beraber yürüyorlar.
Alman polis teşkilatlarının araçlarının içinde bölücü terör örgütleri oturuyor ve yanlarında pankart taşıyor. Böyle bir hak hukuk olur mu? İsviçre’de parlamentonun önünde dev bir poster şakağıma silah dayamış öldürün diyorlar. Yürüyüş yapıyorlar, yapanlar PKK, DHKP-C ve onların sosyalist partisi”.
“Biz bu yola kefenle çıktık”
Yola çıktıklarında kefeni giyip öyle yürümeye başladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisine yönelik suikast planlarından korkmadığını söyledi. Erdoğan, “Allah’ın verdiği bu canı ondan başka kimse alamaz. Ne bir an ileri, ne bir an geri, biz buna inanmışız.
Yola çıktığımızda kefenimizi giydik öyle yürüdük. Siz 15 Temmuz gecesi meydanları dolduran değimlisiniz siz, F-16’lardan, helikopterlerden kaçtınız mı? Tanklara karşı duran sizdiniz değil mi? Evvel Allah mesele bu. Devletimiz askeriyle, polisiyle, korucusuyla sizlerin yanındadır. Her vatandaşımızın can ve mal güvenliği devletin güvencesi altındadır.
Terör örgütlerini temizledik, temizliyoruz. Sizi devletin içinde örgütün kucağına atacak kimse kalmayacak. Bizim muhatabımız sizsiniz. Bu güne kadar Kürt kardeşlerimize sağlanan ve zaten hakkınız olan demokratik insani kültürel imkanlardan geriye doğru en küçük bir adım atmak söz konusu değildir. Endişeniz olmasın. Başbakanlığım döneminde Kürtçe yayın serbest oldu mu?
Kurslar serbest oldu mu? Anneler evlatlarıyla cezaevlerinde Kürtçe konuşabildi mi? Biz özgürlüklerin teminatı olduk. Şuanda bile hala insanları tehdit yollarını arayan bir terör örgütü var. Bunlara 16 Nisan’da fırsat vermeyeceğinize inanıyorum. Bütün bu yaptıklarımız ana sütünüz gibi helaldir” dedi.
“Arkalarına terörü alıp millete zulüm ettiler”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı siyasilerin arkasına terörü alıp millete zulüm yaptığını belirterek, artık o devirlerin de geride kaldığını söyledi. Erdoğan, “Sözü olan herkesle birlikte yürümeye hazırız, bir şartımız var kimsenin elinde silah olmayacak, kimse bu ülkeyi bölmeye kalkmayacak. Bunun için tek millet, yani 80 milyonuyla tek millet.
Biz yaradılanı Yaradan’dan ötürü sevdik, ayrım yok. Bu şehirde sözüm ona kendini Kürtlerin temsilcileri olarak tanıtan bir parti 7 Haziran seçimlerinin ertesi günü kendileri gibi düşünmeyenlerin katledilmesine sessiz kaldı mı? 53 Kürt gencinin katledilmesine ses çıkardı mı? Ölen Kürt, öldüren Kürt ama yapılan ilk seçimde tokadı yediler. Bu oyunlara bir daha gelmeyeceğiz. Devletin kendilerine verdikleri imkanı terör örgütlerine teslim ettiler.
Çukur eylemleriyle vatandaşların sokaklarını caddelerini delik deşik ettiler. Yaşam koşullarını bozdular. Terör örgütlerinin dediğini yapmadıkları için alçakça vatandaşları katlettiler. Arkamızda PKK, YPG, DHKP-C, FETÖ var dediler milleti buna reva gördüler, zulüm ettiler. Elinde silahıyla milleti katleden teröristi arkasına alanlarla, onlara sahip çıkan siyasilerin arasında ne fark var? Bugüne kadar yaşadığınız sıkıntıların sebebi mevcut sistem değil mi? Onlar emirleri CHP’nin Pensilvanya’dan aldığı gibi sizden değil, Kandilden, buradaki terör baronlarından alır.
İşte bunlara karşı 80 milyon insanımıza tek millet demeye devam edeceğiz. Tek bayrak, Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda, 15 Temmuz’da bizi yan yana şahadete yürüten bayrağımız tektir. Hilali bağımsızlığımızın ifadesi, yıldızı şehitlerin ta kendisidir. 15 Temmuz’da darbecilerin karşısında dik duran ve şehit düşen Askeri kardeşimiz Diyarbakırlıydı ve elinde bu bayrak vardı. Bu bayrak dışındaki bez parçaları bizim için birer paçavradan ibarettir. Tek vatan, bu vatan tarih boyunca mazlumların tek limanı olmuştur. 780 bin kilometre kareyle tek vatan, vatanımızı böldürmeyiz.
Kimse topraklarımız bölemez, buna gayret edenler karşısında asker, polis, korucularımızı bulacaktır. Dördüncü olarak tek devlet diyoruz. Bizim Türkiye Cumhuriyeti’nden başka devletimiz yok. Yok paralelmiş, yok özerk devletmiş asla böyle bir şey olamaz.
Türkiye Cumhuriyeti’nin özerkliği sana yetmiyor mu? Devletimizi ne PKK’ya, ne PYD’ye, ne FETÖ’ye asla teslim etmedik, etmeyeceğiz. 15 Temmuz’da devletimizi ele geçirmeye çalışanlara cevabını verdik. Belediye başkanları, milletvekilleri hakkını arayan 70 yaşındaki insanları örgüt adına tokatladılar. Kamyon ve kepçeleri çukur açması için terör örgütlerine peşkeş çektiler” diye konuştu.
“Onlar Kandil’e gönderiyor, biz sizi parlamentoya çağırıyoruz”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Gelin hakkınızı demokrasi içinde verin, bu çağrımıza ne yazık ki olumlu cevap veremediler. Tek bir muhatabımız var dedim ve bu da sizsizin. Yeni yönetim sistemi ile cumhurbaşkanı dolayısıyla hükümeti sandıkta millet belirleyecek.
Böylece oy sandıklarını mermi sandıklarıyla değiştirmek isteyenlerin devri sona eriyor. Onlar Kandil’e gönderiyor, biz sizi parlamentoya çağırıyoruz. Benim dedem Fatih 21 yaşında bir çağ kapayıp bir çağ açtı mı? Biz onların torunlarıyız, yaparız. Artık milletimizle sizlerle aramıza ne terör örgütleri, ne de onların piyonları girebilecek. Anayasa değişikliği ile sıkıyönetim yasası tamamen kalkıyor. OHAL şuan olduğu gibi hükümetin ve meclisin denetimindedir, terör örgütleriyle mücadelede kullanılır. Kılıçdaroğlu’nun söylediklerine bakmayın.
16 Nisan’da bu reformları cumhurbaşkanlığı sistemiyle taçlandırıyoruz. Diyarbakır’dan öyle bir evet sesi yükselsin ki Kandil’in de, Pensilvanya’nın da, Avrupa’nın da sesi boğazında kesilsin. Ben hayır diyene terörist demiyorum, hayır diyenlere dikkat edin diyorum. Kandil hayır diyor, dürüstlüğe davet ediyorum başka kim diyor Pensilvanya hayır diyor, çok yüksek tonda tek millet için evet mi, tek bayrak için evet mi, tek vatan için evet mi, tek devlet için evet mi? Evet, evet, evet,. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Siyasetçinin işi inşa etmek, ihya etmek, imar etmek, hizmet etmektir.
Siyasetçinin işi gönül yapmak, halkın ve hakkın rızasını kazanmaktır. Siyasetçinin silahla, çukurla, provokasyonla olmaz.
Devletin gönderdiği kaynakları kandile gönderenlerle işimiz olmaz. Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda, şimdi dinlediğim tüm şarkılarda bana her şey sizi hatırlatıyor, bana her şey sizi hatırlatıyor, bana her şey Diyarbakır’ı hatırlatıyor. 16 Nisan inşallah aydınlık yarınlarımız için bir vesile olsun”.
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.