Et Ürünlerinin Çoğunda Mikroplastik Bulunuyor

Araştırmacılar proteinli gıda örneklerinin yüzde 88’inde mikroplastik buldu.

Diş macununda yaklaşık 30 μm çapında mikroplastik kürecikler. (Fotoğraf: Dantor, Wikimedia)

Yeni bir çalışma, Amerika Birleşik Devletleri’nde yaygın olarak tüketilen proteinli gıdaların çoğunda mikroplastikler buldu. Bu gıdalar arasında deniz ürünleri, domuz, tavuk, sığır eti ve bitkisel bazlı et alternatifleri var.

Araştırma, kâr amacı gütmeyen Ocean Conservancy ve Toronto Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından yürütüldü. Çalışma bulguları, 8 Ocak’ta Environmental Pollution dergisinde yayınlandı.

Araştırmacılar, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki tüketicilere yönelik 16 farklı protein türünden alınan örnekleri analiz etti. Bunlar, deniz ürünleri, domuz eti, sığır eti, tavuk, tofu ve üç farklı bitkisel bazlı et alternatifi ürünü kapsıyordu.

Özellikle mağazalarda satılan şu ürünleri incelediler: panelenmiş karides, kıyılmış pollock balığı, balık çubukları, beyaz körfez karidesi (başsız/kabuklu), Key West pembe karides (başsız/kabuklu), Alaska Pollock filetosu (derisiz), tavuk kanadı, sığır filetosu bifteği, domuz filetosu, tavukgöğsü, bitki bazlı küpler, bitki bazlı balık çubukları, bitki bazlı kıyma ve tofu küpleri.

Numuneler, işlenmemiş, minimum işlenmiş ve yüksek oranda işlenmiş protein türleri içeriyordu. Bunların yanı sıra numunelerin çoğunluğu, doğal ya da organik ürünlerdi.

Genel olarak, araştırmacılar test edilen proteinli gıda örneklerinin yüzde 88’inde mikroplastik buldular.

Özellikle tüm örneklerde tanımlanan mikroplastiklerin yaklaşık yarısı (% 44’ü) lif halindeydi. Araştırmacılar bu bulguların, liflerin çevredeki en yaygın mikroplastik formu olduğunu öne süren diğer çalışmalarla tutarlı olduğunu söyledi.

Araştırmacılar, mikroplastiklerin kabaca üçte birinin (% 30) plastik parçalar olduğunu söyledi.

‘Büyüyen Plastik Kirliliği’

Çalışma ayrıca yüksek oranda işlenmiş ürünlerin, gram başına en fazla mikroplastik içerdiğini buldu. Ancak kara ve okyanus kaynaklı proteinlerin mikroplastik konsantrasyonları arasında istatistiksel bir fark görülemedi.

Çalışma yazarları, “Yüksek işlenmiş ürünler ile taze yakalanmış ürünler arasında istatistiksel bir fark bulunmadı. Bu da gıda işlemenin mikroplastik kontaminasyonun tek kaynağı olmadığını gösteriyor. Yani bu gıda işlemenin etkisi konusunda daha fazla araştırmaya gerek olmadığını düşünüyoruz” diye yazdı.

Bu çalışmanın sonuçlarını, Ocean Conservancy ve Toronto Üniversitesi’nin bulgularından elde edilen anket verileriyle birleştirdiler. Böylece araştırmacılar, ortalama bir Amerikalı yetişkinin yılda ortalama 11.500 mikroplastik tükettiği sonucuna ulaştılar.

Bununla birlikte, her protein tipinde bulunan en yüksek mikroplastik seviyesi ve rapor edilen ortalama protein tüketim oranları kullanılarak bir hesap yapıldığında bu değerin, yılda maksimum 3,8 milyon mikroplastiğe ulaşabileceğini belirtiyorlar.

Araştırmacılardan biri olan Dr. Britta Baechler, Ocean Conservancy’de deniz biyoloğu ve plastik bilimi müdür yardımcısıdır.  Baechler “Bu, plastik kirliliğinin ne kadar hızla büyüdüğünün şaşırtıcı bir göstergesidir. Üstelik deniz ürünleri örneklerinin, karasal kaynaklı proteinler gibi plastiklerle kontamine olma olasılığı var” diyor.

“Ne yerseniz yiyin onlardan kaçış yok gibi görünüyor. Plastik kirliliği krizi hepimizi etkiliyor. Bu kirliliğin birçok biçimini ele almak için harekete geçmemiz gerekiyor”.

Mikroplastik, okyanuslarda ve diğer su habitatlarında giderek artan bir endişe kaynağı oluşturmaktadır. (Fotoğraf: 5Gyres, Oregon State Üniversitesi, Wikimedia)

Mikroplastik Nedir?

Mikroplastikler, son derece küçük plastik parçacıklardır. Boyutları beş milimetreden küçük olan polimerlerin ve fonksiyonel katkı maddelerinin karışımlarından oluşurlar.

Tüketilmiş ürünlerinin veya endüstriyel atıkların atılması ve parçalanması yoluyla, genellikle istemeden çevreye salınırlar.

Araştırmacılar, test ettikleri protein ürünlerinde tanımlanan mikroplastiklerin doğrudan tüketiminin etkisine ilişkin sonuçlar çıkaramadıklarını belirttiler. Bu konuda gelecekte araştırma çalışmalarına ihtiyaç duyulduğunu da sözlerine eklediler.

Araştırmacılar, Amerika Birleşik Devletleri’nde yaygın olarak tüketilen ek gıdaların da araştırılması gerektiğini söylediler. Süt ürünleri, tahıllar ve sebzeler gibi gıdalardaki mikroplastikler hakkında daha ileri çalışmalar yapılması gerekiyor.

Environmental Science and Technology’de yayınlanan 2023 tarihli bir çalışmada, kalp dokusunda mikroplastiklerin varlığı bulundu.

Bir yıl önce, Avrupa’daki bir grup araştırmacı, insan kanında ilk kez mikroplastik keşfettiklerini bildirdi.

Mikroplastikleri yutmanın sağlığa etkileri henüz net değil. Bunun yanı sıra, 2021’de yayınlanan bir Hull Üniversitesi araştırması, bunların hücresel ölüme veya alerjik reaksiyonlara neden olabileceğini iddia etti.

Ocean Conservancy çalışmasının birinci yazarı Madeleine Milne, “Mikroplastiklerden kaçınmak için ‘şundan daha az ya da bundan daha fazla yiyin’ gibi sonuçlar çıkarmak cazip gelebilir. Ancak şu anda yaygın tüketilen gıdalardaki mikroplastik düzeyleri hakkında hala çok az şey biliyoruz” dedi.

“Çalışmamız bu bilgiye katkıda bulunuyor. Ancak daha büyük resmi daha iyi anlamak için, daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Bu mikroplastiklerin nereden geldiği ve insan sağlığı üzerindeki olası riskleri de araştırılmalı.”

Yazan: Katabella Roberts, The Epoch Times

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.