Evlilik mi…Evcilik mi…?
Erken Yaşta Evlilik … Evlilik mi, Evcilik mi?
USAK (Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu), Sosyal Araştırmalar Merkezi tarafından yapılan bir çalışma, gündemdeki bir konuya, erken yaşta ve zorla evlilikler ve çocuk gelinler sorununa ışık tutuyor.
Çalışmayı yürüten ve raporu hazırlayan Elvan Aydemir, Toplumsal cinsiyet çalışmaları, çocuk ve suç, medya çalışmaları, sosyoloji teorileri ve göç konuları üzerine çalışmaktadır. Ayrıca Usak Stratejik Gündem’in yayın koordinatörlüğünü yürütmektedir.
Uluslararası anlaşmalarla belirtilen standartlara baktığımızda on sekiz yaşın altında yapılan her evlilik erken evlilik, evlendirilen kız çocukları da çocuk gelin olarak belirtilmektedir. Bireyin ruhsal ve fiziksel gelişimini tamamlamadan yaptığı bu evliliklerin büyük çoğunluğu bireyin bilinçli rızası dışında yapılması dolayısıyla da ‘erken yaşta ve zorla yapılan evlilikler’ olarak literatürdeki yerini almıştır.
Kesin rakamlara ulaşmak mümkün olmasa da gelişmekte olan ülkelerde her yıl 10-12 milyon kız çocuğunun erken yaşta evlendirildiği düşünülmektedir.
Konuyu Türkiye özelinde ele aldığımızda ise her üç kadından birinin erken yaşta çocuk evliliği yaptığını söylemek mümkündür.
• Erken yaşta evlilikler denildiğinde, karşımıza çoğunlukla “çocuk gelinler” çıkmaktadır. Kız çocukları erkek çocuklarına nazaran çok daha erken yaşta evlendirilmekte ve bu evlilikler kız çocukları açısından daha ciddi sorunlar yaratmaktadır.
• Erken yaşta evlilikler, özellikle kadınların toplumdaki eşitsiz konumunu pekiştirmekte, kadınların yaşamsal imkânlarının ve hayat tercihlerinin azalmasına sebep olmaktadır
• Erken yaşta evlilikler önce bireyi, daha sonra tüm toplumu etkileyecek yıkıcı sonuçlar doğurmaktadır. Anne-çocuk ölümleri, üreme sağlığına yönelik sorunlar, eğitim eksikliği ve toplumsal izolasyon bu sonuçlardan bir kaçıdır.
• Türkiye’nin de imzaladığı İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Çocuk Hakları Sözleşmesi gibi uluslararası nitelikteki anlaşmalarda bireylerin evlilik yaşları on sekiz olarak kabul edilmiştir. Fakat Türkiye’de erken evlilikleri düzenleyici Türk Medeni Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve Çocuk Koruma Kanunu gibi kanunlarda bireyin çocuk sayılmasına dair, erken evliliklerin önüne geçilmesini engelleyici bir takım uyuşmazlıklar görülmektedir.
Kadın alanında çalışmalar yürüten akademisyen-aktivist Gülnur Elçik ataerkil bakış açısının sebebiyet verdiği erken yaşta evlilikleri şu şekilde eleştiriyor: “Bu topraklarda; bencilce bir hezeyanla mürüvvet görelim diye, ne olduğunu bilmeden nesillerdir koruyageldiğimiz ve onun için insan kesmeyi onurlu bir şey sandığımız ‘namus’ yerinde dursun diye, soframızdan bir tabak eksilsin de eksik eteği kocası doyursun diye evlendiririz çocuklarımızı”.
Erken yaşta evlilik çocuk istismarıdır
Bu evlilikler çocuk istismarının, kadına yönelik şiddetin ve kadın erkek arasındaki güç eşitsizliğinin en tahrip edici şekilde görüldüğü alanlardan biri olarak kabul edilen ve artık açıkça bir insan hakları ihlali olarak değerlendirilen ve tartışılan bir konudur.
İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, son sekiz yıl içinde henüz okulu bitirmemiş 54 kız çocuğu hamile kaldı. Bu çocuklardan 15’i sadece 10, 39’u ise 11 yaşındaydı. 2002’den bu yana 15 yaş altı 63 bin 587 çocuk doğum yaptı.
Çocukların yaş dağılımı ise şöyle:
12 yaşında 268, 13 yaşında 2 bin 257, 14 yaşında 14 bin 777, 15 yaşında 45 bin 861.
Hamile kalan kızların yüzde 60’ı kürtaj yaptırdı.
İngiltere, tüm Avrupa ülkeleri arasında 16 yaş altında en fazla hamileliğin görüldüğü ülke.
(Uçan Süpürge Küçük Yaşta ve Zorla Evlilikler 2010 Almanağı)
CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında Türkiye’de her 3 kadından birinin çocuk yaşta evlendirildiğini belirterek, ”Para için, töre için gelin ediyoruz çocuklarımızı” dedi.
CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, çocuk tanımı yaşının, ”18 yaşını doldurmuş olmak” olarak yeniden düzenlenmesi gerektiğini belirterek, ”çocuk gelin” sorununun giderilmesi için yasal altyapının hazırlanmasının önemli olduğunu ifade etti.
CHP’li Nazlıaka erken yaşta evlilikler için ”hukukun sürekli ihlal edildiği Türkiye’de, çocukların sahip çıkılamaz hale getirildiğini” öne sürdü.