İmamoğlu, iktidarın, muhalefet partileri tarafından yönetilen belediyeler üzerindeki kayyum ve SGK borçları gerekçe gösterilerek başlatılan haciz baskılarına yanıt verdi.
Türkiye Belediyeler Birliği(TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye(İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, ‘Tuzla Sosyal Yaşam Merkezi Temel Atma Töreni’nde konuştu. İktidarın, muhalefet partilerince yönetilen belediyeler üzerindeki kayyım ve SGK borçları bahanesiyle başlatılan haciz baskılarına yanıt veren İmamoğlu, satır aralarında çarpıcı yanıtlar verdi. Konuşmasında iptal edilen 31 Mart 2019 yerel seçimlerini hatırlatan İmamoğlu, özetle şu ifadeleri kullandı:
“‘Bir oyla on üç bin oyla sen seçimi kazandın mı zannediyorsun’ diyerek, yargıyı baskı altında tutarak, seçimi milletin elinden çaldılar. Bunları unutmayın. ‘Ne yapabilirler?’ Her şeyi yapabilirler. Bizi yıldırabilirler mi? Asla! Asla! Vallahi biz hem şehrimizin, muhafızları hem de bu güzel devletimizin, Cumhuriyetimizin, demokrasimizin yılmaz bekçileriyiz, o kadar. Yılmaz bekçileriyiz. Biz, onlara benzemeyiz.”
“Bizimle siyaset yapan herkes, ‘biz’ diyecek. Bizimle siyaset yapan herkes, memleketini ve milletini düşünecek. Partisiyle ilgili bir çember çizip, sadece onun içindekileri değil, milletini görecek. 86 milyon insanını hissedecek. Bizim siyaset anlayışımız, siyaseti bir araç haline getirir, amaç haline getirmez. Partisinin başındakini kutsallaştırmaz. Onun söylediklerinin her şeyini, eğrisini, doğrusunu ölçmeyi bırakıp, ‘Emir telakki ederim’ demez.”
“Bizim için milletin parasını millete dağıtmak esastır. Ölürüz de bundan vazgeçmeyiz. Çünkü böylesi bir yol, milletin parasını millete dağıtma yolu, bizim için haysiyet ve şeref yoludur. Bundan vazgeçmeyiz. Milletin parasını millete vermenin erbabı, uzmanı biziz. Millet bunu gördü. Bakın; bundan vazgeçmeyecek. Onların zihniyeti, onların uzmanlığı başka. Onların uzmanlığı, milletin parasını millete vermiyor. Onların uzmanlığı, milletin parasını israf çarkının içine sokup, çarçur edip, oradan kalan posasını millete dağıtıyor. Biz ise, milletin parasının tamamını, milletin cebine sokmak için gayret ediyoruz.”
“Öyle soruşturmayla davayla, hacizle bizi durduramazsınız. Milletin gönlünde edindiğimiz o şerefli, tertemiz yeri kirletemezsiniz. Tek yapacağınız iş; böyle devam ederseniz, tepeden aşağı kirlenirsiniz. Bu kadar söyleyeyim. Tepeden aşağı kirlenirsiniz. Ve o kirli halinizle milletin karşısına çıkarsınız. Millet de o tertemiz eliyle sizi sandıktan yollar, gidersiniz. Tarihe gömülürsünüz.”
“Sadece İstanbul’a seslenmiyorum, Türkiye’nin her yerinde, ‘Ben bu yolculuğun, bu davanın bir parçasıyım’ diyen herkes, çok büyük bir sorumluluk ve vebal altındadır. Amasız fakatsız, tepeden tırnağa, en baştan en küçük görev yapan arkadaşıma kadar, ‘Ben bu yolun, ben bu ülkenin geleceğine başımı koymuş, elimi koymuş, kolumu koymuş, gövdemi koymuş çalışacağım’ diyen bizim yol arkadaşımızdır. Bunu demiyorsa, bu yolculuğun bir parçası değildir. Bu kadar net. Cumhuriyet Halk Partisi’nin evlatlarıyız, ama memleket için çalışan Atatürk gençliğiyiz. Bu yürekle çalışacağız. Bunun başka bir tarifi yok. Bu yolda da engel tanımayacağız.”
“Suriye meselesinde Doğru adımlar atılmaz ise, çok büyük bir tehditler önümüzde birikir ve barındırmaktadır. Doğru adımlar atılır ise, ülkemiz adına büyük fırsatlar barındırır, barındırmaktadır. Geçmişten bugüne, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kötü dış politikasının yapıldığı Suriye’de, artık yanlış yapılamaz. Eksik davranılamaz. Bu sorunlar varken, sen dönüyorsun Ekrem İmamoğlu’yla dava üzerinden uğraş, birini kayyımla içeride tut, belediyelerin hacziyle uğraş, hukuksuzluk yap, hukuku baskı altında tut vesaire vesaire… Yahu bunları bırak. Memleketin daha büyük işleri var. Memleketin sınır dışı büyük işleri var. Memleketin ekonomiyle sorunları var. Eğitimle sorunları var. Adaletle sorunları var. Bir alanda tek bir iyi hamle görelim, seni alkışlayalım. Niye bu fırsatı vermiyorsun bu millete?”
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.