İsrail Filistin Savaşı: Taraf Olan Ülkeler
Orta Doğu’dan Latin Amerika’ya ve Avrupa’ya kadar birçok ülke İsrail Filistin krizinde taraf tutuyor ve küresel güç dengesini etkiliyor.
İsrail ile Filistin arasında devam eden çatışmalarda, Gazze’deki hastane patlaması haberlerinin ardından Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Ürdün Kralı II. Abdullah ve diğer Arap liderler gibi Başkan Joe Biden ile görüşmesini iptal etti. Brezilya, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne İsrail’in Hamas’a yönelik misillemesini kınama kararı alınmasını önerdi. Konseyin 15 üye ülkesinden 12’si karara karşı oy kullanırken, İngiltere ve Rusya çekimser kaldı. Bu durum, çatışmanın ulusları nasıl taraf olmaya zorladığını gösteriyor.
NATO üyeleri bile birbirinden farklı taraflarda yer alıyor. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu Akdeniz’e savaş gemileri gönderdiği için ABD’yi kınadı. Ancak İran “direniş ekseninin” karışabileceği tehdidinde bulundu. İsrail, Türkiye’yi Hamas’ı desteklemekle suçlarken, İran yalnızca Hamas’ın değil, aynı zamanda Hizbullah’ın ve bölgedeki çeşitli terörist grupların resmi sponsorudur.
Küba gibi Latin Amerika’daki sol eğilimli hükümetler Filistin’in yanında yer aldı. Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının Nazilerin Yahudilere yaptıklarına benzediğini söyledi. Kudüs buna tepki olarak Kolombiya’ya, Kfir savaş uçakları, gözetleme ekipmanları ve saldırı tüfekleri gibi savunma ihracatını durdurdu. Aynı zamanda Kolombiya’yı diplomatik ilişkileri kesmekle tehdit etti.
Şili İsrail’i kınarken, Belize iki devletli çözüm çağrısı yaptı. Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales, Venezuela gibi Filistin’e desteğini ifade etti. Brezilya Dışişleri Bakanı Mauro Luiz Iecker Vieira da İsrail’in misillemesinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Anlaşmazlığın diğer tarafında ise Arjantin ve El Salvador İsrail’i destekliyor.
Asya’da Endonezya ve Malezya İsrail’i suçladı. Her iki ülke de İsrail’le diplomatik ilişkilerini durdurdu. Pakistan, İsrail’in hava saldırılarını kınadı. Avrupa Birliği, İsrail’in kendini savunma hakkına sahip olduğunu söyledi ancak Gazze’ye yardım konusunda da ilerleme kaydetti. İrlanda, İsrail’in Gazze’ye giden elektriği ve suyu keserek insan haklarını ihlal ettiğini söyledi. Norveç de benzer şekilde İsrail’in Gazze ablukasını eleştirdi. BRICS üyesi Güney Afrika da Filistin tarafını tuttu.
Hem Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hem de Çin lideri Xi Jinping, ABD öncülüğündeki uluslararası düzene karşı koymak istiyor. Bunun bir yolu olarak Küresel Güney ile bağlarını derinleştirme çabasındalar. Her iki lider de Hamas’ı kınamadı. Almanya savunma bakanı İsrail’e destek sözü verirken Başbakan Olaf Scholz, Putin’in savaşa verdiği tepkiyi “küçümseyici” olarak nitelendirdi.
Pekin, İsrail’in eylemlerinin meşru müdafaanın ötesine geçtiğini söylerken Moskova, Gazze’de artan ölü sayısından ABD’yi sorumlu tuttu. Çin devlet televizyonundaki yayınlar, Filistinlilerin acılarını vurguluyor. ABD ile İsrail’i çatışmayı körükleyen ülkeler olarak gösteriyor.
Filistin’e destek veren ülkelerin neredeyse hiçbiri Filistinli mültecileri kabul etmeye yanaşmadı. Mısır, Refah kapısı aracılığıyla Gazze’ye yapılacak yardımın kolaylaşması için ABD ile birlikte çalışmaya istekli. Mısırdaki yardım hazırlıkları Birleşmiş Milletler tarafından denetleniyor. Hem Mısır hem de Ürdün mültecileri kabul etmedi. Mısır hâlihazırda 300.000 Sudanlı mülteciye ev sahipliği yapıyor. Dolayısıyla lojistik açıdan daha fazlasını kabul etmesi zor görünüyor. Aynı zamanda Kahire’nin görüşüne göre Filistinli mültecileri kabul etmek, İsrail’in Filistinlileri Gazze’den sürmesine yardım etmek olacak.
Çatışmaların başlamasından bu yana, Suriye ve Irak’taki ABD üslerine yönelik saldırıların sayısı gözle görülür şekilde arttı. Yemen yakınlarında devriye gezen bir ABD Donanması savaş gemisi, İran destekli Husi isyancıları tarafından fırlatılan üç füzeyi ve çok sayıda insansız hava aracını etkisiz hale getirdi. Ayrıca Hizbullah çok sayıda füze saldırısı başlattı. Bunun üzerine İsrailli yetkililer, vatandaşlarına Lübnan sınırındaki bölgeleri boşaltmalarını tavsiye etti. İsrail için Hizbullah Hamas’tan daha zorlu bir rakip . Eğer Hizbullah bir saldırı başlatırsa, çatışma hızla tırmanabilir ve potansiyel olarak ABD’nin müdahalesi gerekebilir. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, İran’ın müdahalesinin çatışmanın diğer ülkelere sıçramasına yol açabileceği konusunda uyardı.
17-18 Ekim tarihlerinde düzenlenen Kuşak ve Yol Forumu’nda (BRI) Xi ve Putin, Filistin’deki duruma ilişkin kaygılarını dile getirerek iki devletli çözüm çağrısında bulundular. Ancak çatışmayı çözmeye veya Filistin’e yardım sağlamaya yönelik somut bir plan sunmadılar. Taliban’ın BRI Forumu’ndaki varlığı, Taliban savaşçılarının savaş alanında Hamas’a katılmayı planladıkları yönündeki suçlamalarla birleşince Batı’da endişelere yol açtı. Görünüşe göre Moskova ve Pekin’in Filistin sorununa olan ilgisi, İsrail-Hamas çatışmasını barışçıl bir şekilde çözmekten ziyade, Washington’a karşı ittifaklar kurmaya odaklanmış durumda.
Çatışma ABD’yi, ayrılmayı umduğu Orta Doğu’ya geri çekti. Orta Doğu’ya yeniden odaklanılması, dikkatlerin diğer kritik alanlardan uzaklaşmasına neden oluyor. ABD’nin NATO ve Ukrayna ihtilafının yanı sıra Hint-Pasifik’te komünist Çin’e karşı koyma konusuna da yönelmesi gerekiyor. ABD Başkanı Biden, ABD’nin üç alanı da aynı anda destekleme yeteneğine duyduğu güveni dile getirdi. Yine de bu çatışmaların birleşerek daha geniş bir çatışmaya dönüşmesi endişeleri giderek artıyor. Milletler üç bölge ve çatışmalar karşısında taraflarını belirlerken, aralarındaki çizgi de giderek bulanıklaşıyor.
Bu makalede ifade edilen görüşler yazara aittir. The Epoch Times’ın görüşlerini yansıtmayabilir.
Yazan: Antonio Graceffo, The Epoch Times
Çeviren: Hatice Atmaca, The Epoch Times Türkiye
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.