“Nihai Savaş” stratejisi 1. Bölüm: Büyük Savaş: Herkes – Herkese Karşı

Avrupa’da bir savaş, Orta Doğu’da yeni patlak veren çatışmalar… Dünyada var olan bu gerginlikler Tayvan Boğazına sıçrayacak mı? Çin “Son Savaş” stratejisi ile dünya hâkimiyetini ele geçirmeyi planlıyor. Tek sorun, ABD engeli gibi gözüküyor (Bölüm 1).

İsrail ve Gazze Şeridi’ndeki yangınlar – 7 Ekim 2023, Copernicus Sentinel 2023 verileri Pierre Markuse tarafından işlenmiştir (Fotoğraf: Wikimedia).

Batı dünyası dehşet içinde yaşanan terör saldırısını şiddetle kınarken, Pekin’deki komünist rejimin tepkisi şaşırtıcı derecede çekimser oldu. Hamas’ın İsrail halkına yönelik eylemleri konusunda bir kınama gelmedi. Dahası Çin Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in Çin büyükelçisinin 8 Ekim’de Twitter üzerinden ÇKP yetkililerine yaptığı, Hamas’ın saldırılarını kınama çağrısını açıkça reddetti.

“Çin’in Yaklaşan Çöküşü” kitabının yazarı Gordon Chang, 8 Ekim’de X (eski adıyla Twitter) hesabında şunları ifade etti:

Hamas İran’ın vekilidir, İran da Çin’in vekilidir. Bundan dolayı, İsrail’e yönelik saldırılardan Çin sorumlu tutulmalıdır.”

Çin ile İran ilişkileri çok gelişmiş durumda. Çin, 2021 yılında İran’la 25 yıllık bir işbirliği anlaşması imzaladı. Bu anlaşma ile İran’ın petrol, gaz ve petrokimya endüstrilerine doğrudan 300 ila 400 milyar dolarlık yatırım yapıldı. Bu, çöküşün eşiğinde olan İran ekonomisini yeniden canlandırdı ve istikrara kavuşturdu.

ÇKP’nin Büyük Planı

ÇKP’nin Hong Kong/Shenzhen merkezli resmi medya kuruluşu olan “Ifeng” (Phoenix Televizyonu), 9 Ekim’de “Tayvan Boğazına karışırsanız, biz de İsrail’inize müdahale ederiz” başlıklı bir blog yazısı paylaştı.

“Tarihten ders almak” başlıklı bu yazı, Çinli bir blog yazarı tarafından kaleme alınmıştı.

Makalede birçok konuya değinilirken, özelikle ABD’nin Güney Çin Denizi’ndeki eylemleri üzerinde duruluyordu. ABD’nin, Tayvan’ın yeniden Çin’in bir “parçası” olmasını engellediği ve Çin’in buna yeterince dayandığı vurgulanıyordu. Gönderide şöyle deniliyordu:

Çin, bu sefer Amerika’ya karşı saldırıya geçip, Suriye ile yakın işbirliği kurmaya ve Amerika’nın piyonu olan İsrail’e saldırmaya hazır.”

Çin, ABD’ye Karşı Dört Cepheli Bir Savaş mı Planlıyor?

Geçtiğimiz günlerde, NTD’ye ait Epoch TV’de yayınlanan “Crossroads” programının bir bölümünde, Hamas’ın İsrail’e saldırısı, Çinin bu saldırıdaki rolü ve neyi planladığı tartışıldı.

Çin İkinci Dünya Savaşı’nın gidişatına ilişkin analiz raporları doğrultusunda, ABD’ye karşı yeni hamleler planlıyor. Buradaki amaç, ABD’yi dört farklı cephede savaşa dâhil etmek.

Plan, ABD’nin birden fazla dış düşmana sahip olmasıdır. ABD’nin doğrudan iki tane düşmanı olması durumunda bile, odağını kaybedeceği düşünülüyor. İkinci Dünya Savaşı’ndan önceki durum da buydu; ABD’nin iki düşmanı vardı: ‘Nazi Almanyası ve Kızıl Sovyetler Birliği’. Bu iki düşmandan dolayı ABD, daha savaş başlamadan önce iç çatışmalar yaşamıştı.

Analiz raporunda, ABD’nin üç dış düşmanı olması durumunda büyük sorunlar yaşayacağı ve eğer bu düşman sayısı dörde çıkarsa elinin kolunun bağlanacağı ifade ediliyor.

Dolayısıyla Çin’in stratejik hedefi, ABD’nin dört düşmanı olmasını sağlamaktır. Rusya bunlardan biridir, ancak bunun yanı sıra bir tane de terörist grup olması hedefleniyor.”

Çin’in ABD’ye karşı “Son Savaş” gündemi. Fotoğraf: Ekran görüntüsü, Epoch TV/NTD

Orta Doğu’daki Karışıklık, Olası Bir Tayvan Savaşını Gösteriyor

Bağımsız siyaset yorumcusu Cai Shenkun, 9 Ekim’de The Epoch Times’a Hamas saldırısı hakkında şunları söyledi:

Bu, büyük ölçekli ve yüksek riskli bir saldırıydı. ÇKP’nin bu saldırıyı iyi analiz ettiğini düşünüyorum. Önümüzdeki dönemde Tayvan’a yönelik daha gelişmiş ve geniş çaplı bir saldırı düzenleyebilir.”

Çin uzmanı Shenkun: “İsrail’deki ve Orta Doğu’daki kaosun ABD’nin Hint-Pasifik’teki stratejisini ve ayrıca Tayvan Boğazı’ndaki rolünü etkileyeceğini” söyledi.

“Orta Doğu’daki kriz ile Ukrayna ve Rusya savaşının devam etmesi durumunda, Batılı ülkelerin dikkatinin dağılacağını ve Çinin Tayvan’ı işgal etmesi durumunda, Batı bloğunun tepki veremeyecek kadar meşgul olacağını” vurguladı.

Çin Uzmanı Cai Shenkun: İran, Çin ve Rusya Gibi Devletlerin Müdahaleleri Söz Konusu

Shenkun kapsamlı silah ambargosuna rağmen Hamas’ın binlerce roket alabildiğini ve saldırıda her şeyin çok profesyonelce planlandığını söyledi. “Bu da bize, bu saldırının arkasında büyük güçlerin parmağı olduğunu gösteriyor. Ben burada İran’ın dışında, Çin ve Rusya gibi devletlerin parmağı olduğunu düşünüyorum” yorumunda bulundu.

Bununla birlikte Batı toplumu da Çin’e karşı gün geçtikçe çok daha fazla şüphe ile yaklaşıyor.

Tayvan Ulusal Savunma ve Güvenlik Enstitüsü Savunma Stratejisi ve Kaynakları Enstitüsü müdürü Su Tze-yun, 9 Ekim’de The Epoch Times’a yaptığı açıklamada, Batının Xi’nin Orta Doğu’daki son üç toplantısını görmezden gelmediğini ifade etti.

“Uluslararası toplum, ÇKP’nin burada parmağı olduğunu ve Hamas tarafından kullanılan roketleri, dolaylı olarak İran aracılığıyla tedarik etmesini sağladığını düşünüyor. Geçmiş zamanda, Alman medyası Hamas roketlerinin Çin’de üretildiğini bildirmişti. Bu da şu soruyu gündeme getirdi: Çin bunu yaptı mı ve yaptıysa Hamas’a roket üretmek için hammaddeyi de mi Çin sağladı?”

Tayvanlı savunma uzmanı, Çin’in “İran’da büyük miktarda silah üretim kapasitesine sahip olduğunu” ve İran’ın da Rusya’ya “büyük miktarlarda askeri teçhizat sağladığını” doğruladı. Ancak “İran’ın kendi silah üretim kapasitesinin” yeterli olmaktan uzak olduğunu açıkça belirtti. Yani kafalardaki soru işaretleri hala devam ediyor: “[ÇKP] Hamas saldırasında gerçekte hangi rolü oynadı?”

Birkaç Önemli Toplantı Daha

Rusya, 2021 yazından bu yana “askeri tatbikatlar” için birliklerini Ukrayna çevresindeki bölgede topluyordu. Başkan Putin bir saldırı planlamadığını defalarca dile getirirken, Şubat 2022’nin başında Pekin’deki Kış Olimpiyatları’nın açılışı vesilesiyle, Çin lideri Xi Jinping ile biraraya geldi. Yaklaşık 20 gün sonra, Ukrayna savaşı başladı ve sonradan savaşa Avrupa’nın yanı sıra, Amerika da dâhil edildi.

14 Haziran 2023 de Xi Jinping, Pekin’de Filistin Devlet Başkanı Abbas ile bir araya geldi ve ardından Çin ile Filistin arasında bir stratejik ortaklık ilan edildi. Xi “Filistin halkının meşru ulusal haklarını geri kazanması yönündeki haklı davayı” her zaman kararlı bir şekilde destekleyeceğinin sözünü verdi.

Bunu, birçok tartışmalı Orta Doğu liderinin katıldığı, uluslararası alanda Orta Doğu konulu iki toplantı izledi. 24 Ağustos’ta Xi, Johannesburg’daki BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Birliği) toplantısının oturum aralarında, İran Cumhurbaşkanı Raisi ile bir araya geldi. Çin ayrıca İran’ın gelecek yılın Ocak ayından itibaren genişletilecek olan BRICS+ devletler birliğine katılımını da resmi olarak destekledi.

Suriye devlet başkanı Esad, Asya Oyunları’nın açılışı için Çin’e ait özel bir jetle 21 Eylül’de Hangzhou’ya gitti. Xi ve Esad daha sonra birlikte bir Budist tapınağını ziyaret etti. İlginçtir ki Hamas, Suriye ile ilişkilerini 2022 yılında zaten normalleştirmişti. Bunların hepsinin bir tesadüften ibaret olması mümkün mü?

Tesadüflerin doruk noktası, 7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e yönelik geniş çaplı ve stratejik olarak özenle hazırlanmış saldırısıydı. Burada özellikle çok sayıda sivil öldürüldü ve bu kurbanların arasında en acımasız yöntemlerle öldürülen çok sayıda İsrailli çocuk da vardı. Bu da, İsrail’in kapsamlı bir harekât başlatmasına vesile oldu. Son günlerde yüzlerce masum sivil Filistin vatandaşı hayatını kaybetti. Ölenler arasında birçok çocuk bulunması çok üzücü bir durum.

Görülen o ki, bazı devletlerin çıkar ve hesap politikasından dolayı, birçok masum sivil hayatını kaybetti. Bu çıkarcı politikaların başını çeken devletlerden bir tanesi de hiç şüphesiz ki, Çin Devletidir. 

Yazan: Steffen Munter, The Epoch Times Almanya
Çeviren: Evren Durmaz, The Epoch Times Türkiye

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.