İşte Sevinç Vücudunuzu Bu Kadar Etkiliyor!
Sevinçten oradan oraya zıplıyor gibi mi hissediyorsunuz? Vücudunuzun içinde işte bunlar oluyor:
Ah, sevinç! Bu mutluluk, canlılık hissi, bir düğün ya da doğumla ya da çiftçinin tezgâhında harika meyveler bulmak kadar basit bir yolla gelen harika bir duygudur.
Duygusal bir düzeyde, çeşitli şekillerde sevinç duyarız – gözyaşlarıyla, havalara uçarak, derin bir memnuniyet duygusu ve daha fazlasıyla.
Bilimsel düzeyde bakılırsa sevinci, nöronlar (sinirler) ve diğer vücut hücreleri arasındaki sinyalleri ileten küçük kimyasal “haberci” hücreler olan, nörotransmitterlerimizde hissediyoruz.
Bu nörotransmitterler, kan akışından sindirime kadar vücudun hemen her alanındaki işlemlerden ve duygulardan sorumludur.
Neşeli hissetmek, daha sağlıklı bir yaşam tarzına kavuşmaya yardımcı olur, bağışıklık sistemini güçlendirir, stres ve ağrıyla savaşır ve uzun ömürlü olmayı sağlar.
İşte, mutluluğun vücudunuzda dolaştığı bazı yerler:
1. Beyniniz
Hissettiğiniz her duygu ve beyniniz birbirinden karşılıklı olarak etkilenir.
Columbia Üniversitesi Tıp Merkezi’nde klinik psikiyatri bölümünde yardımcı doçent olan Dr. Diana Samuel’e göre, “Beyin tek bir duygusal merkeze sahip değil; farklı duygular, farklı bölgelerle ilgili.”
Bunu şu şekilde açıklıyor; örneğin beynin (“kontrol paneli” olarak bilinen) ön lobu, duygusal durumunuzu izler, (bilinci düzenleyen bir bilgi merkezi olan) talamus ise duygusal tepkilerinizin oluşmasına katkıda bulunur.
Vücudumuzda sevinç hissetmemizin nedeni, beyindeki iki nörotransmiter türü olan dopamin ve serotonin salımıdır. Bu kimyasalların ikisi de büyük ölçüde mutlulukla ilişkilidir. Klinik depresyonu olan kişiler genellikle diğerlerinden daha düşük serotonin seviyelerine sahiptir.
Eğer enerjinizin düştüğünü hissediyorsanız, doğada yürüyüşe çıkmak, bir köpeği ya da kediyi sevmek, sevdiğiniz birini öpmek ve hatta kendinizi gülümsemeye zorlamak gibi basit etkinlikler, bu nörotransmitterlerin işlerini yapmasına ve ruh halinizin yükselmesine yardımcı olabilir.
Yani sevindirici olarak algıladığınız bir şey olduğunda, beyin bu kimyasalları merkezi sinir sistemine salıverme sinyali alır. Bu da, vücudun diğer sistemlerinde reaksiyonlara neden olur.
2. Dolaşım Sisteminiz
Kendinizi özellikle mutlu hissettiğiniz zaman yüzünüzün kızardığına ya da kalbinizin çarptığına hiç dikkat ettiniz mi?
Samuel’in açıklamasına göre bunun nedeni, mutluluğun dolaşım sisteminiz üzerindeki etkisi: “Midenizdeki kelebekler uçuşur, yüz ifadeleriniz, hatta parmak sıcaklığınız bile değişir… Bunların hepsi duygularınızdan kaynaklanıyor olabilir. Mutluluğun dolaşım sistemi üzerindeki etkileri, fiziksel olarak farklı şekillerde görülebilir.”
Dolaşım sisteminiz kalp, kılcal ve ana damarlar ve kandan oluşur; ve lenf sistemi ile bağlantılıdır. Tabii ki sevinç, bu sistemi etkileyen tek duygu değildir – korku, hüzün ve diğer duygular da vücudun bu kısımlarında tepkilere neden olabilir.
3. Otonom Sinir Sisteminiz
Otonom sinir sisteminiz vücudun, nefes alma, sindirme ve gözbebeğinin açılması gibi, bilinçli bir çaba olmadan yapacağı her şeyden sorumlu sistemidir.
Ve evet, o da sevinç ve mutluluk duygularından etkilenir.
Örneğin nefes alıp vermeniz, (bir lunapark trenine binmek gibi) özellikle eğlenceli bir şey yaptığınızda hızlanır veya (ormanın içinde yürümek gibi) daha rahatlatıcı ve keyifli bir aktiviteye katıldığınızda yavaşlayabilir.
Gözbebeklerinizin cinsel olarak uyarıldığınızda genişledikleri iyi bilinen bir olaydır, ancak diğer duygusal durumlara göre de büyüyebilir veya küçülebilirler.
Sevinçten etkilenebilen diğer otonom olaylara, tükürük salgılama, terleme, vücut sıcaklığı ve hatta metabolizma da dahildir.
Samuel herhangi bir duygusal uyarının, mide, bağırsaklar ve mesane gibi karın boşluğundaki organların duvarlarında bulunan düz kasları da etkileyebildiğini ifade ediyor.
Bu istemsiz kaslar, kan akışı ve sindirim sistemi üzerinden yiyeceğin ilerlemesi gibi hareketlerden sorumludur. Bu durum olumlu duygular hissettiğinizde, iştahınızın yükselmesi veya yavaşlamasının bir nedeni olabilir.
Peki, hangisi önce gelir – duygu mu yoksa bedenin tepkisi mi?
“Hangisinin önce geldiğini söylemek zordur. Çünkü duygularınız ve fizyolojiniz ayrılmaz bir şekilde bağlantılıdır” diyor Samuel.
“Neşeli bir şey olduğunda, duygusal ve fiziksel tepki hemen gerçekleşir. Çünkü tüm bu şeyler bedende aynı anda gerçekleşir.”
Endişelenmeyin; mutlu duygularınıza tepki olarak, değişen fiziksel hisler yaşamak ve çevrenizde olup bitene göre değişen bedensel tepkilere sahip olmak, normaldir.
Arkadaşınız ya da kardeşinizin mutluluktan gözleri dolduğunda, siz de sevinçten havaya zıplama arzusu duyabilirsiniz.
Vücudunuzu Kandırarak Mutlu Hissedebilir misiniz?
“Bir şekilde bunu yapabilirsiniz” diyor Samuel.
“Sadece basit bir gülümsemeye bile yardımcı olabilir”. Şöyle açıklıyor: “Gülümsemek, ruh halinizi yükselterek, kalp atışınızı yavaşlatarak ve stresinizi azaltarak beyninizi kandırabilir. Gülümsemenin, gerçek bir duyguya dayanması gerekmez, çünkü taklit bile olsa işe yarar ”.
Duygusal durumunuzu geliştirmek için fizyolojinizi kullanmanın bir başka yolu nedir? Egzersiz. Evet, hatta bunu yapmaktan hoşlanmasanız bile.
Samuel egzersizin “iyi hissetme hissini artıran endorfinleri ve diğer doğal beyin kimyasallarını (nörotransmiterleri) serbest bırakarak, depresyon ve kaygıyı hafifletmeye yardımcı olabileceğini ve ayrıca depresyon ve anksiyeteyi besleyen endişe ve olumsuz düşünceleri ortadan kaldırabileceğini” söylüyor.
Eğer enerjiniz düşüyorsa, doğada yürüyüşe çıkmak, bir köpeği ya da kediyi sevmek, sevdiğiniz birini öpmek ve hatta kendinizi gülümsemeye zorlamak gibi basit aktiviteler, bu nörotransmitterlerin işlerini yapmasına ve ruh halinizi yükseltmesine yardımcı olabilir.
Artık vücudunuzun ve duygularınızın nasıl birbirleriyle ortaklaşa çalışabileceğini biliyorsunuz. Bundan sonra günlük hayatınızda daha keyifli hissedebilmeniz için ruh halinizi “değiştirmek” biraz daha kolay olabilir.
Carrie Murphy, Albuquerque, New Mexico’da serbest sağlık ve zindelik yazarı ve sertifikalı doğum yardımcısıdır. Çalışmaları ELLE, Women’s Health, Glamour, Parents gibi dergilerde yayınlandı. Bu makale Healthline‘da yayınlanmıştır.
Yazan: Carrie Murphy, Healthline
Çeviren: Hatice Atmaca, Epoch Times Türkiye
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.