Komplo Teorisine Bağlamak
“Bazen pipo içen bir adam sadece pipo içiyordur” Siegmund Freud
Çağımız bir anlamda komplo teorileri çağıdır. Zira hemen her şey komplo teorisine bağlanıyor artık. Nedir bu komplo teorisi? ‘Çoğu zaman ulaşılması güç ve net olmayan noktalardan türetilen teorilerdir’ denmektedir komplo teorisi için.
Komplo teorisi, konuyu anlatmak bakımından ilginç ve gizemli kılar. İnsanlar daha fazla kulak kabartırlar olaylara. Düşünsenize düz ve sıradan bir olayı esrarengiz bir havaya sokuyorsunuz. Adam sadece pipo içiyordur mesela.. Ama hayır denir ki ‘o kişi pipoyu neden içiyor? Neden sigara değil de pipo içiyor? Pipo ile ne mesaj veriyor?’ soruları uzatmak çok mümkün…
Sıradan bir olayı, hikayeyi dolambaçlı ve manidar sorular ve anlatış biçimiyle bambaşka havalara sokmak, bambaşka ortamlara çekmek pek mümkündür. Bu, anlatıcının bilinçli tercihidir çoğu vakit. Böylelikle daha dinlenir kılar sözlerini, dikkat çeker.
Demek ki konunun içeriğinden ziyade, konunun nasıl anlatıldığıdır önemli olan. Heyecan katarak, merak uyandırarak anlatmak, hikâyeyi kanatlandırır. Hele konu bir de siyaset ile alakalıysa değme keyfine.
Gözümüzün önünde cereyan eden bir konu dâhi kırk tarafa çekilebiliyor. Çünkü herkes meseleye tuttuğu, durduğu yerden bakıyor. Bu hususta anlatılan fil hikayesi de çok meşhurdur bilirsiniz. Kör kişilerden fili tarif etmeleri beklenmiş, herkes tuttuğu yeri tarif etmiş. ‘
Bazen pipo içen bir adam sadece pipo içiyordur’ bırakın adam piposunu içsin! Neden oraya buraya çekiyorsunuz? Bir mana yüklemeye çalışıyorsunuz?
Tüm medya komplo teorileriyle dolu. Çok basit, çok sıradan olaylar, haberler komplo teorisi örgüsü içerisinde verilmeye çalışılıyor. Zira düz anlatının alıcısı yok. İlla gizem yükleyeceksin.
İnsanlar gönüllerince intihar da edemiyor, kaza geçiremiyor. Sürekli bir anlam yükleme, şüphe, komplo teorisi arama…
Komplo teorisyenliği hayli revaçta. Abartısız, amasız, fakatsız ve süslemeden anlatmak alıcı bulmuyor, reyting almıyor.
Geçenlerde Almanya başbakanının Türkiye ziyareti örneğin. Adam bavullarını taşıdı. Herkes bir hikâye uydurdu. Bırakın taşımak istiyorsa taşısın ama hayır ballandırmak lazım. Aynı başbakan Türkiye’den sonra başka ülkere gitti. Bavul falan taşımadı. İşte bu da benim komplo teorim: Alman başbakan Türkiye’de bir piar çalışması yaptı. Kulağına birileri böyle bir şeyi fısıldadı. Bunun üzerinden birileri siyasi malmeze yaptı. ‘Adama bak yahu koskoca başbakan bavul taşıyor? Ya bizimki ne yapıyor? 150 araçla cumaya gidiyor.’ Bakın işte Merz’in bavul taşıması nasıl bir siyasi gol attırdı bizim medyada. Nasıldı benim komplo teorim? Hem de komplo teorisinin kralı.
Ne faldan ne de komplo teorilerinden vazgeçeriz. Bu arada çeyrek fiyatlarına haksızlık etmeyelim. O da çok itibar görüyor.