Batı’da Büyük Paradigma Değişimi
“Küçük ihmaller, büyük kaosa dönüşür”
ABD’nin yeni ulusal güvenlik strateji belgesi açıklandı. Öncelikle vurgulamak gerekir ki her başkan kendi ulusal güvenlik strateji belgesini açıklar. Bu sadece Trump dönemine mahsus değildir. Tabii ulusal strateji belgesi birebir uygulanacak diye bir şey de yok. Ama genel anlamıyla ABD hükümetinin vizyonunu, yansımasını ortaya koyar.
Bir kere belge, geçmiş dönemleri sıkça eleştiren görünümde. ABD hegemonyasının, dünya jandarmalığının çok maliyetli bir süreç olduğunun altı çiziliyor ve bunun sürdürülebilir olmadığı ifade ediliyor.
Doktrin: Latin kökenli bir sözcük olup, ‘bir konu veya inanç sistemine ilişkin kabul, ilke ve kurallar bütünü’ olarak ifade edilir. Buradan devamla, peki nedir bu Batı’daki doktrin değişimi? Batı artık bildiğiniz Batı değil. Eski ekonomik, siyasi ve askeri gücünün çok gerisinde.
Batı toplumları geleneksel Batı değerlerinden de hızla uzaklaşmış. Toplum yapısı büyük oranda melezleşmiş. “Peki Batı’yı Batı yapan değerler ne?” derseniz, Yunan felsefesi, Roma hukuku ve Hristiyan ahlâkı deniyor buna kabaca. Oysa şimdiki Batı’yı bu değerlerin pek azı temsil ediyor.
Trump, 20-30 yıl içerisinde eğer radikal bir doktrin değişikliğine gidilmezse, mevcut Batı’nın yok olacağı görüşünde. Yani eski ‘değerlere’ dönülmez ise ortada Batı medeniyeti diye bir şey kalmayacak. O bakımdan süratle Hristiyanlık değerlerine dönülmesi, ülkelerin yabancılardan, kaçak göçmenlerden temizlenmesi, küreselci, liberal, Siyonist politikalara son verilmesi gerekiyor.
ABD önderliğinde ‘Batı dünyası, Amerika ve Avrupa kıtası öncelikli yeni bir zihniyet dönüşümü ve arınmaya gitmelidir’ düşüncesi giderek yaygınlaşıyor. Bunun için Avrupa’da da sağ, milliyetçi ve Hristiyanlığı önceleyen hükümetler iktidara gelmeli ki ABD ile senkronize politikalar yürütülsün. Avrupa’nın güvenlik mimarisi ve demografik yapısı çökmüştür. Yoğun göç baskısı altındadır ve AB inişe geçmiştir.
ABD, Avrupa’daki seçimlere müdahil olmayı ve oradaki sağcı, milliyetçi partileri (belgedeki ifade ile: vatansever partileri) desteklemeyi düşünüyor. Yeni doktrine göre, ABD kendi kıtasına çekilecek, Avrupa ve tüm dünyada kendine yakın devletler ile işbirliği yapacak, ABD yeniden üretim üssü hâline gelecek, dünya jandarmalığından vazgeçilecek, Çin ile ekonomik mücadele artarak devam edecek, ideolojik küreselci ve Siyonist politikalar (tabii mümkün oldukça önce burada bir iç temizliğe ihtiyaç var) terk edilecek, tüm dünyada Hristiyanlar desteklenecek, korunacak..
Dikkat edin burada İsrail’e fazla değer biçilmiyor. Üretime, dinî, millî değerlere ve Amerika kıtasına öncelik veriliyor. Avrupa ve Rusya ile iyi geçinmek isteniyor ve oralarda uyumlu hükümetler tercih ediliyor.
Üretim konusu en hassas konulardan, zira ABD neredeyse üretimi unuttu. 2. Dünya Savaşı sonrası ABD, dünya üretiminin yüzde 65’ini yaparken bugün bu oran yüzde 10’lara kadar düşmüştür. Çin ise dünya üretiminin yüzde 35’ni tek başına yapar duruma gelmiştir ki Türkiye’nin payı dünya üretiminde yüzde 1.5 civarıdır.
ABD yeni yol haritasında dünyayı beş ana bölüme ayırdı Amerika kıtası bunlardan en önemlisi. ABD yeni dönemde önceliği ‘küresel Batı’ya’ verecek. Kendi kıtasında liderlik üstlenecek. Güney Amerika’dan Kaçak göçmen akınını ve uyuşturucu trafiğini kesecek.
İçeride güvenlik konularına, ekonomiye odaklanacak, ülkesine daha çok yatırım çekmeye çalışacak, ülke dışına giden firmaları yeniden ABD’de üretim yapmaya yönlendirecek, önceliği enerji üstünlüğüne verecek. Uluslararası ticarette ABD aleyhine oluşmuş tüm kuralları revize edecek vb..
ABD tüm bu kararlara mecbur. Zira dünya hegemonyası için yeterli güce ve enerjiye artık sahip değil. Avrupa’nın ve İsrail’in güvenliği için çok para ve zaman harcayan ve sonucunda üretimi unutarak, borçlanan ve sürekli düşman kazanan ABD, bundan böyle farklı yollara yönelecek.