Cumhurbaşkanı Adayı Kılıçdaroğlu Adana’da: “Uyuşturucu Baronlarını Bu Topraklarda Yaşatmayacağım”
Cumhurbaşkanı Adayı Kılıçdaroğlu, bugün Adana Millet Buluşması’nda yaptığı konuşma yaptı. Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, “Öyle bir noktaya geldik ki uyuşturucu baronları da kendi hesaplaşmalarını Türkiye’de yapıyorlar. Her birisi yabancı ülkelerden gelmişler; kimisi doğudan, kimisi batıdan gelmişler, kendi çıkarları için Türkiye’de hesaplaşıyorlar. Birbirilerine silah çekiyorlar, öldürüyorlar ve bu ülkeyi yönetenler sadece seyrediyor. Onların hesaplaşmaları değil, ‘Bu topraklarda onlara yer yok dememiz’ lazım. Onlara bu toprakları, eğer kalırlarsa söz veriyorum, vallahi billahi mezar yapacağım” dedi. Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, “Eğer bir şehirde uyuşturucu kullanımı yaygınsa o kentte kimse sokağa çıkamaz. Genç kızlar, gençler sokağa çıkamaz. O nedenle bu temelde ele alınması gereken büyük bir illettir. Ve bu illet ile ilgili mücadele etmek gerekiyor” diye konuştu. Kılıçdaroğlu’nun yaptığı konuşmanın satır araları şöyle;
Bu illet bulaştığı andan itibaren evde huzur kalmaz. O nedenle benim bir sözüm var. Bu millete bir sözüm var. Her evde huzurun olmasını istiyorum. Her evde bereketin olmasını istiyorum. Her evde eğer huzur varsa, bereket varsa apartmana yansır, sokağa yansır, caddeye yansır, şehre yansır. Eğer bir şehirde uyuşturucu kullanımı yaygınsa o kentte kimse sokağa çıkamaz. Genç kızlar sokağa çıkamaz. Gençler sokağa çıkamaz. O nedenle bu, temelde ele alınması gereken büyük bir illettir. Ve bu illetle ilgili mücadele etmek gerekir.
Türkiye 10 Yılda Uyuşturucuların Neredeyse Merkezi Haline Geldi
Şimdi Türkiye özellikle son 10 yılda, altını çiziyorum, özellikle son 10 yılda bütün uyuşturucuların neredeyse merkezi haline geldi. Ta Güney Amerika’dan önce Afrika’ya, sonra Türkiye’ye getiriliyor. Asya’dan, Afganistan’dan bütün o sınırlar aşılarak yine Türkiye’ye getiriliyor. Önce fakir ailelerin çocukları uyuşturucuya alıştırılıyor. Bir arkadaşımızın dediği gibi, bedava veriyorlar. Arkasından bunları torbacı hale getiriyorlar, torbacı yapıyorlar bunları. Ben o fakir ailelerin sorununu çözmek zorundayım, bu benim için bir namus borcudur. Ben o yoksul ailelerin derdini çözmek zorundayım, bu benim için bir namus sorunudur. Nasıl olur da ta kalkacaksınız Afganistan’dan uyuşturucu getireceksiniz. Bütün bu sınırlar nasıl aşılacak? Gemilerle uyuşturucular gelecek. Nasıl aşılacak? Öyle bir musibet ki, bulaştığı andan itibaren evde, mahallede, şehirde huzuru bırakmaz.
O nedenle bu konuda yaptığım bütün araştırmalarda, bütün gözlemlerde bu acı tabloyu yaşayan ailelerle zaman zaman bir araya geldiğimizde, onların gözlerinden, onların seslerinden, onların davranışlarından anlıyorum. Ve bunun bir siyasi tercih olduğunun da altını çizmek isterim. Eğer deseler ki, uyuşturucu konusunda siyasi otorite kardeşim bunu engelleyin. Vallahi billahi polise yetki versinler ve siyasiler dokunmasın bütün uyuşturucu baronlarını gider kulaklarından tutar hâkimin karşısına çıkarırlar. Ben bunu adım gibi biliyorum. Hepimiz bunu gayet iyi biliyoruz.
Kendi Hayatımız Tehlikede
İstanbul’da bir anne aynen şunu söyledi, ‘Çocuğumu okula gönderiyorum, okuldan çıktığı anda karşısında uyuşturucu satıcısı var. Onu biliyor, görüyor, tanıyor. Akşam gelince ceplerine bakıyorum; cep telefonu duruyor mu, durmuyor mu? Satmışsa cep telefonunu demek ki uyuşturucu almış…’ Bir anne için en büyük dram.
Yine bir ailede tanık oldum. Anne baba diyorlar ki, ‘Vallahi biz yatarken yatak odasının kapısını arkadan kilitliyoruz. Oğlumuz geliyor uyuşturucu kullanıyor, kendi hayatımız tehlikede…’
Bir devlet, meşru zeminde olmak zorundadır. Yani bir devlet, kirli paraya ihtiyaç duymaz. Eğer bir devlet, bir siyasi otorite, kirli paraya ihtiyaç duyuyorsa uyuşturucu baronlarının adamı olur. Benim cumhurbaşkanlığı adaylığıma iki kesim çok karşı. Birisi uyuşturucu baronları, diğeri de Beşli Çeteler. Beşli Çeteleri de temizleyeceğim, uyuşturucu baronlarını da temizleyeceğim.
Ve öyle bir noktaya geldik ki, uyuşturucu baronları da kendi hesaplaşmalarını da Türkiye’de yapıyorlar. Her birisi yabancı ülkelerden gelmişler; kimisi doğudan, kimisi batıdan gelmişler, kendi çıkarları için Türkiye’de hesaplaşıyorlar. Birbirlerine silah çekiyorlar, birbirlerini öldürüyorlar ve bu ülkeyi yönetenler sadece seyrediyor. Onların hesaplaşmaları değil, ‘Bu topraklarda onlara yer yok’ dememiz lazım ve onlara bu toprakları, eğer kalırlarsa söz veriyorum, vallahi billahi mezar yapacağım bu toprakları onlara, mezar yapacağım.
Ekmek Satan Aynı Zamanda Uyuşturucu da Satıyor
Bir kardeşimiz söyledi; ekmek satan, aynı zamanda uyuşturucu da satıyor. E bu bilinmiyor mu? Biliniyor. Niye önlem alınmıyor? Niye tedbir alınmıyor? Neden gereği yapılmıyor? Herkesin evladı değerli.
10 yaşındaki çocuk bile bunu satıyorsa, satanların altında lüks araba, kullananlar da garibanlarsa bunu kimsenin unutmaması lazım ve hafızamızın bir yerine bunu kaydetmemiz gerekiyor.
En son konuşan baba dedi ki ‘Benim bir siyasi görüşüm yoktur ama uyuşturucuyla Kılıçdaroğlu mücadele edeceğini ifade etti’. Herkesin siyasi görüşüne saygılıyım, inancına saygılıyım, kimliğine saygılıyım. Ama belalara karşı ortaklaşmak zorundayız. O bela beni de ilgilendiriyor, sizi de ilgilendiriyor, en garibanını da ilgilendiriyor. Dolayısıyla uyuşturucu belasına karşı hepimizin ortak mücadele etmesi lazım. Ben, bunun sözünü veriyorum size. Yine söylüyorum; o uyuşturucu baronlarının kökünü kazıyacağım, bu topraklarda yaşatmayacağım. Bu topraklara uyuşturucu getirenlere de en ağır cezaların verilmesi için her şeyi yapacağım.
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.