Komünist Parti Üzerine Dokuz Yorum – 2. Bölüm
Önsöz
XuShen tarafından yazılan (İ.Ö. 147, Doğu Han Hanedanlığında) Basit Karakterleri Açıklamak ve Bileşik Karakterleri Analiz Etmek(ShuowenJiezi) kitabına göre “parti” veya “çete” anlamına gelen Çin karakteri Dang sırasıyla “teşvik et veya savun” ve “karanlık veya siyah” anlamlarına tekabül eden iki kökten meydana gelir. İki kökü bir araya getirirsek ortaya çıkan karakter “karanlığı teşvik etmek” anlamına gelir. “Parti” veya “parti üyesi” (“çete” veya “çete üyesi” olarak da yorumlanabilir) onur kırıcı, küçültücü bir anlam taşır. Konfüçyüs, “Asil bir kişi gururludur ancak agresif değildir, sosyalleşir ancak partizan değildir” demiştir. Seçmeler dipnotları bunu “Hatalarını gizlemek için birbirine yardım eden insanlara çete (parti) oluşturuyorlar denir” diye açıklar. Çin tarihinde siyasi hiziplere sık sık Peng Dang (gizli komite) denmektedir. Geleneksel Çin kültüründe bu “alçaklar çetesi” ile eşanlamlıdır ve bencil amaçlar için çeteleşmeyi ima eder.
Neden Komünist Parti Modern Çin’de ortaya çıkmış, büyümüş ve sonunda da iktidarı ele geçirmiştir? Çin Komünist Partisi, Çin halkının beynine daima tarihin ÇKP’yi seçmiş olduğunu, insanların ÇKP’yi seçmiş olduğunu ve “ÇKP olmadan yeni Çin’in olamayacağını” sokmuştur.
Komünist Parti’yi Çin halkı mı seçmiştir? Yoksa Komünist Parti çeteleşerek kendisini kabul etmesi için Çin halkını zorlamış mıdır? Yanıtları tarihten bulmamız gerekir.
Qing Hanedanlığının sonlarından (1644-1911) Cumhuriyet döneminin ilk yıllarına kadar (1911-1949) Çin, dışarıdan gelen muazzam şokları ve iç reformlar konusunda kapsamlı girişimleri deneyimlemiştir. Çin toplumu bu süre içerisinde acı veren kargaşalar içerisinde olmuştur. Yüce ideallere haiz birçok entelektüel ve insan, ülkeyi ve ülkenin insanlarını kurtarmak istemiştir. Ancak ulusal kriz ve karmaşa ortamında, bu kişilerin de endişeleri büyüyerek önce hayal kırıklığına sonra da tamamen umutsuzluğa dönüşmüştür. Hastayken bulabildikleri her doktora giden insanlar gibi bu kişiler de çözümleri için Çin dışına bakmışlardır. Britanya ve Fransız stilleri başarısız olunca, onlar da Rus metoduna dönmüşlerdir. Çin’in hızla güçlü olacağı ümidiyle hastalık için en aşırı çare reçetesini yazmaktan çekinmemişlerdir.
Bu umutsuzluğun tam yansıması 1919’daki Dört Mayıs Hareketi olmuştur. Bazı insanlar anarşizmi savunmuş, diğerleri Konfüçyüs doktrinlerinden kurtulmayı önermiş, diğer bir kısım da yabancı kültürün getirilmesini önermiştir. Kısacası geleneksel Çin kültürünü reddederek orta yolun Konfüçyüs doktrinine de karşı çıkmışlardır. Kısa yoldan bir yere varmanın hevesiyle geleneksel olan her şeyin yok edilmesini benimsemişlerdir. Bir yandan bu kişilerin arasında bulunan radikal üyelerin ülkeye hizmet etmek konusunda bir yöntemleri olmadığı gibi diğer yandan da kendi ideal ve isteklerine sıkı sıkıya inanmışlardır. Bu kişiler dünyanın ümitsiz olduğunu hissederek Çin’in gelecekteki gelişmesi için doğru yaklaşımı bulduklarına inanmışlardır. Devrim ve şiddet için ihtiraslı davranmışlardır.
Değişik deneyimler çeşitli gruplar arasında farklı teorilere, ilkelere ve yöntemlere sapmalara neden olmuştur. Sonunda bir grup insan Sovyetler Birliği’nden Komünist Parti temsilcileri ile tanışmıştır. Marksizm-Leninizm teorisinden alınan “Siyasi iktidarı elde etmek için şiddet içeren devrim yapmak” düşüncesi bunların heyecanlı beyinlerine çekici gelmiş ve ülke ile halkı kurtarmak arzularına uygun düşmüştür. Birbirleriyle hemen bir ittifak kurmuşlardır. Tamamıyla yabancı bir kavram olan komünizmi Çin’le tanıştırmışlardır. İlk ÇKP Kongresine toplamda on üç temsilci katılmıştır. Sonraları bunların bazıları ölmüş, bazıları kaçmış, bazıları ÇKP’ye ihanet etmiş veya fırsatçı davranarak istilacı Japonlar için çalışarak Çin’in vatan hainleri olmuş ya da ÇKP’den ayrılarak Kuomintang’a (bundan sonra KMT olarak adlandırılacak Nasyonalist Parti) katılmışlardır. 1949’da ÇKP Çin’de iktidara geldiğinde kurucu on üç parti üyesinden sadece Mao Zedong (Mao TseTung olarak da yazılır) ve Dong Biwu kalmıştı. ÇKP’nin kurucularının o zaman Sovyetler Birliği’nden alıp, ulusu güçlendirmek için aradıkları çare olarak tanıttıkları “tanrıçanın” gerçekte şeytani bir hayalet ve ölümcül bir zehir olduğunun farkında olup olmadıkları pek açık değildir.
Devrimi henüz kazanmış Tamamı-Rus Komünist Parti (Bolşevik) (sonradan Rusya Komünist Partisi olarak adlandırılmıştır) Çin’e karşı duyduğu istek ile takıntılı bir hale gelmişti. 1920’de Sovyetler Birliği, Üçüncü Komünist Enternasyonel’in veya Komintern’in bir şubesi olan Uzak Doğu Bürosunu kurmuştur. Bu büro Çin’de ve diğer ülkelerde Komünist Partinin kurulmasından sorumluydu. Sumiltsky büronun başı ve Grigori Voitinsky ise müdür vekili idi. Bunlar Chen Duxiao ve diğerleri ile ÇKP’nin kurulması için hazırlığa başladılar. Komintern’in Haziran 1921’de Çin şubesini kurmak için Uzak Doğu Bürosu’na sunduğu teklif, ÇKP’nin, Komintern’in bir şubesi olmasını belirtiyordu. Uzak Doğu Bürosu’ndan Nikolsky ve Maring’in yardımı ile ÇKP, 23 Temmuz 1921’de resmen kuruldu.
Bundan sonra Komünist hareket Çin’e bir deney olarak girdi ve ÇKP kendini her şeyin üstünde tutarak yolunun üstündeki her şeyi zaptetti ve böylece Çin’e sonu olmayan bir felaket ve yıkım getirdi.
******************
I. ÇKP Sürekli Bir Şekilde Kötülüğünü Arttırarak Büyüdü
Çin geleneği ile hiçbir şekilde boy ölçüşemeyecek Komünist Parti gibi yabancı ve şeytani bir hayaletin, Çin’e, 5,000 yıllık bir medeniyet tarihine sahip bir ülkeye girişi elbette kolay bir iş değildir. ÇKP, ülkeye hizmet etmek isteyen halkı ve vatansever entelektüelleri “komünist ütopya” vaadi ile aldattı. Bunun ötesinde, tüm geleneksel ahlakı ve ilkeleri yok etmek için teorik bir altyapı oluşturmak isteyen Lenin tarafından da ciddi bir şekilde saptırılan komünizm teorisini daha da fazla çarpıttı. Bunlara ilaveten ÇKP’nin çarpıtılmış komünizm teorisi, ÇKP’nin yönetimine karşı olan her şeyi yok etmek ve sahip olduğu kontrolü tehdit eden tüm sosyal sınıfları ve insanları ortadan kaldırmak için kullanıldı. ÇKP Endüstriyel Devrimin inançları yok etme ilkesini ve komünizmin teorik olarak tamamlanmış ateistliğini benimsedi. ÇKP komünizmin özel mülkiyeti reddetmesini miras aldı ve Lenin’in şiddet içeren devrim teorisini dışardan getirdi. Bu arada ÇKP, Çin monarşisinin en kötü taraflarını da benimsedi ve güçlendirdi.
ÇKP’nin tarihi, ister yerli ister yabancı olsun her türlü kötülüğün adım adım biriktirilmesi sürecidir. ÇKP kendine miras kalan dokuz özelliği mükemmelleştirdi ve onlara “Çin’e özgü karakteristik özellikler” verdi: şeytanilik, aldatma, teşvik, toplumun kötü insanlarının tasmalarını çıkartmak, ispiyonculuk, hırsızlık, kavga, eliminasyon ve kontrol. ÇKP sürekli ortaya çıkan krizlere yanıt verirken bu kötü özellikleri pekiştirmiş ve güçlendirmiş ve onları sonuna kadar tükettiği noktaya kadar gitmiştir.
Miras Kalan İlk Özellik: Şeytanilik – Marksizm-Leninizm’in Şeytani Kılığına Bürünmek
Çin Komünistlerinin ilgisini ilk olarak Marksizm’in, “eski devlet aparatlarını yok etmek ve proletaryanın diktatörlüğünü kurmak için şiddet içeren devrimin kullanılması” beyanı çekmiştir. Bu kesinlikle Marksizm ve Leninizm’deki kötülüğün temelidir.
Marksist materyalizm, dar ekonomik kavramlar olan üretim güçleri, üretim ilişkileri ve artı değer kavramlarına dayanır. Kapitalizmin gelişmemiş ilk safhalarında Marx, kapitalizmin öleceği ve proletaryanın kazanacağına dair dar görüşlü bir tahmin yapmış ve tahminin yanlış olduğu tarih ve gerçekler tarafından kanıtlanmıştır. Marksist-Leninist şiddet içeren devrim ve proletaryanın diktatörlüğü, güç-siyasetini ve proletaryanın hakimiyetini teşvik eder. Komünist Manifesto, Komünist Parti’nin tarihi ve felsefi temelini, sınıf çatışması ve mücadelesi ile ilişkilendirmiştir. Proletarya iktidarı ele geçirmek uğruna geleneksel ahlaktan ve sosyal ilişkilerden uzaklaşmıştır. Bunların ilk olarak görünmesinden itibaren komünizmin doktrinleri bütün geleneklere karşı gelmek üzerine kurulmuştur.
İnsan doğası bütün kainatta şiddete karşıdır. Şiddet insanları acımasız ve zalim yapar. Dolayısıyla her yerde ve her zaman insanlık temel olarak Komünist Parti’nin şiddet teorisini reddetmiştir, öyle bir teori ki daha önceki hiçbir düşünce, felsefe veya gelenekte olmayan. Komünist sistem terörü, bir anda, nereden geldiği bilinmez bir şekilde yeryüzüne düşmüştür.
ÇKP’nin şeytani ideolojisi insanların doğayı fethedebileceği ve dünyayı değiştirebileceği kurgusu üzerine kurulmuştur. Komünist Parti, “tüm insanları özgürlüğüne kavuşturma” ve “dünya birliği” ideolojisi ile pek çok insanın ilgisini çekmiştir. ÇKP, özellikle insanların durumundan endişe duyan ve topluma kendi izlerini bırakmak isteyen birçok insanı aldatmıştır. Bu insanlar yukarıda cennetin olduğunu unutmuşlardır. Çok güzel ancak yanlış yola saptırıcı “Yeryüzünde cenneti inşa etmek” nosyonundan ilham alarak gelenekleri hor görmüşler ve başkalarının yaşamlarını küçümsemişlerdir ama sonuçta kendilerini küçük düşürmüşlerdir. Tüm bunları ÇKP’ye övünç duyulacak bir hizmet vermek ve onur kazanmak çabası içinde yapmışlardır.
Komünist Parti “Komünist cennet” fantezisini sanki gerçekmiş gibi sunmuş ve insanlarda bu cennet için savaşma şevkini uyandırmıştır. Akıl yeni yaratılış için gürler, “Bu doğmakta olan yeni dünyadır.” [1] Böyle tamamen absürt bir düşünce ile ÇKP insanlık ve cennet arasındaki bağlantılara sekte vurmuş, Çin halkını atalarına ve ulusal gelenek, göreneklerine bağlayan yaşam çizgisini kesmiştir. İnsanlara hayatlarını komünizm uğruna feda etmeleri için çağrıda bulunarak ÇKP zarar verme yeteneğini güçlendirmiştir.
Miras Kalan İkinci Özellik: Aldatmak — Şeytanın Kendini Haklı Göstermek İçin Hileye Başvurması Şarttır
Şeytanın yalan söylemesi şarttır. İşçi sınıfından avantaj sağlamak için ÇKP bu sınıfa “en gelişmiş sınıf”, “kendi çıkarını düşünmeyen sınıf”, “yol gösteren sınıf”, ve “proletarya devriminin öncüleri” unvanlarını vermiştir. Komünist Parti köylülere ihtiyacı olduğunda “köylülere toprak” sözünü vermiştir. Mao şunları söyleyerek köylülere alkış tutmuştur; “fakir köylüler olmadan devrim olmaz; köylülerin rolünü inkar etmek devrimi inkar etmektir.” [2] Komünist Parti kapitalist sınıftan yardım almak ihtiyacı duyduğunda onları ”proletarya devriminde gezgin yoldaşlar” olarak adlandırmış ve onlara “demokratik cumhuriyetçilik” sözü vermiştir. Komünist Parti KMT tarafından neredeyse yok edilme safhasına getirildiğinde onlara “Çinliler Çinlilerle savaşmaz” çağrısını yüksek sesle yapmış ve onlara KMT liderliğine tabii olma sözü vermiştir. Japonlara karşı savaş (1937-1945) sona erdiğinde ÇKP, KMT’na karşı var gücüyle cephe almış ve onların iktidarını yıkmıştır. Benzer şekilde ÇKP, Çin’in kontrolünü eline geçirdikten sonra kapitalist sınıfı elimine etmiş, sonunda köylü ve işçileri beş parasız proletaryaya dönüştürmüştür.
Birleşmiş cephe nosyonu ÇKP’nin söylediği yalanların tipik bir örneğidir. KMT’na karşı iç savaşı kazanmak için ÇKP, arazi sahiplerinin ve zengin köylülerin tüm aile fertlerini öldürme genel taktiğinden vazgeçmiş, arazi sahipleri ve zengin köylüler gibi sınıf düşmanları ile “geçici birleşme politikasını” benimsemiştir. 20 Temmuz 1947’de Mao Zedong “Düşmanca unsurları azaltmak için arazi sahibi olan sınıfa karşı reaksiyon gösteren birkaç öğe hariç daha dingin bir tavır takınmalıyız…” diye bildirimde bulunmuştur. Ancak ÇKP iktidarı ele geçirdiğinde arazi sahipleri ve zengin köylüler soykırımdan kaçamamışlardır.
Komünist Parti için söylediği bir şeyin tersini yapmak çok normal idi. ÇKP demokratik tarafları kullanmak ihtiyacı duyduğunda bütün tarafları “Uzun süreli bir arada yaşamak için çabalamak, karşılıklı denetim, birbirine karşı samimi olmak ve onur ile utancı paylaşmak” sözleriyle sürüklemiştir. Partinin kavramları, kelimeleri, eylemleri veya organizasyonu ile hem fikir olmayanlar ve bunlara uymayı reddedenler elimine edilmiştir. Marx, Lenin ve ÇKP liderlerinin hepsi Komünist Parti siyasi gücünün başka kişiler veya gruplarla paylaşılamayacağını her zaman söylemişlerdir. Komünizm en başından beri diktatörlük genlerini kendisiyle birlikte taşımıştır. ÇKP despot ve dışlayıcıdır. Ne iktidarı ele geçirme girişimleri esnasında ne de iktidarı eline geçirdikten sonra başka hiç bir parti veya grupla samimi bir şekilde birlikte bir arada var olmamıştır. Sözde “gevşek” olarak adlandırılan süreçte bile ÇKP’nin diğerleriyle birlikte mevcudiyeti kareografik bir performanstan öteye geçmemiştir.
Tarih bize, ÇKP’nin verdiği hiçbir söze inanmamamızı ve ÇKP’ye vaat ettiği taahhütleri yerine getirmek konusunda güvenmememiz gerektiğini anlatır. Hangi konuda olursa olsun Komünist Parti’nin herhangi bir konuda sözüne inanmak demek birinin canına mal olacak bir şeye inanmak demektir.
Miras Kalan Üçüncü Özellik: Tahrik–Büyük Bir Beceriyle Nefreti Körüklemek ve Kitleler Arasında Mücadeleyi Teşvik Etmek
Aldatma nefreti teşvik etmeye hizmet eder. Mücadele nefrete dayanır. Nefret mevcut değilse bile yaratılabilir.
Çin kırsal kesimlerinde derin köklere sahip ataerkil klan sistemi, Komünist Partinin iktidarı eline geçirmesinde temel bir engel olarak rol almıştır. Kırsal toplum aslında uyumlu idi ve arazi sahipleri ile arazi kiralayanlar arasındaki ilişki tamamen birbirlerini karşı karşıya getirecek cinsten değildi. Arazi sahipleri köylülere yaşamak için bir yol sunuyorlardı ve buna karşılık olarak da köylüler de arazi sahiplerini destekliyorlardı.
Bu bir şekilde karşılıklı birbirine dayalı ilişki, ÇKP tarafından aşırı sınıf düşmanlığına ve sınıf sömürüsüne dönüştürüldü. Uyum kin, nefret ve mücadeleye dönüştürüldü. Makul olan makul olmayan, düzen koas, cumhuriyetçilik despotluk haline getirildi. Komünist Parti kamulaştırmayı, para için öldürmeyi ve arazi sahiplerinin, zengin köylülerin, bunların aile ve aşiretlerinin katlini teşvik etti. Bir çok köylü başkalarının arazilerini, mülklerini almak istemedi. Bazıları gündüz arazi sahiplerinden aldığı gayrimenkulleri gece geri iade ettiler ancak kırsalda bulunan ÇKP çalışma takımlarınca “sınıf bilinçleri düşük” diye eleştirildiler.
Sınıflar arası kini teşvik etmek için ÇKP, Çin tiyatrolarını bir propaganda aletine indirgedi. İyi bilinen bir sınıf baskısı hikayesi olan Beyaz Saçlı Kız [3], temelinde ölümsüz bir kadın hakkında olup sınıf çatışmaları hakkında hiçbir şey içermiyordu. Askeri yazarların kalemleri ile sınıflar arası kini teşvik eden “modern” dramaya, operaya ve baleye dönüştürüldü. Japonya II. Dünya Savaşı esnasında Çin’i istila ettiğinde ÇKP Japon askerleri ile savaşmadı. Bunun yerine KMT hükümetine, Japonlara karşı savaşmayıp ülkeye ihanet etmekle suçlayarak saldırdı. Ulusal facianın en kritik noktasında bile halkı KMT hükümetine karşı gelmeleri için teşvik etti.
Kitleleri bir diğeriyle mücadeleye girişmeye teşvik etmek ÇKP’nin klasikleşmiş bir hilesidir. ÇKP, sınıf tayin edilmesinin 95:5 formülünü yarattı, bu formülde nüfusun yüzde 95’i kazanılacak sınıflar olarak tayin edilecek yüzde 5’i ise sınıf düşmanları olarak ilan edilecekti. Yüzde 95 içinde bulunan halk güvenilir idi ancak yüzde 5’in içinde bulunanlar “mücadele” edilmesi gereken sınıftı. Korkudan ve kendilerini koruma gereksiniminden halk yüzde 95 içine dahil olmak için büyük uğraş verdi. Bu da bir çok vakada insanların başka insanlara zarar vermeleri ve hatta yaralamalarını doğurdu. ÇKP siyasi hareketlerinin birçoğunda kışkırtmayı kullanmak suretiyle bu tekniği mükemmelleştirdi.
Miras Kalan Dördüncü Özellik: Toplumun Yüz Karalarının Tasmalarını Çıkartmak – Külhanbeyi ve Sosyal Yüz Karaları ÇKP Yüksek Mevkilerini Oluşturur
Toplumun yüz karalarının tasmalarını çıkartmak kötülüğü doğurur ve kötülüğün de toplumun yüz karalarını kullanması şarttır. Komünist devrimler sık sık külhanbeylerin ve sosyal yüz karalarının ayaklanmalarını kullanmıştır. “Paris Komünü” toplumun yüz karaları tarafından idare edilen cinayet, kundakçılık ve şiddete bulaşmıştır. Marx bile “lümpen (eğitimsiz) proletarya”ya aşağılayarak bakmıştır. [4] Komünist Manifesto’da, Marx şunları söylemiştir, “Eski toplumun en alt tabakasının üstünden silkip attığı pasif olarak çürüyen kalabalık olan ‘Tehlikeli sınıf’, toplum yüz karaları, orada ve burada, bir proletarya devrimi ile harekete katılabilir, yine de, onun hayat şartları, onu daha çok gerici dalganın rüşvet ile çalışan bir aracı olarak hazırlar.” Diğer yandan bölünmeleri ve cehaletleri nedeniyle köylüler Marx ve Engels tarafından hiçbir sosyal sınıf için yeterli bulunmadı.
ÇKP, Marx’ın teorilerinin karanlık taraflarını daha da geliştirdi. Mao Zedong “Sosyal yüzkaraları ve külhanbeyleri toplum tarafından her zaman reddedilmiştir lakin bunlar devrimin kırsal kesiminde gerçekte en cesur, en direkt ve en sağlam duran kesim olmuştur” demiştir. [2] Lümpen proletarya ÇKP’nin şiddet içeren doğasını arttırmış ve Komünist Partinin kırsal kesimde ilk siyasi gücünü oluşturmuştur. Çin literatüründe “devrim” demek “can almak” demektir ki, bu tüm iyi insanlara korkunç ve felaket anlamını vermektedir. Buna rağmen parti “devrimi” müspet anlamlı olarak aşılayabilmiştir. Benzer olarak Kültür Devrimi esnasında “lümpen proletarya” teriminin bir münazarası esnasında ÇKP “lümpen” kelimesinin kulağa hoş gelmediğini hissetmiş ve bu terimin yerine basitçe “proletarya” terimini koymuştur.
Toplumun yüzkaralarının bir diğer davranışı da haydudu oynamaktır. Diktatör olarak eleştirildiklerinde Parti görevlileri zorbalığa eğilimlerini ortaya çıkarmışlar ve utanmadan şu satırlara benzer telaffuzlarda bulunmuşlardır, “Doğrusunuz bizim yaptığımız kesinlikle budur. Geçen yıllar boyunca biriken Çin deneyimi bizlerin bu demokratik diktatörlüğü uygulamamızı gerekli kılmaktadır. Biz buna ‘halkın demokratik otokrasisi’ diyoruz.”
Miras Kalan Beşinci Özellik: İspiyonculuk – Aralarına Sız, Anlaşmazlık Ek, Parçala-Dağıt ve Yenisini Yerleştir
Aldatmak, şiddeti körüklemek, toplumun yüz karalarına görev vermenin yanı sıra ispiyonculuk ve anlaşmazlık ekmek teknikleri de ÇKP tarafından ayrıca kullanılmıştır. ÇKP, sızma, gizlice sokulma hususunda da yetenekliydi. Onlarca yıl önce ÇKP’nin en olağanüstü üç gizli ajanı Qian Zhuangfei, Li Kenong ve Hu Beifeng, gerçekte ÇKP Merkez Komitesi Casusluk Bölümü İkinci Şubesi Müdürü Chen Geng için çalışmışlardır. Qian Zhuangfei, KMT Merkez Komitesi Araştırma Bürosu direktörü Xu Enzeng’in güvenilir ikinci adamı ve özel sekreteri olarak çalışırken Jiangxi ilindeki ÇKP askerlerini çembere almak için KMT’nin birinci ve ikinci stratejik planlarını KMT Merkez Komitesi Organizasyon Departmanı’nın dahili postası ile Li Kenong’a göndermiş, Li Kenong da bunları Zhou Enlai’ya (Chou En-lai olarak da yazılır) elden teslim etmiştir. [5]. 1930 Nisan’ında KMT’nın Merkezi Araştırma Şubesi tarafından finanse edilen ve iki tarafla çalışan (ikili) özel ajan teşkilatı, Çin’in Kuzeydoğu bölgesinde kurulmuştur. Bu yüzeyde KMT’na bağlı ve Quan Zhuangfei tarafından yönetilen bir teşkilattı ancak perde arkasında ÇKP tarafından kontrol edilmiş ve Chen Geng tarafından yönetilmiştir.
Li Kenong ayrıca kriptografist (şifreli yazı yazıcı) olarak KMT Ordu Karargahına girmiştir. Li, ÇKP Gizil Servis Bürosu Direktörü olan ve Gu Shunzhang’ın ayaklanma başlatması ve tutuklanması ile ilgili [6] acil mesajı çözmüştür. Qian Zhuangfei şifresi çözülen mesajı derhal Zhou Enlai’ya göndermiş ve bu suretle bir çok casusun polis kuşatmasında yakalanmasını önlemiştir.
Yang Dengying, Şanghay’daki KMT Merkezi Araştırma Bürosu’nun komünist-yanlısı özel temsilcisiydi. ÇKP ona, ÇKP’nin güvenilmeyen parti üyelerini tutuklamasını ve infaz etmesini emretmiştir. Bir zamanlar parti kadrosunu gücendiren Henan İlindeki üst düzey bir ÇKP görevlisi bir keresinde bir parti kurmay kadrosunu rencide etti ve bu yüzden kendi etrafındaki kişiler onu yıllar boyu KMT hapishanesinde tutmak için bir takım ipleri çekmişlerdir.
Kurtuluş Savaşı [7], boyunca ÇKP, Chiang Kai-Shek’in (JiangJieshi olarak da anılır) [8] de çok yakınında tuttuğu gizli bir ajan yerleştirmeye çalıştı. Korgeneral ve Savunma Bakanı Müsteşarı Liu Pei, KMT ordusunun sevkiyatından sorumluydu. Gerçekte Liu ÇKP gizli ajanıydı. KMT ordusu bir sonraki görevlerini öğrenmeden önce, planlanmış askeri konuşlanma hakkındaki bilgiler Yanan’daki ÇKP karargahına ulaşmış olurdu. Buna uygun olarak, Komünist Parti bir savunma planı oluştururdu. Hu Zongnan’ın [9] sekreteri ve güvendiği birinci adamı olan Xiong Xianghui, Hu’nun Yanan’ı basma ve istila etme planını Zhou Enlai’ya açıkladı. Dolayısıyla Hu Zongnan ve silahlı güçleri Yanan’a ulaştığında burası önceden boşaltılmıştı. Bir keresinde Zhou Enlai, “Başkan Mao, Chiang Kai-Shek’in askeri emirleri daha Chiang’ın ordu komutanına ulaşmadan önce bunların ne olduğunu biliyordu” demiştir.
Miras Kalan Altıncı Özellik—Hile veya Şiddet ile Yağmalamanın “Yeni Düzen” Haline Gelmesi
ÇKP’nin elde ettiği her şey çalma çırpma ile elde edilmiştir. Hükümranlığını askeri güç vasıtasıyla kurmak için Kızıl Ordu’yu bir araya topladıklarında silah, cephane, gıda ve giysi için paraya gereksinim duydular. ÇKP, yöresel zorbaları sindirerek ve bankaları soyarak yani tam bir haydut gibi davranarak fon temin etmiştir. ÇKP’nin üst düzey liderlerinden biri olan Li Xiannian [10], tarafından yönetilen özel bir görevde Kızıl Ordu, Batı Hubei bölgesindeki ilçelerde yaşayan en zengin aileleri kaçırmıştır. Sadece bir kişiyi değil klandaki her zengin ailenin bir ferdini kaçırmıştır. Kaçırılanlar, fidye olarak ailelerinin orduya daimi parasal destek sağlaması karşılığında hayatta kalabilmişlerdir. Rehineler, Kızıl Ordu tatmin olana ya da ailelerinin bütün parasal kaynakları kuruyana kadar serbest bırakılmamışlardır ve çoğunluğu da ölmek üzerelerken serbest kalmışlardır. Bazıları kaçırıldıklarında o kadar kötü muamele ve işkence görmüşlerdir ki evlerine geri dönemeden yaşamlarını yitirmişlerdir.
“Yöresel zorbaların üzerine giderek ve bunların arazilerine el koyarak” ÇKP yağmalama hilelerini ve şiddetini tüm topluma yayılacak şekilde arttırmış, geleneklerin yerine “yeni düzeni” koymuştur. Komünist Parti ister büyük ister küçük her nevi hastalıklı eylemin bütün yöntemlerine başvurmuş ve hiçbir iyilik yapmamıştır. Bazılarına, başkalarını suçlamaları için küçük lütuflarda bulunmuştur. Sonuç olarak şefkat, sevecenlik, fazilet ve erdem tamamen yok olmuş bunun yerini çekişme, kavga ve öldürme almıştır. “Komünist ütopya” gerçekte şiddet içeren yağmacılık için yumuşak bir terim, bir örtmecedir.
Miras kalan Yedinci Özellik: Kavga — Ulusal Sistemi, Geleneksel Sınıfları ve Düzeni Yok Eder
Aldatma, teşvik etme, sosyal yüz karalarını salıverme ve ispiyonculuğun hepsi çalma ve savaşma amaçları içindir. Komünist felsefesi savaşmayı teşvik eder. Komünist devrimi kesinlikle sadece organize olmamış dövme, parçalama ve çalmadan ibaret değildi. Mao, “Köylülerin saldırılarının ana hedefleri mahalli zorbalar, kötü yüksek sınıf ve kanunsuz arazi sahipleridir, ancak bu geçişte her nevi ataerkil düşüncelere ve kurumlara, şehirlerdeki yozlaşmış memurlara ve kırsal kesimdeki kötü uygulamalara ve gelenek göreneklere de saldırırlar” [2] demiştir. Mao açıkça geleneksel sistemin ve kırsal bölgenin tamamının yok edilmesi talimatını vermiştir.
Komünist kavga, silahlı kuvvetleri ve silahlı mücadeleyi de içerir. “Devrim akşam yemeği partisi, deneme yazmak, yağlıboya resim yapmak, nakış işlemek değildir, o bu kadar rafine, bu kadar eğlenceli ve nazik, bu kadar ılımlı, iyi kalpli, ince, sakin, kendine hakim ve bağışlayıcı olamaz. Devrim bir ayaklanmadır, bir sınıfın diğer sınıfı devirdiği bir şiddet eylemidir.” [2] ÇKP güç ile devleti ve iktidarı ele geçirmek istediğinde savaşma yolunu kullanmıştır. Birkaç on yıl sonra Büyük Kültür Devrimi esnasında ÇKP bir sonraki nesli “eğitmek” için de savaşmanın aynı özelliğini kullanmıştır.
Miras kalan sekizinci Özellik: Yok Etme — Tam Bir Soykırım İdeolojisinin İnşası
Komünizm mutlak zalimlikle bir çok şey yapmıştır. ÇKP entelektüellere “dünyada cennet” sözü vermiştir. Sonradan bunları “sağcı” diye fişleyerek arazi sahipleri ve casuslarla birlikte zulüm görecek meşhur dokuzuncu kategoriye [11] sokmuştur. Arazi sahipleri ve kapitalistlerin ellerinden mal ve mülklerini almış, arazi sahibi ve zengin köylü sınıfının kökünü kurutmuş, kırsal kesimde kademe ve düzeni yok etmiş, yöresel şahsiyetlerin yetkilerini ellerinden almış, zengin kişileri kaçırmış ve bunlardan rüşvet almış, savaş mahkumlarının, “reformcu” sanayici ve sermaye sahiplerinin beynini yıkamış, KMT içine sızmış ve onu parçalayarak dağıtmış, Komünist Enternasyonel’den ayrılmış, 1949’da iktidarı ele geçirdikten sonra birbirini takip eden siyasi eylemlerle tüm muhalifleri ayıklayıp, temizlemiş ve kendi üyelerini bile baskı ile tehdit etmiştir. Yaptığı her şey ile geriye yapılacak bir şey bırakmamıştır.
Yukarıda bahsi geçen olayların hepsi ÇKP soykırım teorisine dayanmaktadır. Onun geçmişte yapmış olduğu her siyasi hareket, soykırım amacını güden terör kampanyasıdır. ÇKP, kendisinin sınıf, devrim, mücadele, şiddet, diktatörlük, hareketler ve siyasi partiler teorilerinin bir karışımı olarak kuruluşunun ilk safhalarında soykırımın teorik sistemini inşa etmeye başlamıştır. Bu teori geçmişte kucakladığı bütün deneyimleri kapsayarak aşar ve onun çeşitli soykırıma yönelik uygulamaları yoluyla biriktirilmiştir.
ÇKP soykırımının en önemli ifadesi bilincin ve bağımsız düşüncenin yok edilmesidir. Bu yolla “terör saltanatı” ÇKP’nin temel çıkarlarına hizmet eder. ÇKP sadece kendine karşı olanı yok etmez, onun tarafında olanı bile yok edebilir. O yok edilmesi gerektiğini düşündüğü her şeyi yok eder. Sonuçta herkes terör gölgesinde yaşar ve ÇKP‘den korkar.
Miras Kalan Dokuzuncu Özellik: Kontrol — Partinin Tamamını ve Ardından da Toplumun Geri Kalanını Kontrol Etmek için Parti Doğasını Kullanmak
Miras kalan bütün özellikler tek bir hedefi elde etmeyi amaçlar: terör kullanımı ile halkı kontrol etmek. Şeytani eylemleri vasıtasıyla ÇKP kendisinin mevcut tüm sosyal güçlerin doğal düşmanı olduğunu kanıtlamıştır. ÇKP, başlangıcından beri bir krizden diğerine mücadele etmiş ve bunların arasında hayatta kalabilme krizi en kritik olanı olmuştur. ÇKP varoluşunun devamı konusunda sürekli bir korku durumu içerisindedir. Onun tek amacı mevcudiyetini ve iktidarını korumak olmuştur -kendisinin en yüksek çıkarı. Azalan gücüne destek vermek için ÇKP düzenli olarak daha da kötü önlemlere başvurmak zorundadır. Partinin çıkarı herhangi bir Parti üyesinin veya bireyin çıkarı değildir. Daha ziyade bireyin tüm hislerine üstün gelen ve kolektif bir teşkilat olarak Partinin çıkarıdır.
“Parti doğası” bu kötü hayaletin en gaddar ve tehlikeli özelliğidir. Parti doğası insan doğasını tamamıyla öyle ezer ve bastırır ki, Çin halkı insanlığını kaybetmiştir. Örneğin; bir zamanlar Zhou Enlai ve Sun Bingwen yoldaştılar. Sun Bingwen öldükten sonra Zhou Enlai onun kızı, Sun Weishi’yi evlatlık olarak aldı. Kültür Devrimi esnasında Sun Weishi kınandı. Sonradan bu kadın nezarette iken kafasına uzun bir çivi sokularak öldürüldü. Onun tutuklama emri, babalığı Zhou Enlai tarafından imzalanmıştır.
ÇKP’nin ilk liderlerinden biri de Japonya’ya karşı olan savaşta afyon satışından sorumlu Ren Bishi idi. Britanyalılar, Çin ekonomisini sömürmek için afyon ithalatını kullanıp Çinlileri de bağımlılara dönüştürdüğü için, o dönemde afyon yabancı istilasının bir sembolüydü. Afyona karşı güçlü ulusal hassasiyet olmasına rağmen Ren güçlü “Parti doğası hissiyatı” sebebiyle evrensel kınanma riskini göze alarak, büyük alanlarda afyon ekimi yapılmasına cesaret etti. Afyon ticaretinin hassas ve yasalara karşı özelliği nedeniyle ÇKP, afyon için “sabun” takma adını kullandı. ÇKP, kendi mevcudiyetini finanse edebilmek için sınır ülkeleriyle yapılan gayri-yasal afyon ticaretinden gelen geliri kullandı. Ren’in doğumunun yüzüncü yıldönümünde yeni nesil Çin liderlerinden biri “Ren üstün bir karaktere haizdi ve örnek bir Parti üyesiydi. O ayrıca Komünizme tam anlamıyla inanıyordu ve Parti’nin varoluş nedenine sınır tanımaz bir şekilde sadıktı.” diyerek Ren’in Parti için doğal yeteneğini veya Parti doğası hissiyatını övmüştür.
Parti için uygun olanlara iyi bir örnek de Zhang Side’dir. Parti bu kişinin ani fırın çökmesiyle öldüğünü bildirmesine rağmen başkaları afyon kavururken öldüğünü iddia etmişlerdir. Sakin bir insan olduğundan, Merkezi Koruma Tümeninde görev yaptığından ve hiçbir zaman terfi talep etmediğinden, “Ölümü Taishan Dağından da ağır oldu.” [12] denmiştir. Bunun anlamı, onun yaşamının çok büyük bir önemi olduğudur.
Parti doğasına başka bir örnek olan Lei Feng, “Devrim makinesinde hiçbir zaman paslanmayan vida.” olarak tanınmıştır. Hem Lei hem de Zhang uzun bir süre boyunca Çin halkını Parti’ye sadık kalmaları için eğitmeleri konusunda kullanılmışlardır. Mao Zedong “örneklerin gücü sınırsızdır” demiştir. Bir çok Parti kahramanı “demir iradeyi ve Parti ruhunun prensibini” modellemek için kullanılmıştır.
İktidarı ele geçirdikten sonra ÇKP, gelecek nesillerden bir çok yeni “vida” ve “alet” çıkartmak için agresif bir beyin kontrolü kampanyası başlatmıştır. Parti, bir takım “doğru düşünceler” ve çeşitli basmakalıp davranışlar oluşturmuştur. Bu protokoller ilk olarak Parti içinde kullanılmış ancak çok hızlı bir şekilde tüm halka benimsetilmiştir. Ulus için faydalı görüntüsü verilen bu düşünce ve davranışlar, insanların ÇKP’nin şeytani mekanizmasına uymaları için beyinlerini yıkamak konusunda kullanılmışlardır.
******************
II. ÇKP’nin Onursuz Temeli
ÇKP, zafer üstüne zaferlerin kazanıldığı parlak bir tarihi iddia eder. Bu sadece kendini güzel gösterme ve ÇKP’nin halkın gözündeki görüntüsünü yüceltmek için yaptığı bir girişimdir. Gerçekte ise ÇKP’nin reklamını yapacağı hiçbir yüceliği yoktur. Sadece miras kalan dokuz şeytani özelliği kullanarak gücünü oluşturup muhafaza edebilir.
ÇKP’nin Kuruluşu—Sovyetler Birliği’nin Bağrında Yetişti
“Ekim Devrimi esnasındaki ilk çarpışmanın raporu bize Marksizm ve Leninizm’i getirdi”. Parti halka kendini böyle resmetti. Ancak, Parti ilk olarak kurulduğunda sadece Sovyetler Birliği’nin Asya şubesiydi. Parti başlangıcından beri vatan haini olma özelliklerine haizdi.
Partinin kuruluş dönemi sırasında hiç parası yoktu, ideolojisi yoktu, deneyimi de yoktu. Kendilerini destekleyecek bir temelleri de yoktu. ÇKP, kaderini şiddet içeren devrime bağlamak için Komintern’e katıldı. ÇKP’nin şiddet içeren devrimi sadece Marx ve Lenin devriminin devamıydı. Komintern tüm dünya çapında siyasal güçleri devirecek küresel merkezdi, ÇKP ise Rus Kızıl Ordusu’nun emperyalizmini sürdüren Sovyet Komünizmi’nin sadece doğu şubesiydi. ÇKP, Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin şiddet kullanarak iktidarı ele geçirme deneyimini ve proleterya diktatörlüğünü paylaştı ve Sovyetler Birliği’nin siyasi, entelektüel ve örgütlenme çizgileri üzerindeki talimatlarını yerine getirdi. ÇKP, aşırı denetim ve kontrol önlemlerini benimseyerek yabancı yasa dışı bir teşkilatın hayatta kalabilmesini sağlayan gizli, yer altı metotlarını kopya etti. Sovyetler Birliği, ÇKP’nin belkemiği ve hamisiydi.
Komintern tarafından formüle edilen Marksizm ve Leninizm, sınıf mücadelesi, proleterya ve parti teşkilatının diktatörlüğüne dayanan ÇKP anayasası, ilk ÇKP Kongresinde kabul edildi. Bu anayasanın esasları Sovyet Parti anayasasından alındı. ÇKP’nin ruhu Sovyetler Birliği’nden ithal edilen ideolojiden ibarettir. ÇKP’nin en başta gelen memurlarından biri olan Chen Duxiu, Komintern temsilcisi Maring’inkinden daha değişik düşüncelere sahipti. Maring, Chen’e bir not yazarak eğer Chen gerçek bir Komünist Parti üyesi ise Komintern’in emirlerine uymasının şart olduğunu belirtti. ÇKP’nin kurucu liderlerinden biri olmasına rağmen Chen Duxiu bile emirleri dinleyip bunlara itaat etmekten başka hiçbir şey yapamıyordu. Hakikatte o ve Parti basitçe Sovyetler Birliği’ne tabiiydiler.
1923’de ÇKP’nin Üçüncü Kongresinde, Chen Duxiu kamuoyu önünde Parti’nin tamamen Sovyet Komintern fonlarıyla ayakta durduğunu beyan etti. Bir sene boyunca Komintern ÇKP’ye 200,000 Yuan’dan fazla para yardımı yaptı ancak tatmin edici sonuçlar alamadı. Komintern ÇKP’yi yeteri kadar çaba göstermemekle suçladı.
Sınıflandırılmamış Parti belgelerindeki tamamlanmamış istatistiklere göre ÇKP Ekim 1921 – Haziran 1922 tarihleri arasında 16,655 Çin yuanı aldı. 1924 yılında 1.500 $ ve 31.927,17 yuan, 1927’de de 187.674 yuan aldı. Komintern’in ayda yaptığı katkı ortalama 20,000 yuanı buluyordu. ÇKP tarafından şu anda kullanılan lobicilik, arka kapıdan girme, rüşvet verme, tehdit etme gibi taktikler o günlerde de kullanılıyordu. Komintern, ÇKP’yi fon tedarik etmek için durmadan lobicilik (kulis) yapmakla suçladı.
“Onlar değişik fon kaynaklarından fon bulma avantajını kullanıyorlar (Uluslararası Komünikasyon Ofisi, Komintern temsilcileri ve askeri kuruluşlar v.s.), çünkü bir kuruluş diğer kuruluşun bunlara fon temin ettiğini bilmiyor… komik olan ise, bunlar sadece Sovyet yoldaşların psikolojisini anlamakla kalmıyorlar. En önemlisi bunlar fon vermekten sorumlu farklı yoldaşların hepsine nasıl davranılacağını ayrı ayrı biliyorlar. Fonu normal yollardan alamayacaklarını anladıklarında toplantıları geciktiriyorlar. Sonunda taban örgütlenmesinde görevli memurların Sovyetlerle zıtlaştığını ve paranın ÇKP yerine yerel savaş beylerine verildiği söylentilerini yayarak en kaba şantaj yollarına başvuruyorlar.” [13]
İlk KMT ve ÇKP İttifakı—Bir Parazit Çekirdeğe Sızar ve Kuzey Seferini Sabote Eder [14]
ÇKP her zaman halka, Chiang Kai-Shek’in Ulusal Devrim Hareketine ihanet ettiğini [15] ve ÇKP’yi silahlı devrime zorladığını söyler.
Gerçekte ise ÇKP, bir parazit ya da musallat olmuş bir hayalettir. Ulusal devrimden yararlanarak kendi etkisini genişletmek için ilk KMT-ÇKP ittifakında KMT ile dayanışma içersine girmiştir. Bundan öte ÇKP, Sovyet destekli devrimi başlatmak ve iktidarı ele geçirmek için çok sabırsız davranmıştır ve iktidar hırsı aslında Ulusal Devrim Hareketini yok etmiş ve bu harekete ihanet etmiştir.
ÇKP’nin Temmuz 1922’deki İkinci Ulusal Kongresinde parti üyelerinin iktidarı ele geçirmek için sabırsız olmalarından dolayı KMT ile ittifaka karşı olanlar kongreye hakim olmuşlardır. Ancak Komintern kongrede alınan kararı veto etmiş ve ÇKP’ye KMT’ye katılın emrini vermiştir.
İlk KMT-ÇKP ittifakı sırasında, ÇKP Dördüncü Ulusal Kongresini Ocak 1925’de Şangay’da yapmış ve Sun Yat-sen [16] 12 Mart 1925’de ölmeden Çin’de kimin lider olacağı sorusu ortaya atılmıştır. Eğer Sun Yat-sen ölmeseydi, ÇKP’nin iktidar arayışında ChianKai-Shek yerine aday gösterilecekti.
ÇKP KMT ile olan ittifakı esnasında, Sovyetler Birliğinin de desteği ile KMT içindeki siyasi gücü ahlaksızca ele geçirmiştir. Tan Pingshan (1886-1956, Guangdong ilinde ÇKP’nin ilk liderlerinden biri) KMT’nın Merkezi Personel Biriminde, bakan olmuştur. Çalışma Bakanlığı Sekreteri Feng Jupo (1899-1954, Guangdong ilinde ÇKP’nin ilk liderlerinden biri), Çalışma Bakanlığı sekreteri olarak işçilerle ilgili bütün hususlarda yetkili kişi kılınmıştır. Lin Zuhan (veya Lin Boqu, 1886-1960, ilk ÇKP üyelerinden) Köy İşleri Bakanı, Peng Pai (1896-1929, ÇKP liderlerinden) ise bu bakanlığın sekreteri olmuştur. Mao Zedong ise KMT Propaganda Bakanlığının propaganda bakan vekilliğini üstlenmişti. Askeri okullar ve askeri liderlik her zaman ÇKP’nin ilgi odağı olmuştur: Zhou Enlai, Huangpu (Whampoa) Askeri Akademisinde Siyaset Bölümü Müdürlüğü görevinde bulunmuş ve Zhang Shenfu da (veya Zhang Songnian, 1893-1986, Zhou Enlai’nin ÇKP’ye katılmasını sağlayan ÇKP kurucularından) müdür yardımcılığı görevini üstlenmiştir. Zhou Enlai ayrıca Hakim Avukatlar Bölümü Başkanı olmuş ve Rus askeri danışmanlarını oraya buraya yerleştirmiştir. Birçok komünist KMT askeri okullarında siyasi eğitmenlik kürsülerinde yer almıştır. ÇKP üyeleri ayrıca Ulusal Devrim Ordusunun çeşitli kademelerinde KMT parti temsilcileri olarak da hizmet vermiştir. [17] Parti temsilcisinin imzası olmadan hiçbir emrin yürürlüğe giremeyeceği de şart koşulmuştur. Ulusal Devrim hareketine bu parazit şeklindeki yapışma sonucu ÇKP üyelerinin sayısı 1925’de 1000’den az iken 1929’de muazzam bir artışla 30,000’e çıkmıştır.
Kuzey Seferi 1926 Şubat’ında başlamıştır. Ekim 1926’dan Mart 1927’ye kadar ÇKP Şangay’da üç silahlı ayaklanma çıkartmıştır. Sonradan Kuzey Seferi askeri karargahına saldırmış ancak başarısız olmuştur. Guangdong ilinde genel grevin gözcüleri polisle her gün şiddetli çatışmalara girmiştir. Bu başkaldırılar KMT’nın 21 Nisan 1927’de ÇKP’yi tasfiye etmesine yol açmıştır. [18]
Ağustos 1927’de KMT Devrim Ordusu’ndaki ÇKP üyeleri Nanchang İsyanını başlatmış ancak bu saldırı da çok çabuk bastırılmıştır. ÇKP Eylül’de Changsha’ya saldırmak için Sonbahar Hasat Başkaldırısını başlatmış ancak bu saldırı da bastırılmıştır. ÇKP, “parti şubelerinin orduda bölük seviyesinde kurulması” için orduda bir kontrol ağı kurmuş ve Jiangxi İlindeki Jinggangshan Dağı alanına kaçıp burada kırsal kesim idaresini oluşturmuşlardır. [19]
Hunan Köylü Ayaklanması—Toplumun Yüz Karalarının Ayaklanmaya Teşvik Edilmesi
Kuzey Seferi esnasında Ulusal Devrim Ordusu yerel savaş beyleriyle savaşırken ÇKP, siyasi gücü ele geçirmek için ayaklanmalara ön ayak olmuştur.
1927’deki Hunan Köylü Ayaklanması toplumun yüz karaları olan ayak takımının ayaklanmasıydı, tıpkı iyi bilinen 1871 Paris Komünü—ilk komünist başkaldırısı gibi. O zaman Paris’teki Fransız uyruklular ve yabancılar Paris Komününün vizyonu olmayan bir grup yıkıcı gezgin haydut olduğuna şahit olmuşlardır. Harika binalarda ve büyük konaklarda yaşayıp ölçüsüz ve lüks yemekler yiyen bu insanlar anlık mutlulukları yaşamışlar ve geleceği hiç düşünmemişlerdir. Paris Komününün ayaklanması esnasında basına sansür uygulamışlardır. Krala vaizler veren Paris Başpiskoposu Georges Darboy’u rehin almışlar ve sonra da öldürmüşlerdir. Sadece kendi zevkleri için 64 rahibi vahşice öldürmüşler, sarayları yakmışlar, devlet dairelerini, özel ikametgahları, anıtları, abideleri ve kitabeleri yok etmişlerdir. Fransız başkentinin zenginlik ve güzellik açısından Avrupa’da bir benzeri daha yoktu. Ancak Paris Komünü ayaklanması esnasında binalar küle insanlar iskelete dönüşmüştür. Tarihte bu kadar büyük bir vahşet ve zalimlik çok az görülmüştür.
Mao Zedong’un kabul ettiği gibi, köylülerin kırsal kesimde bir nevi “azgın” oldukları doğrudur. Yetkide üstünlük elinde olduğundan köylü derneği, arazi sahiplerinin bir şey söylemesine fırsat vermiyor ve onların prestijlerini alıp götürüyor. Bu, arazi sahiplerini bir toz zerresine ufaltıp orada kalmalarını sağlayacak kadar ileri gidiyor. Köylüler, “sizi diğer sicile [gericilerin sicili] koyacağız!” diye tehdit ediyorlar. Yöresel zalimleri ve kötü seçkinler sınıfını cezalandırıyorlar, onlardan katkı, yardım talep ediyorlar, onların tahtırevanlarını kırıp döküyorlar. İnsanlar köylü derneğine karşı olan yöresel zalimlerin ve kötü seçkinlerin evlerine gruplar halinde giriyor; onların domuzlarını kesiyorlar, tahıllarını tüketiyorlar. Hatta yöresel zalimlerin ve kötü seçkinlerin evlerindeki genç bayanların fildişi-kakmalı yataklarına bir kaç dakikalık da olsa tembel tembel uzanıyorlar. En küçük provokasyonda tutuklamalar yapıyorlar, tutukladıklarına uzun kağıt şapkalar giydiriyorlar ve onları köyde “sizi gidi kötü toprak sahipleri, şimdi bizim ne olduğumuzu anladınız!” diyerek teşhir ediyorlar. İstedikleri her şeyi yapıp her şeyi ters yüz ederken kırsal kesimde bir nevi terör estiriyorlar. [2]
Ancak Mao bu gibi “azgın” eylemlere tam onay verdi ve bu konuda şunları söyledi;
“Dobra dobra söylemek gerekirse, her kırsal kesimde bir süre için de olsa terör yaratmak gereklidir, aksi takdirde kırsal kesimde karşı-devrimcilerin faaliyetlerini bastırmak veya üst tabakanın yetkilerini almak imkansızlaşacaktır. Bir yanlışı düzeltmek için doğru sınırların aşılması şarttır zira öbür türlü yanlışlar düzeltilemez… Onların devrim hareketi esnasında çok ileri gittikleri düşünülen hareketleri gerçekte devrimin gerektirdiği şeylerdir. “[2]
Komünist devrimi bir terör sistemi yaratır.
“Japon Karşıtı” Kuzey Operasyonu—Yenilenlerin Kaçışı
ÇKP, “Uzun Yürüyüşü” Japon karşıtı kuzey operasyonu olarak nitelemiştir. “Uzun Yürüyüş” Çinlinin devrim masalı olarak trampetlerle ilan etmiştir. ÇKP “Uzun Yürüyüşün” ÇKP’nin zaferi, düşmanların bozgunu ile biten bir “manifesto”, bir “propaganda takımı” ve bir “tohum ekme makinesi” olduğunu iddia etmiştir.
ÇKP, Japonlara karşı savaşmak için kuzeye yürüdükleri gibi bariz yalanları kendi başarısızlıklarını örtbas etmek için üretmiştir. Ekim 1933’den Ocak 1934’e kadar Komünist parti tam bir yenilgi içinde olmuştur. KMT tarafından yapılan ve ÇKP’yi çembere almayı ve yok etmeyi amaçlayan beşinci operasyonda, ÇKP, birbirinin peşi sıra kırsal kesimdeki gücünü yitirmiştir. Güçlü bölgeleri devamlı daralınca Kızıl Ordu kaçmak zorunda kalmıştır. İşte bu “Uzun Yürüyüşün” gerçek menşeidir.
“Uzun Yürüyüş” aslında bu durumdan kurtulmak için Moğolistan’ın Dışına ve Sovyet Rusya’ya ulaşmak amacıyla ilk olarak batıya daha sonra kuzeye yapılan kaçış planıdır. ÇKP bunu başarıp Sovyetler Birliğine ulaşabilirse yenilgiden kurtulacaktı. Fakat ÇKP Dış Moğolistan yolunda büyük zorluklarla karşılaştı. Ve Shanxi ve Suiyuan üzerinden gitmeye karar verdiler. Bir taraftan kuzey yönünde ilerlerken, bir yandan da “Anti-Japon” propagandası ile insanların gönlünü kazanmaya başladılar. Oysa bu alanlar daha Japon askerlerinin işgaline uğramamıştı. Genel olarak Japon askerleri Çin Seddi boyunca uzanan alanları işgal altında tutuyorlardı. Bir yıl sonra, ÇKP Shanbei’ye (Shanxi vilayetinin kuzeyi) ulaştığında Merkezi Kızıl Ordu birliklerinin sayısı 80,000 den 6,000’e düşmüştü.
Xi’an Olayı—ÇKP Başarıyla Anlaşmazlık Ekti ve İkinci Kez KMT’na Kilitlendi
Aralık 1936’da iki KMT generali, Zhang Xueliang ve Yang Hucheng, Xi’an’da Chiang Kai-Shek’i kaçırdılar. Bu olaya o zamandan beri Xi’an Olayı denilmektedir.
ÇKP ders kitaplarına göre Xi’an Olayı Zhang ve Yang tarafından başlatılan ve Chiang Kai-Shek’e yaşam yada ölüm ültimatomunun verildiği bir “askeri darbedir”. Böylece Japon istilacılara karşı durmaya mecbur edilmiştir. Raporlara göre Zhou Enlai, barışçıl bir karar müzakere etmeye yardım etmek için ÇKP temsilcisi olarak Xi’an’a davet etmiştir. Çin’de değişik grupların arabuluculukları ile olay barışçıl çözümlenmiş, on yıllık iç savaş sona ermiş ve Japonlara karşı birleşik bir ulusal ittifak oluşmuştur. ÇKP’nin tarih kitapları bu olayın Çin krizinde çok kritik bir dönüm noktası olduğunu belirtmektedir. ÇKP kendisini tüm ulusun çıkarlarını düşünen vatanperver bir parti olarak göstermiştir.
Xi’an Olayından önce bir çok ÇKP casusunun zaten Yang Hucheng ve Zhang Xueliang etrafında birleşmiş olduğunu bir çok doküman zaten belirtmektedir. ÇKP yeraltı üyesi olan Liu Ding, Madam Chiang’ın kardeşi ve Sun Yat-Sen’in karısı olan Song Qingling tarafından Zhang Xueliang’a tanıştırılmıştır. Xi’an Olayından sonra Mao Zedong “Liu Ding Xi’an Olayında çok yararlı hizmet verdi” diyerek onu övmüştür. Yang Hucheng’in tarafında çalışanlardan biri de ÇKP üyesi olan onun karısı Xie Baozhen olup, Yang’ın Ordu siyaset bölümünde çalışmıştır. ÇKP’nin onayı ile Xie, Yang Hucheng’le Ocak 1928’de evlenmiştir. Buna ilaveten o zamanlar ÇKP üyesi Wang Bingnan da Yang’ın evinde şeref misafiriydi. Wang daha sonra ÇKP Dışişleri Bakanlığında Bakan yardımcısı olmuştur. Yang ve Zhang’ın çevresindeki bu ÇKP üyeleri doğrudan darbeyi başlatmışlardır.
Olayın başlangıcında ÇKP liderleri Chiang Kai-Shek’i öldürerek onun daha önceleri ÇKP’yi bastırmasının öcünü almak istemişlerdir. O zamanlarda ÇKP’nin kuzey Shaanxi ilindeki üssü çok zayıf idi ve tek bir savaşta bile tamamen yok olma tehlikesi bulunuyordu. ÇKP, bütün aldatma becerilerini kullanarak Zhang ve Yang’ı ayaklanmak hususunda kandırmışlardır. Japonları alaşağı etmek ve onların Sovyetler Birliğine saldırılarını engellemek amacıyla Stalin şahsen ÇKP Merkezi Komitesine yazı yazmış, onlardan Chiang Kai-Shek’i öldürmemelerini aksine kendisiyle ikinci kez bir dayanışma içerisine girmelerini talep etmiştir. Mao Zedong ve Zhou Enlai, ÇKP’nin sınırlı gücüyle KMT’nı yok etmenin mümkün olmadığının farkındaydılar ve Chiang Kai-Shek’i öldürdükleri takdirde yenileceklerini ve hatta öcünü almak isteyecek KMT ordusu tarafından yok edilebileceklerini biliyorlardı. Bu şartlar altında ÇKP ses tonunu değiştirdi. ÇKP, Japonlara karşı ortak direniş kurmak adına Chiang Kai-Shek’i ikinci kez dayanışma içersine girmeye zorladı.
ÇKP, önce silahı Chiang Kai-Shek’e çevirerek başkaldırı yapmak istedi ancak geri dönerek sahnenin kahramanı gibi onu ÇKP’yi kabul etmeye zorladı. ÇKP sadece çözülme krizinden kurtulmadı ikinci kez KMT hükümetine kilitlenmek fırsatını kullandı. Kızıl Ordu kısa süre içerisinde Sekizinci Rota Ordusuna dönüştü ve eskisinden daha büyük ve güçlü oldu. ÇKP’nin kıyaslanamaz aldatma yeteneklerini takdir etmek gerekir.
Japonlara Karşı Savaş—ÇKP Ödünç Alınan Silahlarla Öldürerek Büyüdü
1937’de Japonlara karşı savaş çıktığında KMT’nın 1.7 milyondan fazla silahlı askeri, 110,000 ton taşıma kapasitesi olan gemileri ve takribi 600 adet çeşitli savaş uçağı vardı. Kasım 1937’de yeni kurulmuş olan Yeni Dördüncü Ordu dahil olmak üzere ÇKP ordusunun büyüklüğü 70,000 kişiyi geçmiyordu. Gücü de dahili ayırıcı düşünce farklılıkları ile daha da zayıflamıştı ve tek savaşta bile yok olabilirdi. ÇKP, Japonlarla yapılacak savaşta Japonların bir tümenini bile yenemeyeceklerini fark etmişti. ÇKP’nin gözünde ulusun hayatta kalmasını sağlamak yerine kendi gücünü sürdürmek “ulusal birlik” vurgusunun merkez odağıydı. Dolayısıyla KMT ile işbirliği içerisinde bulunduğu süreçte ÇKP “kendi içinde ortaya çıkarılacak ve günlük pratikte uygulanacak siyasi güç için mücadeleye öncelik vermek” iç siyasetini gütmüştür.
18 Eylül 1931’de Japonlar Shenyang şehrini işgal edip kuzeydoğu Çin’deki kontrollerini büyük alanlara yaydıklarında ÇKP, KMT’nı yenmek için Japon istilacılara karşı omuz omuza savaştı. Japon istilasına karşılık olarak verilen deklarasyonda ÇKP nasyonalist hükümeti devirmek için KMT’nın kontrolü altında bulunan yerlerdeki halkı isyana çağırdı “işçileri grev yapmaya, köylüleri sorun çıkarmaya, öğrencileri dersleri boykot etmeye, fakir insanları çalışmamaya, askerleri ayaklanmaya” davet etti.
ÇKP, Japonlara direniş için bayrak açtı, ancak cepheden uzakta ellerinde sadece mahalli ordular ve kamplardaki gerilla güçleri vardı. ÇKP, Pingxing Geçidinde yapılan birkaç çarpışmadan hariç Japonlara karşı olan savaşta hiçbir katkıda bulunmadı. Bunun yerine kendi merkez üstlerini genişletmek için enerji harcadılar. Japonlar teslim olduğunda ÇKP teslim olan askerleri kendi ordusuna aldı ve 2 milyon militan savaşçıya ilaveten 900,000 düzenli askeri olduğunu iddia etti. Japonlara karşı savaşırken KMT ordusu yapayalnızdı ve savaşta 200’ün üstünde mareşal kaybetti. ÇKP tarafındaki emir veren komutanlar neredeyse hiç kayba uğramadı. Ancak ÇKP ders kitaplarında KMT’nın Japonlara karşı hiçbir direniş göstermediğinden ve Japonlara karşı savaşta büyük zaferi ÇKP’nin kazandığından daimi surette bahsedildi.
Yanan’ın Tasfiyesi —Zulümde En Korkutucu Metotları Yaratmak
ÇKP, Japonlara karşı savaşma adına sayısız vatansever genci Yanan’a çekti ancak tasfiye hareketi esnasında bunların on binlercesine zulüm etti. Çin’de kontrolü ele geçirdikten sonra ÇKP, Yanan’ı devrimci “kutsal topraklar” ilan etti ancak tasfiye hareketi esnasında işlemiş olduğu suçlardan hiç bahsetmedi.
Yanan’daki tasfiye hareketi insanlık tarihinde oynanan en büyük, en karanlık, en vahşi ve acımasız güç oyunu olmuştur. Küçük burjuvazi zehirlerini akıtmak adına Parti ahlak değerleris, düşünce özgürlüğünü, eylem hürriyetini, hoşgörü ve haysiyeti silip atmıştır. Tasifye hareketinde atılan ilk adım her kişi için kişisel bir arşivi oluşturmak olmuştur ve bu arşive; 1) kişisel beyan; 2) kişinin siyasi hayatının vakayı namesi; 3) aile geçmişi ve sosyal ilişkileri; 4) otobiyografi ve ideolojik geçişler; 5) Parti doğasına göre değerlendirme dahil edilmiştir.
Kişilerin kişisel arşivlerinde, doğumundan itibaren tanıdığı bütün kişileri, oluş tarihi ve yeri ile birlikte bütün önemli olayları listelemesi şarttı. İnsanlara arşiv için tekrar tekrar yazmaları emredildi ve beyanlardaki her hangi bir eksiklik ahlaksızlık emaresi olarak görüldü. Kişiler, özellikle Partiye katılacaklar, o zamana kadar katıldıkları tüm sosyal faaliyetleri açıklamalar zorundalardı. Parti doğasına göre değerlendirmek daha da önemliydi ve kişiler bilinçlerindeki parti karşıtı düşünceleri ve davranışları, konuşmaları, çalışma yaklaşımlarını, günlük hayat veya sosyal faaliyetlerini itiraf etmeye zorlandılar. Örneğin bir kişinin bilincini değerlendirirken o kişinin kişisel-çıkarları için ilgilenip ilgilenilmediğini, bir kişinin şahsi hedeflerini elde etmek için Parti için çalışmayı kullanıp kullanmadığı, devrimsel geleceğe güvenmekte bocalayıp bocalamadığı, savaşlarda ölümden korkup korkmadığı, partiye veya orduya katıldıktan sonra aile fertlerini veya eşini özleyip özlemeyeceği hususlarını ince eleyip sık dokuyarak açıklaması bekleniyordu. Hiçbir objektif standart yoktu dolayısıyla hemen hemen herkeste problem bulunuyordu.
“Gizli hainleri” elimine etmek için incelenen kadroların “itirafta” bulunmaları için baskı kullanılıyordu. Sonuçta sayısız komplolar ve yanlış ve gerçek dışı ithamlar yapıldı ve çok fazla sayıda kadroya zulmedildi. Tasfiye hareketi esnasında Yanan’a “insan doğasını arıtma yeri” dendi. Kadroların kişisel özgeçmişlerini incelemek için bir çalışma timi Askeri İşler ve Politika Üniversitesine girdi ve iki ay boyunca Kızıl Terör estirdi. Doğaçlamalı itiraflar, ispatlı itiraflar, “grup iknaları” “beş dakikalık iknalar”, özel tavsiye, konferans raporları ve “alçakları” tanımlama (örneğin dışı kırmızı içi beyaz olanlar) dahil itiraf yaptırmak için çok çeşitli metotlar kullanıldı. Sinirli görünenler şüpheli olarak tanımlandı ve araştırılması gerekenler olarak hedeflendiler.
Komintern temsilcileri bile tasfiye hareketi esnasında kullanılan metotlardan irkildiler ve Yanan’daki durumu üzücü ve keyif kaçırıcı olarak belirttiler. İnsanlar bir diğeriyle karşılıklı iletişime girmeye bile cesaret edemediler. Herkesin bilemek için kendi baltası vardı ve herkes sinirliydi ve korkuyordu. Kötü muameleye maruz kalan arkadaşlarını korumak için bile kimse doğruyu söyleyemiyordu, çünkü herkes kendi hayatını kurtarma çabasındaydı. Kötü amaçlı gaddarlar—yağ çekenler, yalan söyleyenler ve diğerlerini aşağılayanlar- terfi ettirildi; küçük düşürme Yanan’da yaşamın bir gerçeği oldu – ya diğer yoldaşları ya da kendini aşağıla. İnsanlar çılgınlığın eşiğine sürüklendi, kendi hayatlarını ve işlerini kurtarmak için saygınlıklarından, şeref ve haysiyetlerinden, bir diğerine olan sevgilerinden vazgeçmeye zorlandılar. Kendi fikirlerini ortaya atamaz oldular, bunun yerine parti liderlerinin söylevlerini, yazılarını ezberden okumak zorunda bırakıldılar.
ÇKP Çin’de iktidarı ele geçirdikten sonra ÇKP’nin bütün faaliyetlerinde bu baskı sistemi kullanıldı.
Üç Yıllık İç Savaş— İktidarı Ele Geçirmek İçin Ülkeye İhanet Etmek
Şubat 1917’deki Rus Burjuvazi devrimi görece olarak daha yumuşak bir ayaklanmaydı. Çar ülkenin çıkarlarına öncelik tanıdı ve direnç göstermek yerine tahtı teslim etti. Lenin Almanya’dan Rusya’ya aceleyle geri döndü, başka bir darbe yaptı ve komünist devrim adına Çar’ı deviren kapitalist sınıfın devrimcilerini katletti ve böylece Rusya burjuvazi devrimini boğdu. Lenin gibi ÇKP de nasyonalist devrimin meyvelerini topladı. Japonlara karşı olan savaş bittiğinde ÇKP, KMT hükümetini devirmek için “Bağımsızlık Savaşını” (1946-1949) başlattı ve Çin’e bir kez daha savaş felaketini getirdi.
ÇKP, “muazzam-kalabalık stratejisi” nedeniyle çok iyi bilinmektedir; savaş kazanmak için çok sayıda kayıpların verilmesi ve ölümler. Liaoxi-Shenyang, Beijing-Tianjin, ve HuaiHai’de [20] yapılan savaşlar dahil olmak üzere KMT’na karşı yapılan pekçok savaşta ÇKP kendi halkından çok sayıda insanın kurban edilmesiyle sonuçlanan en ilkel, barbarca ve insanlık dışı taktikleri kullanmıştır. Kuzeydoğu Çin’deki Jilin Eyaletinin Changchun şehrini kuşattığında şehirdeki yiyeceklerin tükenmesini sağlamak amacıyla Halkın Kurtuluşu Ordusu (HKO) sivillerin şehirden çıkışını yasaklamıştır. Changchun’un iki ay süren kuşatma esnasında açlıktan ve soğuktan 200,000’e yakın insan ölmüştür. Buna rağmen HKO insanların şehri terk etmesine izin vermemiştir. Savaş bittiğinde ÇKP, en ufak bir utanma emaresi bile göstermeden “tek bir mermi kullanmadan Changchun’u özgürlüğe kavuşturduklarını” iddia etmiştir.
1947 – 1948 arası ÇKP, Sovyetler Birliği ile “Harbin Anlaşması” ve “Moskova Anlaşması”nı imzalamış, Sovyetler Birliğinin dış ilişkilerde ve askeri konularda tam destek vermesine karşılık ulusal varlıkları ve kuzeydoğudaki kaynakları onlara teslim etmiştir. Anlaşmalara göre Sovyetler Birliği ÇKP’ye 50 uçak tedarik edecek, teslim olan Japonların bırakmış olduğu silahları iki sevkıyat halinde ÇKP’ye verecek ve Çin’in Kuzeydoğusunda Sovyetlerin kontrol ettiği cephane ve askeri levazımatı ÇKP’ye düşük fiyattan satacaktır. KMT’nın Kuzeydoğuda amfibik çıkarma yapması durumunda Sovyetler Birliği, ÇKP ordusunu gizlice destekleyecektir. Bunlara ilaveten Sovyetler Birliği ÇKP’nin Kuzeybatı Çin’de Xinjiang’da kontrolü ele geçirmesine yardımcı olacak ve Sovyetler Birliği ile ÇKP müttefik hava kuvvetleri kuracak, Sovyetler ÇKP ordusunun 11 tümeninin teçhizatlanmasına yardım edecek ve ABD-tedariki silahlarının ($13 milyar değerinde) üçte birini Kuzey Çin’e nakledecektir.
Sovyet desteğini kazanabilmek için ÇKP Kuzeydoğu Çin’de hem karada hem de havada olmak üzere Sovyetler Birliğine özel nakliyat imtiyazları sözünü verdi, KMT hükümetinin ve ABD askeri teşkilatının eylemleri hakkında Sovyetler Birliğine bilgi vermeyi teklif etti; gelişmiş silahlar karşılığında Sovyetler Birliğine Kuzeydoğudaki ürünleri (pamuk, soya fasulyesi) ve askeri tedarik temin etti; Sovyetler Birliğine Çin’de madencilik üzerine öncelikler verdi, Sovyetler Birliğinin ordularını Kuzeydoğu ve Xinjiang’da bulundurmasına ve Sovyetlerin Çin’de Uzak Doğu İstihbarat Bürosu açmasına izin verdi. Avrupa’da savaş çıktığı takdirde ÇKP, Sovyetler Birliğini desteklemek için 100,000 kişilik seferberlik ordusu ve 2 milyon işçi gönderecekti. Bunlara ilaveten ÇKP gerekirse Liaoning İlinde bazı özel bölgeleri Kuzey Kore ile birleştirecekti.
******************
III. Kötü Özellikleri Sergilemek
Sonsuz Korku Partinin Tarihini İşaret Eder
ÇKP’nin en göze çarpan özelliği onun ebedi korkusudur.Kuruluşundan beri varlığını sürdürebilmek ÇKP’nin en önemli amacı olmuştur.Bu amaç onun sürekli değişen görünümü altındaki gizli korkusunu bastırabilmiştir.ÇKP, vücudun her kısmına yayılan ve sızan kanser hücresi gibidir, çevresindeki normal hücreleri öldürür ve kontrolsüz olarak kötü niyetli büyür.Bizim tarihsel döngümüzde, toplum ÇKP gibi mutasyona uğramış bir faktöre son verememiş ve istediği gibi çoğalmasına göz yummaktan başka alternatifi kalmamıştır. Bu kötü niyetli faktör öyle güçlüdür ki, onun genişlemesinde yoluna çıkan hiçbir şey onu durduramaz.Toplumun çoğunluğu yozlaşmıştır ve gittikçe daha da büyüyen alanlar komünizmin ve komünist unsurların istilasına uğramıştır. Bu unsurlar zamanla daha da güçlenmiş ve ÇKP bunlardan avantaj sağlamış ve temel olarak insan toplumunun ahlakını bozmuştur.
ÇKP, genel olarak kabul gören hiçbir ahlaki değere ve adalete inanmaz. Onun bütün ilkeleri tamamen kendi çıkarları için kullanılır.Temelinde bencillik vardır ve onun arzularını sınırlayacak ve kontrol edecek hiçbir ilke yoktur. Kendi ilkeleri temelinde Parti, derisini değiştirerek, yüzeysel görünümünü sürekli değiştirmek ihtiyacını duyar.Hayatta kalmasının tehlikede olduğu ilk dönemlerinde ÇKP, Sovyetler Birliği Komünist Partisine, KMT’na, KMT yönetim kadrosuna ve Ulusal Devrime bel bağlamıştır.İktidarı eline geçirdikten sonra ÇKP çeşitli fırsatçılıklarla kendini yurttaşların düşünce ve hislerine, sosyal yapı ve yöntemlerine-el atabileceği her şeye kendini bağlamıştır. Her krizi daha fazla güç elde etmek ve kontrol yöntemlerini genişletmek için bir fırsat olarak kullanmıştır.
Kötülüğün Sürekli Peşinde Olduğu şey ÇKP’nin “Sihirli Silahlarıdır”
ÇKP, devrimde zafer elde etmenin üç “sihirli silaha” dayandığını iddia eder: partinin yapısı, silahlı mücadele ve birleşmiş cepheler.KMT ile olan deneyimler ÇKP’ne iki “silah” daha sunmuştur: propaganda ve ispiyonculuk.Partinin çeşitli “sihirli silahlarının” hepsi ÇKP’ye miras kalan dokuz özellik ile aşılanmıştır: kötülük, aldatma, teşvik, toplumun yüz karalarını salıvermek, ispiyonculuk, çalma çırpma, mücadele, yok etme ve kontrol.
Marksizm-Leninizm doğası itibariyle kötüdür.İronik olarak, Çin Komünistleri Marksizm-Leninizm’i gerçek anlamda anlamamışlardır.Lin Biao [21] Marx veya Lenin’in çalışmalarını gerçekten okuyan sadece birkaç ÇKP üyesi olduğunu söylemiştir.Toplum QuQiubai’yi [22] bir ideolojist olarak görmüş ancak QuQiubai, Marksizm-Leninizm’i çok az okumuş olduğunu kabul etmiştir.Mao Zedong’un ideolojisi köylülerin ayaklanmasını tavsiye eden Marksizm-Leninizm’in kırsal versiyonudur. Deng Xiaoping’in sosyalizmin ilk safhası teorisi son isim olarak kapitalizmi içerir.Jiang Zemin’in “Üç Temsil”i [23] hiç bir temeli olmaksızın parça parça birleştirilerek meydana getirilmiştir. ÇKP, hiçbir zaman Marksizm-Leninizm’in ne olduğunu öğrenememiş ancak kendisinin daha kötü unsurlarını içlerine sokuşturarak onların tüm kötü hasletlerini miras olarak almıştır.
ÇKP birleşik cephesi aldatma ve kısa vadede öç almanın bir birleşimidir.Birleşmenin amacı kendi gücünü arttırmak, yalnızlıktan muazzam bir klan olarak büyümesine yardımcı olmak, kendi arkadaş ve düşmanlarının oranlarını değiştirmektir.Birleşmek ayırt etmeyi gerektirdi—kimlerin düşman kimlerin arkadaş olduğunu, kimin solda, kimin ortada kimin sağda bulunduğunu, kime ne zaman arkadaşça davranılması gerektiğini ve kime ne zaman saldırı yapılacağını tanımlamayı.Bu kolaylıkla eski düşmanları arkadaşa ve sonra tekrar düşmana dönüştürdü.Örneğin demokratik devrim sürecinde parti kapitalistlerle ittifak kurmuş sosyalist devrim sürecinde ise kapitalistleri elimine etmiştir.Başka bir örnekte ise, ZhangBojun [24] ve LuoLongji, [25] gibi başka demokratik parti liderleri “Çin Demokratik Birliği”nin kurucularıyla birlikte devlet iktidarını ele geçirme döneminde ÇKP’nin destekçileri olarak kullanılmış ancak daha sonra “sağcı” diye bunlara zulmedilmiştir.
Komünist Profesyonel Sofistike Bir Çetedir
Komünist Parti iki yüzlü stratejiler kullanmıştır, bir tarafta yumuşak ve esnek diğer tarafta ise sert acımasız ve katı.Daha yumuşak stratejilerine, propaganda, birleşik cepheler, uyuşmazlık ekme, ispiyonculuk, ayaklanmaya teşvik, çift-taraflı anlaşma, insanların düşüncelerine girme, beyin yıkama, yalanlar ve aldatma, gerçeği saklama, psikolojik suiistimal ve terör atmosferi oluşturma dahildir. Bunları yaparken, ÇKP insanların kalbinde onların parti yanlışlarını kolayca unutmasını sağlayan korku sendromunu yaratır.Bu sayısız metotlar insan doğasını dışlar ve insanlıkta kin, kötü niyet ve garezi geliştirir.ÇKP’nin sert taktiklerine şiddet, silahlı mücadele, zulüm, politik hareketler, şahitleri öldürme, adam kaçırma, farklı sesleri bastırma, silahlı saldırılar, periyodik sıkı yönetimler v.s. dahildir. Bu saldırgan metotlar terörü yaratır ve kalıcı yapar.
ÇKP, yumuşak ve sert metotları eş zamanlı olarak kullanır.Bazen bazı durumlarda rahat davranırken bazılarında katı olmuşlar bazen de dışa karşı rahat ancak içişlerinde katı olmuşlardır. Gevşek atmosferde ÇKP değişik fikirlerin ortaya atılmasını teşvik etmiş ancak sanki yılanı deliğinden dışarı çıkartmak için tuzak kurmak gibi serbestçe fikirlerini ortaya atanlara bu dönemin ardından gelen katı kontrol sürecinde zulmetmiştir. ÇKP, KMT’na meydan okumak için sık sık demokrasi adını kullanmış ancak ÇKP’nin kontrolünde bulunan bölgelerdeki entelektüeller Parti ile aynı fikirde olmayınca bu kişilere zulmedilmiş hatta kafaları bile kesilmiştir.Örnek olarak rezil “Yabani Leylaklar Olayına” bakabiliriz; burada eşitlik, demokrasi ve insanlık üzerine ideallerini belirtmek için yazdığı “Yabani Leylaklar” denemesi nedeniyle entelektüel Wang Shiwei’ye (1906-1947) Yanan tasfiye hareketi esnasında zulmedilmiş ve ÇKP tarafından 1947’de baltayla öldürülmüştür.
Yanan Tasfiye hareketinde eziyet edilen eski bir görevli, yoğun baskı altında olduğunda ve itiraf etmeye zorlandığında yapabileceği tek şeyin kendi vicdanına ihanet ederek yalan söylemek olduğunu belirtmiştir.Bu olaydan sonra dalavere yaptığı ve kendi yoldaşlarını suça bulaştırdığı için kendini çok kötü hissetmiştir.Kendinden o kadar nefret etmiştir ki hayatına son vermek istemiştir.Tesadüfi olarak bulunduğu masaya bir silah bırakılmıştır. Silahı eline almış, kafasına yöneltmiş ve tetiği çekmiştir.Ancak silahta mermi yoktur!Onun araştırmasını yapan kişi içeri girmiş ve şunları söylemiştir “Yaptığının yanlış olduğunu kabul etmen iyi bir şey. Parti politikaları yumuşak ve müşfiktir.”Komünist Parti kişinin sınıra geldiğini bilir, Partiye “sadık” olduğunu anlardı; dolayısıyla testi geçmiş sayılırdınız. ÇKP her zaman birini önce ölüm tuzağına yerleştirmiş sonradan onun her acı çekişinden her küçük düşürülüşünden zevk almıştır. Bir kişi sınıra dayanıp sadece ölmek istediğinde, Parti “nazik” bir şekilde ortaya çıkıp bu kişiye yaşaması için bir yol göstermiştir. Şöyle söylemişlerdir “ölü bir kahraman olmaktansa yaşayan korkak olmak daha iyidir”.Kişi Partiye çok minnettar kalmakta ve onu bir kurtarıcı gibi görmektedir.Bu memur, yıllar sonra menşei Çin olan bir Qigong ve kendini arındırma uygulaması olan Falun Gong’u öğrenmir. Bu uygulamanın iyi olduğunu hissetmiştir. Fakat 1999’da Falun Gong’a eziyet ve zulüm başladığında acı hatıraları geri gelmiş ve o “Falun Gong iyidir” demeye cesaret edememiştir.
Çin’in son İmparatoru Puyi’nin [26] deneyimi bu memurunkine benziyordu. ÇKP’nin hücrelerine hapsedilip insanların birbiri ardına öldürüldüğünü görünce İmparator Puyi yakında öleceğini düşündü. Yaşayabilmek için beyninin yıkanmasına izin verdi ve gardiyanlarla işbirliği yaptı. Daha sonra, ÇKP tarafından ideolojik yeniden yapılandırmanın başarılı bir örneği olarak kullanılan Hayatımın İlk Yarısı adlı bir otobiyografi yazdı.
Modern tıbbi çalışmalara göre aşırı baskı ve izolasyon mağdurlarının birçoğu kendilerini tutsak edenlere karşı anormal bir bağımlılık hissinin tutsağı olmaktadırlar;buna Stockholm Sendromu denmektedir.Mağdur olanların duygusal durumları -mutluluk veya kızma, sevinç veya üzüntü- tutsak edenler tarafından zorla kabul ettirilmiştir. Bu mağdurlara yapılan en küçük bir iyilik bile onlarda derin minnettarlık yaratmaktadır.Bunlar, mağdurların kendilerini tutsak edenlere karşı “derin bir sevgi” geliştirdikleri olaylardır.Bu psikolojik fenomen ÇKP tarafından hem düşmanlarını hem de kendi vatandaşlarını kontrol etmek ve tekrar kalıba sokmak için uzun zamandan beri kullanılmaktadır.
Parti En Kötüsüdür
ÇKP genel sekreterlerinin çoğunluğu anti-komünist olarak fişlenmiştir. Şu açıktır ki kendi bağımsız gövdesi ile ÇKP’nin kendine has bir yaşamı vardır.Parti memurlarına hükmeder, bunun tersi olamaz.“Jiangxi” eyaletinin Sovyet bölgelerinde ÇKP, KMT tarafından çember altına alındığında ve neredeyse yok olmak üzereyken bile “Anti-Bolşevik (AB) Askerler” üzerinde kısıtlama adı altında dahili temizlik harekatına girişebilmiş, kendi öz askerlerini geceleri katletmiş veya mermi tasarrufunda bulunmak için bunları taşlayarak öldürmüştür.Kuzeyde Shaanxi eyaletinde Japonlar ve KMT arasında sandviç gibi sıkışıp kalmışken ÇKP, kitle imha hareketi olan Yanan tasfiye hareketini uygulamış ve sayısız insanı öldürmüştür.Bu şekilde sürekli olarak tekrar eden geniş çaplı katliamlar ÇKP’yi gücünü genişletmekten ve sonuçta Çin’in tamamına hükmetmekten alıkoymamıştır.ÇKP, bu dahili rekabet yöntemini genişletmiş ve küçük Sovyet alanlarından bütün ülkeye doğru birbiri ardına insanları öldürmüştür.
ÇKP, kötü huylu bir tümör gibidir; hızlı gelişimi sürecinde tümörün merkezi ölmüştür ancak kenarlarından sağlıklı organizmalara yayılmaya devam etmektedir.Organizmalar ve gövdelere sızıldıktan sonra yeni tümörler büyümektedir. Bir insan başlangıçta ne kadar iyi veya ne kadar kötü olursa olsun ÇKP’ye katıldıktan sonra onun yıkıcı gücünün bir parçası olacaktır.Başlangıçta insan ne kadar dürüst ise sonuçta o kadar yıkıcı olacaktır.Şu şüphesizdir ki, bu ÇKP tümörü kendinden besleneceği hiçbir şey kalmayıncaya kadar büyümeye devam edecektir.
ÇKP kurucusu, Chen Duxiu, bir entelektüel ve Dört Mayıs öğrenci hareketinin lideri idi.Kendisini şiddet yanlısı olmayan biri olarak gösterdi; ÇKP üyelerini, KMT’yi komünist ideolojilerine döndürmeye çalışırlarsa veya iktidar için aşırı hırslı olurlarsa bu kesinlikle sahte ve yapmacık ilişkilere dönüşebilir diye uyardı.Chen, Dört Mayıs kuşağında en aktif olan kişilerden biri olmasına rağmen aynı zamanda hoşgörülü biriydi. Buna rağmen “sağ-kanat fırsatçısı” olarak ilk fişlenen o oldu.
Bir diğer ÇKP lideri, Qu Qiubai, ÇKP üyelerinin savaşlarda ve mücadelelerde bulunmalarının, ayaklanmalar organize etmelerinin, otoriteleri devirmelerinin ve Çin toplumunun normal fonksiyonlarına geri dönmesi için aşırı yöntemler kullanmalarının gerekliliğine inanıyordu.Buna rağmen ölümünden önce “Bir devrimci olarak ölmek istemiyorum. Sizin hareketinizden uzun zaman önce ayrıldım. Aslında, tarih bir oyun oynadı, beni, bir entelektüeli, devrimin siyasi yönüne çekti ve beni orada yıllarca tuttu. Sonunda, kendi yüksek sınıf görüşlerimin hala üstesinden gelemedim. Hiçbir şekilde proleterya sınıfının savaşçısı olamam” itirafında bulunmuştur. [27]
ÇKP lideri Wang Ming, Komintern’in tavsiyesi üzerine ÇKP tabanını genişletmek yerine Japonlara karşı savaşta KMT ile birlik oluşturmak hususunu müzakere etti.ÇKP toplantılarında, Mao Zedong ve ZhangWentian [28] ne bu yoldaşlarını fikirlerinden döndürebildile ne de durumlarının gerçeğini açığa çıkartabildiler: Kızıl Ordunun sınırlı gücü ile Japonların bir tümenini bile kendi başlarına püskürtemezlerdi.Eğer, bu iyi niyet karşısında ÇKP savaş kararı verseydi Çin tarihi kesinlikle çok daha değişik olabilirdi.Mao Zedong toplantılarda sessiz kalmaya zorlandı.Daha sonraları Wang Ming ilk olarak “sol kanattan” sapma ve sonraları sağ kanat ideolojisi fırsatçılığı yapmakla suçlanarak toplantılardan zorla dışarı çıkartıldı.
Parti sekreterlerinden biri olan ve Ocak 1987’de istifa etmeye zorlanmış olan Hu Yaobang, Kültür Devrimi esnasında katledilen bir çok masum kurbana adalet getirerek Çin halkının ÇKP’ye yeniden destek vermesini sağladı. Ancak o da sonunda Parti’den kovuldu.
En son koltuğunu kaybeden Sekreter ZhaoZiyang [29], reformları ileriye götürmek için ÇKP’ye yardımcı olmak istedi ancak onun hareketleri kendisine berbat sonuçlar getirdi.
Peki, ÇKP’nin her yeni lideri bu şekilde ne başarı elde edebilirdi? ÇKP’ye reform getirmek onun ölümü demekti. Reformcular yetkilerinin ÇKP tarafından hemen ellerinden alındığını görüyorlardı. ÇKP üyelerinin ÇKP sistemini değiştirebilmelerinde belirli bir sınır vardı. Dolayısıyla ÇKP’nin reform konusunda başarıya ulaşabilmesi için hiçbir şansı yoktu.
Parti liderlerinin hepsi “kötü insana” dönüştülerse, ÇKP devrimi nasıl genişletebilirdi? Bir çok olayda ÇKP en iyi performansı gösterirken—aynı zamanda en kötü olanı, en yukardakiler mevkilerini kaybediyorlardı.Bunun nedeni onların kötülük derecesinin Partinin yüksek standardını karşılayamamasıdır ki Parti tekrar tekrar en kötü olanları seçmiştir. Bir çok parti liderinin siyasi hayatı trajediyle sonuçlanmış ancak ÇKP hayatta kalmayı başarabilmiştir.Mevkilerini koruyabilen ÇKP liderleri Partiyi etkileyebilen kişiler değildi, bunlar Partinin kötü niyetlerini idrak edip bunları takip edebilen kişilerdi.Bunlar krizdeyken ÇKP’nin hayatta kalabilme kabiliyetini güçlendirdiler ve kendilerini tamamen partiye verdiler. Parti üyelerinin cennetle savaşmaya, dünya ile harp etmeye ve diğer insanlarla mücadele etmeye muktedir olabilmelerine şaşmamak gerekir. Ancak onlar hiçbir zaman Partiye karşı gelememiştir. Bunlar Partinin ehlileştirilmiş aletleriydi veya Parti ile en fazla ortak yaşayabilenlerdi.
Bugünün ÇKP’sinin en şaşılacak niteliği utanmazlık olmuştur. Partiye göre partinin tüm hataları bireysel olarak Parti liderlerince yapılmıştır, örneğin, Zhang Guotao [30] veya Dörtlü Çete [31].Mao Zedong Parti tarafından üç hatalı yedi başarılı bulunurken, Deng Xiaoping kendisini dört hatalı altı başarılı olarak yargılamıştır ancak Parti’nin kendisi hiçbir zaman hatalı kabul edilmemiştir. Parti hatalı bile olsa, o zaman, hataları Partinin kendisi düzeltmiştir.Dolayısıyla Parti kendi üyelerine “ileriye bakmayı” ve “geçmişteki hesaplarla karmakarışık olmamayı” öğütler. Bir çok şey değişebilir: Komünist cennet, sosyalist gıda ve sığınağının düşük hedefine dönüşmüş; Marksizm-Leninizm “Üç Temsil” ile değiştirilmiştir.Kimse,ÇKP’nin kontrolünü muhafaza etmek için demokrasiyi geliştirmesine, düşünce hürriyetini sağlamasına, bir gecede Jiang Zemin’i terk etmesine veya Falun Gong’a zulmedilmesini başka bir kılıfa sokmayı gerekli görmesine şaşırmamalıdır.ÇKP hakkında hiçbir zaman değişmeyen ve değişmeyecek olan tek şey vardır: Partinin hedeflerini temel olarak takip etmek—onun hayatta kalması ve güç ve kontrolünün muhafaza edilmesi.
ÇKP, sonradan parti doğasına, Partinin en üst temel ilkelerine, liderlerinin ruhlarına, Partinin tamamının çalışma mekanizmasına ve tüm ÇKP üyelerinin hareketleri için kriterlere dönüşen teorik esasını oluşturmak için şiddet, terör ve yüksek baskı altında tutan doktrinleşmeyi karıştırmıştır.Komünist Partinin kendisi bir çelik kadar sert, disiplinleri ise demir kadar katıdır.Bütün üyelerinin isteklerinin birlik olması şarttır ve bütün üyelerinin hareketleri Partinin siyasi gündemine tamamen uymalıdır.
******************
Sonuç
Tarih Çin’deki diğer siyasi güçler arasından niye Komünist Partiyi seçmiştir? Hepimizin bildiği gibi bu dünyada iki güç, iki seçim vardır. Bir tanesi hedefi kötülük yapmak, menfiyi ve olumsuzu seçmek olan eski ve kötü olandır. Diğeri ise doğruyu ve yardımseverliği seçecek olan erdemli ve iyi olandır. ÇKP eski güçler tarafından seçilmiştir. Bu seçimin nedeni de kesinlikle ÇKP’nin ister Çinli ister yabancı ister geçmişte ister şimdiki zamanda olsun dünyadaki tüm kötülükleri toplamasıdır.O kötü güçlerin tipik bir temsilcisidir.ÇKP kandırmak için halkının doğuştan masum ve yardımsever özelliklerini avantaj olarak kullanmış ve adım adım bugünkü yok etme kapasitesine hakim olmuştur.
Parti, Komünist Parti olmadan yeni Çin olamayacağını iddia etmekle neyi kastetmiştir?1921’de kuruluşundan 1949’da iktidarı eline geçirinceye kadar olan süreçte kandırma ve şiddet olmasaydı ÇKP’nin iktidarı ele geçiremeyeceğini kanıtlar açıkça göstermiştir.ÇKP Marksizm-Leninizm’in saptırılmış ideolojisini takip ettiğinden ve ne isterse onu yaptığından dolayı diğer tüm organizasyon şekillerinden farklılık gösterir.Bütün yaptıklarını yüksek teorilerle izah edebilir ve bunları kitlelerin belirli kesimlerine akıllıca bağlayarak hareketlerini “haklı” gösterebilir. Her gün propaganda yayını yapar, stratejilerini çeşitli ilkeler ve teorilere büründürerek kendisinin sonsuza kadar haklı olduğunu kanıtlayabilir.
ÇKP’nin gelişimi aslında yüce ve övülecek hiçbir şeyi olmayan kötülüğün birikim sürecidir.ÇKP’nin tarihi onun yasa dışılığını bize katiyetle söylemektedir. Çin halkı ÇKP’ni seçmemiştir; aslında ÇKP, Komünist Partiden miras kalan kötü özellikleri-kötülük, aldatma, teşvik etme, toplumun yüz karalarını salıverme, ispiyonculuk, çalma çırpma, savaşma, eliminasyon ve kontrol-uygulayarak bu yabancı kötü hayaleti, Komünizmi, Çin halkına zorla kabul ettirmiştir.
******************
Notlar:
[1] Komünist Marşı “Enternasyonel”den
[2] Mao’nun, “Hunan Köylü Hareketini Araştırma Raporu” ndan (Mart 1927).
[3] Çin halk efsanesi, bir mağarada yaşayan, doğa üstü yeteneklere sahip, fazileti ödüllendiren, ahlaksızlığı ve kötülüğü cezalandıran Beyaz-Saçlı Kız adında bir ölümsüzün hikayesidir. “Modern” Çin drama, opera ve balesinde Çinli bir kız olarak tanımlanır. Bu kız kendisiyle zorla evlenmek isteyen zengin ve yaşlı toprak sahibini reddeden babası acımasızca öldürülünce kaçıp bir mağaraya saklanır. Yetersiz beslenmeden dolayı saçları beyazlar. Toprak sahipleri ve halk arasındaki sınıf düşmanlığını kışkırtan “Modern” Çin dramaları içinde en iyi bilinenidir.
[4] Lümpen proleterya, kenar mahalle serserilerini işçilere çevirmeye çalıştı. Bu dönem, sınıfça dışlanmış kimseleri tanır, kimi yer altı öğelerini endüstriyel merkezlerdeki nüfusun bir parçası yapmayı amaçlar. Fahişeler, gangsterler, dolandırıcılar, adi suçlular, serseriler, işsizler ve işe yaramayan kişiler gibi hiçbir kesim tarafından istenmeyen kimseler bu grubun öğelerini oluşturur. Bu terim ilk olarak Marx’ın Fransa’da Sınıf Çatışmaları 1848-1850 eserinde geçmektedir.
[5] Zhou Enlai (5 Mart 1898 – 8 Ocak 1976), ÇKP tarihinde Mao’dan sonraki en yetkili ikinci kişidir. 1949 yılından ölümüne kadar ÇKP’nin en önemli liderinden biri ve Çin Halk Cumhuriyeti Başbakanlığı görevini yapmıştır.
[6] Gu Shunzhang, başlangıçta ÇKP’nin gizli ajan sisteminin başındaki kişilerden biriydi. 1931’de KMT tarafından tutuklandı ve ÇKP’in gizli ajanlarının birçoğunu açığa çıkarmakta onlara yardım etti. Gu’nun ailesinin tam sekiz üyesi boğularak öldürüldü ve Shanghai’daki Fransız mezarlığına gömüldü. Daha fazla bilgi için “ÇKP Tarihindeki Suikastlar” (http://english.epochtimes.com/news/4-7-14/22421.html).
[7] Haziran 1946’daki ÇKP ve KMT arasındaki savaştır. Bu savaş üç önemli bölümde olmuştur: Liaoxi-Shenyang, Huai-Hai ve Beijing-Tianjin, bu savaşları ÇKP kazanmıştır ve sonucunda 1 Ekim 1949’da Çin Halk Cumhuriyeti kurulmuştur.
[8] Chiang Kai-Shek KMT’nin lideridir, savaş sonrası Tayvan’a sürgüne gönderildi.
[9] Hu Zongnan (1896-1962), Zhejiang vilayetinin, Xiaofeng ilçesinde (Şimdiki Anji ilçesinin bir parçası) doğdu. KMT içinde başarılı bir kumandan ve KMT’nın güneybatı karargahının komutanıydı ve karargahın idaresiyle görevliydi.
[10] Li Xiannian (1909-1992), ÇKP’nin önemli liderlerinden biri. 1983 yılındaki Çin Cumhurbaşkanıdır. Kültür Devriminin son dönemi olan Ekim 1976 tarihi sırasında DengXiaoping’in tekrar güç elde etmesinde önemli bir rol oynadı.
[11] ÇKP toprak reformuna başladığında insanları sınıflandırdı. Tanımlanan bu sınıflar arasındaki entelektüeller, toprak sahipleri, gericiler, casuslar, vb. 9. Gruba, yani düşman olanlara dahil edildi.
[12] Batı Han Hanedanlığı döneminde yaşamış olan tarihçi ve bilgin Sima Qian’ın (İ.Ö 145-135 ila İ.Ö. 87 arasında) şiiri. O ünlü şiirinde “Herkes, ölecektir; fakat kiminin ölümü Taishan dağından daha ağır kiminin ise tüyden daha hafiftir”der. Taishan Dağı, Çin’deki en büyük dağlardan biridir.
[13] Yang Kuisong: “1920 –1940 yılları arasında Moskova’nın Çin Komünist Partisine sağladığı mali desteklerin bir özeti (1),” No. 27, 21 Century’nin internet baskısı (30 Haziran, 2004). Web sitesi: http://www.cuhk.edu.hk/ics/21c/supplem/essay/040313a.htm (Çince). Yazar Yang Kuisong, Çin Sosyal Bilimler Akademisinde, çağdaş tarih araştırmacısıydı. Şu anda Pekin Üniversitesi Tarih Bölümünde profesör olarak görevli ve Doğu Çin Üniversitesinde profesör yardımcısıdır.
[14] Kuzey Seferi 1927’de Chiang Kai-Shek tarafından yürütülen askeri bir harekattır. KMT yönetimi altında Çin’i birleştirmek ve yerel savaş liderlerinin yönetimini bitirmeyi amaçlamaktaydı. Büyük ölçüde bu amaşları gerçekleştirmede başarılı oldu. Kuzey Seferi sırasında, ÇKP, KMT ile bir ittifak içerisindeydi.
[15] ÇKP-KMT birlik olduğu dönemde devrimci hareketin kuzeye yolculuğu.
[16] Sun Yat-sen (1866-1925), modern Çin’in kurucusu.
[17] KMT tarafından kontrol edilen Ulusal Devrim Ordusu, Çin Cumhuriyeti’nin ulusal ordusuydu. ÇKP ve KMT’nın ittifak oluşturdukları dönemde, bu birlikteki ÇKP üyelerinden oluşmuştur.
[18] 12 Nisan 1927 de, Chiang Kai-Shek yönetimindeki KMT birlikleri, Shanghai ve diğer şehirlerde ÇKP’ye karşı askeri bir çalışma başlattı. Bu çalışma sonucu 5,000 ila 6,000’e yakın ÇKP üyesi yakalandı ve bunların bir çoğu 12-30 Nisan 1927 tarihleri arasında Shanghai’da öldürüldü.
[19] Jinggangshan dağı, ÇKP’nin kırsal devrimin temellerini attığı yer olarak düşünülür ve “Kızıl Ordunun Beşiği” olarak anılır.
[20] Liaoxi-Shenyang, Beijing-Tianjin, ve Huai-Hai, KMT ile ÇKP güçleri arasında Eylül 1948 – Ocak 1949 tarihleri arasında gerçekleşen üç büyük savaştı ve bu savaşların sonunda KMT güçleri çok ağır kayıplar verdi. Bu üç savaşta milyonlarca insan yaşamı yitirdi.
[21] Lin Biao (1907-1971), ÇKP’nin kıdemli liderlerinden biri, Çin Politbürosunun Mao Zedong’dan sonraki en kıdemli üyesi, Başkan Yardımcısı (1958) ve Savunma Bakanı (1959). Lin, Büyük Kültür Devriminin mimarı olarak kabul edilir. Lin, 1966 yılında Mao’nun halefi olarak gösterilmesine rağmen 1970 de gözden düştü. Yayınlanan haberlerde, politik çöküşünü hisseden Lin’in hükümete karşı bir hareket hazırlığında olduğu ve SSCB’ye kaçmaya çalışırken bindiği uçağın Moğolistan’da düşmesi sonucu öldüğü iddia edildi.
[22] Qu Qiubai (1899-1935) ÇKP’nin ilk liderlerinden ve ünlü solcu yazarlardan biridir. 23 Şubat 1935 de KMT tarafından yakalandı ve aynı yıl 18 Haziran da öldü.
[23] Jiang Zemin “Üç Temsil”den ilk olarak Şubat 2000’de yaptığı bir konuşmada bahsetti. Bu doktrine göre, Parti her zaman, Çin’in üretim kaynaklarını geliştiren, ileri kültürel temellere sahip Çinli nüfusu ve bu insanların ezici çoğunluğunu temsil etmelidir.
[24] Zhang Bojun (1895-1969) Çin’deki ilk demokratik parti olan “Çin Demokratik Birliği”nin kurucularından. 1957’de Mao Zedong tarafından 1 numaralı En Doğru olarak sınıflandırıldılar ve bu “En Doğru” sınıf Kültür Devriminden sonra düzeltmeye tabii olmayan az sayıda kesimden biriydi.
[25] Luo Longji (1898-1965) “Çin Demokratik Birliği” kurucularından biri. 1958’de Mao Zedung tarafından “En Doğru” olarak sınıflandırıldılar.
[26] Pu-yi, Mançurca adı Aisin Gioro (1906–1967), Çin’in son imparatoru (1908–1912), hükümranlığı sırasındaki adı HsuanT’ung. Görevinden feragat etmesine karşılık, Cumhuriyetçi yeni hükümet tarafından 1924’e kadar kendisine yüklü bir emekli maaşı bağlandı ve Pekin’deki Yasak Şehir de yaşamasına izin verildi. 1925’den sonra Japonların isteği üzerine Tianjin’e yerleşti. 1934’te K’ang Te adı altında Manchukuo ve Mançurya imparatoru olarak Japonların kuklası gibi hüküm sürdü. 1945 yılında Ruslar tarafından yakalandı ve tutuklandı. 1946 yılında PuYi, Tokyo savaş suçları mahkemesinde, Japon milislerinin baskısı sonucu isteksizce alet olduğu yönetimi altındaki Mançurya da işlenen savaş suçlarını doğruladı ve kabul etti. Japonlar tarafından 1950’de, Çinli komünistlere teslim edildi ve 1959 tarihinde Mao Zedong tarafından ilan edilen genel affa kadar Shenyang da hapis tutuldu.
[27] Qu Qiubai, “Birkaç Sözcük Daha” adlı eseri 18 Haziran 1935’deki ölümünden önce 23 Mayıs 1935 tarihinde yayınlandı.
[28] Zhang Wentian (1900-1976), 1930’lu yıllarda ÇKP’nin önemli liderlerinden biri. 1954-1960 yılları arasında Dışişleri Bakanı Vekiliydi. 1976 yılında Kültür Devrimi esnasında işkence ile öldürüldü. Ağustos 1979 da saygınlığı iade edildi.
[29] ÇKP’nin on genel sekreterinden sonuncusu, 1989’da Tiananmen Meydanında gösteri yapan öğrencileri dağıtmak için kuvvet kullanmak suçundan partiden kovuldu.
[30] Zhang Guotao (1897-1979), ÇKP kurucularından biridir. Nisan 1938’de ÇKP’den atıldı. Kasım 1948’de Tayvan’a, 1949’da ise Hong Kong’a gitti. 1968’de Kanada’ya göç etti.
[31] “Dörtlü Çete” Mao Zedong’un karısı Jiang Qing (1913-1991), Shanghai propaganda bölümü memuru Zhang Chunqiao (1917-1991), edebi eleştirmen Yao Wenyuan (1931) ve Shanghai güvenlik şefi Wang Hongwen (1935-1992) tarafından oluşturulmuştur. Büyük Kültür Devrimi (1966-1976) sırasında devrime güç sağlamak için ortaya çıkmış, 1970’ler de politikaya egemen olmuşlardır.
Epoch Times Yayın Kurulu
(Devam edecek…)
Yayınlanmış Diğer bölümler:
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.