KURUM HEKİMLERİ DURUMLARININ DÜZELTİLMESİ İLE İLGİLİ SAĞLIK BAKANLIĞI’NA BAŞVURUDA BULUNDU

Ülke genelinde sayıları 1.500 civarında bulunun kurum hekimlerini temsilen TTB Pratisyen Hekimler Kolu, ATO Pratisyen Hekim Komisyonu ve Pratisyen Hekimlik Ankara Şubesi bir araya gelerek Sağlık Bakanlığı önünde birlikte basın açıklaması yaptılar. Yapılan basın açıklamasında devletin pek çok biriminde görev yapan kurum hekimlerinin kendi iş tanımları kapsamında verdikleri hizmetlerin yanında, kendi iş tanımları içerisinde bulunmayan pek çok sağlık hizmetlerini verdiklerini, kurum görevlisi olarak çalıştıkları yerlere nakil yoluyla veya Sağlık Bakanlığı tarafından mecburi hizmet kurası ile ya da geçici görev ile atandıklarını ve maaşlarını kurumlarından almalarına rağmen verdikleri sağlık hizmetlerini Sağlık Bakanlığı’na bildirmekle yükümlü olduklarını ama yine de Sağlık Bakanlığı tarafından görmezden gelindiklerini bildirdiler.  Ülkede, tüm hekim, diş hekimi ve hemşirelere kıyasla en düşük ücreti aldıklarını ve yoksulluk sınırı atlında olan bu ücretlerde acilen bir düzeltme yapılmasını istediler.

Sağlık çalışanlarına ek iş yapma yasağı getirmek amacıyla çıkarılan “Tam Gün Yasası”nın ön çalışmaları sırasında da durum ve taleplerini bildirdiklerine dikkat çeken komisyon üyeleri, Sağlık ve Maliye Bakanlığı bürokratlarına, TBMM-Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu üyelerine ve hekim milletvekillerine tek tek giderek mağduriyetlerinden söz ettiklerini ama bütün uğraşlarına rağmen Tam Gün Yasası’nda kendileri için hiçbir iyileşme yapılmadığını, sadece “İşyeri Hekimliği” yapabilme imkanının tanındığını söylediler. Bu imkanın da kendileri için hiçbir şekilde avantajlı olmadığının ve kendi çalışma saatlerinin 9:00 ile 18:00 arasında olduğu için pratikte uygulanabilir olmadığının ve buradan gelen ek gelirin de emekliliğe yansıtılmadığının altını çizdiler.

“Tam Gün Yasası” ile döner sermaye ek ödemesi almadıkları gerekçesi ile Türk Silahlı Kuvvetleri hekimlerine Sağlık Hizmeti tazminatı verildiğini, Hudut ve Sahiller Genel Müdürlüğü’nde çalışan hekimlerin ek ödemelerini %400’lere kadar çıkarıldığını, Sağlık Bakanlığı bünyesinde  çalışan hekimlerin döner sermayelerinin bir bölümünün maaşlarına yansıtılıp bu miktarın emekliliklerine de nispi bir oranda yansıtıldığını ama kurum hekimlerinin bu olanaklardan hiçbirinden faydalanamadığını ve bu durumunda Anayasa’nın “Eşit işe eşit ücret” ilkesi ile bağdaşmadığını dile getirdiler.

Aynı zamanda “Aile Hekimliği Uygulaması”nın da kendilerine son derece olumsuz yansıdığını söyleyerek var olan mevzuata göre kurumlarında hekimlik yapabilmek, hasta muayene edip reçete yazabilmek  için kendilerinde aile hekimi olmalarının istendiğini, eğer olmazlar ise reçetelerinin SGK tarafından ödenmeyeceğini, bunu ret edip kendi kurumlarında kalan meslektaşlarının ise Aile Hekimliği yetki belgesi almazlarsa hekimliklerini yapamayacaklarını ve bu durumda aile hekimlerinin yaptığı tüm işlerden sorumlu olup maaşlarında da herhangi bir düzeltme yapılmayacağına dikkat çektiler. Bu durumda da bazı hekimlerin gelecek kaygısı ile aile hekimi olmak ve döner sermayeden yararlanmak için istemeden de olsa Sağlık Bakanlığı kadrosuna geçmekte olduklarını 2005 yılında 5000’lerde olan kurum hekimlerinin sayısının Sağlık Bakanlığı’nın bu uygulaması yüzünden 1500’lere kadar düştüğünü ve boşalan kadroların doldurulmadığını belirterek dilekçelerini ve bordolarını sağlık bakanlığına teslim ettiler.

Yoruma kapalı.