Lao-Tse: İnsanlar Korkularından Nasıl Arınabilir?

Aydınlanmış Lao Tse bir Öküzün üzerinde otururken. Resimleyen Zonah Yeh/The Epoch Times

Eski haber spikeri Eva Herman, kendisine uzun süredir eşlik eden çok özel ve faydalı bir kitap keşfetti. Kitap, Antik Çin’in en ünlü bilginlerinden biri olan Lao Tse’nin hayat hikayesi ile ilgiliydi.

Bahar, şu sıralar en güzel yüzünü gösteriyor ve yakın zamana kadar soğuyan dünyamızı, güneş ışınları ile aydınlatıyor ve yeniden filizlenen yeşilliklere yeni bir soluk getiriyor. Tam da, ruhumuzun rahat bir nefes alabileceği bir dönem, fakat bunu engelleyen bir faktör söz konusu. Etrafta yaygın bir korku mevcut; insanlar, içinde bulunduğumuz modern hayat sebebiyle kendilerini güvende hissetmiyorlar.

Dünyanın birçok ülkesinde, kadınlar akşam sokağa çıkmaya cesaret edemiyor ve hatta erkekler bile gece karanlıkta rahat değiller. Bu bizi üzen ve endişelendiren bir durum. Tecavüz, gasp, bıçaklama, hatta cinayet korkusu var. Bu artık sıradan bir durum haline geldi. Buna ek olarak, finansal zorluklar, hayatta kalma mücadelesi, çocukların geleceği hakkında artan endişeler, de mevcut.

Çinli Öncü Bilge Lao-Tse’den Faydalı Bilgiler

Bu, M.Ö. 6. yüzyılda, Çin halkını şeytan korkusundan kurtarmak için çabalayan, Çinli Öncü Bilge Lao-Tse’nin hayat hikayesidir. Kendisi, dünyanın gelmiş geçmiş en önemli öncülerinden biridir. O, bir bilge ve bilgin olarak anılır. Antik Çin’in Chou İmparatorluğu dönemininde, Lao-Tse; sarı mezhebinden bir Tibetli Lama tarafından ders aldı.

Tibetli Lama ona, en yüksek ve yüce gizli bilgileri aktardı. Lao-Tse’nin, kaderin onun için ön gördüğü rolü tam olarak yerine getirmesi yıllar sürdü ve zamanla “Yüce Olan”ın büyük bir elçisi unvanını aldı. Çok çalışarak, bunun gibi yüksek seviyeli bir görevi üstlendi.

Korkunun Görünmez Yanılsamaları, Bizi Engeller Yaratabilir

Lao-Tse bu yüksek seviyeli görevi üstlenmeden önce, nadir kişilerin ulaşabildiği, “sarı” lama statüsüne yükselmişti. Kendisi zamanında, antik Çin’de hüküm süren tanrılar ve şeytanlara olan inanç sistemi ile tanışmıştı. Lao-Tse’nin görevi, özellikle iktidardakilerin baskısı nedeniyle, halk arasında uzun bir süre boyunca yaygın korkulara yol açan şeytan korkusuyla mücadele edip, bu korkuyu bertaraf etmekti. Antik Çinin bu döneminde, hemen hemen herkes bu korkunun esiri olmuştu ve Lao-Tse’nin görevi bu olumsuz yansımayı ortadan kaldırmaktı.

Korku bugünümüzde de, halen insanlar üzerinde büyük ve görünmez etkilere sahip. Kişinin bireysel korkusu büyüdükçe, günden güne, görünmez farklı şekiller almaya başlar. Korkan kişilerde; bu korku, tümör gibi tüm vücuda dağılır ve büyür. Bu, endişeli insanların üzerinde büyük, tehditkar güç merkezleri gibi yükselirler ve doğal çekim yasası doğrultusunda, sonunda dünyadaki diğer korkan insanlar ile birlikte bir ağ oluşturur.

Bilim, “Morfogenetik Alan”ları, görünmez “Güç Merkezlerini” doğruluyor. Bilim, bu fenomenlerin gayet iyi bilmektedir, ancak çok az sayıda ciddi araştırmacı onlar hakkında kamuoyuna açıklamalarda bulunmaya cesaret edebiliyor. Tanınmış İngiliz biyolog ve yazar Rupert Sheldrake, görünmez güçler gelişimi ve morfogenetik alanlardan bahseder. Sheldrake konu hakkında şunları söylüyor:

“Morfogenetik alanlar kavramı biyolojide yaygın olarak kabul edilirken,  kimse bu alanların ne olduğunu veya nasıl çalıştığını tam olarak bilmiyor. Çoğu biyolog, bir noktada bunların normal fiziksel ve kimyasal fenomenler olarak açıklanabileceğini varsayıyor. Ama bu bir yanılgıdan başka bir şey değil. Yıllarca morfogenez sorunlarıyla boğuştuktan ve morfogenetik alanlar hakkında düşündükten sonra, bu alanların yalnızca standart mekanik süreçler olmadığını ve gerçekten yeni bir olgu olduğu sonucuna vardım.”

“Güç Merkezleri” güzel ya da çirkin, yararlı ya da tehlikeli olabilir. Yayılan gücün niteliğine ve türüne bağlı olarak, bu görünmez morfogenetik alanlar insanlar üzerinden, Dünya’nın üzerini kaplayacak şekilde gelişir. Bu tezahürlerden oluşumunda, büyük ölçüde düşüncelerimiz ve duygularımız sorumludur. Bunlar, çirkin veya güzel, barışçıl yada yıkıcı bir şekilde çalışabilirler. Korku dünyada her zaman özel, hatta çoğu zaman belirleyici bir rol oynamıştır. Çok eski zamanlardan beri birçok despot, halkları tehdit, baskı ve korku ile kontrol altına almaya çalışmıştır. Onlar gücü elinde tutmak için, böl ve yönet ilkesini kullanmıştır. Korku karanlık ve şeytani formlar yaratır. Bahar zamanında; bu devasa, olumsuz, morfogenetik alan tüm dünyada güçlü bir şekilde uzanıyor ve giderek daha fazla insanı baskı altına alıyor.  Birçok birey bundan etkileniyor ve birçok ülkedeki bir dizi olaylar, bize korkunun sebep olduğu çirkin yüzü gösteriyor.

Bazı insanların zaman zaman, onu görebildiği belirtiler olmaktadır. Korkunun kötü, grotesk iblisler şeklini alması alışılmadık bir durum değil. Bazen küçük çocuklar geceleri, bu tür olaylardan muzdarip olurlar ve ebeveynlerine bunu söylerler, fakat maalesef genellikle onları kimse ciddiye almaz. İşte durumun can alıcı kısmı, tam olarak da budur. Çünkü bu güçlü rakip göründürmezdir, onu sadece hissedersiniz, sizi sıkar, dizlerinizin üstüne çökmenizi sağlar ve siz kendinizi çaresiz hissedersiniz.

Fakat bu böyle olmalı diye bir şey söz konusu değil, elbette bununda çaresi var. Çünkü bu kötü düşmanı yenmek, birçoklarının düşündüğünden daha kolaydır.  Çinli Bilge Öncü Lao-Tse, bir zamanlar Antik Çin’de kol gezen, şeytan korkusuyla mücadele etti ve sonunda başarıya ulaştı. Peki, bizim ondan bir şey öğrenmemiz mümkün mü? Evet, bunu yapabiliriz.

Korkuyu Düşündüğümüzden Daha Kolay Yenebiliriz

Korku genel olarak, gün içerisinde önemsiz durumlara takılmamızla, sık sık içimizde kabarır. Endişe, bizim içimizde, bizi taciz etmeye hazır bekler, o içimizdeki bir İblise benzer. Günümüzde her şeye hakim olan ve gün geçtikçe bize daha fazla yük olan, siyasi ve sosyal hayat meseleleri, bizi güçlü bir şekilde etkiliyor ve içsel panik yaşamamıza sebep oluyor. Peki, bu durumda ne yapalım?

Bu gibi endişeler taşıyorsanız, duyularınızı keskinleştirin: Korku, genellikle alt karın bölgesinde tekinsiz bir his ile başlar. Korkunun sizi ele geçirmesine izin vermeyim. Hemen kendinizi rahat hissettiğiniz bir durumla ilgili; olumlu, ve güzel bir şey düşünün. Örneğin, mavi bir gökyüzünün altında yürümekte olduğunuz bir çiçek çayırını hayal edin veya gün ışığında serin bir gölün görüntülerini gözünüzde canlandırın. Kendinizi, ruhunuzu memnun eden ve size dinlenme ve rahatlama sağlayan yatıştırıcı görüntülere programlayın.

Kendinizi Yönetin, Kendinizin Yönlendirilmesine İzin Vermeyin!

Bu çok önemli: Liderliği SİZ üstlenin, ne düşündüğünüze ve ne hissettiğinize, kendiniz karar verin, hiçbir şeyin bunu ele geçirmenize izin vermeyin! Kendiniz düşünün, karanlık güç merkezlerinin sizi düşünmesine izin vermeyin.

Düşüncelerinizi bilinçli olarak kontrol edin (asla olumsuz düşünmeyin!) ve böylece olumsuz güçleri sizlere asla zarar veremeyecektir, çünkü siz içinizde güçlü kaldığınız ve HAYIR dediğinizde bu durumda onlar derhal uzaklaşırlar. Bu saldırılar, kendini makul ölçüde sağlıklı hissedenleri ele geçirmek ve depresyona sürüklemek için karanlıktan gelir.

Direnin! Bu saldırıları püskürtün! Antik Çin’de bir zamanlar onunla büyük başarı elde etmiş olan Lao-Tse’nin bilgece işleyen sözü size yardımcı olacaktır. 

Dik durun ve Lao-Tse’nin sözlerini hissederek ve güçlü bir sesle söyleyin:

“Her Şeye Gücü Yeten’in adıyla; iblis, senin yok olmanı emrediyorum! Korkudan doğdun, kirlilikten büyüdün. Sana söylüyorum: şimdi yok ol! Korku ve kirlilik birden çözülecek!”

İnanmıyorsanız Bir Deneyin!

Öneri: Zihninizde, gözünüzden yukarıdan gelen ışığı, lazer ışını gibi doğrudan şeytana, yukarıdaki veya yanınızdaki kara buluta yönlendirilen, demetlenmiş bir ışın olarak düşünün ve bakın. Bu parlak, saf ışık tüm kötü ruhları yakar. İnanmıyorsanız? Sadece bir kez deneyin. Bu sürecin görselleştirilmesiyle kötülüğü ve ağırlığı çözün.

Bir zerresi dahi görülmeyecek hale gelene kadar gözünüzü ona odaklayın. Bu süreci gerçekten görselleştirebilirsiniz, yani içsel olarak görselleştirebilirsiniz, her şey tekrar temiz ve beyaz olduğunda, bilin ki, iblisten eser kalmamıştır! Sizin iradenize karşı koyamayacağı için, doğa kanunları artık onun size daha fazla zarar vermesine izin vermez.

İradeni Sadece İyilik İçin Kullan

İnsanın özgür iradesi her şeyden önce iyi ya da kötüdür. İradenizi sadece iyilik için kullanın. Böylece sadece kendinize faydanız olmaz, aynı zamanda her çevrenizdeki insanlar üzerinde de etkisi olur ve böylece siz, karanlıkların ortadan kaldırabildiği, güçlü, iyi, morfogenetik alanları desteklemiş olursunuz. Kendi hayatınızın efendisi olun. İyi düşünün, iyilik yapın ve güçlü olun! Böylece herhangi bir korkuyu kolaylıkla yenebilirsiniz. Sonra da, Yaradan’a nezaketi ve yardımı için teşekkür edin.

Hayatının Ustası Ol

Bu egzersizi, ne kadar küçük olursa olsun, her anksiyete krizi geçirdiğinizde günde birkaç kez yapın. Giderek daha iyi çalıştığını ve daha uzun etkili olduğunu göreceksiniz. Işıklı alandan sandığınızdan çok daha fazla yardım alabilirsiniz! Görünmez yardımcılarınızı kullanın, çünkü onlar sadece sizin uyanmanızı bekliyorlar. Yardımcılarınızdan ruhunuzu ve iradenizi güçlendirmelerini isteyin, onlar her zaman yanınızda olacaklardır. Bu dünyanın korkusuyla, cesurca yüzleşmeyi başaracaksınız.

Makale Eva Herman’ın izniyle yayınlanmıştır.

Yazan: Eva Herman, Epoch Times

Çeviri: Evren Durmaz, Epoch Times Türkiye

*Makalede yer alan görüşler yazara aittir. Epoch Times’ın görüşlerini yansıtmayabilir.

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.