Mersin İstişare Kulübü Özgür ve Bağımsız Yargı Talebiyle Toplandı

Mersin İstişare Kulübü 2024 bahar dönemi Ekim ayı toplantısını “Türkiye Adalet Sisteminin Dünü, Bugünü ve Yarını” başlığı altında gerçekleştirdi.

Mersin İstişare Kulübü (MİK) 2024 bahar dönemi Ekim ayı toplantısını “Türkiye Adalet Sisteminin Dünü, Bugünü ve Yarını” başlığı altında gerçekleştirerek Türkiye ve dünyadaki hukuk ve yargı sistemini mercek altına aldı. Toplantıya Cumhuriyet Savcısı ve Özgür Yargı Derneği Kurucu Başkanı Kurtuluş Tayanç Çalışır, Toros Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tunay Köksal, Mersin Baro Başkanlığı görevini yürütmüş Av. Bilgin Yeşilboğaz ve Av. Mehmet Arif Şahin konuşmacı olarak katıldı. Sultaşa Otel’de gerçekleştirilen kahvaltılı toplantıya iş dünyası, akademi ve sivil toplumdan pek çok isim katıldı.

Toplantı, Mersin İstişare Kurulu Başkanı Ferudun Gündüz’ün yaptığı açılış konuşması ile başladı. 2019 yılında çekirdek bir grupla başlayan toplantıların 2020’den itibaren yavaş yavaş bir düşünce kulübü olmaya doğru evrilmeye başladığını ve kulübün özgür, şeffaf, demokratik değerlere saygılı ve katılımcı bir anlayışla toplantılarını gerçekleştirdiğini ifade eden Gündüz, bilimsel metotlarla ve yeniliklere açık bir şekilde 5 yıldan beridir çalışmalarına devam ettiklerini söyledi. Gündüz, temel amaçlarının bilimin yol göstericiliğinde Mersin’în ve ülkenin sorunlarını objektif olarak tespit ederek, bu sorunlara inovatif ve ortak akılla çözüm önerileri getirmek olduğunu belirterek bu toplantılarda ortaya konan çözüm önerilerini gerek basın bültenleriyle kamuoyuna gerekse de üretilen raporlarla karar vericilerle paylaşarak sorunların çözümüne aktif bir şekilde katkı sunmak istediklerini vurguladı.

Mersin İstişare Kurulu Başkanı Ferudun Gündüz’ (Fotoğraf: Hikmet Durgun)

Bugüne kadar gerek Mersin gerekse de Türkiye ile ilgili pek çok konuyu gündeme getirdiklerini ifade eden Gündüz neden toplantının konusunu Türkiye’deki adalet sistemi olarak belirlediklerini ise şu sözlerle aktardı; “ Son yıllarda yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı konularında endişeler artmıştır. Özellikle, siyasi baskılar, uzun yargılama süreçleri ve adil yargılanma hakkı konusunda yaşanan ihlaller, sistemin etkinliğini ve güvenilirliğini sorgulayan eleştirilere neden olmuştur. Yargı reformları yapılmış olmasına rağmen, bu reformların uygulanabilirliği ve sonuçları hala tartışılmaktadır. Geleceğe bakacak olursak, Türkiye’de daha etkin ve hızlı bir adalet sistemine duyulan ihtiyaç giderek artmaktadır. Dijitalleşme ve teknolojik yenilikler, adalet sisteminin hızlandırılması ve şeffaflığının artırılması için fırsatlar sunmaktadır. Yargının bağımsızlığını güçlendiren, toplumsal güveni arttıran reformlar, Türkiye’nin demokratikleşme sürecine katkı sağlayacaktır. Özellikle hukukun üstünlüğü ve insan hakları ilkelerine dayanan bir adalet sistemi, gelecekte toplumsal barış ve güvenin teminatı olacaktır. Bu çerçevede, Türkiye adalet sisteminin hem tarihsel gelişimini hem de bugünkü zorluklarını ve fırsatlarını anlamak, geleceğe yönelik doğru adımlar atmak için önemlidir. İşte bugün bu amaçla 4 önemli konuşmacımız yapacakları farklı başlıklar altındaki sunumları ile bizi bilgilendireceklerdir.”

Av. Mehmet Arif Şahin (Fotoğraf: Hikmet Durgun)

Gündüz’ün açılış konuşmasının ardından Av. Mehmet Arif Şahin öncelikle hukukun tarihsel arkaplanı, hukukun kaynakları, hukukun dalları, yargının unsurları gibi konuları ele alarak Türkiye’deki hukuk sistemi ve bu sistemin temel kavramları üzerine bir sunum gerçekleştirdi.

Toros Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tunay KöksaL (Fotoğraf: Hikmet Durgun)

Anglo-Amerikan, Kara Avrupası ve Türk hukuk sistemlerinin kıyaslaması

Şahin’in sunumunun arından kürsüye konuşmacı olarak davet edilen Prof. Dr. Tunay Köksal ise Türkiye’deki hukuk ve adalet sistemini Anglo-Amerikan ve Kara Avrupası hukuk sistemi ile karşılaştırdığı bir konuşma yaptı. 1215 yılında İngiltere’de Magna Carta ile başlayan ve daha sonra ABD, Kanada, Yeni Zellanda, Avustralya ve sömürge olmuş Afrika ve Güney Amerika’da görülen Anglo-Amerikan hukuk sistemi ile Roma hukukundan kaynaklanan ve bugün Fransa, Almanya, İtalya, İspanya, Balkan ülkeleri gibi Kara Avrupası’nda uygulanan hukuk sistemi hakkında karşılaştırmalı bilgi verdi. Türkiye ve Kara Avrupası arasındaki ortak benzerliklere dikkat çeken Prof. Dr. Köksal, yargı ve hukuk sisteminin daha bağımsız olarak görüldüğü ABD ve İngiltere’deki hukuk sistemlerine dikkat çekti. Adalet Bakanlığı gibi bir yapıya tabii olmayan ve kendi bütçesi ve kendi atama ve seçilme sistemi içerisinde, hem bir juri sistemi hem de bazı mahkemelerde hakimlerin kararına bağlı olan Anglo-Amerikan sistemi hakkında detaylı bilgi verdi.

Cumhuriyet Savcısı ve Özgür Yargı Derneği Kurucu Başkanı Kurtuluş Tayanç Çalışır, (Fotoğraf: Hikmet Durgun)

Cumhuriyet Savcısı Çalışır; “Türkiye’deki yargı sistemi bağımsız ve tarafsız olmaktan uzak.”

Daha sonra kürsüye davet edilen Cumhuriyet Savcısı ve Özgür Yargı Derneği Kurucu Başkanı Çalışır, Türkiye’deki yargı sisteminin bağımsız ve tarafsız olmaktan ne kadar uzak bir sistem olduğunu örnekler ile ortaya koydu. Konuşmasını bir cumhuriyet savcısı olarak değil fakat Özgür Yargı Derneği kurucu başkanı olarak yaptığını ifade eden Çalışır, “Türkiye’de ne yargı ne de bağımsızlık kaldı.” dedi. Yargı bağımsızlığı konusunda hakimler ve cumhuriyet savcılarının bağımsızlığını sağlayan “Coğrafi Teminat” kuralının 1982 Anayasası ile ortadan kaldırıldığını ve kendisinin 1. sınıf bir cumhuriyet savcısı olmasına rağmen 13 kere yer değiştirtildiğini ve buna itiraz edebilecek bir mekanizmanın da olmadığını vurguladı.

Konuşmasının devamında yargı bağımsızlığını beş boyutta ele alan Çalışır, bu boyutları yürütme erkine karşı bağımsızlık, yasama organına yani Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı bağımsızlık, yargı erkinin yargı organlarına karşı bağımsızlığı, kamuoyuna ve medyaya karşı bağımsızlık ve yargıç ve savcıların öznel duygu, düşünce, fikir ve kişisel ihtiyaçlarına karşı bağımsızlık olarak tanımladı. Konuşmasında HSK’nın yapısına da değinen Çalışır, HSK’nın üyelerinin ya yasama ya da yürütme erki tarafından belirlendiğini ve mevcut yapısıyla yargı bağımsızlığını sağlayamadığını söyledi.

Yargıçların ve cumhuriyet savcılarının denetlenmesi ve gizli sicil dosyaları konusunun da çok sıkıntılı olduğunu vurgulayan Çalışır, konuyu örneklerle ortaya koyarak bu durumun sakıncalarını ortaya koydu. Yargının günümüzde siyasallaştığını dile getiren Çalışır, yargı bağımsızlığı konusunda da bazı öneriler getirdi. Çalışır, konuşmasının sonunda “Adalet halkın nefesidir.” mottosu ile kurulan Özgür Yargı Derneği ile ne yapmayı amaçladıklarını ve mevcut yargı derneklerinin ülkedeki yargı bağımsızlığı sorunlarına cevap veremediğini aktardı.

Av. Bilgin Yeşilboğaz Cumhuriyet Savcısı ve Özgür Yargı Derneği Kurucu Başkanı Kurtuluş Tayanç Çalışır, (Fotoğraf: Hikmet Durgun)

Yeşilboğaz; “ Hukuk ve ekonomi aynı paranın iki yüzüdür.”

Son olarak kürsüye davet edilen Av. Yeşilboğaz da adalet ve ekonomi arasındaki bağıntıya dikkat çekerek Türkiye’de bağımsız bir hukuk sisteminin olmamasının Türkiye ekonomisine etkisini ve Türkiye’nin demokratik bir hukuk devleti haline gelememesinin nasıl Türkiye’yi orta gelir tuzağına çektiğini aktardı. Hukuku ve ekonomiyi aynı paranın iki yüzü olarak değerlendiren Yeşilboğaz, Kemal Derviş’in uyguladığı politikalar ile ekonominin belirli bir noktaya geldiğini ve o dönemde görece bağımsız olan yargının da etkisiyle Türkiye’nin bir dönemi refah içerisinde geçirdiğini belirtti. FETÖ’nün yargıyı ele geçirmesi, ekonomi ile demokrasinin arasındaki uçurumun açılması ve sonrasında yargının tamamen otoriterleşmesi sonucu bugünkü durumun yaşandığını ifade eden Yeşilboğaz, ekonominin, hukuk güvenliği ve öngörülebilirliği talep ettiğini ve yatırımcıların öngörülebilir ortamda yatırım yapmayı seçtiklerine dikkat çekti. Yaşilboğaz, ülkede hukuk güvenliği olmadığı gibi bir hukuk öngörülebilirliğinin de olmadığını ve bugünkü ekonomik durumun sebebinin de bu olduğunu vurguladı. Bu konuda çalışmasıyla Nobel Ödülü alan Daron Acemoğlu’nun çalışmasına da değinen Yeşilboğaz, sermayeyi hem bir kartal hem de ürkek bir güvercine benzetti. Hukukun olmadığı yerde sermayenin ürkek bir güvercine dönüştüğünü belirten Yeşilboğaz, sermayenin böyle ortamlardan kaçtığını örneklerle aktardı.

Konuşmaların ardından konuşmacılara teşekkür plaketi takdim edildi. Plaket takdiminden sonra toplantı sona erdi.

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.