Muharrem İnce Basın Açıklaması Yaptı
Twitter üzerinden saat 12.00'de basın açıklaması yapacağını duyuran İnce, CHP Genel Merkezinde canlı yayınla basın açıklaması gerçekleştirdi.
CHP Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, basın açıklamasında şu şekilde konuştu;
“Değerli basın mensupları, teşekkür ederim ilginiz için. Zahmet etmişsiniz gelmişsiniz sağolun, varolun.
Öncelikle sosyal medyada dolaşan bu asparagas haberlerle başlayayım. Bunların hepsi yalandır, böyle bir şey yoktur, beni kimse tehdit etmedi, tehdit edecek adam da henüz yeryüzüne gelmedi. Ama böyle bir şey olmadı. Yok eşimi kaçırmışlar, albaylar beni tehdit etmişler. Bunlar birkaç şizofrenin, hasta insanların… Bunları ciddiye alıp yaymak ta bir problem ama, neyse. Böyle bir şey yok. Bunları bir kapatalım. Yok ben saraya gitmişim… Bunları kapatalım. Birincisi bu.
İkincisi, 15 milyon yurttaşımız bana oy verdi. Bir kere bu 15 milyonu 30 milyon yapmak. Birincil hedefimiz bu. Kısa sürede 30 milyon yapılabilir. Buna inanıyorum ve bunun için uğraşacağım, bunu herkes böyle bilsin.
Bir diğeri sayın Erdoğan, lütfen artık bugünden sonra AK Parti Genel Başkanı gibi davranmayınız. 81 milyonun cumhurbaşkanı olunuz. Herkesi kucaklayınız. Benim sloganımı kullanmanızı tavsiye ederim. Hepimizin cumhurbaşkanı olun. Bu gerginliğe son verin. Kucaklayın milleti herkesi kucaklayın. Ben seçilseydim öyle yapacaktım. AK Parti Genel Merkezine gelip sizin çayınızı içecektim. Ak Partilileri kucaklayacaktım, herkesi kucaklayacaktım. Sayın Erdoğan’dan bunu bekliyorum.
Değerli basın mensupları; ülkemizin ve demokrasimizin ve bizlerin şimdiki ve gelecekteki yaşamını derinden etkileyecek bir seçim yaşadık. Bu seçim, ilan edilme biçiminden sonuçların açıklanmasına kadar, her şeyiyle adaletsiz bir seçim olmuştur. Her şeyden önce seçime kan bulaşmıştır. Suruç’ta ve Erzurum’da yaşananlar bu seçimi kanın bulaştığı bir seçim olarak tarihteki yerine kaydetmiştir. Yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına bir kez daha başsağlığı diliyorum. Yaralananlara da acil şifalar diliyorum. Seçim sonuçlarına dönük elbette açıklanmaya muhtaç noktalar bulunmaktadır. 16 Nisan referandumunda, hayır ve evet bloku olarak bir şekillenme ortaya çıkmıştı. Bu seçimde Hayır blokunun 16 Nisan’da alınan oyun gerisinde bir oy almış olması açıklanmaya muhtaçtır. Seçim sürecinde oylara müdahale edildiğini, sandıklarda çeşitli usulsüzlükler yaşandığını gördük. Görevli arkadaşlarımız bunlarla cansiperane mücadele ettiler. Onların sandıklara sahip çıkma azimlerini ve kararlılıklarını kutluyorum. Ve kendi adıma ve ülkemiz adına hepsine teşekkür ediyorum. Seçimde her sandıkta ıslak imzalı tutanak tutulur. Altında bizim görevlilerimizin imzası bulunur. Bizim için gerçek seçim sonuçları, bu tutanaklarda yazan rakamlardır. Görevlilerimizin, bize ulaştırdıkları tutanaklarda YSK’nın açıkladığı rakamlar ve oranlar arasında anlamlı bir farklılık yoktur. Olan farklılıklar toplam sonucu değiştirecek nitelikte değildir. Dolayısıyla seçim sonuçlarını kabul ediyorum. Seçim öncesinde ve sonrasında yaşadıklarımıza dair, elbette söyleyeceğimiz çok şey var. En başta söyleyeceğimiz bugünden itibaren uygulamaya giren yeni rejimin Türkiye için ne kadar büyük bir tehlike olduğudur. Devlet ile partinin hatta bir tek kişinin hem devlet hem yürütme hem yasama ve yargı haline gelmesi başlı başına bir beka sorunudur. Türkiye için büyük tehlike olmaya devam edecektir. Bunu yaşayacağız ve bedelini ne yazık ki hep birlikte ödeyeceğiz. Türkiye demokratik değerlerle bağını kopartmıştır. Türkiye, 143 yıldır inişli çıkışlı sürdürdüğü parlamenter sistemle bağını koparmıştır. Bir süre daha kurumlara ve kurallara dayalı bir toplum olmayacağımız ne yazık ki anlaşılmıştır. Toplumsal barışımızı tehdit eden faktörler iş başında olmaya devam edecektir. Tam anlamıyla bir tek adam rejimine geçilmiştir. Keyfiliğin, nobranlığın önünde sistemin içinde bir mekanizma yoktur. Geleceğimize dair her zaman büyük endişelerimiz ve kaygılarımız olmaya ne yazık ki devam edecektir. Biz durum ne olursa olsun mücadele etmeye, halkımızla bütünleşmeye devam edeceğiz. Bu seçim sürecinde yaklaşık her üç vatandaşımızdan birinin onayını almış birisi olarak bütün vatandaşlarımızın takdirini kazanma mücadelemi sürdüreceğim. Cumhurbaşkanı adayı olduğum andan itibaren ortaya çıkan heyecan, inanç, birlik olma arzusu güçlü bir hareket olmuştur ve olmaya devam edecektir. Bize düşen söylediklerimizin takipçisi olmak ve seçimde birlikte yaşadığımızı heyecanı, inancı büyüyerek devam ettirmektir. Türkiye Tayyip Erdoğan ve kadrolarıyla, yönetim anlayışıyla içinde bulunduğumuz koşullarda yaşamını sürdüremez. Kendileri sorunlarımızın nedenidirler. Sorunların nedenleri olanlardan, yaşadığımız sorunları çözmemizi beklemek, işin doğasına aykırıdır. Önümüzdeki yerel seçimlere kadar yaşayacağımız süreci çok iyi değerlendirmeliyiz. Ve halkımızla buluşmaya devam etmeliyiz. Bu seçimden kendi adıma beni aday yapan partime ve tüm seçmenlerimize dönük çıkaracağımız sayısız dersler bulunmaktadır. Şunu biliyoruz, yapılan her şey bir şekilde eksiklikler içerebilir. O halde eksikliklerimizi tamamlamak zorundayız. Yapılan her şeyde yanlışlar bulunabilir. O halde bize düşen yanlışlarımızı düzeltmek olmalıdır. Bize duyulan güveni güçlendirmek, güvensizlikleri ortadan kaldırmak durumundayız. Türkiye, herkesin Türkiye’si olana kadar mücadelemiz sürecektir. bu süre içerisinde birbirimize güvenmek en büyük gücümüz olacaktır. Birbirimize güvendiğimizde çok şeyler başardığımızı ve çok şeyler yapabileceğimizi bu seçim göstermiştir. Ülkemizin geleceği için hissettiğiniz kaygıları, dünden daha fazla hissetmeye devam etmeliyiz. Geleceğimizi kazanmak için herkesle birlikte olmaya aynı kaygılarda beklentilerde uluşmaya devam etmeliyiz. Benim gündemim Türkiyedir. Hepimizin gündemi Türkiye olmaya devam etmelidir. 15 milyon insan bana güvenip oy vermiştir. 15 milyonda gençlerin payının çko yüksek olduğunu biliyorum. 50 günlük kampanya yerine 500 günlük, 5000 günlük kampanya ile devam edeceğiz. Sizlerin bana olan güveni devam ettiği sürece ben bu mücadeleyi sürdüreceğim.
Bu 50 günlük kampanyada, bizlere o sıcaklarda, ramazan ayında, o meydanlarda beni yalnız bırakmayan yurttaşlarımıza, bayraklarımızı asan gençlerimize, broşürlerimizi dağıtan kadınlarımıza, bizleri izleyen basın mensuplarına, güvenliğimizi sağlayan güvenlik güçlerine ve o esnada çocuğunu uyuturken seçim şarkımızla çocuğunu uyandırdığımız annelere, görüntü kirliliği verdiklerimize, gürültü kirliliği verdiklerimize, hepsine teşekkür ediyorum, onlardan özür diliyorum. Aynı inançla aynı kararlılıkla bugünden itibaren çalışmaya devam edeceğimi bütün milletimize bildiriyorum, hepinize saygılar sunuyorum.” şeklinde konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.