İleri teknoloji, demokrasi ve Çin’e komşu bir cumhuriyet: Tayvan sorunu küresel bir problem ve Batı’daki insanlar bu konunun önemini hala kavramış değiller. Çin’in Tayvan’a yönelik bir saldırıya girişmesi durumunda, bunun dünya çapındaki yankılarını ve sonuçlarını öngörmek mümkün değil.
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş halen devam ediyor. Oradaki durum da oldukça kritik ve global dünyada birçok ülke ve insan bu savaştan etkileniyor. Bir sonraki savaş, Tayvan Boğazı’nda gerçekleşebilir. Çin kendi askerini gün geçtikçe silahlandırıyor ve ideolojik bir savaşa hazırlamak için ordusunu hizaya getiriyor. Yüksek teknoloji adası olan Tayvan Cumhuriyeti’ne yönelik bir Çin saldırısı, dünya çapında öngörülemeyen sonuçlara yol açabilir.
Öte yandan, ABD ve bazı Asya-Pasifik Devletleri Tayvan ile yakınlaşıyor. Bu müttefikler gözdağı vererek Komünist Çin’in doğusundaki komşusuna saldırmasını engellemek istiyorlar. Uzmanlara göre Xi Jinping, en azından şu an için Tayvan Boğazı’nda bir savaş başlatmayı düşünmüyor. Üç önemli koşul gerçekleşmeden, Pekin’in savaş başlatması olanaksız görünüyor. Bununla birlikte, Avrupa Çin’e karşı giderek daha fazla şüphe duymaya başlıyor.
“Tayvan’a saldırmaktan sakının”
Artık Batı dünyasında Çin rüyası bitti ve gerçeklerle yüzleşme zamanı geldi. Avrupa Parlamentosu Üyesi Michael Gahler (CDU partisinden), Çin lideri Xi Jinping’i “Tayvan’a saldırmayı bile düşünmeyin. Sonuçları ağır olabilir” diye uyardı. Muhafazakar Avrupa Halk Partisi (EPP) grubunun dış politika sözcüsü, Epoch Times’la yaptığı bir röportajda, “Batı’nın sadece Putin konusunda ‘tutarlı ve birlik içinde’ olması yeterli değil. Çin’e karşı da aynı tutumu sergilemelidir. Özgür dünya da, Çin’e karşı bir mesaj vermeli ve net bir duruş sergilemelidir.” vurgusunda bulundu.
Micheal Gahler, Rusya’nın Ukrayna’daki savaşına Batı’nın nasıl tepki verdiğini yakından izlediğini ve Xi Jinping’in eninde sonunda Tayvan’ı zorla ele geçirmek istediğini söyledi. Gahler, Avrupa Parlamentosu’nda Tayvan Dostluk Grubu’nun başkanı olarak, [Tayvan Boğazı’nın ötesinde] statükonun korunmasına kararlı olduklarını ifade etti. Gahler’e göre statükonun tek taraflı ve şiddet yoluyla değiştirilmesi asla kabul edilecek bir durum değil ve asıl mesele bunu önlemek.
Çinliler İçin Demokrasi
Komünist rejim için Tayvan meselesi çeşitli açılardan önem arz ediyor. Bunlardan biri, Tayvan’ın rejimin ideolojik öz imajını etkiliyor olması. Çünkü Tayvan, Özgür Dünya’nın seçim sistemiyle benzerlik gösteren gerçek bir demokrasi ülkesidir.
Gahler’e göre Tayvan, Çin’in hemen yanı başında olan bir ülke ve benimsediği demokratik yönetim şekliyle Komünist Çin’in tam zıttı bir devlete sahip. Dış politika uzmanlarına göre “Tayvan Demokratik olarak örgütlenmiş bir Çin toplumu ve elbette Pekin’deki komünistler için bu bir provokasyondur. Çünkü Çinlilerden oluşan bir toplumunun, özgür ve demokratik bir şekilde örgütlenebileceğini göstermektedir.” Ada cumhuriyetinde insanlar “yüksek bir hayat standardına” sahip ve bu da Çin’i rahatsız eden bir başka durum.
Muhafazakar AB partisinin sözcüsüne göre Avrupa Parlamentosu Tayvan ile serbest ticaret ve yatırımların korunması ile ilgili bir anlaşma yapmalı. AB sözcüsü: “Bu şekilde oraya daha fazla yatırım yapabiliriz ve aynı şekilde Tayvan endüstrisinin de bizimle yatırım yapmasının önünü açabiliriz. Bu şekilde Tayvan ile hem siyasi, hem de ekonomik olarak daha yakın ve güçlü bir bağ kurabiliriz” diye ekledi.
Savaş Olasılığı ve Üç Koşulu
Tayvan Japonya Çalışmaları Enstitüsü başkanı ve aynı zamanda Ulusal Chengchi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Okulu’nda Profesör olan Li Shih-hui Tayvan Boğazı’nda olası bir savaş için üç koşulun önemli olduğunu söylüyor. Profesör The Epoch Times’a şunları söyledi: “Tayvan Boğazı’nda bir savaş olması için, şu üç koşul vardır: Birinci koşul, Tayvan’ın bağımsız olması. Peki, Tayvan’ın bağımsızlığına kim karar verebilir? Tabii ki, Tayvan halkı. İkinci koşul, dış güçlerin müdahale ediyor olması durumu. Fakat dışarıdan kimler müdahalede bulunabilir? Evet, bu sadece Amerika Birleşik Devletleri olabilir. Üçüncüsü koşul, Tayvan’ın kendi bağımsızlığına karar vermesi veya yabancı bir gücün yardım ederek müdahalesine izin vermesidir. Bu her iki durumda da, Xi Jinping bir savaş başlatabilir. Yani bu üç koşul altında Çin’in Tayvan’a savaş açması muhtemeldir.”
Profesör Li’ye göre Tayvan’ın bağımsızlığının ilanı kendilerine bağlı olduğu için, birçok Tayvanlı bugüne kadar savaşın çok yakın olduğunu düşünmüyordu. Bu bağlamda, 2024 başlarında planlanmış olan Tayvan cumhurbaşkanlığı seçimleri de önemli rol oynayacaktır.
Görünüşe göre, uluslararası toplum daha az iyimser. Bununla birlikte Li Shih-hui’ye göre, Japonya veya Avustralya gibi diğer ülkelerin böyle bir saldırı karşında yapabileceği hiçbir şey yok.
Ancak görünen o ki; Çin, Tayvan konusundaki saldırgan söylemine rağmen şu anda bir saldırı gerçekleştirmeyi düşünmüyor. Çin Komünist Partisi Deniz Kuvvetleri Komutanlığının eski bir kurmay subayı olan Yao Cheng, Çince Epoch Times’la yakın zamanda bir röportaj yaptı. Eski yarbaya göre, “küresel askeri çatışma […] şu anda kritik bir aşamada”. Çin, son yıllarda savaş uçakları ve savaş gemileri kullanarak – hatta Tayvan Boğazı’ndaki merkez hattını geçerek – Tayvan çevresinde giderek daha fazla askeri tatbikat düzenledi. Yao şuan için Tayvan’a bir saldırı düşünülmediğine inanıyor. Yao’ya göre özellikle silahları açısından Çin ordusu hazır değil. Çin ordusunun silahlarının birçoğu, savaş gemileri ve uçakları devre dışı bırakıldı.
CIA, Xi’nin Hafife Alınmaması Gerektiği Konusunda Uyardı
Yakın zamanlarda Reuters haber ajansı, ABD hükümetinin PDA (Presidential Drawdown Authority) vasıtasıyla, Tayvan’a 500 milyon dolar değerinde silah yardımı planladığını bildirdi. Önemli bir kurum olan PDA aracılığıyla ABD Başkanı, savunma bütçesinden insani amaçlar için ayrılmış kaynakları, hızlandırılmış bir şekilde serbest bırakabilir. ABD Kongresi, PDA vasıtasıyla savunma bütçesinden Tayvan’a 1 milyar ABD dolarına kadar silah yardımını onayladı.
ABD dış istihbarat şefi Willaim Burns, Şubat ayında CBS’ye verdiği demeçte, Ukrayna savaşının gidişatının çok önemli olduğunu söyledi. “Çünkü Ukrayna savaşı gösterdi ki Xi Jinping Tayvan’a karşı kolay bir zafer elde etmeyecek ve Xi de bunu gördü” dedi. CIA Şefi, Xi’nin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’da başlattığı savaşı yakından takip ettiğini ve Rusya’nın savaş sahasında gösterdiği performans karşısında hayal kırıklığına uğradığını söyledi. Buna rağmen: “Biz CİA olarak, Xi’nin hiçbir şekilde hafife alınmaması gerektiğini düşünüyoruz” dedi. Ardından Tayvan ve Çin arasındaki bir savaşın Çin dahil tüm taraflar için ‘son derece talihsiz bir durum’ olacağı konusunda uyarılarda bulundu.
Eski ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O’Brien, 12 Nisan 2023’te Dünya Ekonomi Zirvesi’ndeki bir tartışmada sırasında, Çin Komünist Partisi’nin niyetinin sadece Tayvan’ı Çin’e katmak olmadığını, asıl ve daha büyük hedefin tüm dünyaya hükmetmek olduğunu söylemiş ve uyarmıştı. Tayvan meselesi ABD ve Çin arasında ipleri geriyor. Bunun bir çatışmaya dönüşüp dönüşmeyeceğinin, Xi Jinping’in tavrına ve bu konudaki hırsına bağlı olduğu düşünülüyor.
Yazan: Steffen Munter, The Epoch Times Almanya
Çeviren: Evren Durmaz, The Epoch Times Türkiye
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.