Makina Mühendisleri Odası Başkanı Yunus Yener, ”Yapı Üretim ve Denetiminde Kamusal Mesleki Denetim, Yeterlilik, Eğitim ve Belgelendirmeye Dayalı Yeni Bir Model Benimsenmelidir!”
Marmara Depreminin üzerinden 24 yıl geçmesine karşın ülkenin depremlere hazırlıklı olmadığının bu yıl çok acı bir şekilde bir kez daha görüldüğünü ifade eden Yener;
” Bu gerçeği 17 Ağustos Marmara Depreminin hemen her yıldönümünde belirttik. Depremle ilgili ülke sorunlarına ayna tutan, yüzbinlerce yapının yıkıldığı-hasar gördüğü, onbinlerce yurttaşımızın yaşamını kaybettiği Marmara Depreminden hiçbir ders alınmadığı; Deprem Şurası, Ulusal Deprem Konseyi gibi oluşumların devre dışı bırakılmasıyla, kentsel dönüşümün esasen ranta yönelik olmasıyla, bütün ülkenin imara açılmasıyla, çok sayıdaki imar affıyla ve özellikle Kahramanmaraş merkezli depremlerde oluşan büyük toplumsal yıkım tablosu ile tekrar görülmüştür. Türkiye’nin bir deprem ülkesi olmasına, toprakları sanayisi ve barajlarının aktif deprem kuşakları üzerinde yer almasına ve deprem konusunun mühendislik, mimarlık, şehir plancılığı ile bağlantılı olmasına karşın bu disiplinler rant çıkarları için dışlanmaktadır.” dedi.
Yener sözlerine şöyle devam etti; 1999 Marmara-Düzce depremleri sonrası yapılan yapı denetimi düzenlemelerinde meslek odalarının önerileri dikkate alınmayarak denetim ticarileştirilmiş, Yapı Denetim Kanunu’nun kapsamı daraltılmış, kamu yapıları denetim dışı tutulmuş; TMMOB’ye bağlı Odaların mevzuatla tanınmış görevleri içindeki mesleki yeterlilik, eğitim, belgelendirme, denetleme gereklilikleri dışlanmış ve yıkımlara yol açan denetimsizliğe yol verilmiştir.
Yapı tasarımı, yer seçimi, yapı üretimi ve denetiminde ne yazık ki bilimsel ve bütünlüklü bir düzen yoktur. Sorunlu dolgu alanları, dere yatakları, kıyılar ve depremlerde toplanma yerleri olan alanların imara açılması, yanlış kentsel dönüşüm uygulamaları, rant eksenli projeler, su yatakları ile yeşil alanlar arasındaki bağların koparılması, sel-su baskınlarının artışı, ısı adalarının oluşması, depremlere dayanıklı yapı stokunu artırma gerekliliğini gözetmeksizin yapılan imar afları ve depremle ilgili kurum ve kuruluşların liyakat dışı zafiyetli yapılanmaları, ülkemizin deprem gerçeklerini ortaya sermektedir.
Bu gerçeklerden ve Odamızın uzmanlık alanlarından hareketle kamusal sorumlulukla yapılması gerekenleri özetle belirtmek isteriz:
- Depremlere karşı önlemler bütünlüğünü, güvenli yapılaşmayı, halkın sağlıklı yaşam ve doğal çevre hakkı ile kamusal denetimi yok sayan piyasacı rantçı yaklaşımın reddedilmesi gereklidir.
- Depremle ilgili bütün kurum ve kuruluşlar, ilgili Meslek Odaları ve bilim çevreleriyle ilişkilendirilerek yeniden ve liyakat-uzmanlık temelinde yeniden yapılandırılmalıdır.
- Bir daha asla imar affı/barışı yapılmamalıdır.
- Yapı denetimi uygulamasını yönlendiren kararlar ilgili bütün kurum ve kuruluşların katılımıyla oluşturulmalı; imar, yapı, dönüşüm, yapı denetim ve afet yasaları TMMOB ve ilgili Odalar, üniversiteler ve ilgili kesimlerin katılımıyla düzenlenmeli; bu kuruluşlar mevzuat süreçlerinin asli unsurları olarak tanınmalı, üyelerinin eğitim ve belgelendirilmesi Odalarınca yapılmalıdır.
- Yapı Denetim Kanunu’nun ticari yapı denetim şirketi modeli yerine uzmanlık ve etik niteliklere sahip yapı denetçilerinin etkinliğini ve Meslek Odalarının sürece etkin katılımını sağlayacak yeni bir planlama, tasarım, üretim ve denetim süreci modeli benimsenmelidir.
- Konut, sanayi, enerji, ulaşım vb. birçok alanla bağlantılı tesisat/mekanik tesisat sistemlerinin depremler ve diğer afetlerde taşıdığı önem itibarıyla bina ve doğal eki mekanik tesisatının tasarım, üretim ve bakımının denetimi Makina Mühendisleri Odası tarafından belgelendirilmiş konunun uzmanı mühendisler olmalı, bu husus bütün yasal düzenlemeler ve Yapı Denetimi Kanunu’nda yer almalıdır.
- Endüstriyel tesislerin güvenlik ve birbirlerine yakınlık-uzaklık mesafelerine dair gerekli çalışmalar yapılarak standartlar ve uyulması gereken koşullar imar mevzuatına yansıtılmalı; sorunlu alanlar “yapı yasaklı alan” ilan edilmelidir.
- Okullar, hastaneler başta olmak üzere kamu yapılarının depreme karşı güvenli olup olmadıklarının uzman mühendisler tarafından tespitinde TMMOB’ye bağlı ilgili Odalar mutlaka yer almalıdır.
- Doğalgaz, elektrik, ısıtma kazanları, jeneratörler ve gaz tesisatları için erken uyarıcı ve gaz/akım kesici sistemler uygulanmalı, denetimleri Meslek Odalarınca yapılmalıdır.
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.