Trump, ABD Yüksek Mahkemesinin Vergi Beyannamesi Kararını Yanıtladı
Eski ABD Başkanı Donald Trump artık görevde olmasa da, manşetlere konu olmaya devam ediyor. Yüksek Mahkeme, Trump’ın gelir vergisi dosyalarının incelenmesine karar verdi. Trump, bu kararda Demokratların ve görevdeki Demokratik Belediye Başkanının parmağı olduğunu ve kendisini alaşağı etmek için kurulmuş bir kumpas olduğunu vurguluyor.
Trump, ABD Yüksek Mahkemesi’nin Manhattan eyalet savcısına vergi dosyalarını incelemesine izin verme kararı açıklandıktan sonra, buna yazılı bir cevap verdi. Trump’a göre bu, kendisine karşı yapılan “cadı avı”nın devamıydı.
Daha önce, Trump’ın eski muhasebe firması Mazars USA, Trump’ın vergi ve mali belgelerini bir jüriye teslim etmesi için mahkeme celbi almıştı. Mahkeme celbi, bir Demokrat olan Manhattan Bölge Savcısı Cyrus Vance tarafından talep edildi.
Bu konu ile ilgili Trump’ın e-posta yoluyla gönderdiği açıklamanın tamamı aşağıdadır:
“Bu soruşturma, ülkemiz tarihindeki en büyük siyasi cadı avının devamı niteliğindedir. Hakkımda araştırılabilecek her şey araştırıldı. Bana atılan birçok iftira var, mesela 32 milyon dolarlık Mueller aldatmacası meselesi gibi. Sonra “Rusya Rusya Rusya” dediler ve “gizli bir anlaşma olduğunu” iddia ettiler. Ayrıca, “Çılgın Nancy”nin beni 2 kez görevden azletmek için, ön ayak olduğu girişimler. Ben bu iftiraların hepsinden aklandım ve suçsuz olduğum ortada.
İki yıldan fazla bir süredir, New York şehri neredeyse tüm işlemlerimi inceliyor. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki en büyük ve en saygın hukuk ve muhasebe firmalarından biri tarafından hazırlanan vergi beyannamelerimin kontrol edilmesi de dahil. Çay Partisi [bir ABD protesto hareketi], benden çok daha iyi muamele gördü, IRS [Amerika Birleşik Devletleri Federal Vergi Servisi], onlara çok daha iyi davrandı.
Yargıtay, başlatılan bu “balık tutma gezisine” [soruşturma için aşağılayıcı bir terim] asla izin vermemeliydi, fakat onlar buna göz yumdu. Bu, benden önce hiçbir başkana reva görülmeyen bir durumdur. Her şey Demokratlar tarafından, tamamen demokratik bir yerde, tamamen belgelenmiş bir düşmanım olan Vali Andrew Cuomo tarafından kontrol edilen ve yönetilen New York şehri ve eyaleti tarafından başlatıldı.
Bunlar, seçimlerde bana oy veren yaklaşık 75 milyon (şimdiye kadar görevdeki herhangi bir başkanın aldığı en fazla oy) insanı durdurmak için, ne gerekiyorsa yapmaya istekli olan Demokratların saldırısıdır. Birçok uzmanın ve bilirkişinin kazandığımı düşündüğü bir seçime. Ben de bu konuda hemfikirim!
Hukuku bir silah olarak kullanarak siyasi muhalifleri alt etmeye çalışan savcılar ve başsavcılar, farklı bir “kelle avı” başlattılar ve bu özgürlüğümüzün temelini tehdit ediyor. Böyle şeylerin üçüncü dünya ülkelerinde olduğunu bilirdik. Daha da kötüsü bu, aşırı sol eyaletlerde görülmekte. Burada hukuk sistemimize dahil olmak isteyen ve savcılık veya başsavcılık için aday olanların, siyasi bir rakibi gerektiğinde alaşağı etme sözü verenlerden seçildiğini görüyoruz. Bunun adalet ile alakası yok, bunun adı faşizm – ve beni de tam olarak böyle devre dışı bırakmaya çalışıyorlar, fakat bizim halkımız bunu kabullenmeyecektir.
Son zamanlarda ayrıca, New York Şehri’ndeki cinayetler ve şiddet içeren suçlarda da yoğun bir artış var ve bu konuda hiçbir şey yapılmıyor. Seçilmiş yetkililerimiz umursamıyor. Odaklandıkları tek şey, Başkan Donald J. Trump’a zulmetmek.
Bana karşı işlenmiş tüm seçim suçlarına rağmen son beş yıldır (başarılı bir şekilde seçilmemden önce bile) yaptığım gibi savaşmaya devam edeceğim. Biz kazanacağız!”
* Orijinal makale The Epoch Times ABD’de Jack Phillips tarafından yayınlanmıştır, Almanca’dan çevrilmiştir.
Çeviren: Evren Durmaz, Epoch Times Türkiye
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.