Tutdere: Deprem İllerindeki Sağlık Çalışanları Tıp Bayramına Buruk Girdi

Fotoğraf: CHP

CHP Adıyaman Belediye Başkan Adayı Abdurrahman Tutdere, “11 deprem ilinde görev yapan sağlık personelimiz 14 Mart Tıp Bayramına buruk girdi. Sorunları ivedilikle çözüme kavuşturulmalı” dedi.

6 Şubat depremlerinin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen deprem illerinde görev yapan sağlık personelinin sorunlarının çözülmediğini belirten CHP Adıyaman Milletvekili ve Belediye Başkan Adayı Abdurrahman Tutdere, “11 deprem ilinde görev yapan sağlık personelimiz 14 Mart Tıp Bayramına buruk girdi. Barınma başta olmak üzere, deprem bölgesindeki sağlık personelinin sorunları ivedilikle çözüme kavuşturulmalı.” dedi.

Ülke genelinde son birkaç yıldan bu yana yurt dışına göç eden sağlık personelinin arttığını hatırlatan Tutdere, 6 Şubat depremlerinden etkilenen 11 ilde de sağlık personellerinin, depremden kaynaklı sorunlardan dolayı göç ettiğini ya da bu illerde kalmak istemediklerini dile getirdi.Tutdere, “Türk Tabipler Birliği verilerine göre 2023 yılında 2 bin 809, içinde bulunduğumuz 2024 yılının Ocak ayında da 224 sağlık personeli yurt dışına göç etti. İtibar görmeme, sağlıkta şiddet ve ekonomik koşullardan dolayı yurdu terk eden sağlık personellerimiz, deprem illerinde de deprem şartlarından dolayı durmak istemiyor. Bu soruna ivedilikle çözüm bulunmalı. Aksi takdirde zaten asbest tozu ve hijyen problemleri nedeniyle risk altında olan toplum sağlığı daha büyük bir tehlikeye girecek.” diye konuştu.
Sağlık personelinin deprem bölgesinde yaşadıkları sorunlara; hastaya, toplum sağlığına ve doğrudan sağlık personellerine etkileri bakımından yaklaşım sergilenmesi gerektiğini ifade eden Tutdere, en önemli problemin barınma olduğunu vurguladı. Tutdere, şunları söyledi:

“Depremden etkilenen 11 ilde çoğu konut yıkıldığı ya da ağır hasar aldığı için barınma sorunu hat safhada. Hem buraya mecburi hizmet kurasıyla ya da çeşitli sebeplerle ataması yapılan ya da halihazırda görev yapan hekimler ciddi bir barınma problemiyle karşı karşıya, konteynere ulaşmakta zorlanıyorlar, kiralanacak ev sayısının az olması ve kira fiyatlarının da buna bağlı yükselmesi de bir başka önemli sorun.”

Öte yandan, ailesi olan sağlık personelinin de okul, kreş ya da sosyal alanlara erişim zorlaştığı için deprem illerinde kalmak istemediğini belirtti. Tutdere, “Sağlık personeli aileleriyle barınma problemi yaşarken bir yandan da çocukların kreş, eğitim gibi konulardaki sorunlarla boğuşuyorlar. Bölgede çoğu okul ya da kreş yıkıldığı, kullanılamaz hale geldiği için çocuklarının eğitim hayatına dair endişe yaşıyorlar. Bu nedenle de deprem illeriyle ilgili uzun vadede plan yapmıyorlar ve ilk fırsatta terk etmeyi tercih ediyorlar.”

“Depremden kaynaklı ölüm; deprem illerinden göç etme, tayin ya da nakil; atamalarda deprem illerinin tercih edilmemesi gibi nedenlerle azalan hekim sayısından dolayı tüm deprem illerindeki hastanelerde randevularda ciddi bir yığılma var. Hasta kuyrukları bitmiyor, randevular özellikle bazı bölümlerde bulunamıyor ya da aylar sonrasına veriliyor.”

“Sağlık personelinin yurt dışına göçünden dolayı bazı branşlarda ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Bu durum deprem illerinde daha ağır hissediliyor. Örneğin Adıyaman’da göz, kardiyoloji, cildiye ve kadın doğuma erişimde hastalar çok zorlanıyor, bu branşlarda ciddi sıkıntılar var.”

“Deprem illerinde nüfus düştüğü için özellikle Aile Sağlığı Merkezlerindeki aile hekimlerinin gün içindeki baktığı hasta sayısı da otomatik olarak düştü. Konteyner kentlere de İl Sağlık Müdürlüğünden hekim gönderiliyor. Hâl böyle olunca Nüfusa Dayalı Performans Sistemi uygulandığı için aile hekimleri deprem bölgelerinde maddi kayba uğramış durumda. Barınma ve yaşamsal diğer sorunlarla karşı karşıya kalan aile hekimlerimiz, bir de azalan nüfustan dolayı düşük maaş almak zorunda kaldıkları için deprem illerinde kalmayı tercih etmiyorlar, bu da hasta ve hekim arasında bağ oluşmasını engelliyor. Aile hekimlerimizin deprem illerinden kopuşunun önlenmesi için bir an önce Nüfusa Dayalı Performans Sistemi askıya alınmalı.”

“Deprem illerinde yıkım çalışmalarından dolayı asbest maruziyeti halen devam ediyor. Sağlık personelleri asbest maruziyeti başta olmak üzere, çamur, hijyen gibi problemlerden dolayı da deprem illerinde durmayı tercih etmiyor. Bu durum başta solunum yolu olmak üzere çok sayıda hastalığa davetiye çıkardığı için sağlık personeli açısından da toplum sağlığı açısından da ciddi bir risk faktörü olarak karşımızda duruyor.”

“Sağlık personelinin işten arta kalan zamanlarda sosyalleşebilecekleri, mesleki sorunlarını tartışabilecekleri alanlar bulmak fiziki koşullardan dolayı imkansız hale geldi. Bir lokal ya da TTB, ilgili sendikaların varlık gösterebilecekleri bu tür alanlar kalmadığı için sağlık personeli sosyal açıdan da izole edilmiş durumda. Evden işe işten eve gidiyorlar, o da ev bulabilirlerse.”

“Halk sağlığı açısından bakıldığında bölgede ciddi bir aşı problemi var. Mahallelerde yerleşim düzeninin değişmesine bağlı olarak nüfus karıştığı ve hastaların ASM’lere erişimi sıkıntılı hale geldiği için mevcut aşıların takibi de zorlaşıyor. Deprem illerinde bazı aşılarda da sıkıntılar olduğunu biliyoruz. Depremden kaynaklı asbest tozu ve hijyen nedeniyle risk altında bulunan toplum sağlığı, aşıya erişimin zorlaşması nedeniyle ikinci kez tehdit altında kalıyor.”

“Deprem bölgelerinde yapılan araştırmalarda travma sonrası stres ve kaygı bozukluğu görülme sıklığı artmış durumda. Ancak vatandaş psikiyatriste ulaşma konusunda da sıkıntı yaşıyor. İl merkezlerindeki sayılar yetersiz, ilçe ve köylerde ise erişim sayıdan dolayı daha da sorunlu. Üstelik kamu kurumlarının da toplum psikolojisinin düzelmesi için bir çabası yok.” dedi.

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.