Üç Ülkeden Gazze’de Ateşkes Çağrısı
Avustralya, Yeni Zelanda ve Kanada Gazze’de ateşkes çağrısı yapan ortak bir bildiri yayımlandı. Hareket, ABD’nin ateşkes çağrısında bulunan bir BM kararını reddetmesinin ardından geldi.
ABD, Gazze’de ateşkes çağrısında bulunan bir BM Güvenlik Konseyi kararını bozmak için veto yetkisini kullandı. Sadece birkaç gün sonra, Avustralya, Yeni Zelanda ve Kanada başbakanları bir ortak bildiri yayınladılar. Üç ülkenin de öneriyi desteklediğini söyleyen bu tür bir bildiri, uluslararası alanda nadiren görülür.
Avustralya, Ekim’de konuyla ilgili oylamada çekimser kaldıktan sonra BM Genel Kurulu’nda ateşkes lehinde oy kullandı.
Avustralya, Yeni Zelanda ve Kanada başbakanları Anthony Albanese, Christopher Luxon ve Justin Trudeau, 13 Aralık’ta yayınladıkları ortak açıklamada, geçen ay yaşanan gerginlik sırasında tereddüt ettikleri için pişman olduklarını söylediler.
“Bu duraksamanın ardından yeniden harekete geçmek ve sürdürülebilir bir ateşkese yönelik acil uluslararası çabaları desteklemek istiyoruz” dediler.
“Bu tek taraflı olamaz. Hamas tüm rehineleri serbest bırakmalı, Filistinli sivilleri canlı kalkan olarak kullanmayı bırakmalı ve silahlarını bırakmalıdır.”
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Avustralya, Kanada ve Yeni Zelanda, çatışmalarda kaybedilen her İsrailli ve Filistinli masum hayatın yasını tutuyor. Şiddetten etkilenen tüm ailelere ve topluluklara başsağlığı diliyoruz”.
Gazze’de Ateşkes Çağrısı
Açıklamada ayrıca İsrailli yerleşimcilerin uyguladığı şiddet kınanıyor ve Filistinlilerin kendi kaderini tayin etme hakkı destekleniyor.
Ancak üç lider, Hamas’ın Gazze’nin gelecekteki yönetiminde oynayacak bir rolü olmadığına inandıkları konusunda netler. Avustralya ve Kanada hükümetleri Hamas’ı terör örgütü olarak görüyor. Bunun yanı sıra Yeni Zelanda yetkilileri bu tanımlamayı yalnızca grubun askeri kanadı için kullandı.
Liderler, “İsrail’in var olma hakkını ve kendini savunma hakkını tanıdıklarını” söylemeye devam ettiler. Ancak şunları da eklediler: “İsrail kendini savunurken uluslararası insan hakları hukukuna saygı göstermelidir… Hamas’ı yenilgiye uğratmanın bedeli, tüm Filistinli sivillerin sürekli acı çekmesi olamaz”.
Kanada Başbakanı Justin Trudeau, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ‘çok uzun bir görüşme’ yaptığını söyledi. Ottawa’da gazetecilere yaptığı açıklamada, 12 Aralık’taki görüşmede Kanada’nın Gazze konusundaki tutumu hakkında konuştuğunu söyledi. Bölge için iki devletli çözüme yönelik kararlılığını dile getirdiğini belirtti.
Kanada muhalefeti, liderlerin açıklaması hakkında doğrudan yorum yapmaktan kaçındı.
Muhalefet partileri: Çok ileri gidiyor; Yeterince ileri gitmiyor
Avustralya ana muhalefet lideri ve Dışişleri Bakanı Simon Birmingham, açıklama ile ilgili yorumlarını dile getirdi. “Bazı yönlerden tüm insanlar için her şey olmaya çalışan bir açıklama” olduğunu söyledi. İsrail’in askeri bir operasyon yürüttüğünü ve bunun “can kaybıyla sonuçlandığını da” sözlerine ekledi.
ABC’ye verdiği demeçte, “Hepimiz insanların çektiği acıların sona erdiğini görmek istiyoruz. Ancak hiç kimse erken bir sonun olduğu bir durum görmek istememeli. Nihayetinde Hamas 7 Ekim’de meydana gelen vahşetleri yeniden bir araya getiriyor, silahlandırıyor ve işliyor” dedi.
Yeni Zelanda muhalefet lideri Chris Hipkins açıklamayı memnuniyetle karşıladı. Ancak “Yeni Zelanda’nın daha ileri gitmesi için hala nedenler var” dedi.
“Ateşkes yapmamız gerektiğini tartışmaya başlamadan önce ateşkesin ön koşullarının oluşmasını beklememiz gerektiğini düşünmüyorum. Bence bunu şimdi yapmalıyız.”
Yeni BM Kararı
Açıklamanın yayınlanmasının ardından, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun acil oturumunda Gazze’de insani ateşkes sağlanması ve tüm rehinelerin derhal ve koşulsuz serbest bırakılması yönünde oy kullanan Yeni Zelanda’ya, Avustralya ve Kanada da katıldı.
Bu hem Avustralya hem de Kanada için konum değişikliğini temsil ediyordu.
Üç ülke, kararın lehine oy kullanan 153 ülke arasında yer aldı; 10’u aleyhte oy kullandı ve 23’ü çekimser kaldı. Oylama bağlayıcı olmasa da uluslararası toplumun görüşlerinin bir ifadesi olarak görülüyor. İsrail’in askeri harekâtını azaltması yönündeki baskıyı artıracağı düşünülüyor.
Kanada uzun süredir önemli BM kararlarında İsrail’le birlikte oy veriyordu. Bu nedenle bu hareket, Kanada’nın yaklaşımını tersine çevirdiğini gösteriyor.
Avustralya, Ekim ayında benzer bir önerge için yapılan oylamada çekimser kalmıştı. 7 Ekim’deki saldırının faili olarak Hamas’tan bahsetmediği için kullanılan dilin ‘eksik’ olduğunu savunmuştu.
Avustralya’nın BM büyükelçisi James Larsen, bu son oylamayı Avustralya’nın tutumunun bir ‘evrimi’ olarak nitelendirdi.
ABD, son ateşkes kararına karşı oy kullanırken, İngiltere çekimser kaldı. Bu yaklaşımla İngiltere, Beş Göz ortakları arasında gerginlik yaşanması ihtimalini artırdı.
ABD Başkanı Joe Biden, İsrail Başbakanı Netanyahu’yu Uyardı
Bununla birlikte, ABD Başkanı Joe Biden son zamanlarda çatışma konusunda İsrail’e karşı daha sert bir duruş sergilemeye başladı. Benjamin Netanyahu’ya İsrail’in “ayrım gözetmeyen bombaladığı” için uluslararası desteği kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.
Başkan Biden, ülkenin sadık muhafazakâr liderlerinin mesajı tam olarak anlayıp anlamadığı konusundaki şüphelerini dile getirdi.
Biden geçtiğimiz günlerde yeniden seçim kampanyası için bir bağış toplama etkinliğinde konuştu. “‘İsrail’in vermesi gereken zor bir karar var. Bibi’nin vermesi gereken zor bir karar var” dedi.
Hatta Başbakan Netanyahu’nun hükümetini değiştirmesi gerektiğini öne sürecek kadar ileri gitti. “İsrail’deki hükümet bunu çok zorlaştırıyor” dedi.
Biden, İsrail’in sadece ABD’den değil, Avrupa Birliği’nden ve ‘dünyanın çoğundan’ da destek aldığına işaret etti. Ayrıca “ayrım gözetmeyen bombalamalarla bu desteği kaybetmeye başladıkları” konusunda İsrail’i uyardı.
Yazan: Rex Widerstrom, The Epoch Times Yeni Zelanda
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.