Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile ortak basın toplantısı düzenledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları şöyledir :
“Türk tarafı Kıbrıs’ta adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözümden yanadır. Bu yolda üzerine düşen iyi niyetli bir yaklaşımla hep adımlarını atmıştır. Ancak sadece Türk tarafının çaba göstermesi çözüm için kâfi değildir. Elli yılı aşkın süredir devam eden müzakerelerin her seferinde başarısız olmasının yegane nedeni Rum tarafının uzlaşmaz zihniyetidir. Rumlar gasp ettikleri devleti Kıbrıs Türk halkıyla paylaşmak istemiyorlar. Rum tarafı kendi yönetimleri altında adeta bir azınlık olarak görmek istedikleri Kıbrıs Türklerinin haklarını gasp etmeyi sürdürüyor. Kıbrıs’ta iki ayrı halk ve onların kurduğu iki ayrı devlet şu anda zaten vardır. Gelinen noktada müzakereleri münhasıran federasyon temelinde başlatmanın zaman kaybı olacağını düşünüyoruz. Türkiye’nin Kıbrıs’ta adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm bulmasına yönelik isteği bakidir. Doğu Akdeniz’de kendi kıta sahanlığımızdaki haklarımızı koruduğumuz gibi adanın ortak sahibi Kıbrıs Türk halkının meşru hak ve menfaatlerini de sürdürüyoruz. Doğu Akdeniz’deki mevcut durumun müsebbibi 2003 yılından bu yana uyarılarımızı dinlemeyen, yapıcı önerilerimizi dikkate almayan Rum-Yunan ikilisidir. Bu oyun artık bozulmuştur. Bölgede Türkiye’yi ve Kıbrıs Türklerini hesaba katmayan hiçbir girişim başarılı olmayacaktır. İş birliğinin güçlendirilmesi için atılacak adımları konuştuk. Amacımız Kıbrıs Türk halkının hayat standardını yükseltmek ve geleceğe daha iyi bakmasını sağlamaktır. Kıbrıs Türkü, Türkiye’yi her daim yanında bulacaktır. İnşallah tüm güçleri bugüne kadar olduğu gibi el birliğiyle aşacak, daha da güzel günlere birlikte ilerleyeceğiz.
15 Kasım Kuzey Kıbrıs’ta bir ziyaretimiz olacak. Bu ziyaretle beraber hem o gün o törenlere katılalım, aynı zamanda bu acil durum hastanesinin açılışını yapalım. Bu açılışla beraber iade-i ziyaretimizi yerine getirmiş olalım. Hepsini bir arada gerçekleştirmiş olalım. Bu vesiyle bir şeyi daha gündeme getirmekte fayda var. Sayın Çavuşoğlu diyor ki Kapalı Maraş’ta bir piknik yapabiliriz. Mani bir şey var mı sayın Cumhurbaşkanım? Kapılar açıldı, orada yolları bu noktada da açmış olalım ki Kıbrıs’taki kardeşlerimiz de bundan sonraki sürece yönelik atılacak adımları bizzat görmüş olsunlar.”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın açıklamaları ise şöyledir :
“KKTC Cumhurbaşkanı seçildikten sonra davetiniz üzere Ankara’da bulunmaktan, iki kardeş devletin ortak konularını ele almaktan son derece memnunum. Türkiye bizim kardeş vatanımız olmanın yanı sıra ana vatanımızdır. Türkiye 15 Temmuz 1974’te Kıbrıs Helen Cumhuriyeti’nin ilan edilmesinin ardından garantörlük hakkını kullanarak harekete geçseydi ne olurdu, düşünülmelidir. Sayın Cumhurbaşkanım, Türkiye ve KKTC, Kıbrıs konusunun adil ve kalıcı bir anlaşma sağlanması için pek çok kez üzerine düşeni yapmaya çalışmıştır. Rum tarafı hala 1974 öncesine geri dönmenin hayali içerisindedir. Türkiye’nin ortaya koyduğu 5’li konferans önerisi bize göre bir son şanstır. Doğu Akdeniz’deki gelişmelerin ele alınması için KKTC’nin de bir konferans toplaması önerisi bize göre son derece gerçekçi ve yapıcıdır. Hidrokarbonlar konusu Kıbrıs Rum tarafı için bir samimiyet testidir.”
Maraş’ın büyük bölümü zaten şu anda açık, 10 binlerce vatandaşımız yaşıyor orada. Oranın açılması bizden beklenendir, bize yakışandır. Aldığımız kararlarda sizlerin desteği bizim için oldukça önemlidir. Oradaki malların mal sahiplerine iade edildiği takdirde inkişaf veya devredebileceklerdir. TC’nin desteğiyle Doğu Akdeniz’in içinde bulunduğu zenginliklerin paylaşımında bir Kıbrıs Türkü olarak duyuyorum. Doğu Akdeniz’de statüsü yükselmiş bir devletimiz vardır, bu devletin adı KKTC’dir. İster kabul ederler, ister etmezler; Kıbrıs’ta yan yana yaşayan iki devlet vardır. Belki zamanında soykırımdan geçirilmiş Kıbrıs Cumhuriyeti fakat direnebilmiş. Bir destan yazmış. Benim Cumhurbaşkanı seçilmemle eğer böyle bir onay alınmışsa demek ki bu onay görüyor. Kıbrıslı Rumlar Kıbrıs’ın değişim şartlarına bağlı olarak onlar da aynı noktada değillerdir. Kıbrıs’ın Rum tarafında da buna inanan yok. Ama illa bunu oyalamak için alışılmış bir süreç devam etmektedir. Kıbrıs, eski Kıbrıs değildir. Doğu Akdeniz, eski Doğu Akdeniz değildir. Doğu Akdeniz’i KKTC’nin daha da sahiplenmesi gerekmektedir. Ulusal onurumuz, ulusal çıkarlarımız ve haliyle halklarımızın menfaati bu siyasetin devamından yanadır. Türkiye’ye de şu mesajı vermek istiyorum. KKTC halkıyla Türkiye halkları arasındaki kardeşlik duygularının en iyi noktaya gelebilmesi için var gücüyle çalışacağıma paylaşmak istiyorum.”
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.