İmamoğlu, ATİAD Üyeleriyle Bir Araya Geldi

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Almanya’nın Düsseldorf kentinde, Avrupa Türk İş İnsanları ve Sanayicileri Derneği üyeleriyle bir araya geldi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Almanya’nın Düsseldorf kentinde, Avrupa Türk İş İnsanları ve Sanayicileri Derneği (ATİAD) üyeleriyle bir araya geldi. Bir Türk girişimcinin restoranında gerçekleştirilen toplantıda, sırasıyla; ATİAD Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Sarıyar, Türkiye Cumhuriyeti Düsseldorf Başkonsolosu Ali İhsan İzbul ve İmamoğlu birer konuşma yaptı.

“Beyin göçünün üzücü ve guru verici tarafları var”
Türkiye’den dünyanın farklı ülkelerine yaşanan beyin göçüyle ilgili görüşlerini paylaşan İmamoğlu, “Bu beyin göçünün bizi üzen tarafı var. Şöyle üzüyor aslında. Eğer hak ettiği değeri bulamadığı ya da hak ettiği bir biçimde kendini gösterecek ortamı yakalayamadığı bir şekilde ülkeyi terk eden bir beyin göçü var ise, bu bizi mutsuz eder. Ve şu anda yoğun bir biçimde böyle bir dönemi yaşayan durumdayız” ifadelerini kullandı. “Ama Türkiye’den bizim insanlarımız, milletimiz yurt dışına gitmeyecek diye bir kaide olmaz, olamaz” diyen İmamoğlu, “Kaldı ki buna ihtiyacımız da var. Böylesi göçler olur ve ‘ülkemizin diasporası’ diye tarifleyeceğimiz, ülkemizin marifetli insanlarının başka ülkelerde başarılar elde etmesi ama iş dünyası olarak ama bilim dünyası ama akademik dünya kavramıyla ama kültürde, sanatta, sporda başarı elde etmesi elbette bizi hem gururlandırır hem de globalleşen bir dünyada bizleri son derece mutlu eder” şeklinde konuştu.

“Bu fırsatı nasıl değerlendirebiliriz..?”
Dünya üzerinde yaşanan savaşlar ve çatışmalı ortamalar nedeniyle düzensiz bir mülteci akınının da yaşandığına dikkat çeken İmamoğlu, Türkiye’nin yaşanan bu olumsuz durumdan en fazla etkilenen ülkelerin başında geldiğinin altını çizdi. Türkiye’den Almanya’ya yaşanan göçle bugünkü mülteci sorununun aynı kapsamda değerlendirilemeyeceğine vurgu yapan İmamoğlu, “Bu bağlamda, ülkemizin bu sorununa hem temas ederken hem de sizlerin göç hikayesinin ne denli başarılara evrildiğini de bir iş dünyası anında burada görmekten son derece mutluyum” dedi. Kendi ailesinde benzer hikayeler olduğunu aktaran İmamoğlu, yaşanan sürecin Türkiye ve Almanya arasındaki ticari ilişkilere de olumlu yansımalarının olduğuna dikkat çekti. İki ülke arasındaki ticari ilişkilere ve ithalat-ihracatla ilgili özet bilgilere de konuşmasında yer veren İmamoğlu, “Bugün özellikle bütün dünyada, küresel bir ekonomik sıkıntı var. Ancak tabii bu anlamda zorlukları konuştuğumuz kadar, bu durumun fırsatları da doğurabileceğini, iş dünyası temsilcileri olarak sizler çok iyi biliyorsunuz. Bu anlamda biz bu fırsatı nasıl değerlendirebiliriz ve ülkemizin ticaretini nasıl daha fazla yukarıya tırmandırabiliriz; bunu önemsiyoruz. Bu anlamda çalışmalarımızı yürütüyoruz” diye konuştu.

ALMANYA’nın beklentilerine baktığımızda…”
İBB’nin hem bütçe olarak hem çalışan insan sayısı olarak Türkiye’nin çok önemli kamu kurumlarından biri olduğunu belirten İmamoğlu, özetle şunları söyledi:
“Bir başka boyutu; bu çağ, artık şehirlerin çağı. Dolayısıyla İstanbul, küresel eksende de önemli bir şehir. Ülkemizin en önemli şehri. Lokomotif olan bu şehrimizin attığı her adımın, ülkemize fayda sağlaması konusunda özenli davranışlarda bulunuyoruz. Bu anlamda hem İstanbul ölçeğinde yaptıklarımızın hem dünya ölçeğinde kurduğumuz ilişkilerin, ülkemizin ekonomisine katkı sunmasını son derece önemseyen bir boyuttayız. Tabii bu anlamda, Türk-Alman iş dünyasına dönük güçlü yanlarından faydalanabilecek ortamların var olması adına da İstanbul olarak sorumluluk almaya hazır olduğumuzu belirtmek istiyorum. Almanya’nın beklentilerine baktığımızda; inovasyon, teknoloji transferi ve sürdürülebilirlik gibi alanlarda ortak projelerin çok öne çıkabileceğini görüyoruz. İki ülke arasında potansiyeli daha da geliştirmek için, her alanda birlikte çalışmalıyız.”

“İSTANBUL’da iş dünyasıyla ilişkileri başka bir seviyeye taşıdık”
“İstanbul’da özellikle geçtiğimiz 5 yılda, iş dünyasıyla ilişkileri resmi boyutuyla ama aynı zamanda dinamik boyutuyla da başka bir seviyeye taşıdık. Yakın ve katılımcı bir ilişki sürdürüyoruz. İstanbul’un her konusunu iş dünyasıyla paylaşan mekanizmalarımız var. Sadece kurumumuzun yöneticilerinden bahsetmiyorum. Bu anlamda İstanbul Planlama Ajansı’nı (İPA), İstanbul’umuz adına iş birliği noktasında önemli bir kurum olarak oluşturduk. Çok etkin, ses getiren, dünya ölçeğinde de kentlerle ilişki kuran olağanüstü bir kurum haline gelmiştir İPA. Yine bu kurumumuzun içerisinde kurduğumuz Sanayi ve Ticaret Platformu, özellikle İstanbul’da sanayi ve ticari faaliyetler gösteren kurum ve kuruluşlarla, onların üst çatılarıyla, organize sanayi bölgeleriyle, iş dünyası dernekleriyle, yapılarıyla çok etkin bir ilişkiyle her derdine, her sorununa muhatap olan ve onunla iş birliği içerisinde çözüm üretme gayreti içerisinde olan bir yapıyı kurduk. Yerel yönetimle iş dünyasını birlikte hareket edebilir hale getirdik. Ülkemizde yaşanan ekonomik krizin ve özellikle maalesef coğrafyamızın yakın çevresinde yaşanan savaşların, iklim krizinin yaşattığı birtakım sorunların farkında olan bir yönetimiz. AB standartlarına ulaşma konusunda etkin gayreti gösteren bir belediyeyiz.”

“AVRUPA BİRLİĞİ yolculuğu, TÜRKİYE için önemli bir konudur”
“Avrupa Birliği yolculuğu, Türkiye için önemli bir konudur. On yıllarca mücadelesinin verildiğini, belki de en yakın, en sıkı şekliyle takip eden heyet, sizlersiniz. Ama arzu ettiğimiz seviyeye gelmemiştir. Ben, iki boyutuyla bu süreci önemsiyorum. Özellikle AB ilişkilerinin devam edebilmesi ve sürdürülebilir hale getirilmesi, üyelik sürecinin uğramış olduğu sıkıntıya rağmen, AB’nin ortaya koyduğu bir kısım kriterlerin ülkemiz faydasına, lehine kullanılması ve bu konuda atılacak adımların ülke insanının mutluluğu açısından önemli olduğunu düşünenlerdenim. Bu kapsamda ilişkilerin normalleşmesi ve diyaloğun mutlaka seviyeli ve saygın bir biçimde ilerlemesi konusunda adımların atılmasını, Türkiye’miz adına önemsiyorum. Tabii bu yönüyle, özellikle merkezi yönetim tarafından alınacak önemli kararlar şart. İstihdamın dönüşümü, yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm; bizim anahtar kelimelerimiz olmalı. Zira bunlar olmadığı takdirde Avrupa Birliği’yle, Avrupa Birliği ülkeleri ve oradaki kurum ve kuruluşlarla ilişki yönetme şansımızın kalmayacağını hepimiz biliyoruz.”

“İBB, lokomotif ve etkili bir kurum”
“İstanbul’un bir deprem kenti olduğu kabulüyle yola çıkarak, özellikle İstanbul’umuzu dayanıklı bir şehir haline getirme hususunda da güçlü bir ekonomi büyüme içinde olmak zorunluluğumuz var. Bu anlam İstanbul’umuzun her türlü riske karşı dayanıklı hale gelmesi konusunda da önemli adımlar atmamız gerektiğini biliyoruz. Hem yerel yönetim olarak üzerimize düşenler var hem merkezi idaremizden beklentilerimiz var. Bu anlamda biz, ilerleyen zaman diliminde, dediğim bu boyutlarıyla her konuyu ele alan bir kent yönetimi olarak yurt içindeki birtakım hususları takip ederken, bir başka boyutuyla Türkiye-Almanya ekonomik ilişkilerinin daha da ilerleyebilmesi, AB kurumlarıyla uyum ve entegrasyonun güçlü bir yol haritası ve Gümrük Birliği’nin güncellenebilmesinin önemli olduğunu düşünüyor ve bu konularda da İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni lokomotif ve etkili bir kurum olarak görüyoruz.”

“Kendimizi ve İBB’yi bir nefer gördüğümüzü sizlerle paylaşmak isterim”
“İBB, bu ve buna benzer toplantıların bir parçası olacak ve sizlerle birlikte düşünmeye, sizlerle iş birliği kurmaya, sadece Almanya için değil tabii, Avrupa’nın bütün ülkeleriyle bu anlamda etkili bir süreci yöneteceğini sizlerle paylaşmak isterim. Birlikte çalışarak, karşılıklı yarar sağlayacak projeleri hayata geçirerek, ülkemizin her yerde, dünyanın her noktasında en üstün şekliyle, en yakışan şekliyle, bilimin ışığında, aklın ışığında ve asla o yolculuktan sapmadan ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin evrensel değerlerle yan yana, gururla tuttuğumuz ilkelerinden de sapmadan, güçlü bir yol yürümesini sağlamak konusunda kendimizi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni bir nefer gördüğümüzü sizlerle paylaşmak isterim. Sizlerin başarısı, bizi, Türkiye’de mutlu eder. Başı dik insanlarımız olmanızı hep istiyoruz ve isteriz. Elbette ana vatanımız Türkiye’miz, hepimizin gözünün nuru, hayatının yaşam kaynağı. Bunu biliyoruz. Ama dünya insanı olmak, dünyanın her yerinde hak ettiği bir biçimde, ülkesini ve milletini temsil edebilmek de ayrı bir gurur vesilesi. Bu bağlamda hayatımız boyunca bu gururu hisseden insanlar olmanızı diliyorum. Elbette bizler de sizlerle gurur duyuyoruz. Yolunuz açık olsun. Başarılarınız daim olsun.”

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.