Gençliği Korumak Geleceği Korumaktır
Geleceğe umutla bakabilmenin en temel dayanağı, sağlıklı, mutlu ve bilinçli bir gençliktir. Çünkü gençlik yalnızca bir bireyin değil, bir ülkenin de kaderini belirler. Bugünün çocukları ve gençleri, yarının doktoru, öğretmeni, sanatçısı, bilim insanı ya da yöneticisi olacaktır. Onların hangi koşullarda büyüdüğü, nasıl bir bakış açısına sahip olduğu, hangi değerlerle yetiştiği, bir ülkenin yarınlarını doğrudan belirler. Bu nedenle gençliği korumak yalnızca ailelerin değil, tüm toplumun, devletin ve kurumların ortak sorumluluğudur.
Ne yazık ki bu sorumluluğu gerektiği gibi yerine getirmediğimizde, gençlerimizi tehlikelere açık hâle bırakıyoruz. En acı örneğini, geçtiğimiz günlerde Mersin’de hayatı elinden alınan genç kızımız Hiranur üzerinden yaşadık. Onun kaybı, sadece bir ailenin yüreğine düşen kor değil; tüm toplumun vicdanına düşmüş kara bir lekedir. Bu elim olay bize, gençliğin korunmasının hayati bir sorumluluk olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.
Yanlış Yönlendirmelerin Bedeli
Türkiye’de ve gelişmekte olan ülkelerde her yıl binlerce genç, yanlış yönlendirmeler, sahte özgürlük vaatleri ve yozlaşmış toplumsal değerler nedeniyle hayatını kaybediyor. Özellikle din baskısı, aile içi iletişimsizlik, eğitimdeki yetersizlikler ve ekonomik sorunlar, gençlerin ruh dünyasını olumsuz etkiliyor. Ergenlikten genç yetişkinliğe geçişte karşılaşılan sorunlar, gençler sağlıklı rehberlik alamadıklarında daha da büyüyor.
Sosyal medyanın ve dijital dünyanın kontrolsüz etkileri de gençleri sahte hayatlara, gerçek dışı ideallere sürüklüyor. Sahip olduklarını değersiz, ulaşamadıklarını ise tek hedef haline getiren bu yanılsama; gençlerde mutsuzluk, umutsuzluk ve çaresizlik doğuruyor. Toplumsal değer erozyonu ise onları kötü niyetli kişi ve grupların tuzağına açık hâle getiriyor.
Aile ve Toplumun Rolü
Gençliği korumanın ilk adımı, güçlü ve sağlıklı aile bağlarını kurmaktan geçer. Aile, gencin ilk eğitim yuvasıdır. Sevgi, saygı, güven ve hoşgörüyle büyüyen çocuk, dış dünyanın cazip ama tehlikeli tuzaklarına karşı daha dirençli olur. Ancak ailelerin tek başına sorumluluk üstlenmesi yetmez. Toplumun bütün kurumları; okullar, sivil toplum kuruluşları, medya ve devlet, gençlerin yanında olmalıdır.
Eğitim sistemimiz, yalnızca akademik başarıya odaklanmamalı; aynı zamanda ahlaki değerleri, vicdani sorumlulukları ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarını da çocuklara kazandırmalıdır. Spor, sanat ve kültürel faaliyetler gençlerin hem ruhsal hem de bedensel gelişiminde en az ders kitapları kadar önemlidir.
Sağlıklı Yaşam, Sağlam Gelecek
Sağlık, yalnızca bedensel değil; zihinsel ve duygusal bütünlüğün de korunmasıyla mümkündür. Bu noktada gençlere yönelik psikolojik danışmanlık hizmetleri, bilinçlendirme çalışmaları ve bağımlılıkla mücadele programları büyük önem taşır. Uyuşturucu, alkol, şiddet ve erken yaşta kötü alışkanlıkların önüne geçmek, ancak gençlerin ihtiyaçlarını anlayarak ve onlara güvenli alanlar yaratarak mümkündür. Ülkemizin her bölgesinde gençlerin katılabileceği ücretsiz spor alanları, kütüphaneler, kültür merkezleri ve atölyeler olmalıdır. Gencin enerjisini üretken bir şekilde harcayabileceği, kendini geliştirebileceği alanlar yaratıldığında, hem birey hem toplum kazanır.
Geleceği Kaybetmemek İçin
Bir ülke, gençliğini kaybettiğinde aslında geleceğini kaybeder. Ahlaki değerlerin zayıfladığı, vicdanın ikinci plana atıldığı, gençlerin umutsuzluk içinde büyüdüğü bir toplumun yarınları parlak olamaz. Bu nedenle çocukların ve gençlerin mutlu, umutlu ve sağlıklı bir yaşam görüşüne sahip olmaları için gereken tüm koşulları oluşturmak zorundayız.
Hiranur gibi gencecik fidanların toprağa düşmemesi için, toplumun her kesimi elini taşın altına koymalıdır. Aileden başlayarak okullara, devlet politikalarından sivil toplum çalışmalarına kadar geniş bir çerçevede, gençleri koruyacak ve destekleyecek bir sistem kurulmalıdır. Unutmayalım ki, gençliği ihmal eden toplumlar, yarınlarını karanlığa terk eder. Sağlıklı, bilinçli ve güçlü bir gençlik ise, ülkemizi aydınlık yarınlara taşıyacak en büyük güvencemizdir.
“Sağlıklı Gençlik, Güçlü Yarın Demektir.”
Evet Şerife Hanım geleceğimizin teminatı olan çocuklarımız önemli.