Teknofest ve Dip Dalga Etkisi
“Hayat gaye güder.”
Bu yılki Teknofest etkinliği de son buldu. İstanbul’da yapılan sonuncu Teknofest her zamanki gibi ilgi ve coşku eşliğinde geçti. Yıllardır hiçbir Teknofest etkinliğine kayıtsız kalamıyorum. Adana’da düzenlenen organizasyona Mersin’den iki kez giderek gözlemlerimi aktarma imkanı buldum.
Teknofest İstanbul’u medya üzerinden yakından takip ettim. İnanın Teknofest’in verdiği heyecan bende sürekli yazı yazma isteği doğuruyor. Çünkü orada gençlik var, gelecek var. Türkiye bu tür organizasyonlara hep hasretti. Gençleri harekete geçirmek, onlara hedefler koymak ve destek çıkmak o kadar önemli ki.
Teknoloji tüketen bir toplum olmaktan çıkmak ancak gençleri, bu şekilde mobilize etmekten, desteklemekten geçer. ‘Dip dalga’ olayı birçok toplumsal konuda örnek gösterilir. Dip dalga, aşağıdan toplumun derinliklerinden gelen duygu, istek selidir bana göre. Dip dalgayı yakalamak, hissetmek güzel ve gereklidir.
İşte Teknofest etkinlikleri gençlerde var olan o dip dalgayı yakalamıştır. Bu, gelecek için büyük potansiyel ve umuttur.
2018 yılından bu tarafa düzenlenen gençlik organizasyonu Teknofest, dünya çapında tanınırlığa ve meraka imza atmıştır. Öyle ki yurtdışından ortak Teknofestler düzenleme istekleri gelmektedir. Bu yıl 100’e yakın ülkeden gençlerin katılması, ilginin geldiği seviyeyi göstermesi açısından önemlidir. Festival uluslararası bir marka olma yolunda hızla ilerlemektedir…
Festivalin yarattığı dip dalga, gelişen savunma sanayinin fikri ihtiyaçları için ve çalışan talepleri için bir fırsattır. Savunma sanayi firmaları festivallere katılan gençlerle, yarışmacı takımlarla irtibata geçerek, gelecek projeksiyonlarına katkı sağlamaktadırlar.
Festivalin ana amacı, düzenlenen yarışmalarla yeni fikirlere, buluşlara ulaşmaktır. Gençlere teknolojiyi sevdirmek, onlara bir gelecek projeksiyonu sunmaktır. Bu vesile ile Teknofest İstanbul’da 64 ayrı branşta 550 bin takım ile 1 milyon 200 bin yarışmacı, katılım sağlayarak yeni bir festival rekoruna imza atmışlardır. Ziyaretçi sayısı da 1 milyon 30 bindir. Demek ki yarışmacı sayısı ziyaretçi sayısını geçmiştir.
2018 yılında ilk yıldaki yarışmalara 14 branşta, 20 bin yarışmacı ancak katılmış iken, bugünkü rakamlar oldukça gurur veren, umut saçan sayılardır ve dünyada başka bir örneği yoktur.
Yarışmalarda geliştirilen teknolojilerin, fikri mülkiyet haklarının güvence altına alınması, ayrıca güven veren bir unsurdur.
22 yıl önce ülkede sadece 93 bin fikri mülkiyet portföyü var iken, bugün bu sayı 2 milyon fikri mülkiyet portföyüne ulaşmıştır. Patent başvuru sayıları da büyük oranda artmıştır. Geçen yılki patent başvurusu 10 bin adete ulaşmıştır.
Teknoloji sektörünün olmazsa olmazları arasında AR-GE araştırma geliştirme merkezleri gelmektedir. Teknoparklarla birlikte bu bir ekosistem oluşturmaktadır. Türkiye Teknopark sayısını 2’den 113’e çıkartmıştır. AR-GE yapan işletme sayısı da 56’dan, 11 bin 500 şirket sayısına çıkmıştır. O alandaki çalışan sayısı da 29 binden, 292 bine yükselmiştir.
Tüm bu etkinlikler ve rakamlar büyük bir hedef içindir. O da Türkiye’yi teknoloji üreten, dünyada söz sahibi ülke konumuna yükseltme ülküsüdür.