
Avrupa Parlamentosu, 13 Kasım’da sınırötesi baskılara karşı önlem alınması gerektiğini belirten bir raporu kabul etti. Rapor, AB Komisyonu ve üye devletlerin otoriter rejimlerin AB’de siyasi kontrol sağlama çabalarını engellemesi gerektiğini vurguluyor. Çin komünist rejimi en kötü suçlu olarak tanımlanırken, onu Türkiye, Tacikistan ve Rusya takip ediyor. Bu gibi ülkelerin devlet destekli, sınır ötesi baskıları giderek artan bir tehdit oluşturuyor. Bu baskılar arasında fiziksel şiddet, izinsiz takip ve yasal baskılar da yer alıyor. Ayrıca, karalama kampanyaları, kaçırmalar, zorla geri gönderme ve öldürme gibi yöntemler kullanılıyor. Bu tür baskılar, insan hakları savunucuları ve muhalifler için büyük bir risk oluşturuyor.
Otoriter rejimler, hedeflerine baskı yapmak için konsolosluk hizmetlerini ve Interpol’ün kırmızı bülten sistemini kullanıyorlar. Dijital alanda ise yapay zeka, casus yazılım, hacking ve hedef gösterme gibi teknolojilerle insan hakları savunucularını izliyorlar. Bu şekilde gazeteciler, avukatlar ve ülkeleri dışında yaşayan insan hakları savunucuları hedef alınıyor. Sonuç olarak, bu bireylerin güvenliği ciddi şekilde tehdit altına giriyor.
Sınır Ötesi Baskıların %80’i, 10 Rejim Tarafından Yapılıyor
Rapora göre, son on yılda bilinen tüm sınır ötesi baskıların %80’i yalnızca 10 rejim tarafından gerçekleştirildi. Bu rejimler arasında Çin, Türkiye, Tacikistan ve Rusya en büyük suçlular olarak öne çıkıyor. Avrupa Parlamentosu, bu durumu engellemek amacıyla sistematik bir strateji geliştirilmesini öneriyor. Ayrıca, AB’nin insan hakları ihlali yapan ülkelerle yaptığı anlaşmalara insan hakları ihlalleriyle mücadeleye yönelik maddeler eklemesi gerektiği belirtiliyor.
Avrupa Parlamentosu, dijital sınır ötesi baskıların önlenmesi için teknoloji şirketlerini sorumlu tutmayı planlıyor. Ayrıca, insan hakları savunucuları ve risk altındaki bireyler için etkin başvuru mekanizmalarının kurulması gerektiğini vurguluyor. Parlamento, teknoloji şirketlerinin faaliyetlerinin sıkı denetlenmesini istiyor. Ayrıca, insan hakları ihlali yapan ülkelere casus yazılım ihracatının yasaklanmasını öneriyor. Bu adımlarla, dijital hakların korunmasını ve sınır ötesi baskıların engellenmesini hedefliyor. Bu sayede, insan hakları savunucuları daha güvende olacak ve ayrıca dijital ortamdaki hak ihlalleri önlenecek.
Bunların yanı sıra AB ülkelerinin, casus yazılım üreten firmalara karşı daha sıkı denetimler uygulaması bekleniyor. Bu önlem, yazılımların insan hakları ihlali yapan rejimlere satılmasını da engelleyecek. Böylece AB’nin küresel insan hakları savunuculuğundaki rolü daha güçlü hale gelecek.
Raporu hazırlayan Fransız milletvekili Chloé Ridel, Avrupa’nın özgürlük ve demokrasi mücadelesi veren insanlar için güvenli bir liman olmayı sürdürmesi gerektiğini söyledi. Ridel, AB’nin, özgürlük ve demokrasiye bağlılığını ve insan hakları savunucularını koruma sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğini belirtti.
Avrupa Parlamentosu’nun bu kararı, sınır ötesi baskılara karşı Avrupa’nın ortak bir tutum sergilemesi için önemli bir adım olarak kabul ediliyor. Bu gelişmeler, AB’nin hem iç hem de dış politika düzeyinde, insan hakları savunucularını korumaya yönelik atacağı adımlar için bir temel oluşturuyor. Bu adımlar, özellikle teknoloji şirketlerinin insan hakları ihlallerine karşı daha sorumlu davranmasını sağlayacak.
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.