Lübnan’da Hizbullah Yumuşak Darbe Yaptı Sünniler Ayaklandı
Lübnan’da Şii Hizbullah örgütünün desteklediği Sünni milyarder işadamı Necip Mikati’nin cumhurbaşkanından onay alarak başbakanlık koltuğuna oturması Sünnileri sokağa döktü. Hizbullah’ın yaptığı yumuşak darbe ile başbakanlık koltuğunu kaybeden Saad Hariri taraftarları başta başkent Beyrut ve Trablus kentleri olmak üzere pek çok kentte ‘öfke günü’ adı altında eylemler düzenliyor. Hariri ise halkı itidalli olmaya çağırdı. Hariri ayrıca “Eski müttefiklerimizden bazılarının büyük bir ihanetine uğradık, yapılanlar bir hükümet darbesi bir siyasi darbedir.” ifadelerini kullandı.
Göstericiler ülkenin kuzeyindeki Trablusşam kentinde lastik yakarak, yolları kapatarak ve Mikati’nin (55) posterlerini ateşe vererek kurulacak muhtemel hükümeti protesto ederken, kentte iş yerleri ve okullar kapandı. Kentteki gösterileri yayınlamak için bölgeye giden El Cezire televizyonuna ait canlı yayın aracı göstericiler tarafından ateşe verilirken, NBN televizyonu kameramanına da silahla ateş edildi.
Başkent Beyrut’ta da Sünnilerin yoğun olarak yaşadığı mahallelerde halk taşlarla ve çöp konteynerlerini ters çevirerek yolları kapattı. Lübnan ordusu gelişmeler üzerine alarm durumuna geçti.
Bazı göstericiler eylemleri Lübnan’ın intifadası olarak yorumlarken, kurulacak hükümetin İran ve Suriye yanlısı olacağını öne sürüyor.
Cumhurbaşkanı Mişel Süleyman Meclis Başkanı Nebih Berri ile görüştükten sonra Mikati’yi hükümeti kurmakla görevlendirdi. Mikati’nin iki gün içinde hükümet kurma çalışmalarına başlaması bekleniyor.
128 üyeli Lübnan parlamentosunda, 65 ve üstü oy olan kişi hükümeti kurabiliyor. Ancak ülkedeki 18 mezhepten temsilcilerin nüfuslarına göre yer aldıkları parlamentoda, milletvekillerinin o günkü çıkar ve hesaplarına göre yer değiştirmeleri nedeniyle çok hassas olan denge bozulabiliyor.
12 Ocak’ta Hizbullah mensubu bakanların çekilmesiyle Hariri hükümeti düşmüş, daha sonra da Hariri’nin safında yer alan Dürzi lider Velit Canbolat Hizbullah kampına geçmişti.
2009 yılında yapılan seçimlerde Hariri’nin başını çektiği 14 Mart Koalisyonu 60, Hizbullah liderliğindeki 8 Mart Koalisyonu ise 57 sandalyede kalmıştı. Canbolat ve destekçileri ise 11 üye kazanarak ülke siyasetinde kritik bir rol oynamaya başlamıştı.
2005 yılında öldürülen dönemin başbakanı Refik Hariri cinayetini soruşturan Uluslararası Özel Mahkeme’nin Hizbullah’ın cinayetin arkasında olduğunu ortaya koyacağına dair güçlü işaretlerin alınmasından sonra ülkede siyasi tansiyon hızla yükselmeye başlamıştı.
Hariri taraftarları, başka bir Sünni liderin başbakanlık için aday olması durumunda hain olarak damgalanacağını belirtiyor.
Milyarlarca dolarlık servetiyle Lübnan’ın en büyük işadamlarından olan Mikati’nin, gelecek baskılara ne kadar dayanacağı merak ediliyor. Mikati ısrarla Hizbullah yanlısı bir politikacı olmadığını belirtiyor.
2005 yılında da üç ay süreyle başbakanlık koltuğuna oturan Mikati, daha sonra yerini Fuat Sinyora’ya bırakmıştı. Özel Mahkeme ile işbirliği yapmayacak bir hükümet oluşturmak için Hariri’yi başbakanlık koltuğundan düşüren Hizbullah’ın taleplerinin Mikati tarafından nasıl yerine getirileceği de soru işaretleri oluşturuyor. Konuyla ilgili sorulara Mikati daha önce ‘taraflar arasında diyalog’ sözleriyle karşılık vermişti.
Lübnan’daki Sünni siyasetçiler arasında önde gelen isimlerden olan Mikati, 2009 yılındaki seçimlerde de Hariri’nin müttefiki olarak parlamentoya girmişti.
Ülkenin en büyük askeri gücü durumundaki Hizbullah’ın hükümeti de kontrolü alması, özellikle Sünniler arasında büyük bir endişe meydana getiriyor. Sünniler bu şekilde Suriye ve İran’ın ülkenin kaderi üzerinde söz sahibi olacağını öne sürüyor.