Bağdat’a Kamera Arkasından Bakmak
İSTANBUL– Irak’ta uzun yıllar süren savaşa kamerasıyla tanıklık eden Mücahit Akagündüz, yaşadıklarını kaleme aldı. Savaşın en kanlı günlerinde birçok olaya şahit olan Akagündüz, “Benim çektiğim ve sizin izlediğiniz o can yakıcı görüntüler Bağdat’ı anlatmaya yetmez.” diyerek anılarını ‘Direnişçi’ isimli kitapta topladı. Kaynak Yayınları’ndan çıkan ‘Direnişçi’, Mücahit Akagündüz’ün ABD işgalindeki Irak’ta kaldığı 6 aylık zaman diliminde yaşadığı olayları, Iraklıların çektiği çileleri anlatıyor. Bağdat’a kamera arkasından bakmanın ne anlam ifade ettiğini kaleme aldığını belirten Akagündüz, “Bağdat, patlayan bombalardan ibaret değildir yalnızca, yanan arabalardan ve ağlayan kadınlardan… Onların hepsi ve daha ötesidir. Siz televizyonun başından kalkıp mutfağa gidersiniz, kameraman o virane sokakta kalmaya devam eder. Yakınını kaybeden adamı teselli eder, bir direnişçinin sunduğu çayı içer ve bazen bir kaldırımın kenarına oturup çaresizce bekler. Civardan bir Bağdatlı gelsin, ‘üzülme kardeş, hepsi geçecek, güzel günler göreceğiz.’ desin. Kameraman da bir insandır nihayetinde, makinenin ardındaki göz değil.” diyerek duygularını ifade ediyor. “Bu kitabı okurken mazlum Iraklıların evine konuk olacaksınız.” diyen Akagündüz, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Yanınızda arabalar patlayacak, başınıza havanlar yağacak. Aç kalacaksınız, çaresiz kalacaksınız. Eviniz yanacak, yakınlarınız kaybolacak. Sonra birden, sanki bir savaş ülkesinde değilmişsiniz gibi neşeli bir gün doğacak. Güneşi görmek hiç bu kadar sevindiremezdi sizi. Sevinç mi? Yaşadığınız için sevinememek neymiş onu da Bağdat söylesin.”