Mersin Çalıştayında Suriyelilerin Arafta Olduğu Ortaya Çıktı
Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen “Mersin’den Türkiye’ye Suriyeliler Sorunu” çalıştayında Suriyeli göçmenler sorunu masaya yatırıldı. Çalıştay’da Türkiye’nin, taraf olduğu anlaşmalar yüzünden Suriyelileri mülteci olarak kabul edemediği ve Suiyeliler’in Mersin’de, arafta kalmış gibi sıkışıp kaldıkları en belirgin sonuç olarak ortaya çıktı.
Ev sahipliğini Mersin Büyükşehir Belediyesinin yaptığı Mersin’den Türkiye’ye Suriyeliler Sorunu Çalıştayı’nda Mersin’de barınan resmi rakamlara göre 132.462, gayri resmi rakamlara göre 320.000 Suriyeli mültecinin durumu masaya yatırıldı. MBB Stratejik Daire Başkanlığı ile Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığının ortak çalışması olan çalıştayın sabahki ilk oturumu MBB Başkanı Burhanettin Kocamazı’ın açılış konuşması ile başladı. Başkan Kocamaz’ın konuşmasının ardından Gazi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Porf. Dr. Kemal Görmez ”Mersin’den Türkiye’ye Suriyeliler” araştırmasının sunumunu gerçekleştirdi. Sunumun ardından Mersin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden Doç. Dr. Ulaş Bayraktar’ın yönettiği panele geçildi. Panele Çağ Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Eduardo Chemin, Sosyal Suriye Topluluğu Başkanı Muhammed Zai, İltica ve Göç Araştırmaları Merkez Başkanı Metin Çorabatır panelist olarak katıldılar.
Çalıştayın öğleden sonraki oturumunda ise Suriyelilerin problemleri Yerleşme ve Barınma, Güvenlik, Çalışma Koşulları, Kültürel Yapı, Sağlık ve Eğitim başlıkları altında tartışıldı.
Mersinliler istemiyor ama Suriyeliler kalıcı
Çalıştayda Prof. Dr. Kemal Görmez, Mersin Büyükşehir Belediyesi Stratejik Geliştirme Dairesi Başkanlığı ortaklığıyla kentte 27-Eylül 3 Ekim 2015 tarihleri arasında hem 1050 kişilik Mersinli hem de bin kişilik Suriyeli ile yüz yüze görüşme yöntemiyle yaptıkları iki ayrı araştırmanın sonuçlarını aktardı.
Görmez araştırma sonuçlarından Mersinlilerin yaklaşık %60’lık blok bir kesiminin Suriyelilere karşı bir karşıtlık içerisindeyken %30’unun, “Eh olabilir!” şeklinde bir yaklaşım içerisinde olduğunu söyledi. Mersinlilerin Suriyelilere yardımda bulunma oranının da düşük olduğunu söyleyen Görmez bunun Suriyelilere olan tepkiden dolayı olduğunu düşündüğünü söyledi.
Görmez, Suriyelilere sorulan ülkenizde savaş biterse geri dönmek ister misiniz sorusuna verilen evet cevabının %32 olmasından çıkarılabilecek sonucun Suriyelilerin Mersinliler istese de istemese de kalıcı olduğu sonucu olduğunu ifade etti.
Mersin bir ev mi yoksa geçiş güzergahı mı?
Daha önce zorunlu göç ve iltica konuları hakkında çeşitli çalışmalar yapmış olan Çağ Üniversitesi öğretim görevlisi Yrd. Doç. Dr. Eduardo Chemin, Mersinlilerin ve Suriyelilerin birbirlerini nasıl gördükleri hakkındaki misafir ve ev sahibi ilişkileri üzerine Kasım 2014-Şubat 2015 arasında . 1062 katılımcı ile Mersin, Adana ve Tarsus’ta gerçekleştirdikleri araştırmanın sonuçlarını paylaştı.
Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliği ve Uluslararası Af Örgütü rakamlarına göre Türkiye’de 2 ila 2.2 milyon mülteci bulunduğunu ifade eden Chemin. Türkiye’nin taraf olduğu BM mülteci koduna göre yalnızca Avrupalıların mülteci olarak kabul edildiğini bu yüzden Avrupa’dan gelenler dışındakilerin misafir statüsünde olduklarını ve sürekli oturum ya da çalışma izni alamadıklarını belirtti. Araştırma sonuçlarının Suriyelilerin eğitim düzeyinin Türk vatandaşlarından daha yüksek olduğunu da gösterdiğini söyleyen Chemin görüştükleri kişilerin büyük çoğunluğunun üniversite. master ya da doktora veya yüksek okul mezunu olduğunu, İngilizce konuşma oranlarının da daha yüksek olduğunu ve eğitimde cinsiyet dağılımı anlamında da Türkiye’deki durumdan daha iyi durumda olduklarını söyledi. Gelir dağılımı olarak çoğunluğunun zengin ya da kendilerini geçindirebilen kişiler olduklarını ifade etti.
Chemin, araştırma sonuçlarının Türklerin, Suriyelileri geçici ya da Türkiye üzerinden geçmekte olan bir nüfus olarak gördüğünü ortaya koyduğunu söyledi. Genellikle Suriyelilerin suça eğilimli insanlar olarak görüldüğünü bu yüzden Türk vatandaşların Suriyeliler ile ilişki kurmaktan kaçındığını ifade etti. “Onları güvenilmez ve itimat edilmez olarak görmektedirler. Ekonomik ve sosyal bir yük olarak algılamaktadırlar. Çalışma konusunda ise ikiye bölünmüş durumdalar, yarısı çalışmalarına izin verilsin yarısı da verilmesin diyor. Mersinliler Suriyelileri aynı zamanda kültürel olarak da yakın görmüyorlar. Suriyelilerin Türkçe öğrenmeleri gerektiğini söylüyorlar.” dedi.
Chemin Suriyeliler tarafından bakıldığında ise; “Suriyeliler ise iş pazarında yüksek düzeyde bir ayrım hissediyorlar. Kişisel gelişim konusunda fırsat eşitsizliği olduğunu düşünüyorlar. Kültürel olarak kendilerini Türklere yakın hissediyorlar. Yerel kişiler tarafından %70’i hoş karşılandıklarını hissediyorlar. Minnettarlar. Temel hizmetlerden memnunlar ama merkezi hukümetin kendilerine yeteri kadar yardımcı olmadıklarını ve bu hizmetlerin Suriye devlerinin girişimleri ile gerçekleştiğini düşünüyorlar. %70’i Avrupa’ya gitmek istiyor. %76’sı ise bireysel olarak bir ayrımcılık hissetmese de sosyal anlamda bir damgalanmışlık hissediyorlar. Bu da genellikle toplum içerisinde Arapça konuşmalarından kaynaklanıyor.” dedi.
Suriyelilerin Araf psikolojisi
Chemin, savaştan kaçıp gelen Suriyelilerin genellikle ağır durumlar ile karşı karşıya gelmiş ve bu yüzden de ciddi travmalar yaşamış insanlar olduklarını ve bu yaşadıkları ağır acıların yükü ile ciddi psikolojik travmalar içerisinde Türkiye’ye geldiklerini ifade etti. Bu travma ile yabancı bir yerde kendilerini güvende hissetmediklerini ve karşıdakilerin dost mu düşman mı olduklarına karar veremedikleri ve ülkedeki gelecekleri hakkında net bir resim olmadığı için yaşadıkları güvensizlik duygularından ötürü Avrupa’ya gitmek istediklerini söyledi. Bu durumun da hepimizin televizyonda karşılaştığımız istenmeyen olayları yarattığını ifade etti. Yaşanan ölümler yanında Macaristan ve Bulgaristan üzerinden Avrupa’ya ulaşmak istediklerini fakat bu ülkelerin duvarları ve AB’liğindeki çok sıkı mülteci hakları yüzünden de burada sıkışıp kaldıklarını belirtti. Suriyelilerin bu durum yüzünden burada kalıcı hale gelebileceğini ve bu durumu devletin düzeltmesinin beklemenin pek gerçekçi olmayacağını ve yerelde sivil ve özel inisiyatiflerin girişimleri ile çözülmesi gerektiğine inandığını söyledi.
İltica ve Göç Araştırmaları Merkez Başkanı Metin Çorabatır da Türkiye’nin Cenevre Sözleşmesi’ne taraf olmasından dolayı Avrupa dışından gelen kişilere mülteci hakkı veremediğini bu yüzden gelişmiş bir mülteci sistemi olmadığını ve bu konuda yapılan ve yapılması gereken çalışmalar konusunda bilgi verdi.
Son olarak konuşan Sosyal Suriye Topluluğu Başkanı Muhammed Zai Suriyeli mültecilerin büyük bir çoğunluğunun Mersin’de olduğunu belirterek, bu yüzden Mersin’deki sorunun da büyük olduğunu ve asıl sorunun toplumun sınırsız ihtiyaçlarının sınırlı kaynaklarla çözmeye çalışmak olduğunu ifade etti.