Bahçeli: ‘Millete Sormanın Hiç Bir Mahsuru Yok’
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, başkanlık sistemi için “Millete sormakta sakınca yok” dedi.
MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli başkanlık sistemi için, “Dedim ki Türkiye’deki fiili durum çözülmelidir. Ülke yönetimi Anayasaya uygun değildir. Biz ne dediğimizi biliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı fiili başkanlık yapıyor. Bu durum anayasaya aykırıdır. Başkanlığı saraya altın tepsi içinde sunduğumuzu söylediler. Söz biliyorsunuz söyleyin, bilmiyorsanız susun adam sansınlar. Biz millete gitmekten korkmayız. Millete sormanın hiç bir mahsuru ve sakıncası yok” dedi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, şehitler kervanına katılan ve bir hilal uğruna sereserpe rahmete uzanan evlatlar oldukça Türkiye’nin sapasağlam duracağını ve ihanetin saflarının eninde sonunda dağılacağını vurguladı. Gün aşırı gelen şehit haberlerinin herkesi kahrettiğini dile getiren Bahçeli, “Terörizmle mücadele süreci ne kadar acı olsa da dayanacağız, düşman kuşatmasını Allah’ın izniyle hep birlikte yaracağız. Başka bir seçeneğimiz yoktur. Teslim olup tavize yanaşacağımızı düşünen varsa ya uyukluyor ya da uyuşmuş beyniyle yaşıyordur. Terörün panzehiri birlik ve dayanışma ruhunun canlı tutulmasıdır. Biz bu ruha sahip olduktan sonra ister yedi düvel zincirlerinden boşalmış halde geri gelsin nafiledir. Türk milletini bölme, Türk vatanını bölüşme hayalleri kuranların hevesleri kursaklarında kalacaktır. Türk milleti aslından, neslinden, kökünden, kültüründen, milli ve manevi emanetlerinden kopmayacak, kopartma çabasında olanlara da asla göz açtırmayacaktır” diye konuştu.
“Suriye meçhule sürüklenen bir tekne gibidir”
Türkiye’nin beka düzeyinde risk ve tehditlerle karşı karşıya olduğunu belirten Bahçeli, milli güvenliğin iç ve dış gelişmelerin seyir ve sonuçlarına yakından bağlı olduğunu kaydederek, “Türkiye’nin içinde bulunduğu geniş coğrafyalar diken içindedir. Emperyalist odakların, işgal ve istilai stratejik amaç edinmiş küresel senaristlerin yoğun uğraş ve faaliyetleriyle Orta Doğu tümden kilitlenmiş, terör örgütlerinin tasarrufuna girmiştir. Aşırılaşan etnik ve mezhep kamplaşma devasa bir coğrafyayı karanlığa gömmüştür. Suriye meçhule sürüklenen bir tekne gibidir. Bu teknenin dümeni bozuk, pusulası kırık, yakalandığı fırtına azgındır. Şam bulanık ve bunalımdadır. Halep feryat figan içinde kan ağlamaktadır. İnsani yardım konvoyları, masum insanlar hedef alınmaktadır. Ateşkes derhal sağlanmazsa Halep imha olacaktır. Devasa bir kültür ve medeniyet birikimi adeta ölüme terk edilmiş, Vandalların yağma ve talanına bırakılmıştır. Halep’in baskı ve zulümden kurtarılması hem kardeşlik hem de İslami hassasiyetler gereğince acil ve zorunludur. Meseleye bakışımız doğal olarak yabancıların bakışları gibi olamayacaktır” şeklinde konuştu.
“Bunlar İslam alemine fitne aşılamıştır”
“Dünyanın diğer ucundan Orta Doğu’ya kalkıp gelen, siyasi ve askeri operasyon yapmaya meşru atfeden ülkelerin Türkiye’nin çağrı ve taleplerine kulak tıkaması kabul edilemez” diyen Bahçeli, Halep’in kader çizgisi ile Anadolu’nun istikbal rotasının ayrı ve birbirine uzak olmadığının altını çizerek, “İnkar ne mümkün. Kaderimiz örtüşmekte, yollarımız kesişmektedir. Halep emniyette değilse Gaziantep, Hatay elbette tehdit altındadır. Şam huzur ve istikrara muhtaçsa Ankara’nın bundan etkilenmemesi ihtimal bile değildir. Suriye’nin 6 yıla yaklaşan iç savaş ortamı ülkemize az ya da çok tesir etmiştir. Türkiye’nin komşu ülkelerdeki kontrolsüz ve nerede duracağı belli olmayan savrulmalara uluslararası hukuk temelinde ve milli güvenliği temin amacıyla müdahil olması kaçınılmazdır. Tam tersi bir durum ülkemizi daha da pasif hale sokacak. Dünyanın diğer ucundan Orta Doğu’ya kalkıp gelen, siyasi ve askeri operasyon yapmayı meşru atfeden ülkelerin Türkiye’nin çağrı ve taleplerine kulak tıkaması kabul edilemeyecek bir ilkellik ve işgüzarlıktır. Komşu ülkelerin geleceklerini tayin yetkisini kendilerinde gören aymazlar, aynı zamanda Müslümanların canına, malına ve ırzına kast eden zalimler kafilesidir. Bir asrı aşan süredir Orta Doğu’da hesap yapan, çetele tutan, düne kadar hakimiyetimizde huzur içinde bulunan coğrafyalara kanlı ambargo koyan malum ülkelerin sahtelikleri, ayak oyunları ve yalanları bardağı çoktan taşırmıştır. Bunlar İslam alemine fitne aşılamıştır. Kimi zaman irtibat subayı görünümüyle, kimi zaman kanaat önderi kisvesiyle, kimi zaman da manevi rehber edasıyla niyetlerini saklamışlar, buldukları ilk fırsatta dedikodu yaymışlar, anlaşmazlıkları kamçılamışlar, ihtilafları kaşımışlardır” değerlendirmesinde bulundu.