Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) terör örgütü olduğu yönündeki yorumlara sert yanıt vererek, “ÖSO Suriye içindeki ılımlı muhaliflerin ta kendisidir. Terör örgütü ile alakası yoktur, tam bir direniş hareketidir ve topraklarını kurtarmanın mücadelesini vermektedir” dedi. Erdoğan, El Bab operasyonunun sona yaklaştığını, sırada ise Münbiç ve Rakka’nın olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Maltepe Şehit Erol Olçok Kampüsü’nün açılışını gerçekleştirdi.
“George’un, Hans’ın böyle bir hakkı yok”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışa katılan vatandaşların “idam isteriz” sloganları karşısında ise “Bu konuda kanaatimi biliyorsunuz. Milletin talebi parlamentonun yeri getirmesi gereken bir adım. Millet talep etti. Ne diyor bu konuda idam. Parlamento bunu gündemine almalıdır. Gündemine alır ve parlamentodan bu karar çıkarsa ben bunu onaylarım. Çünkü bu konu devletin insiyatifinde olan bir konu değildir. Zira devlet katili af yetkisine bana göre sahip değildir. Af yetkisi onun varislerinindir. George’un böyle bir hakkı yok, Hans’ın böyle bir hakkı yok. Bazıları diyor ki ‘şurada şöyle olur burada böyle olur’ Onlar kendi işine baksın. Bugün dünyanın 3’te 2’sinde hala idam var. Onlar yapınca oluyor. Neymiş AB’de idam yok. AB’de her olan veya bizde olmayıp da onlarda olan, bizde olup da onlarla olmayan bunların hepsini eşitleme anlayışı olabilir mi? Erol kardeşimin yanında bulunan oğlu Abdullah Tayyip ile birlikte şehadet mertebesine ulaşan Erol’umun açtığı yoldan giden milyonlarca vatandaşımız ülkemiz için 15 Temmuz gecesini zifiri karanlıktan, umut dolu bir aydınlığa dönüştürmüştür. Rabbimin müjdesi açıktır. ‘Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz, onlar diridirler ancak siz bilemezsiniz’ Erol kardeşimin de inşallah bu müjdeye nail olduğuna yürekten inanıyorum” şeklinde konuştu.
“Erol Olçok hayatı fırtınalı yaşayan bir arkadaşımızdı”
Açılışta konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz şehitlerine Allah’tan rahmet diledi.
Her bir şehidin kalbinde ayrı bir yeri olduğunu söyleyen Erdoğan, “Erol Olçok ve oğlunun şehadetleri yakından tanıdığım insanlar olması hasbiyle beni ve ailemi ayrıca etkilemiş ve üzmüştür. Bir taraftan sevindirmiştir. Ailemden ‘Allah bize de böyle şehadet nasip etsin’ diyenler olmuştur. Zira şehadeti onun inceliğini anlayanlar öyle şehadet anı görürler ki ’acaba rabbim bize de böyle şehadet nasip edecek mi’ diye hayıflanırlar. Rabbim bize de nasip etsin. Erol Olçok çok uzun yıllar birlikte çalıştığım, belediye başkanlığımdan itibaren ülkemizin kendi alanında en üretken kişilerinden biri olduğuna inandığım, hayatı düz değil fırtınalı yaşayan, fıtratı itibariyle de yerinde duramayan bir arkadaşımızdı. Vefatı da hayatı gibi sıra dışı oldu. Darbe gecesi tankların önüne ilk çıkan grupta yer alan, çevresindekilerin anlattıklarına göre darbecilerin yakasına yakışıp hesap soran bu arkadaşımız, maalesef açılan ateşte ilk şehit olanlar arasında yer almıştır. Ama kalleşçe. O ateşi bile kalleşçe yaptılar” diye konuştu.
“Türkiye direndikçe saldırıların şiddeti de arttı, ahlak seviyeleri düştü”
15 Temmuz’un çok önemli dersler verdiğini söyleyen Erdoğan, “Her şeyden önce tarihimizin en büyük ayıplarından biri olan darbelerin artık öyle eskisi gibi kolayca yapılamayacağını, milletin hesaba katılması gerektiğini 15 Temmuz herkese göstermiştir. Artık 1960 yok. Rahmetli Menderes’i ipe çektiler ama kimse sokağa çıkmadı. Şimdi öyle bir durum yok. 3-5 kurşun sıkınca, 3-5 bomba atınca, üzerine tankları sürünce, üzerinden uçaklar uçurunca bu milletin kaçacağını sanan o Fetoşlar durumun öyle olmadığını net bir şeklide anladılar. Şimdi ikide bir bakıyorsun tarih açıklıyorlar. Filanca tarihte yine darbe olacak. Geçiyor o tarih bir şey yok. Yeni bir tarih. Ne olacak. Darbe yapsanız ne olacak. Öyle de olsa böyle de olsa bizim gideceğimiz yer toprak. Biz buna inanmışız. Ama bunların böyle bir derdi yok. Adam Pensilvanya’dan kalkıp buraya gelemiyor ki. Bunlar ihanet çetesi. Kendi üzerlerinden ülkemize istikamet vermek peşinde olanlar da bu işin sandıkları kadar ucuz olmadığını görüyorlar. Siyasetçileri dar ağaçları ile tehdit ederek, hatta Menederes’te olduğ gibi infaz ederek kendi vesayetlerini sürdürmek isteyenler 15 Temmuz gecesi milli irade duvarına çarptı. FETÖ’den PKK’ya, DEAŞ’ten DHKP-C’ye kadar yelypazenin her köşesinden terör örgütlerini bir araya getirmeyi başaranlar, Türk milletinin dirayeti karşısında hezimete uğradı. Türkiye direndikçe saldırıların şiddeti de arttı, ahlak seviyeleri düştü. Artık sokaklarda rastgele boma patlatacak bu çaresiz insanlar kadar, aynen terör örgütleri de attıkları her adımda kendi sonlarına yaklaştıklarını gördüler” ifadelerini kullandı.
“ÖSO’nun terör örgütü ile alakası yoktur, tam bir direniş hareketidir”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Fırat Kalkanı operasyonu konusundaki eleştirilere de sert yanıt vererek şunları söyledi; “Türkiye’nin El Bab’ta ne işi olduğunu, orada bu kayıpları ne için verdiğimizi soranlar, hala meselenin ne olduğunu anlayamamışlardır. Bu gafillere bir kez daha hatırlatıyorum. Kilis’te, Gaziantep’te 56 kardeşim şehit olduğu zaman siz demiyor muydunuz ‘nerede devlet’. Hatta bazıları utanmadan Gaziantep’e gidip bunlar bizim partimizin üyeleridir diyecek kadar ileri gittiler. Hatta onlarla alakası yoktu. Zira kendim gittim, aileleri ile görüştüm baktım alakası yok. O olaydan sonra artık durmak yok dedik. Artık Cerablus’a gireceğiz dedik. Hazırlıklarımız vardı Cerablus’a girdik, ardından El Rai’ye girdik. Birileri çıkıyor utanmadan ÖSO terör örgütüdür diyor. Bunları anlamak mümkün değil. ÖSO Suriye içindeki ılımlı muhaliflerin ta kendisidir. Terör örgütü ile alakası yoktur, tam bir direniş hareketidir ve topraklarını kurtarmanın mücadelesini vermektedir. Eğit donat kapsamında onları biz eğittik. Açık konuşuyorum. Beraber yürüttüğümüz bu mücadelede hep dedim ki terörden arındırılmış bir güvenli bölge yapmamız lazım. Bunu ABD’ye, Rusya’ya, İran’a, söyledim. Bu televizyonlarda konuşanlar ne konuşuyor. Bunlar bizim konuştuklarımızı duymuyorlar. Bunların kulağı var, duymaz, gözü var görmez. Biz diyoruz ki ‘biz terörden arındırılmış güvenlik bölge ilan edeceğiz Kuzey Suriye’de. Kuzey Suriye’de yeniden bir devlet kurulmasına müsaade etmeyeceğiz böyle biline. Kimse gelip de oradan Kilisi Gaziantep’i Şanlıurfa’yı tehdit edemez. Ve uçuşa yasak bölge. Şimdi 20 Ocak’tan sonra ABD’de yeni yönetim işbaşı yapıyor. Onlarla da konuşacağız”
“Sırada Münbiç ve Rakka var”
Erdoğan, Türkiye’nin Halep’teki sivillerin tahliyesinde üstlendiği rolü de hatırlatarak, “Şu anda Halep’ten 45 bin kardeşimizi kurtardık. Onları İdlib’e aldık. Gerekirse onları kendi topraklarımıza da çekebiliriz. Şu anda İdlib’de hiç olmazsa yemekleri giyimi kuşamı olsun dedik. İlk etapta bu adımı attık. Dün akşam sayın Putin ile bir görüşmem oldu. İzmir’den kendisi ile görüştük. Bizlere teşekkürü oldu. Dediler ki ‘burada bu insanların kurtuluşunda sizin de kararlılığınız olmasaydı, el ele vermeseydik, bu süreci böyle bitiremezdik’ Şimdi işin bu bölümü bitti. Şimdi Münbiç var. Münbiç’ten sonra işte Amerika ile burada da el ele verebilirsek Rakka var. ‘Dünyadan bize ne’ diyenlere sesleniyorum. Biz bu dünyada yaşıyoruz. Türkiye küresel bir güçtür bunu bileceksin. Bize bu soruyu soranlara diyorum ki sizin bu parlamentoda ne işiniz var. Bu parlamentoda yer alanın dünyaya bir bakışı yoksa orada durmasına gerek yok, geldiğin yere dön. Biz milletimizin ve devletimizin bekası meselesini konuşuyoruz. Bir haftadır Genelkurmay Başkanımız bölgede, bütün harekat yürütüyor. Ankara’da mı otursun senin parlamentoda oturduğun gibi. İşimiz var işimiz. Bir taraftan açılışlarımızı yapıyoruz, yatırımlarımız devam ediyor. İnşallah Pazartesi günü sayın Başbakan Ilgaz tünelinin açılışını yapacak. Biz Suriye’de oradaki kardeşlerimizle birlikte kendi istiklalimizi ve istikbalimizin mücadelesini verdik. Şimdi El Bab’dayız. İnşallah orada da işimiz bitti bitiyor. Oraya asıl sahipleri gelip yerleşecek. Yarın Münbiç, Rakka. Nerede zulüm varsa, zulmün olduğu yerde biz varız. Yahu bizim dedelerimiz Hint yarımadasına gitmedi mi. Hint yarımadasına bizim ecdadımız keyfinden mi gitti. Bugün onbinlerce kilometreden buraya gelenler niye geliyor. Eğer bugün biz Suriye’de varsak güçlü devlet olduğumuz için varız. Dilleri zehir kusan, yürekleri kin bağlamış bu tiplere diyoruz ki gölge etmeyin, başka ihsan istemez. Milletimiz emin olsun ki bugün yaptığımız fedakarlıkların karşılığını, yarın daha büyük hedeflere ulaşacak güce kuvvet kavuşarak inşallah alacağız” dedi.