15 Temmuz hain darbe girişiminde tanklara ve askerlere karşı koyarken yaralanan Safiye Bayat ve Hamit Hakan Yılmaztürk, 1 yıl sonra aynı yerde yaşadıklarını anlattı.
Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeleri tarafından 15 Temmuz gecesi yapılan darbe girişimi esnasında 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde tek başına darbeci askerlerin karşısına çıkan sonrasında açılan ateşle yaralanarak gazi olan 2 çocuk annesi Safiye Bayat, darbenin 1’inci yıl dönümünde o günleri anlattı.
1 yıl önce 15 Temmuz gecesinde darbeci askerlerin önüne dikildiği yerde yaşadıklarını anlatan Safiye Bayat, “Arkamda göreceksiniz bir polis kulübesi var. Yanına kadar ilerledim. Tam da tanklar oradaydı. Önüme rütbeli bir hain atıldı. Onunla konuşmaya çalıştım. Burada ne yapmaya çalışıyorsunuz, köprüyü neden kapattınız. Amacınız ne. Burayı neden kapatıyorsunuz. ‘Burası bizim’ dedim. ‘Hayır, burası bizim’ dediler. ‘Evine dön burası artık bizim. Vururuz’ dediler. Hayır dedim siz ne yaparsanız yapın boş, ben dönmeyeceğim. Sizi de dinlemiyorum. Tartaklamalar hırpalamalar tacizler. Bayağı bir taciz edildim. Bir bayana yapılmaması gereken hareketleri yaptılar” dedi.
Darbecilerin kendisini dinlemediğini anlatan Safiye Bayat, “Ne kadar konuşmama rağmen askerler yolundan dönmüyorlar. En sonunda ben de gitmiyorum. ‘Vurmak istiyorsanız vurun’ dedim. Yanağımın üzerinden ateş açtı o hain. Kılımın bile kıpırdamadığını görünce korktu. Burayı açacaksınız ben gitmeyeceğim dedim. Beni korkutmak için bayağı uğraştılar. Sonra elimdeki cep telefonunu fırlatıp attılar. Onlara asla zafere ulaşamayacaklarını söyledim. Geri döndüm” diye konuştu.
“Bir hanım efendi yaralandı dediler, ona giderken beni kurşunlayıp yaraladılar”
Vurulma anını anlatan Bayan, “Yürüyerek geri döndüm. Polis panzerinin arkasında dua ettim. Sonra bir baktım halk akın akın geliyor. Halkla konuştuğumda abla kaçımızı öldürebilirler dediler. Sonra halk ilerledi. Beni de sürekli arkaya ittiler. Abla sen bir olay yaşamışsın diye. Sana bir şey olmasın diye. Onlarla ilerledik. 3-4 sıra öndeki hepsi yaralandı yaralıları taşıdık. Elimizden geldiği kadar yaralılara müdahale etmeye çalıştık. Bir hanım efendi yaralandı dediler. Ben ona giderken beni de bacağımdan kurşunlayıp yaraladılar” diye konuştu.
Hamit Hakan Yılmaztürk, o geceyi anlattı
15 Temmuz darbe girişiminde Boğaz Köprüsü’nde darbeci askerlere karşı verdiği mücadele esnasında yanağından ve burnundan yaralanan Hamit Hakan Yılmaztürk o geceyi anlattı.
Yılmaztürk, “Allah’a hamd ediyorum. O geceyi yüzüme bir şeref nişanesi olarak verdi. Tabi gönül isterdi ki şehitlik mertebesine ulaşalım ama nasibimiz de gazilik varmış. O gece biz olayı duyduğumuzda Yuşa Tepesindeydik. Orada darbe olduğunun öğrendiğimiz zaman Kısıklı’ya geçtik. Kısıklı kalabalıktı, daha Cumhurbaşkanımız açıklama yapmamışken bu millet meydanlardaydı. Oradan köprüye yürüdük. Köprüdeki o olayı durdurmak bize nasip olsun diye köprüye doğru harekete geçtik. Tabi köprüye doğru ilerlerken silah seslerini duymaya başladık. Biz zannediyoruz ki havaya ateş açılıyor. Gişelere doğru yaklaştıkça oradan bu tarafa yaralıların geldiğini görünce işin daha başka boyutta olduğunu gördüğümüzde yoğun bir ateş altına alındık. Biz tekbirlerle bir de sloganlarla ‘asker dışarı’, ‘asker silah bırak’, ‘asker kışlaya’ diye. Elimize sopa yok, taş yok, silah yok. Hiçbir şey yok. Vatanım için onların karşısına dikildik. İlerliyorduk, yoğun ateş olduğu zaman kaçmıyorduk. Sadece siper alıyorduk. Böyle bir iki defa derken en sonunda ateş kesildi. Biz ayağa kalkarken yüzüme sert bir darbenin vurduğunu hissettim. Kurşun yanağımdan girip burnumun altından çıktı. Yine aynı olay olsa hiç tereddütsüz aynı şeyi yaparım. Çünkü o gece FETÖ’cüler tanklarıyla, tüfekleriyle geldi. Hesaba katmadıkları bir şey vardı. Karşılarında dirayetli bir topluluk vardı. O gece bu köprüde şehit olmak için binlerce kişi vardı” ifadelerini kullandı.
İHA
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.