Maliye Bakanı Naci Ağbal, “Türkiye ekonomisi 2016 yılının ilk yarısında yurt içi talepten de gelen destekle yüzde 3.9 büyümüştür. Bu büyüme oranı Çin ile Hindistan hariç gelişmekte olan ülkelerin büyüme oranının 2 buçuk katı seviyesindedir” dedi.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, TBMM Genel Kurulunda 2017 yılı merkezi yönetim bütçe kanun tasarısı üzerine yaptığı konuşmasında, küresel ölçekte büyümenin hızlanması ve ekonomik canlanmanın sağlanması amacıyla uygulanan genişlemeci para politikalarının tek başına yeterli ve sürdürülebilir olmadığı yönündeki kanaatlerin yaygınlaştığını dile getirdi. Bakan Ağbal, ABD’de Trump’ın seçimi kazanmasını, global ekonomi ve finansa ilişkin belirsizlikleri de arttırdığı yönünde değerlendirmede bulunarak, “Bu belirsizlik sonucu dolar. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülke para birimlerine karşı önemli derece değer kazanırken menkul kıymetlerin getirileri de hızla yükselmiştir. Gelişmekte olan ülkelerde ser sermaye çıkışları gözlemlenmektedir” ifadelerini kullandı.
“2017 YILINDA GLOBAL BÜYÜMENİN YÜZDE 3.4’E ÇIKMASI BEKLENMEKTEDİR”
“2016 yılında küresel büyümenin yüzde 3.1 seviyesinde kalması beklemektedir” diyen Bakan Ağbal, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Hatta gerçekleşmenin bu oranında altında kalma ihtimali vardır. 2016 yılı küresel kriz sonrası dönemde global büyüme oranının en düşük olduğu yıl olacaktır. 2017 yılında ise global büyümenin yüzde 3.4’e çıkması beklenmektedir. ABD’de faizlerin beklenenden daha hızlı artma riski, küresel ticarette artan korumacılık eğilimi, finansal sektördeki sorunlar yüksek borçluluk oranları ve bunların üzerinden oluşturulan belirsizlikle büyüme üzerinde 2017 yılı bakımından riskleri oluşturmaktadır.”
“FED’İN FAİZ ARTIRIMLARINA DAHA HIZLI DEVAM ETME OLASILIĞI DA ARTMIŞTIR”
ABD ekonomisinin küresel kriz sonrası dönemde diğer gelişmiş ülkelere nispeten daha olumlu bir büyüme grafiği çizdiğini belirten Bakan Ağbal, “ABD’de global kriz döneminde yüzde 9.3’e kadar çıkan işsizlik oranı 2016 yılı itibariyle yüzde 4.9’a inerek kriz öncesi seviyelerine yakınlaşmıştır. Avrupa ülkesinde de işsizlik oranları kriz öncesi seviyelerinin üzerinde olmakla birlikte işsizlik oranlarındaki azalmayı son 2 yıldır gözlemlemekteyiz. Bir yandan kamu harcamalarında artışa gidilmesi diğer yandan vergi indirimleri neticesinde hane halkı tüketiminin artması ve buna bağlı olarak özel sektör yatırımlarında ortaya çıkacak canlanma ABD için ön görülen büyüme oranını yukarıya çekecektir. Büyümedeki söz konusu artışa paralel olarak enflasyonunda yükselmesi ve yüzde 2’lik hedefin aşılması beklenmektedir. Bu durumda FED’in faiz artırımlarına daha hızlı devam etme olasılığı da artmıştır” değerlendirmesinde bulundu.
“GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERİN PERFORMANSLARI BEKLENENİN ALTINDA”
Bakan Ağbal, gelişmekte olan ülkelerin performanslarının beklenenin altında kaldığına vurgu yaparak, “Düşük emtia fiyatları, zayıf küresel ticaret, finansal piyasalarda dalgalanma artan jeopolitik gerginlikler ve siyasi sorunlar gelişmekte olan ülkelerdeki görünümü aşağıya çekmiştir. Son dönemde ise emtia fiyatlarındaki yükseliş ve ekonomik aktivitelerdeki toparlanma ile bu ülkelerde ekonomik görünümde bir miktar iyileşme gözlemlenmektedir” şeklinde konuştu.
ABD’deki seçim sonuçlarının gelişmekte olan ülkelere ilişkin riskleri arttırdığına değinen Bakan Ağbal, “Seçim sonrası dönemde ABD’de kamu maliyesinde rekabetçi, dış ticarette ise korumacı politikaların uygulanacağına ilişkin beklentiler gelişmekte olan ülkeleri olumsuz yönde etkilemektedir” dedi.
Rusya ve Brezilya ekonomilerindeki toparlanmanın küresel büyümeyi destekleyen önemli unsurlardan biri olduğunu kaydeden Bakan Ağbal, “2016 yılında yüzde 3.3 daralması beklenen Brezilya’nın 2017 yılında yüzde 0.5 büyümesi tahmin edilmektedir. Rusya’nın ise 2016 yılında yüzde 0.8 daralması 2017 yılında ise yüzde 1.1 büyümesi ön görülmektedir” ifadelerine yer verdi.
“TÜRKİYE EKONOMİSİ 2016 YILININ İLK YARISINDA YURT İÇİ TALEPTEN DE GELEN DESTEKLE YÜZDE 3.9 BÜYÜMÜŞTÜR”
“Önümüzdeki yıl küresel talep ve emtia fiyatlarında beklenen canlanma ile küresel ticaret hacmindeki artışın yüzde 2.3’den yüzde 3.8’e artması beklenmektedir” diyen Bakan Ağbal, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Ancak başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkelerden giderek yaygınlaşan, yaygınlaşması beklenen korumacı politikalar 2017 yılında küresel ticarete ilişkin en önemli risk unsuru olarak ön plana çıkmaktadır. Türkiye ekonomisi global ekonomide ifade ettiğim tüm bu olumsuzluklara rağmen kriz sonrası dönemde sürekli bir şekilde büyümeye devam etmiştir. Türkiye 27 çeyrektir kesintisiz sürekli büyüyerek pozitif yönde ayrışmıştır. Türkiye ekonomisi 2016 yılının ilk yarısında yurt içi talepten de gelen destekle yüzde 3.9 büyümüştür. Bu büyüme oranı Çin ile Hindistan hariç gelişmekte olan ülkelerin büyüme oranının 2 buçuk katı seviyesindedir. 15 Temmuz darbe girişimi, terör saldırıları, turizmdeki daralma, zayıf dış talep ve finansal piyasalardaki kırılma yılın ikinci yarısında büyümeyi sınırlamaktadır. Ara vermeden hızla uygulamaya koyduğumuz tedbirler, iç talebi canlandırmaya yönelik adımlar vergide yapılandırma ve işletmelere sağladığımız kolaylıklar sayesinde büyümenin tekrar ivme kazanacağını zannediyoruz. Bunun ilk işaretlerini de görüyoruz.”
Bakan Ağbal, 2016 yılının ilk yarısında istihdamdaki istikrarlı artışa bağlı olarak işsizlik oranlarının yeniden tek haneli rakamları gördüğünü kaydetti. Ağbal, ekonomik faaliyetlerde ise yavaşlama görülmesi sebebiyle yılın ikinci yarısında tekrar işsizlik oranlarında yükselmenin yaşandığını söyledi.
“HEDEFİMİZ ENFLASYONU 2017 YILINDA YÜZDE 6.5, 2018 YILINDA İSE YÜZDE 5’E İNDİRMEKTİR”
2015 yılında yüzde 8.8 olan enflasyon rakamına ilişkin ise Bakan Ağbal, “2016 yıl sonunda yüzde 7.5’e inmesini bekliyoruz. Hedefimiz enflasyonu 2017 yılında yüzde 6.5, 2018 yılında ise yüzde 5’e indirmektir” şeklinde konuştu.
İHA