30 Yıldır Hapiste Unutulan Tahir Canan Olayı Bir İnsanlık Ayıbıdır
Tahir Canan Olayı Utanç Vericidir
CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Tahir Canan’ın Türkiye’de en uzun süre hapishanede kaldığını söyleyerek, “Darbe döneminin timsallerinden olan Tahir Canan gerçeği, darbe dönemiyle yüzleşmenin bir fırsatıdır” diye konuştu.
8 milletvekilinin tutukluluk halinin sürdüğünü söyleyen Ağbaba, “2011 yılında tutuklanan gazeteci sayısı, 12 Eylül askeri darbesi sırasında tutuklanan gazetecilerin sayısını ikiye katladı ve bu sayı 70’e dayandı. 2011 yılında her gün ortalama 3 kadın öldürüldü. Yani her 8 saatte bir kadın katledildi” şeklinde konuştu.
Özel hareket eski polisi Ayhan Çarkın’ın itiraflarına rağmen devlet adına suç işleyen (bunların bütün detaylarıyla bilinmesine rağmen) katillerin korunup kollandığını iddia eden Ağbaba, “Öte yandan bu ülkenin milletvekilleri, rektörleri, seçkin bilim insanları ve öğrencileri iddianameleri bile hazırlanmadan yıllarca tutuklu kalmaktadır. Bu ülke, artık bu kadar utanç verici çelişkiyi yaşamaktan kurtulmalıdır” dedi.
Tahir Canan’ın 4 çocuğu babasız büyüdü
“Şimdi, bu büyük fotoğrafın bir parçası, bir insanlık ayıbı, demokrasi utancı ve hukuk katliamı olan Tahir Canan gerçekliğine dönmek istiyorum. Bu ayıbı, utancı ve katliamı aynı dosyada birleştiren, Türkiye’nin en uzun süre hapis yatan insanı Tahir Canan’ın başına gelenlerdir. 17 yaşında çocukları ipe çeken, ipe çektiklerinin bedenlerini kaybeden, onlardan kalan son bir hatıra olan mektupları bile yok eden, ülkeyi açık hava hapishanesine ve hapishaneleri, karakolları işkence tezgâhına dönüştüren bir cunta sisteminin karalarından bahsediyoruz. Böyle bir sistemin adaleti adalet olabilir mi? 12 Eylül cuntacılarının mahkemelerinden çıkan kararlarla bir insanın neredeyse bütün ömrünü hapiste geçirmesi hangi hukukla, hangi akılla, hangi vicdanla bağdaşır? Tahir Canan’ın 4 çocuğu babasız büyüdü. Canan da çocuklarından uzakta yaşlandı, dede oldu. Şimdi 5 torunu dedesiz büyüyor. Bu bir insanlık ayıbı değildir de nedir?
Tahir Canan, 30 yılı aşkın bir süredir hapishanede kalmaktadır. Bu yetmemiş olmalı ki 2025 yılına kadar, yani 14 yılı aşkın bir süre daha hapishanede tutulmak istenmektedir. Böylelikle Tahir Canan, 45 yıl hapishanede kalarak, 72 yaşında tahliye olabilecektir. 1979 yılında başlayan mahpusluk günleri, 1991 yılında şartlı salıverilmeyle son bulmuştur. Ancak; Canan, 1993 yılında örgüt üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklanmıştır. Malatya 1 No’lu DGM’de görülen bu davadan beraat etmesine rağmen ‘şartlı salıverilme’ kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle ve ‘suç ortadan kalksa da ceza kalkmaz’ gibi fikir fukarası bir yorumla tahliye edilmemiştir.
Tahir Canan’dan yediği yemeğin parası istenmektedir.
“12 Eylül ile hesaplaşacağını söyleyen AKP, Tahir Canan’dan özür dilemek yerine ondan yediği yemeğin parasını talep etmektedir. Parayı ödeyemeyen Canan’ın borcu faizle % 50 oranında artırılmış ve ödememesi halinde haciz işlemlerinin gerçekleştirilebilmesi için kendisinden mal varlığı beyanında bulunması istenmiştir. Bu nasıl bir mantıktır? 30 yıl, 5 aydır hapishanede kalan birinin nasıl mal varlığı olabilir? Bu, “asmayalım da süründürelim” mantığıdır. Cuntayla hesaplaşmak ne lafla olur ne de gözyaşı dökmekle; hesaplaşma icraatla olur. İcraat ise samimiyet ve kararlılık ister. Darbe döneminin timsallerinden olan Tahir Canan gerçeği, darbe dönemiyle yüzleşmenin bir fırsatıdır. Eğer Başbakan ve Bakanları, milletvekilleri; idam edilen gençlere ağlarken samimilerse; 12 Eylül döneminin tüm uygulamaları ve sonuçları ile birlikte ortadan kalkması için harekete geçsinler.”
12 Eylül döneminin en can yakıcı olanın yargı kararları ve hapishanelerin olduğunu ifade eden Ağbaba, “Ismarlama kararların alındığı, savunma yapılmasına dahi izin verilmediği cunta mahkemelerinin kararları, sonucuna bakılmaksızın kaldırılmalı, kişilerin itibarları iade edilmeli ve devlet bu kişilere tazminat ödemelidir. Bu sürecin uzama ihtimaline karşın, adalet bakanlığı kamu yararına davayı en kısa zamanda bozarak Canan’ın hak ettiği özgürlüğün kapılarını aralamalıdır” dedi.
Ağbaba, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Cunta mahkemelerinin kararı nedeniyle tam olarak, 30 yılı aşkın bir süredir hapishanede kalan Tahir Canan artık serbest bırakılmalıdır. Artık bu insanlık ayıbı, demokrasi utancı ve hukuk katliamı son bulmalıdır. Eşinden, çocuklarından, torunlarından uzak bırakılan Tahir Canan özgür olmalıdır, bu aile tablosu yıllar sonra olsa bile tamamlanmalıdır.”