Ahşap Üzerine Ateş ve Bıçaklarla Yapılan Akıllara Durgunluk Veren Portreler-Hiper Gerçekçi Detaylara Göz Atın
Kendi kültürünü temsil etme tutkusuna sahip Nijeryalı bir sanatçı, inanılmaz derecede hiperrealist portreler oluşturmak için ahşap üzerinde ateş ve bıçak kullanmanın benzersiz bir yolunu buldu.
30 yaşındaki Alex Peter Idoko, Abuja, Nijerya’da yaşıyor ve 15’i profesyonel olmak üzere 23 yıldır sanatla uğraşıyor. Alanını “sürrealizm ve hiperrealizm” olarak tanımlıyor. Idoko, yıllar içinde, ateşle yazı yazma olarak da bilinen pirografi sanatında ustalaştı.
The Epoch Times’a konuşan Idoko, çevresinden ve dünyada olup bitenlerden ilham aldığını söyledi. “Bunları hayal gücümün vizyonuyla yorumluyorum” diyen sanatçı, çizim sevgisini çok küçük yaşlarda geliştirmiş.
Idoko, ateşi ustalıkla kullanmanın eserlerine gerçekçilik katmak için temel olduğunu ve yıllar içinde ustalaştığı için bu yaklaşımın kendisine “doğal geldiğini” söyledi. Sanatçı, 30 * 30 cm ile 1,5 * 1,5 metre arasında değişen boyutlarda portreler yapıyor. Büyük parçaların tamamlanması altı haftayı bulabiliyor.
En sevdiği sanat eserlerinden biri olan “Isoken “i Instagram’da paylaşarak, hayatımızda bugüne kadar tattığımız tüm iniş çıkışların, zorlukların, başarısızlıkların ve zaferlerin bizi “şu anda olduğumuz insanlar” olarak şekillendiren deneyimler bıraktığını yazdı.
“Ateş altını nasıl rafine eder ve saflaştırırsa, sanatı da öyle rafine eder ve saflaştırır” diye yazdı. “Bir sanat eseri yaratmak için nesnemi hayata geçirirken, yaratıcı sürecimi bu şekilde tasavvur ediyorum.”
Tutkulu sanatçı, elle çizdiği her portreyi önce bir konu belirleyerek ve fikrini kağıda çizerek üretiyor. Ardından ahşabı hazırlamak ve kesmek, eskizini bu yeni yüzeye aktarmak ve ince bir kaynak makinesi ve bıçaklarla konuya hayat vermek için işe koyuluyor.
“Isoken” adlı eser, ahşap üzerine ateş ve pastel boya ile yapılmış bir portre ve aynı zamanda kadın gömleklerinin malzemesi olarak bir “Gana Must Go” alışveriş çantası kullanılmış. “Eser hayattan ve geçtiğimiz yollardan bahsediyor. Hayat bir yolculuktur ve biz de deneyimlerimizin bir özetiyiz” diyor.
(**Göçmenlerin eşyalarını taşımak için kullandıkları ucuz keçeli dokuma naylon fermuarlı bez çantalara, göç sırasında ‘Gana Must Go’ adı verildi.)
Idoko’nun en sevdiği eserlerden bir diğeri de, ahşap üzerine ateş, bıçak ve kömürle işlenmiş, kraliyet kıyafetleri içindeki güzel bir kadın portresi olan “Onyoche”. Sanatçı, “Afrikalıların, toplumlarını yönetmek için gereken her şeyi üretebildiklerini ve ayrıca güzellik standartlarına uygun, cilt ve saç tiplerine uyan güzellik araçlarına sahip olduklarını göstermek için” kadının saçında bir tarak kullanıyor.
Àsìkò ve Salvador Dali gibi sanatçılardan ilham alan Idoko, çalışmalarını Instagram ve Facebook‘ta sergiliyor; Nijerya, New York ve Londra’daki galerilerde sergi açtı ve sanatını satın alan bir koleksiyoner ağına sahip. Yine de sanatının zirvesine ulaştığı yanılsamasına kapılmıyor.
“Tutarlılığın, öğrenmenin ve yeniden öğrenmenin, beceri geliştirmenin ve kişisel gelişimin gücünü anlıyorum. Bunlar sanatımın zaman içinde gelişmesini sağlayan şeylerdi” dedi.
“Tanrı’nın lütfu da bunun bir parçası oldu.”
Idoko’nun çalışmalarından bazılarına aşağıdan göz atabilirsiniz:
Haber: Louise Chambers, The Epoch Times
Çeviri : Tijen A.Ç., The Epoch Times, Türkiye
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.