Akdeniz’in Ciğerleri Deniz Çayırları Yok Oluyor

Kaynak: Akdeniz Koruma Derneği resmi sitesi

Akdeniz’in endemik tür olan ‘denizin akciğerleri’ olarak adlandırılan deniz çayırları, ısınan deniz suyu nedeniyle yok oluyor.

Akdeniz’in endemik tür olan ‘denizin akciğerleri’ olarak adlandırılan deniz çayırları, ısınan deniz suyu nedeniyle ölüyor. Isınmanın nedeni akarsuların üzerine yapılan barajların akıntıyı kesmesi.Isınan deniz suyu, Akdeniz Körfezi’nin endemik tür ve oksijen kaynağı deniz çayırlarını vurdu. Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, “Deniz çayırları ölmeye başladı. Su sıcaklığı yaşam sınırının üzerinde. Deniz çayırları kavruluyor” dedi.


Deniz çayırları, Akdeniz’e özgü endemik bir tür olarak yalnızca Akdeniz Körfezi’nde görülüyor. Bu tür, 45 metre derinliğe kadar yayılım gösterip, 30 yıl kadar yaşayabiliyor. Geçmişte gemi, yat ve teknelerin gelişigüzel çıpa atmasından kaynaklı zarar gören ve ürettikleri oksijen nedeniyle ‘denizin akciğerleri’ olarak adlandırılan bu bitki, şimdi de ısınan deniz suyu nedeniyle zarar görüp, ölüyor.


Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Su Ürünleri Fakültesi’nden Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, denizin ısınmasına bağlı olarak deniz çayırlarının da ölmeye başladığını açıkladı. Prof. Dr. Gökoğlu, 28.4 derece olarak ölçülen deniz suyu sıcaklığının tüm zamanların rekoru olduğunu belirtti. Denizde ısı tabakalarının oluştuğunu da anlatan Prof. Dr. Gökoğlu, “Deniz yüzeyinde 15 metre sıcak su tabakası var. Bu tabaka önceleri daha dar ve bu kadar sıcak değildi. Yeşilimsi ve siyahımsı bir tabaka var. Suda planktonları görüyoruz. Bu renk değişimi güneşi çektiği için daha çok ısınmaya sebep oluyor. Bu gidişle 30-31 dereceyi görecek. Deniz çayırları ölmeye başladı. Su sıcaklığı yaşam sınırının üzerinde. Deniz çayırları kavruluyor” dedi.

Prof. Dr. Gökoğlu, balıkların sıcak sudan kaçarak yaşamaya devam ettiğini, ancak sabit canlıların su sıcaklığına dayanamayarak öldüğünü söyledi.Prof. Dr. Gökoğlu, denizi besleyen akarsular üzerine barajların yapılması, denize akan suyun azalmasının da deniz suyu sıcaklığını artıran faktörlerden biri olduğunu belirtti. Sahile kıyısı olan bazı otellerin önünde iskele ve mendirek olduğuna da dikkati çeken Prof. Dr. Gökoğlu, “Bu mendirek ve iskeleler nedeniyle otellerin önü havuz gibi oldu. Dalga ve sirkülasyon yok. Turizmciler bir bakıma kendi bindikleri dalı kesiyor. Antalya Körfezi’ni temiz tutan şey kıyı akıntılarıdır. Bu şekilde küçük küçük havuzlar oluşturduk. O havuzcuklar su sirkülasyonu olmayınca gittikçe ısınıyor ve kirlilik oluşturuyor” dedi.

Prof. Dr. Gökoğlu, oteller önündeki mendirek ve iskelelerin bulunduğu alanda; suyun ısınmasına bağlı, insanlara zarar verecek alerji ve kaşıntıya neden olacak canlıların çoğalmasının zemininin de hazırladığını sözlerine ekledi.

Akdeniz Koruma Derneği’nin yaptığı açıklamaya göre; Akdeniz’deki deniz çayırı habitatlarının %90’ı tahrip olmuş durumdadır. Sualtı yaşamı için bu denli büyük bir öneme sahip olan deniz çayırlarının, teknelerin çapa atması ve taraması, deniz suyunun istilacı yosun türleri (Caulerpa taxifolia vb.), balık çiftliklerindeki aşırı yemleme, kıyıların bozulması (yapılaşma, yol yapımı vb), yazlık konut ve sitelerdeki ev sahiplerinin, yüzerken rahatsız oldukları gerekçesiyle bu bitki topluluklarını temizletmeleri, hayalet ağlar ve diğer atıklar sonucu su yüzeyinin kaplanması ile ışığın deniz çayırlarına ulaşamaması gibi sebepler de azalmayı hızlandırmaktadır.


Akdeniz Koruma Derneği, zarar gören deniz çayırı habitatlarının restorasyonu için türlerin başka bir ortamdan alınıp ekimlerini gerçekleştirerek kafes denemeleri yapıyor ve Posidonia oceanica türünün dağılım ve gelişimini tespit edebilmek için izleme istasyonları kuruyor. Hayalet ağ temizlik çalışmaları ile, deniz çayırlarının üzerini kaplayarak ışık ve oksijen geçirgenliğini azaltan balıkçılık av araçları ve diğer katı atıkların bu habitattan uzaklaştırılması sağlanmaktadır. Bununla birlikte deniz çayırlarının (Posidonia oceanica) kökleri aracılığıyla kum zeminde depoladığı karbon miktarlarını araştırılmaktadı

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.