TBMM yeni yasama dönemine “yeni anayasa” gündemiyle başladı. Ancak meclis koridorlarında yankılanan esas ses, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Salı Grup Toplantısı’ndaki çıkışı oldu. Özel, iddianamesi bile hazırlanmamış arkadaşlarına “hırsız” diyenlere karşı, “İddianame yokken arkadaşlarıma hırsız diyenin alnını karışlarım” diyerek sert bir çıkış yaptı.
Bu söz, yalnızca bir savunma değil, siyasetin vicdanına yöneltilmiş bir hatırlatmaydı: Kötülüğü yapacaksın, sonra “milli irade” diyeceksin… Konuşmayan bir sensin MHP’li, Ankara’nın ortasında vurulan MHP’li, Vurduran MHP’li, Azmettiren MHP’li, Yargılanan MHP’li…
Bu cümleler, meclis kürsüsünde değil, toplumun hafızasında yankılandı. Çünkü artık mesele sadece bir siyasi tartışma değil; adalet, ahlak ve sorumluluk meselesi.
İktidarın tek hedefi, CHP’yi Cumhur İttifakı’nın istediği noktaya razı etmek. Ama unuttukları bir gerçek var: CHP tarih boyunca hiçbir baskıya razı olmadı. Bugün de olmayacak.
Dışarıda başka bir masa: Washington’un planı
Türkiye içeride yeni anayasa tartışmalarına gömülmüşken, Orta Doğu’da sessiz ama derin bir hareketlilik var. ABD, bölgeyi yeniden şekillendirme planını devreye soktu.
Gazze’de ateşkes yerine kontrol, Suriye’de istikrar yerine parçalanmışlık, Irak’ta devlet yerine hizipler…Washington, bu karmaşadan düzen çıkarmak değil, kontrol sağlamak istiyor.
Türkiye bu satrançta hem taş, hem oyuncu. Bir yandan içeride demokrasi mücadelesi veriyor, diğer yandan dışarıda denge politikası kurmaya çalışıyor. Ancak içeride zayıf düşen bir ülke, dışarıda güçlü duramaz.
⸻
Son söz;
Yeni anayasa masası ile Orta Doğu masası aslında aynı masadır. Birinde halkın iradesi, diğerinde ülkenin yönü konuşuluyor. Eğer içeride irademizi teslim edersek, dışarıda başkalarının planına mahkûm oluruz. Ama bu ülke, tarih boyunca her defasında küllerinden doğdu. Bugün de doğacak.
Söz halkın yolunda…