Covid-19 Bilim Kurulu Üyesi ve Kayseri Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. İlhami Çelik; vaka sayılarının düşük seviyede olduğunu ve bunun ümit verdiğini söyledi. Bunda en büyük etkeninin sokağa çıkma kısıtlaması olarak gördüklerini belirten Çelik, 1-2 haftada hastalığın pik yapmasını Haziran’da ise normal hayata dönülebileceğini düşündüklerini söyledi.
Prof.Dr. İlhami Çelik sözlerine “Bu virüs insandan insana bulaşıyor. Bir kişide varsa diğerine geçiyor. Sıtmada gördüğümüz gibi sivrisinek aracılığı ile bulaşmıyor. Dolayısıyla yapmamız gereken en basit şey, enfeksiyon zincirini kırabilmek için iki insanın bir araya gelmesini önlemeye çalışmak. Başka insanların sokakta, kapalı alanlarda veya herhangi bir yerde bir araya gelmesini engellememiz gerekiyor bulaşı engellemeniz için. Dolayısıyla yapılacak en iyi şey, insanların evlerinde kalması. Enfeksiyon zinciri vektör dediğimiz başka bir taşıyıcıya sahip değil. Direk bir insandan diğer insana bulaşıyor. Bunu engellemenin en iyi yolu sokağa çıkmayı kısıtlamaktır. En güzeli insanların sokağa tamamen çıkmamasıdır. Ama bu insanların yaşamı ile bağdaşmayacak kadar zor bir durumdur. Şimdi kendimizi düşünecek olursak evde hapis hayatı yaşıyorsunuz. Tüm insanları buna mahkum ettiğimiz zaman, size su getirecek kimse olmayacak, ekmeğinizi kim alacak, yemeğinizi kim alacak ve nasıl çalışıp nasıl geçineceksiniz? Bunların hepsinin göz önünde bulunması lazım. Bu insanların hepsini bir yere kapatalım, ama bunların sadece bir vücuttan oluşmadığını bir ruhunun, bir psikolojisinin olduğunu da unutmamamız gerekiyor. Ve şuanda bizimde gördüğümüz en önemli şey, psikolojilerinin çok bozulmaya başladığı. Bununda nedeni sürekli bu korku pompalanmasıdır zaten. İnsanlarda benim koronafobi dediğim bu korku sendromunun oluşmuş olması. Dolayısıyla yasaklamak mümkün ama öbür taraftan insanların psikolojisini düşünmek gerekiyor. Çünkü bu salgın bittiğinde geriye ne kalacak bize onu hesaplamak lazım” devam etti.
Bilim Kurulu Üyesi Çelik ayrıca insanların psikolojilerinin bozulmaya başladığını da dile getirerek; “Bakın bununla alakalı yapılmış çalışmalar var. Çelik yüzeylerde, ahşap yüzeylerde 5 güne kadar yaşayacağını öngörülen şeyler var. Burada önemli olan şudur, virüs bulaşıcı ve hastalık yapıcı bir etkiye sahip midir? Öyle değildir, bu virüs yüzeylere bulaştıkça bunun miktarı azalır. Hastalık yapıcı mikrobun miktarı azalmış olur. Eğer 100 tane mikrop insanda hastalık oluşturacaksa bu 5 günlük süre içerisinde bu giderek azalır 5’e 2’ye, 1’e düşer belki. Siz onu saptayabilirsiniz çok moleküler yöntemler ile ancak, bu hastalık oluşturmaz. Dolayısıyla yiyeceklerden içeceklerden tabi ki normal temizliğimizi her zaman yapacağız. Ancak öbür türlü takıntılı bir şekle getirmenin bir anlamı yok, oradan bulaşmaz. Giysilerden bulaştığına dair bir kanıt yok, ayakkabılardan bulaştığına dair bir kanıt yok. Virüsün burada bulunması ayrı bir şey bulaşıp hastalık yapması ayrı bir şeydir. İnsanlarımızın bu konuda tedirgin olmasına hiç bir sebep yok” dedi.
Çelik Ramazan Bayramı’nda da gerekli tedbirlere uyulması, bayramlaşma sırasında dikkatli olunması gerektiğini belirterek “Salgının bitmeyeceğini öngörürsek bunu yapmamak lazımdır. Şimdi ne yapıyorsak o zamanda aynısını yapmak gerekiyor. Bu tür bir bayram tebliğinde bulunmak akıllıca gözükmüyor. Çok dikkatli ve temkinli davranmak gerekiyor. Sosyal mesafe kuralına uymak gerekiyor. Şu aşamada bayramda bu virüs biter mi? Zor bir tarih, 23 Mayıs gibi denk gelecek. Bulaşıcılık açısından risk taşır. Temkinli olmak gerekiyor” şeklinde konuştu.
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.